Değerli Amerikan futbolu severler pek çoklarının uzun zamandır iple çektiği, kişisel olarak ise futbolsuz geçecek altı ay için bir başlangıç teşkil etmesi sebebiyle oldum olası kanımın bir türlü ısınmadığı Super Bowl, bu sene de kapıya dayandı. Karşılaşmanın önem derecesi bir hayli yüksek olduğundan, konferans finallerinin tamamlanmasından bu yana gerek bizim sitemizde gerekse de NFL.com, CBS ve FOX Sports gibi Amerikan haber ajanslarında bu dev mücadele ile ilgili sayısız yazı/haber yayımlandı.

Bu içerikleri okuyan biz NFL takipçileri de, iki haftadır deyim yerindeyse bir istatistik bombardımanına tutulduk. Ne mutlu bize ki, artık Philadelphia Eagles savunmasının Cover-2  Hard Flat oyununda mı yoksa Cover-3 Buzz Press oyununda mı rakip quarterback’lere daha yüksek passer rating verdiğinden haberdarız. Buna ek olarak kariyerinin sekizinci Super Bowl’una çıkacak Tom Brady’nin bundan önceki yedi deneyiminde,  Super Bowl’un oynanacağı şehre yapılacak yolculuk öncesinde Boston Logan Havalimanı’na yüzbinlerce dolar değerindeki Rolls Royce Ghost’u ile mi, mütevazı Ford Raptor kamyoneti ile mi, yoksa takım otobüsü ile mi gittiğinde daha çok şampiyonluk yaşadığını biliyoruz. (Yoksa siz bilmiyor musunuz?)

Evrendeki her varlığın ve her eylemin aslında bir veriden ibaret olduğunu ve bizim de, bahsettiğim bu istatistik furyası sağ olsun, Pazar gecesi oynanacak karşılaşmaya dair her türlü (!) veriye sahip olduğumuzu düşünürsek, aslında şu anda dahi maçı kimin kazanacağını biliyoruz (Yoksa siz onu da mı bilmiyorsunuz?).

Eh Super Bowl’da boy gösterecek takımların oyuncularından koçlarına ve hatta yöneticilerine kadar her şeyin bilgisine sahip olduğumuzdan ben bu yazımda size ne New England Patriots’ı ne de Philadelphia Eagles’ı anlatacağım. Aksine size, her maçta oyuncularla birlikte sahada yer almalarına rağmen çok kısıtlı bazı anlar dışında hiçbirimizin varlıklarını dahi fark etmediği bir güruhtan, hakemlerden bahsedeceğim.

NFL tarafından geçtiğimiz haftalarda duyurulduğu üzere Super Bowl LII’nin başhakemliğini Gene Steratore yürütecek. İsmini her duyduğumda aklıma çok sevdiğim “Havuç Tarator” adlı mezenin gelmesine sebep olan Steratore, lige 2003 yılında field judge olarak katılmış 2006 yılında ise başhakemliğe yükselmişti. 2010 yılında oynanan Super XLIV’a yedek başhakem olarak atanması dışında Super Bowl tecrübesi bulunmayan Steratore’un, Pazar gecesi 12 sezonluk başhakemlik kariyerinin en önemli sınavına çıkacağını söyleyebiliriz.

Hakemliğe uzun yıllardır aşina olan Steratore aynı zamanda kolej basketbolunun en yüksek organizasyonu olan NCAA Divison I’de de 1997 yılından beri düdük çalıyor. Ağabeyi Tony Steratore ise Gene Steratore ile aynı yıl başhakemliğe yükseltilen Jerome Boger’ın ekibinde back judge görevinde bulunuyor. Öte yandan Steratore kardeşlerin, 300’ün üzerinde firmaya paspasından temizlik makinelerine, el sabunundan dezenfektanına kadar hijyen desteği sağlayan Steratore Sanitary Supply adında bir firmaya sahip olduğunu da ekleyelim.

