Geçtiğimiz günlerde yayımladığımız Fletcher Cox haberini okuduysanız veya Cox’un Eagles ile altı yıllık bir sözleşme imzaladığını ve bu altı yıl içerisinde takımdan 63 milyonu garanti olmak üzere 103 milyon dolar gibi astronomik bir ücret alacağını duyduysanız bile, bu soru aklınıza gelmiştir. Hele ki Ndamukong Suh’un 114 milyon, J.J. Watt’ın 100 milyon, Marcell Dareus’u ise 95 milyon dolarlık kontratlarından haberdarsanız, NFL’deki diğer pozisyonların da üç aşağı beş yukarı bu rakamlar kazandığını düşünüyor olabilirsiniz.

Ancak bir Amerikan futbolu takımının kalbi olan ve bu sebeple Ryan Tannehill gibi vasat bir oyuncunun bile tonla paralar götürdüğü quarterback pozisyonunun dışındaki diğer pozisyonları incelediğimiz zaman, oyuncuların aldığı ücretler ve imzaladıkları kontratlar defansif line oyuncularınınkine göre oldukça mütevazi kalıyor.

Örneğin, ligde görece fazla kazanan cornerback’lere bir göz atalım. Çok değil henüz bir ay öncesinde Washington Redskins’in Josh Norman’a verdiği ve cornerback’i, pozisyonunun en çok kazanan oyuncusu yapan beş yıl 75 milyon dolarlık (yıllık 15 milyon dolar) sözleşme, NFL çevrelerinde derin yankı uyandırmıştı. Halbuki defansif lineman’lerin piyasasına baktığınızda Norman’ın bu “dev” kontratı oldukça sönük kalıyor. Nitekim NFL’de halihazırda Norman’dan daha çok kazanan tam altı defansif line oyuncusu var. Bu isimler Ndamukong Suh, Fletcher Cox, Olivier Vernon, J.J. Watt, Marcell Dareus ve Muhammad Wilkerson.

Öte yandan, bu altı oyuncudan yalnızca Wilkerson’ın kontrat süresi Norman’dan kısa ki zaten o da New York Jets’in franchise tag’i ile koruma altında ve eğer kendisine diğer D-Line oyuncularına verilen kontratlar gibi dev bir kontrat verilmezse takımı boykot edeceğini söylüyor. Yani onun da uzun soluklu bir kontrat almasına sayılı günler var gibi duruyor.

İkinci olarak ise NFL’in iç güveysinden hallice geçinip giden running back’lerine bakalım. Running back kontratlarının tepesinde Adrian Peterson’ın üç yıl 42 milyon dolarlık (yıllık 14 milyon dolar) kontratı bulunuyor. Şuan ligde Peterson’dan daha çok kazanan tam sekiz D-Line oyuncusu bulunuyor. Bu noktaya kadar, cornerback ve running back’lerin benzer kazançlara sahip olduğu akıllara gelebilir. Ancak iş, Peterson dışındaki running back’lerin kontratlarına bakınca bir hayli ilginçleşiyor.

Nitekim Vikings’in canavar running back’inin ardından bu pozisyonda ligin en çok kazanan oyuncusu LeSean McCoy’un kazancı, yıllık sadece sekiz milyon dolar. Jamaal Charles dediğimiz yıldız, Chiefs’ten senelik yedi milyon doların altında alıyor, keza DeMarco Murray’nin Titans’tan aldığı ücret de aşağı yukarı o kadar. Peterson ile ligin diğer sağlam running back’leri arasında aldığı ücretlere kıyasla böylesine bir fark var mı, onu başka bir yazıda tartışırız. Lafı bunca uzatmamın amacı ise şu: Peterson dışındaki yıldız running back’lerin kontratlarını, defansif line’ların aldığı paralarla kıyaslarsak ortaya dudak uçuklatan bir asimetri çıkıyor.

