Acısıyla tatlısıyla sezonun dördüncü ayına giriyoruz. Ne ara başladı ve buralara geldi, hiç anlayamadık. Şimdiden daha beş hafta ve playoff’lar olmasına rağmen off-season’ın yaklaşması insanın içini burkuyor ama sezon böyle. Bu hafta önce Mike Tomlin’in maç sonundaki Patriots maçı ile ilgili yorumlarından bahsedip, daha sonra AFC Kuzey takımlarının bu haftaki maçlarını değerlendirip, sonrasında da haftaya oynayacakları maçlar ile ilgili öngörülerimi paylaşacağım.
Green Bay maçı sonrasında Steelers 9-2’e geldi ve Patriots ile beraber konferansta en yakın rakibine iki maç fark atmış durumda. Tabi ki her hafta her sonuç olması mümkün fakat şu an hem Patriots’ın, hem de Steelers’ın takvimlerine bakılınca 15. haftada Heinz Field’ta oynanacak Patriots – Steelers maçı AFC’nin birincisini ve ikincisini belirleyecek gibi duruyor. Tomlin’in yardımcı antrenörlük zamanında beraber çalıştığı Colts ile Super Bowl kazanan ve herkesin büyük saygı duyduğu Tony Dungy maç sonrasında Tomlin’e ‘Takımın ne kadar iyi olabilir?’ diye sordu. Tomlin de geri kalan maçların hepsini kazanabileceklerini, kağıt üzerinde takımın çok iyi olduğunu ama maçların kağıt üzerinde kazanılmadığını söyledi. Dungy bunun üzerine Tomlin’e nasıl 15. haftadaki New England maçını düşünmeden durduğunu sordu. Bunun üzerine Tomlin aslında çok konuşmak istediği ama konuşmamasının daha doğru olacağı konuya ayak bastı ve 15. haftadaki maçta havai fişekleri göreceğiz yorumunda bulundu. Bu maçın çok önemli bir maç olacağını ve muhtemelen oynanacak ikinci turun yerini belirleyeceğini söyledi. Şimdi Tomlin’in söylediği şeylerin aynısını biz de düşünüyoruz ve muhtemelen NFL medya işindekiler, taraftarlar vesaire herkesin görüşü bu yönde. Ancak sıkıntı burada başlıyor. Sen koç olarak takımını bu haftaki maça odaklamak zorundasın ve oyuncuların dikkatini dağıtmaman lazım. Şimdi bu hafta tüm oyunculara ne düşünüyorsunuz diye sorulacak ve bu oyuncular politik davranmak için ellerinden geleni yapacaklar. Bu yüzden Tomlin birazcık takımı trenin önüne atmış gibi oldu. Hafta içinde tekrar sorulduğunda ise ‘Dungy benden koç gibi değil, arkadaş gibi cevap vermemi istedi’ şeklinde yanıtlayan Tomlin geri adım atmadı. Umuyorum ki bu soyunma odasında bir dikkat dağınıklığı oluşturmaz ve önümüzdeki iki hafta oynayacağımız AFC Kuzey maçlarından kaza yaşamadan ayrılırız.
Gelelim Pazar akşamı oynanan Green Bay maçına. Öncesinde Las Vegas’a göre Steelers’ın 14 sayı ile favori olduğu maç 31 – 28 Steelers’ın galibiyeti ile noktalandı. Maçla ilgili skoru söylemeden Steelers top kaybı farkında üç fark ile geride desem, hiç kimse maçı Steelers’ın kazandığına inanmazdı sanırım. Steelers bu maçta savunma olarak hala sanki Şükran Günü masasında aileleri ile kalmış gibiydi. Aslında genel olarak savunma iyi işler yapsa da üç tane verilen büyük oyun skoru bu hale getirdi. Artie Burns’un yaptığı bir mental hata ve Randall Cobb’u tamamen boş bırakması bir lise QB’sinin atacağı cinsten bir TD izlememize neden oldu. Daha sonra Hundley’nin Jamaal Williams’a attığı kısa pasta iki kaçan tackle ve dört oyuncunun yanlış açılarda yakalanması sonrası verilen 55 yardlık TD başka bir defansif problemi gösterdi. Son olarak ise üçüncü çeyrekte Davante Adams’a iki hamle de yenilen Sensebaugh ve kaçan tacklelar sonucu başka bir 55 yard TD.