Ortalama bir NFL takipçisinin, başhakemlerin ismini bilmese de cismini üç aşağı beş yukarı çıkarabileceğini düşündüğümden gelin size Steratore’u betimlemeye çalışayım. NFL’de, geçkin yaşına rağmen giydiği dar hakem üniformasının da etkisiyle adeta bir kas yığını gibi görünen bir hakem olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. Daha dikkatli izleyiciler ise aynı hakemin, neredeyse her cezada kural kitabını baştan yazıp mikrofon ile birkaç dakika süren ceza açıklamaları yaptığını fark etmiştir. Meraklanmayın Steratore, o hakem değil. “Mr. Biceps”in adı Ed Hochuli.

Peki, saçlarına aklar düşmüş olmasına rağmen sesi insan kulağının ayırt edebileceği maksimum frekans sınırı 20.000 Hz’e merdiven dayayacak kadar ince olan o sıska hakemi hatırladınız mı (Jeff Triplette)? İşte o, Steratore hiç değil. Zaten, 19 sezonluk başhakemlik kariyerinde sansasyon yaratan pek çok kararın altına imzasını atan ve son olarak da, sene başında Tennessee Titans’ın deplasmanda Kansas City Chiefs’i 22-21’lik skorla şoke ettiği Wild Card mücadelesinde Marcus Mariota’nın fumble’ını vermeyerek oldukça tepki çeken Triplette, o karşılaşmayı takiben hakemliği bıraktığını açıklamıştı.

Siyah saçlı ve yeşil gözlü olması dışında Steratore’un ayırıcı pek bir fiziksel özelliği olmadığından kendisini tıpkı Triplette gibi, NFL’in yakın tarihine damgasını vuran ilginç kararlardan ve en çok da, geride bıraktığımız sezonun 15. haftasında Dallas Cowboys ve Oakland Raiders arasında oynanan mücadelede topun zinciri geçip geçmediğini cebinden çıkardığı bir kağıt parçasıyla ölçerek sergilediği muazzam pratik zekasından tanıyoruz. Şimdi gelin, Steratore’un kariyerindeki bu olaylı anlara bir göz atalım:

1) Detroit Lions @ Chicago Bears, 12 Eylül 2010

Gene Steratore, NFL çevrelerinde büyük yankı uyandıran ilk kararını Chicago Bears’ın Detroit Lions’ı ağırladığı 2010 NFL Sezonu birinci hafta mücadelesinde verdi. Yakın giden maçın son drive’ını gerçekleştirdiği esnada 19-14’lük skorla geride bulunan Lions, bitime 31 saniye kala Bears’ın 25. yard’ından top kaldırırken o hücum oyununda rota koşusu gerçekleştiren wide receiver Calvin Johnson, quarterback Shaun Hill’in attığı pası end zone’da yakalamayı başarmıştı. Johnson, topu yakaladıktan sonra iki ayağını da end zone’un içerisinde yere değdirdiği ve bir de üstüne, dizi yere değdiği esnada top hakimiyetini sürdürdüğü için bu pozisyon, gerek spikerler gerekse de maçı izleyen milyonlar tarafından touchdown olarak değerlendirilmiş hatta Fox Sports rejisi, ekranın sol üst köşesindeki tabelada Lions’ın skorunu 20’ye dahi getirmişti.

Hakemler de ilk başta touchdown sinyali niteliğinde iki kollarını havaya kaldırmasına rağmen daha sonra aralarında yaptıkları küçük bir istişare sonunda, Johnson’ın düşüşünden sonra topun yere değmesine engel olamamasından ötürü kararlarını “incomplete pass”e (başarısız pas) çevirdiler. Ardından NFL’in booth review (tekrar oynatım) kuralları gereği her skor pozisyonu gibi bu skor pozisyon da hakemler tarafından bir kez daha izlendi ancak Steratore öncülüğündeki hakem komitesinin kararı değişmedi.

NFL tarihine “Calvin Johnson Rule” (Calvin Johnson Kuralı) olarak geçen bu karar, günümüze kadar da gelecek olan “Hangi pozisyona catch deniyor, hangisine denmiyor?” tartışmasının fitilini de ateşledi.

