“Ümitlerime geliverdi ilkbahar
Gözlerimde bahar sevinci var”
Pardon; Amerikan futbolu konulu olacaktı yazı. Ama radyoda bunu duyunca karşıt işte.
Hadi Bakalım
Kulüp liglerinde iki hafta geride kaldı. 1.Ligin ilk haftasında tüm takımlar kendi illerindeki takımlarla karşılaştı. Diyebilirsiniz ki zaten dört İstanbul, üç Ankara takımı var, ne kendi ili arkadaşım. İki ilden veya altı ilden takım olması farketmez, ben haklıyım. Ankara’daki mücadelede geçtiğimiz yılın finalisti ODTÜ SK iki kez geriye düşse de maçın normal süresini beraberlikle tamamlamayı başarıp uzatmada Hacettepe Üni. SK’yı mağlup etti. İstanbul’da ise ligin yeni ekipleri İstek SK son şa(n)piyon Olimpik Akademi SK, Koç Üni SK ise İTÜ SK karşısında aldıkları galibiyetlerle 2.Ligden yükselen takımların mücadeleye büyük bir renk katacağını gösterdiler. Bu hafta sonu bu iki ekibin karşılaşması ise final maçı olmayan 2.Lig için suni şampiyonluk karşılaşması gibi kabul edilebilir. Tabi iki takımında kadrosunda, yapısında değişiklikler oldu ama kendimizi kandırmanın ne zararı olabilir ki.
Vay… Yine mi Keder
2.Lig tarafına baktığımızda ise A grubu maç düzeni yönünden şenlikli, büyük idari hataları(!) nedeniyle cezalandırılan güneyli gençler lige katılamadığından bu grupta her hafta bir maç oynanırken iki bay takım bulunuyor. Önceki yıllarda sezon içinde bir branş kapanması olayı olmuş, lig devam ederken birtakım başka bir kulüp adı altında devam etmiş miydi, ben mi yanlış hatırlıyorum acaba. Doğru hatırlıyorsam federasyon bu kez kuralları olması gerektiği gibi işletmeye mi karar verdi yoksa büyük bir kulübün camiaya dahil olması konusunda bir çekince mi vardı bilemedim. İlk hafta maçında Üniversite SK, Ankara deplasmanında Üniversiteliler SK karşısında farklı kazandı. B grubunda ise iki tecrübeli takım Anadolu Üni. SK ve Sakarya Üni. SK ilk kez kulüp fikstüründe yer alan rakipleri Çanakkale GSK ve Uludağ Timsahlar SK karşısında farklı galibiyetlerle sahadan ayrıldılar.
Kasım Yağmurları
Başladı yağmaya, bakalım kar ne zaman gelecek. Kar demişken bugün açıklanan fikstüre göre 21-22 Aralık ve 28-29 Aralık tarihlerinde Üniversite Liglerinde maçlar oynanacak. Afyon, Ankara gibi sıcak illerimizde maçların çok keyifli olacağını düşünüyorum. Diğer yandan zaten üç maçı olan bir ligin ilk maçlarının Aralık ikinci maçlarının Şubat-Mart aylarında oynandığı konusunda bir şey düşünemiyorum. Biraz detaya girelim. TÜSF daha önce açıkladığı gibi bugün (26 Kasım 2013) Üni-Lig Korumalı Futbol fikstür çekimini yaptı. Katılımcılara dağıtılan kağıtlarda TBSF MHK tarafından hakem sayısı göz önüne alınarak, bir haftada/bir günde aynı anda yönetilebilecek maç sayısına göre ayarlanmış Şubat 2014’te başlayan bir taslak fikstür vardı ki bence gayet mantıklıydı. Bu kağıtlara göz atıldı, geçtiğimiz yılla ilgili sunum yapıldı, kuralar çekildi ve sürpriz. TÜSF Genel Sekreteri ligin ilk haftasını Aralık’ta oynatmayı düşünüyoruz diyip, tüm itirazlara rağmen Aralık ayının son iki hafta sonuna maçlar yerleştirildi ve hatta federasyon sitesinde ilan edildi. Bu arada maçlar hakem sayısına göre bölündüğünden ve o grupların maçları sonraki haftasonuna planlandığından; Süper Lig’de D Grubu, 1. Ligde C Grubu Şubat’ta başlayacak.
Beni Unutma
Açıklanan birinci hafta tarihleri ve taslak takvimin geri kalanının aynen onaylandığı varsayımıyla halen koçluğunu yaptığım TOBB ETÜ Raiders takımının ilk maçı ile ikinci maçının arasında 12 hafta var. Bu arada aman bizi unutmayın. İkinci maç ile üçüncü maç arasındaki süremiz dört hafta. Üçüncü ve dördüncü maç arasında ise sadece bir hafta var. Böyle bir fikstürle kondisyonu zirvede tutmak falan gibi şeylerin hayalini bile kuramıyoruz tabi.