Steelers’ın bu sene en büyük sıkıntısı savunmada bu verilen büyük oyunlar. Elbette iki hamle’de CB’in bazen yenilecek ya da bazı koşu oyunlarında RB dışarı çıkıp yard alacak ama korkutucu olan bu oyunların TD’a dönüşmesi. Safety ve LB’ların bu oyunları temizlemesi lazım. Yoksa playofflarda bu hataları affetmeyecek takımlar gelecek. Ancak maçta beni savunma ile ilgili korkutan ise dördüncü çeyrekte Hundley’nin koyduğu 77 yard ve altı dakika 40 saniye süren seri oldu. Steelers bu sezon son çeyreklerde böyle serilere çok izin vermese de bu üzerine çalışılması ve düzeltilmesi gereken başka bir hata. Bireysel anlamda ise maçın en iyi savunmacısı açık ara kaptan Cam Heyward idi. Heyward 2.5 yard kaybettiren tackle, iki sack ve üç QB darbesi ile oynadı ve Green Bay’in sorunlu iç ofansif line’ını darma duman etti. Bir de T.J. Watt ve James Harrison’ın durumundan bir örnekle bahsedeceğim. Bir pas oyununda Jordy Nelson’ı slotta marke eden Watt atletik bir şekilde atlayarak topu kesti. Bu atletikliği ve çoğu zaman Keith Butler’ın T.J. Watt’ı coverage’a çekmesi James Harrison’ın forma şansı bulamamasının yegane sebebi. O yüzden Harrison’a ne oldu falan diyenler varsa Jordy’i Harrison’ın savunduğunu düşünsünler. Bir de maç içinde Mike McCarthy’nin yaşadığı akıl tutulması sonucu Mason Crosby’i 57 yardlık alan golüne yollaması da Steelers’ın Packers’ı yakalaması için çok fayda sağladı. Heinz Field NFL’de en zor FG atılan stad. Pittsburghlu olan ve burada büyüyen McCarthy’nin bunu bilmesi gerekirdi.
Gelelim hücum tarafına. Neredeyse kusursuza yakın bir performanstı. En büyük eksik Bell ile koşu oyunu oturtamamak oldu. Kenny Clark’ın eksikliğine rağmen içeriden koşarken sıkıntılar yaşadık. Fakat Bell yakaladığı 12 pas ile kazandığı 88 yard ile bu farkı kapattı. Ben Roethlisberger de 2015 vari bir performans ortaya koyarken 45 denemede 33 pas isabeti bularak 351 yard, dört TD ve iki interception ile oynadı. Ben iki interception’a rağmen gayet iyi günündeydi ve gerektiği anlarda takımı doğru yerlere getirdi. Ama gecenin büyük yıldızı Antonio Brown’dı tabi ki. Maçı 10 yakalamada 169 yard ve iki TD ile bitiren Brown maçın son anlarında muhteşem toplar tuttu ve son seri de maçı kazandıran alan golünü hazırladı. Ama maçın bitimine 17 saniye kala GB 47 yardında topu alan Steelers’ta Brown’ın bu tutuşları yapacağını hemen herkes tahmin ediyordu. Yine Antonio Brown ligin en iyi WR’larından biri olduğunu gösterdi ve Ben ile uyumu bir galibiyette daha ön plana çıktı. Onun dışında bir parantez de Heinz Field’in en uzun alan golü rekoruna ortak olan ve aynı anda maçı kazandıran alan golünü atan Chris Boswell’e açmak istiyorum. Tabi alan golünün üzerine kameralar Antonio Brown’ı gösteriyordu ve Brown ‘Yukarıyı ara bebeğim’ diye bağırıyordu. Bir başka iyi haber ise Juju’nun yokluğunda Martavis Bryant’ın iki numara WR rolünde iyi oynayıp bir de TD pası yakalaması oldu. Sonuç olarak beklenilen gibi bir maç olmadı ve Steelers’tan şüphe duyanlar ‘o kadar da dominant değiller’ demeye başladı. Her zaman kötü galibiyeti, iyi bir yenilgiye yeğleyeceğim için bence sıkıntı yok. Unutmayalım bu takım ilk hafta Browns’ı da 21 – 18 ile geçti. Stil puanları fark etmiyor çok üzerinde durmamak lazım.