Peki, bu asimetriye sebep olan ne? Defansif line oyuncularını bu kadar özel kılan sadece dev cüsselere sahip olmaları mı? Eğer durum buysa, fiziksel özellikleri çok benzer olan ofansif line oyuncularının aldığı paralar niye yıllık 10 milyon doları zar zor geçiyor? Ancak meraklanmayın, çelişkilerle doluymuş gibi gözüken bu soruları cevaplamayı sağlayan belli başlı faktörler var:

1) Nedret (Az bulunurluk)

Öncelikle bilinen bir gerçekten başlayalım: Bir oyuncunun herhangi bir NFL takımının D-Line’da oynayabilmesi için bir hayli katı fiziksel kriterleri sağlıyor olmalı. Bugün 3-4 formasyonunda görev yapacak bir defansif end oyuncusunun 300 pound civarında bir kiloya sahip olması gerekiyor ki bu da aşağı yukarı 136 kiloya denk geliyor. Eğer 300 değil de 280 pound olsalar, NFL’deki takım scout’ları onları bu pozisyonda oynayabilecek kapasitede görmüyorlar. Keza durum 4-3 formasyonundaki bir defansif tackle için de çok benzer.

Gerek 3-4 formasyonundaki bir defansif end gerekse de 4-3 formasyonundaki bir defansif tackle çoğu zaman, atletik olmasına rağmen kalıbı küçük ofansif tackle’lar yerine interior (iç) ofansif line oyuncuları olan, daha büyük bir cüsseye sahip ve daha kuvvetli bloklar yapabilen guard’lar ile karşı karşıya geliyor. Dolayısıyla kendilerinden de guard’ları alt edebilecek nitelikte bir fiziğe sahip olmaları bekleniyor.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir husus da şu: Bu zamana kadar bahsi geçen defansif end ve tackle’lar, snap’ten hemen önce genellikle guard’ların center’dan tarafa olmayan (outside-dış) kollarının hemen önünde 3-teknik pozisyonuna yerleşiyor. Ancak NFL’in en fizikli oyuncularının bulunduğu nose tackle pozisyonunu düşündüğümüzde onlar için işler daha da zor bir hal alıyor. Nose tackle’lar çoğu zaman center’ın ya tam karşısında (0-teknik) veyahut da center’ın herhangi bir kolunun önünde (1-teknik) yerleşiyorlar ve sorumlulukları aynı anda hem center ve guard’la mücadele etmek hem de center ve guard’lar arasındaki iki gap’i kontrol etmek oluyor. Bu sebeple de fiziksel yeterlilik kriterleri nose tackle’lar için daha da sertleşiyor.

Hal böyle olunca da, böyle oyuncuları bulmak ve kadroya katmak o kadar da kolay olmuyor. Yani bu fizikteki oyuncular, diğer pozisyonlara göre daha nadir karşınıza çıkıyor ve sonuç olarak daha değerli oldukları için daha çok kazanıyorlar. Örneğin Ndamukong Suh, bütün bu fiziksel yeterlilikleri sağlayıp yeri geldiğinde nose tackle yeri geldiğinde 4-3 formasyonunda defansif tackle oynayabilen sayılı oyunculardan olduğu için senede 19 milyon doların üzerinde kazanıyor.

Halbuki, NFL’in diğer pozisyonlarında fiziksel olarak büyük bir geçişkenlik var. Bakıyorsunuz, sağlam dediğimiz receiver’lardan bazıları kolej kariyerinde cornerback, outside linebacker’lar ise running back pozisyonunda da oynamış. Dolayısıyla diğer pozisyonların havuzları NFL’de çok daha geniş ve bir pozisyondan diğerine oyuncu devşirmek daha kolay ancak iş defansif line oyuncularına geldiğinde bu havuz oldukça daralıyor.