Super Bowl LII’ye Philadelphia Eagles defansif koordinatörü olarak çıkacak Jim Schwartz’un head koçluğundaki Detroit Lions’ı olası bir galibiyetten eden o pozisyonda, paylaştığım videonun adının da önerdiği üzere Calvin Johnson’ın touchdown’u sizce de hakemler tarafından çalındı mı?


2) Dallas Cowboys @ Green Bay Packers, 11 Ocak 2015

Steratore’un “catch” tartışmalarını bir hayli şiddetlendiren ve NFL çevrelerinde “Calvin Johnson Kararı”na göre çok daha büyük bir spekülasyona sebep olan kararı ise 11 Ocak 2015’te Dallas Cowboys ve Green Bay Packers’ı karşı karşıya getiren NFC Divisional Round mücadelesinde geldi ve başhakem, verdiği karar ile bu sefer bir normal sezon karşılaşmasının değil, kimin konferans finaline yükseleceğini belirleyen oldukça önemli bir playoff karşılaşmasının gidişatını belirlemiş oldu.

Bitime dört dakika 51 saniye kala Packers yarı sahasında dört ve iki oynayan Cowboys, şüphesiz sezonun en önemli down’una çıkacaktı. Nitekim o esnada 26-21 geride olan ve bir molasını çoktan harcayan takım, ilk hakka ulaşamayıp topu Packers’a teslim ederse çok büyük ihtimalle kendi fişini çekmiş olacaktı.

Bu kritik oyunda yapılan snap ile topu eline alan Cowboys quarterback’i Tony Romo, gunslinger özelliğine yaraşır bir biçimde direk derin pası düşünüp Sam Shields ile birebir kalan Dez Bryant’a topu attı ve Bryant, Shields’ın iyi savunmasına rağmen topu yakalamayı başardı. Öte yandan wide receiver, tıpkı Johnson’ın pozisyonunda olduğu gibi topu yakaladıktan sonra saha içerisinde iki ayağını yere basmayı başardı. Görünüşe göre Cowboys, Packers end zone’unun dibine kadar gelmeyi başarmış ve sezona tutunmuştu.

O günden yaklaşık dört buçuk sene önce benzer bir pozisyonu “başarısız pas” olarak nitelendiren Steratore, bu pozisyona ilk olarak “catch” kararı verince hop oturup hop kalkan Cowboys taraftarının yüreklerine de su serpmişti. Ancak Packers’ın challenge’ı sonrası, pozisyon yeniden incelenmiş ve Steratore öncülüğündeki hakem komitesi, yere düştükten sonra topun yere değmesine engel olamayan Bryant’ın pozisyonunu “tamamlanmamış catch” olarak değerlendirip Cowboys’un dördüncü down’dan eli boş dönmesine sebep olmuştu. Dallas ekibinin maçta aldığı mağlubiyet sonrasında Steratore’un verdiği o karar, ünlü yorumcu Skip Bayless tarafından “Crime of the Century” (Yüzyılın Suçu) olarak nitelendirilmişti.

İşte Bryant’ın yaptığı o catch (?):

Bütün bunların sonucu olarak şunu söyleyebiliriz ki bu Pazar günü Super Bowl’da düdük çalacak olan Steratore, 2001 yılı playoff’larında hakemlerin adeta dipfrizden çıkartıp kullandığı ve belki de New England Patriots’ın bir dynasty’e evrilmesinin başlangıcı sayılabilecek olan “Tuck Rule” (Tuck Kuralı) ile birlikte modern NFL’in en çok tartışılan üç kararından ikisini vermiş olan bir hakem. Ancak şu da unutulmamalı ki Steratore’un vermiş olduğu kararların yarattığı amansız tartışmalar, NFL’de hiç kimsenin aslında neye catch denileceğini bilmediğini ve son olarak NFL’in patronu Roger Goodell’in de kabul ettiği üzere kural kitabında bir revizyon yapılmasının şart olduğu sonucunu ortaya çıkardı.