Grupta ikinci sırada yer alan Ravens ise Pazartesi akşamı kendi evinde Houston Texans ile karşı karşıya geldi. Açık söylemek gerekirse Ravens ofansını izlemek yerine düz duvara bakmak daha rahatlatıcı olabilir. Bu kadar keyif vermeyen başka bir grup belki de lig de yoktur diyerek biraz abartıyorum elbette ama gerçekten ofansif olarak maçın en güzel hareketini fake punt’ta attığı pas ile Ravens punter’ı Sam Koch yaptı diyeyim siz gerisini düşünün. Her zaman derin top isabeti ve kuvveti ile bilinen Flacco hiçbir uzun topunu tutturamadı. Bunun sonucunda maç pek çok alan golü ve koşu oyunlarıyla geçti ve Ravens maçı 23-16 kazandı. Flacco bu hafta 32 denemede 20 seferde başarı sağlayıp 141 yard ile oynadı. Flacco bu sezon ortalama her pasında 4.4 yard kazandırıyor. Saints’in çaylak RB’i Alvin Kamara ise her koşu denemesinde 7.1 yard alıyor. Siz düşünün pas oyununun halini. O yüzden Ravens defansına şapka çıkartmak lazım. Her ne kadar DeAndre Hopkins, Ravens’ın en iyi CB’i olan Jimmy Smith’e üstünlük sağlamış olsa da büyük resimde Texans’ı 16 sayıda tutup önemli anlarda büyük oyunlarla maçı çekip alan Ravens savunması oldu ama Ravens hep böyledir zaten. Savunma takımı maçta tutar ve az skorlu maçları göze kötü gelecek şekilde kazanırlar. Bu reçete bu senede çalışmış gibi duruyor. Bir de önlerindeki takvim ile playoff yapmaları çok muhtemel.
Diğer grup maçında ise Bengals evinde Browns’ı 30-16 ile geçti. Joe Mixon’ın patlama maçı olarak görülen maçta Mixon 23 seferde 114 yard koştu ve bu performansı bir TD ile süsledi. Yine iyi savunma ortaya koyan Bengals’ta işler fena gitmiyor. Diğer tarafta ise çaylak QB Deshone Kizer ilk kez bir maçı top kaybı yapmadan bitirdi. Topu saha içinde ilerletebilseler bile skor üretmekte zorlanan Browns, maçın sonunda yenilgiden kurtulamadı. Browns yenilgisiz sezonuna devam ederken Bengals ise beş galibiyete geldi. AFC’deki playoff belirsizliğinden faydalanabilecek Bengals’ın hala playoff şansı sürüyor ama takvimleri diğer takımlar kadar yardımcı olacağa benzemiyor.