2) Atletizm

D-Line oyuncularından sadece 135 kilonun üzerinde olmaları değil, aynı zamanda atletik atletik olmaları da bekleniyor. Tabi bu durum, genel görevleri gap’leri kapatıp üstlerine gelen koşu oyunlarını durdurmak olan nose tackle’lar için pek geçerli değil. Konuştuğumuz pozisyonlar özellikle defansif end ve kısmen de 4-3 formasyonundaki defansif tackle çünkü bu oyuncuların bir amacı da etkili bir pass rush yapıp quarterback’i sack’lemek veya en kötü onu acele bir pasa zorlamak.

Ancak defansif end’lerin önünde, quarterback’e birkaç yard daha yakın duran guard veya tackle’lar bulunuyor. Yani defansif end’ler, birkaç yard geriden başladıkları bir yarışta önlerinde block yapmak için duran ofansif line oyuncularını bir şekilde alt edip quarterback’e erişmek durumundalar. Ayrıca bunu da onca kiloya rağmen yapabiliyor olmalıar. Bu şartı yerine getirebildikleri zaman da diğer pozisyonlarla, özellikle O-Line oyuncuları ile, aralarına bir fark koyabiliyorlar ve NFL takımlarından daha yüklü kontratlar alıyorlar.

3) İş yükü

Son faktör ise D-Line oyuncuların görevlerinin görece fazla ve ağır olması. Soruyorum size, hiç herhangi bir ofansif line oyuncusunun üzerine iki savunmacının gidip double team yaptığını gördünüz mü veya bir cornerback’in aynı anda iki receiver’ı cover ettiğine şahit oldunuz mu? Ancak, özellikle iyi bir D-Line oyuncusu iseniz iki ofansif line oyuncusunun aynı anda size block yapmaya çalışması çok da alışılagelmedik bir durum değil. Sonuç olarak karşınızda sizden sayıca daha üstün olan bir grup var ve tight end ile altı kişiye kadar çıkabilen bu grup, bu adam fazlalığını akıllıca kullanıp birden fazla oyuncu ile karşınıza çıkabiliyor.

İş sadece bu double team’lerle de bitmiyor çünkü olası bir pas oyununda quarterback’i koruyacak bir fullback ve bir running back de oluyor sahada. Yani iki ofansif line oyuncusunun block’unu kırsanız bile bu oyuncular da quarterback’e ulaşmanızı engelleyebiliyor, engelleyemese bile rakip oyun kurucuya topu elinden çıkarması için daha çok zaman tanıyor.

Öte yandan biraz önce de bahsetmiş olduğum üzere, defansif tackle’lar zaman zaman iki gap’te birden kontrol sağlamak durumunda kalabiliyor. Bu, fiziksel performansın dışında ciddi bir oyun okuma becerisi de isteyen bir şey. Yani aynı anda, hem O-Line ile mücadele edip, hem koşu oyununu okuyup hem de kendinizi sürekli tackle’a hazır bir pozisyonda tutmanız gerekiyor. Bu da iş yükünü fazlasıyla artırıyor. Yoksa D-Line olmak öyle sanıldığı gibi sadece “Önümdeki ofansif line’ı bir şekilde geçeyim de quarterback’i sack’liyim.” gibi basit bir stratejiden ibaret bir şey değil.

Sonuç olarak, defansif line oyuncularının iş yükü de çoğu zaman diğer pozisyonlara göre fazla olabiliyor ve bu da onların, yılda 19 milyon dolarlara kadar çıkan ücretler kazanmasını sağlıyor.

Son Eklemeler

Bu yazının sonunda şöyle bir soru da aklınıza gelmiş olabilir: “And Kaan söylediklerin iyi hoş da, sence bu oyuncular cidden yüz küsür milyon dolarlık kontratları hak ediyor mu?”. Bu soruya cevabım tabi ki “Hayır” olur çünkü bir insanın, 100 milyon doları hak edebiliyor olması için değil ağzıyla kuş tutması, o kuş gibi uçabilmesi de gerekir. Ancak eğer NFL gibi dev bir ekonomide diğer pozisyonların aldığı ücretlere göre karşılaştırmalı bir analiz yaparsak D-Line’ların aldığı paralar çok da inanılması güç gelmiyor bana…