3) Dallas Cowboys @ Oakland Raiders, 17 Aralık 2017

Steratore bu sezonun 15. haftasında ise, NFL’de daha önce eşi benzerine rastlanmamış bir uygulama ile ilk hak ölçtü. Cowboys ve Oakland Raiders’ın karşılaştığı mücadelede bitime dört dakika 49 saniye kala, sahaya zincir getirilmesine rağmen hakemler Cowboys’un ilk hakka ulaşıp ulaşmadığını anlayamazken Steratore cebinden çıkardığı katlanmış bir kağıt parçasını top ve zincir arasına yerleştirmeyi deneyip bunda başarılı olamayınca Cowboys’a ilk hakkı teslim etti ve takımın o drive’da bulduğu alan golü ile maçı kazandığı düşünüldüğünde, o zamanlar az da olsa halen playoff umudu taşıyan ekibin sezona tutunmasını sağladı. Belki Cowboys, sezonu playoff ile noktalayamadı ama Steratore, bu dahiyane fikri sayesinde Cowboys taraftarı ile arasındaki buzları eritmeyi başardı.

Steratore’un bu uygulaması tam da şöyle gerçekleşti:

Steratore’un Super Bowl Kadrosu

Steratore ile birlikte bu dev mücadelede düdük çalacak hakem kadrosu şu isimlerden oluşuyor: Roy Ellison (umpire), Jerry Bergman (down judge), Byron Boston (line judge), Tom Hill (field judge), Scott Edwards (side judge), Perry Paganelli (back judge). Bu ekip içerisinde Ellison’ın bir (XLII) , Boston’ın iki (XXXIV ve XLVII), Hill’in iki (XL ve XLIX), Edwards’ın bir (50) ve Paganelli’nin de bir (XLI) Super Bowl deneyimi bulunuyor.

Her ne kadar Steratore, henüz bir Super Bowl’da görev almamış olsa da karşımızda oldukça tecrübeli bir hakem grubu duruyor. Nitekim yedi ayrı Super Bowl’da görev yapmış bu ekip, 2003 yılında oynanan Super Bowl XXXVIII’dan bu yana en fazla Super Bowl deneyimine sahip olan hakem kadrosu olma özelliğine sahip (Alın bir istatistik de benden).

Son Eklemeler…

Eğer Pazar gecesi New England Patriots veya Philadelphia Eagles’tan birisini destekleyecekseniz, tuttuğunuz takımların receiver’larının yakaladığı her topa cacth diye sevinmeyin. Tabi, NFL’in booth review kuralları bu sene öncesinde değişti. Bundan böyle tekrar oynatıma sebebiyet veren her pozisyon (challenge’lar, iki dakika uyarısı (two-minute )sonrası gerçekleşen her pozisyon, top kayıpları ve skor pozisyonları) New York’ta bulunan Art McNally GameDay merkezinde yeniden izleniyor. Burada, NFL’in hakemlikten sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Alberto Riveron (ya da kıdem konusunda ona eşdeğer bir isim) pozisyonu değerlendiriyor ve kararını, telsiz bağlantısı ile hakeme iletiyor. Yani, 2017 sezonundan itibaren artık saha içerisinde hakemlerin tekrar oynatılan pozisyonlarda herhangi bir hükmü bulunmuyor. Bryant ve Johnson’ın pozisyonlarında olduğu gibi Steratore’un vereceği tartışmalı bir karar büyük ihtimalle bir takım tarafından challenge edileceğinden iş, Steratore’dan çıkmış olacak.

Gelgelelim, challenge’ın atıl(a)madığı bir durumda son söz yine Steratore’un olacak. Öte yandan, NFL’de üç aşağı beş yukarı hiç kimse catch’in ne olduğunu tam olarak bilemediği için Eagles ve Patriots taraftarlarına, New York’taki merkeze de pek güvenmemelerini öneririm.

Son olarak, maçı izleyecek olan tüm Amerikan futbolu severlere başlangıcı Super Bowl XLVIII (Broncos – Seahawks) kadar hızlı (sonu benzemesin), devre arası şovu Super Bowl XXVII’de (Cowboys – Bills) Michael Jackson’ın sergilediği performans kadar ilginç, sonu ise Super Bowl LI (Patriots – Falcons) kadar heyecanlı bir karşılaşma diliyorum.