Önümüzdeki hafta Pazartesi akşamı Steelers deplasmanda Bengals ile karşılaşacak. Her Browns maçından önce Browns stadında en çok maç kazanan QB’nin Ben Roethlisberger olduğundan bahsederim. Bengals stadı Paul Brown stadyumu ile ilgili ilginç istatistik ise bu stadyum’da Marvin Lewis geldiğinden beri Steelers 16 maçtan 14’unu kazanmış durumda. Normalde Steelers kağıt üzerinde çok önde görülse de grup içi maçları her zaman zorlu geçmiştir. Zaten savunmada hem ön yedili, hem de arka alanda iyi oyunculardan kurulu Bengals takımı her zaman için Steelers için sıkıntı olmuştur. Bir de tabi Vontaze Burfict gibi kimi sakatlasam modunda dolaşan bir LB’ı da unutmamak lazım. Ama daha da önemlisi Bengals’in son dört haftada hücum hattındaki gelişme. Özellikle pas korumasında çok daha iyi olan Bengals hücum hattı ilk sekiz haftada 22 sack’e izin verirken, son dört haftada bu sayıyı altıya indirdi ki son dört maçında Jacksonville ve Denver gibi iki büyük savunma takımına oynamasına rağmen. Bir de ayrı bir notta A.J. Green için açmak gerektiğini düşünüyorum. Bu sezon oynanan ilk maçta Artie Burns ve Joe Haden, Green’i sadece 41 yardta tutmuş olsalar da bu maçta Haden’ın oynamaması Green’den bir ya da daha çok patlayıcı oyun görmemizi sağlayabilir diye düşünüyorum. Yine düşük skorlu bir maç olur ve 17 – 14 Steelers kazanır diyorum.
Ravens bu hafta, Şükran Günü’nde kendi evinde Minnesota’ya yenilen Detroit deplasmanına gidecek. Detroit bu sene kendinden zayıf takımlara karşı iyi performanslar gösterse de iyi savunmalara karşı skor üretmekte zorlandılar. Matthew Stafford çok iyi paslar verse de maçları bitirmede geçen seneki kadar iyi görünmüyorlar. Jim Caldwell, tüm maç pas atarlarsa zamanla savunmalarının düşeceğini biliyor. Bu nedenle de bir koşu oyununu oturtmanın gerektiğinin farkında. Ama hala iyi bir koşu oyunu oturtamadılar. Sol tackle Taylor Decker’ın dönüşünden sonra ortalama savunmalara karşı iyi üstünlük kurması beklenilen Detroit’in bu hafta Terrell Suggs’a karşı Stafford’ı nasıl savunacağı büyük bir soru işareti. Ben yine Ravens’ın düşük skorlu bir maç geçireceğini ve 23 – 21 kazanacağını düşünüyorum. Diğer maçta ise Cleveland Browns deplasmanda Los Angeles Chargers ile karşı karşıya gelecek. Kizer hala beyin sarsıntısı protokolünde olduğu için belki kolej kariyerini USC’de geçirmiş Cody Kessler için bir eve dönüş maçı olabilir (Aynı stadyum olmasa da). Chargers özellikle son haftalarda ikinci sene oyuncusu Joey Bosa ve Melvin Ingram liderliğinde ortaya koyduğu pass rush ve QB Philip Rivers’ın WR Keenan Allen ile olan uyumu ile ön plana çıkıp büyük farklarla maçlar kazandı. Geçen sene 0-16’a giderken Browns’ı kurtarıp tek galibiyetini yaşatan Chargers’ın bu sene kendi evinde pek şans vereceğini düşünmüyorum. Büyük farkla biteceğini ve skorun 34 – 3 gibi olacağını düşünüyorum.
Geçen hafta Steelers 37 – 21 kazanır demişim fakat maç 31 – 28 bitti. Aslında beklediğim gibi görünse de Green Bay’in top kaybı yapmasını beklediğim seri de sayı üretmesi skorun böyle olmasına sebep oldu. Ravens maçı için ise 23 – 13 Ravens kazanır demiştim ve 23 – 16 ile neredeyse tutturmuş oldum. Son olarak Bengals maçı için ise 24 – 21 Bengals demiştim ama skor 30 – 16 oldu. Browns maçlarını da hiç tutturamıyorum ama sonuç hep aynı. Bir sonraki hafta görüşmek üzere…