Gamsız
Türkiye ÜNİVERSİTE Sporları Federasyonunun, üniversitelerin sınav takvimi vs. koşullardan bahsedildiğinde umursamaz başlayıp sonrasında “En fazla o maça çıkamaz hükmen mağlup olursunuz.” havasına ilerleyen tavrını ancak hayretle karşılayabiliyorum. Sanırım şuan birçok federasyon için amaç sportif gelişim, sporun toplumda yaygınlaşması falan değil bakanlığa faliyet raporu sunmaktan ibaret.
El Gibi
Biraz da eğlenceli şeylerden bahsedelim. Uzun yıllardan sonra süper kase dışındaki NFL maçlarının da seyredilebileceği iddialarını dikkate alıp bu sezon bir maç seyretmeyi denemiştim. Ehlileştirilememiş atlarla, at üstünde inek kovalayan çocukların maçında tam 99 sayı oldu. Ya da olmuş, e o kadar sayı, kick-off, reklam araları derken ben uyuyakalmışım tabi. Geçtiğimiz haftasonu da Ankarada minyatür bir NFLTR.COM haftasonu yapınca Green Bay Paketçileri (bu arada motorsikletli Esat Lokanta paketçilerinin kalbimdeki yeri ayrıdır) ile Minnesota Vikingleri (Bunlara da bir kulp takamadım, ayar oldum) kimin dağı daha yüksek tartışmasını bir sonuca ulaştıramadılar. Maç uzatma sonunda 26-26 tamamlandı. Zaten kafasına peynir takan adamlarla oturup maç seyretmenin garip olduğuna emindim. (Gerçekten mi?)
Yola Çıkmalı
Biz bir adım attık. Evet Amerikan Futbolu Antrenörleri Derneği (AFAD) kuruldu. Aslında bunun bilgisini forumda da paylaştık ama aradan haftalar geçip 100+ görüntülenmeye rağmen tepki veren olmadı. Derneği amaçları arasında ülkemizdeki antrenörlerin teknik, spor ahlakı, sporcu sağlığı gibi kritik konularda eğitilmesi, antrenör sıkıntısı yaşayan takımlar ve takım arayan antrenörlerin buluşturulabileceği bir antrenör veri tabanı yaratmak, gelecekte antrenörlerin özlük haklarının korunması gibi şeyler olsa da tabi insanlar haklı; ne gerek var böyle şeylere bu söylediklerimiz kendiliğinden olsun, uğraşmayalım.
Yine Yeni Yeniden
Utanmadan söylüyorum. Ciddi bir gelecek planlaması yapılmalı. Takımlara en azından bir sonraki sezon için bir projeksiyon sunulmalı. Kulüpler herşeyin son anda belli olmasına tepki koymalı. Kulüpler Birliği, Oyuncular birliği/derneği gibi şeyler olmalı. Ya da vazgeçtim, bunlar da gereksiz. Herşeyi federasyondan bekleyip olmayınca söylenmek de yeterli olabilir.
Bir Çocuk Sevdim
Diye de bir şarkı vardı, sözlerinde “Ben böyle yürek görmedim, böyle sevgi…” falan geçen. Gerçekten de görmedim. Herşeye rağmen Türkiye’de Amerikan futbolu oynamaya çalışan çocuklar var.
Ben O Kadın Olamadım
Geçtiğimiz haftanın popüler sosyal medya paylaşımlarından birisi de flag futbol oynayan kızlardı. Tamamı Türk, yarısı Türkçe, yarısı İngilizce konuşan takımlar mı ilgi çekiciydi yoksa biraz eli yüzü düzgün karşı cinslerin aynı topla sporun bir varyasyonunu oynadığını görmek miydi bilmiyorum Amerikan futbolcuları için. Ama Amerikan futbolu konulu paylaşımlarından daha çok “camia” dışı ilgi görmesini de kıskanmadım desem yalan olur.
Uzun Lafın Kısası
Hayat boş TD yap Coş (Josh), Sultan Süleyman’a kalmayan dünya bize kalmayacağı gibi başkasına da kalmaz. Ben aynı anda birçok şeyi düzeltme çabamdan Vazgeçtim, o uğraşlarım Eskidendi Çok Eskiden……..
(Unutmadan, üç puan lobiyi yendiği için, üç puan da içimizdeki lobicileri yendiği için veriyorum kuşlara.)
KİB Öptüm Bay…