Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Geçmiş Bayramınızı kutlar, football dolu nice bayramlar dilerim. NFL sezonu yeni başlamış, TAFL de kick off için hazırlanırken kısa bir analiz ile yazılarıma başlamayı uygun gördüm. NFL cephesinde geçen seneye nazaran değişen pek bir şey yok. Geçen senenin Super Bowl kahramanı NY Giants bu sezon da perfect giden iki takımdan biri. Bir diğer perfect takım ise football’un beşiği Güney’den gelen Tennessee Titans. “Amerikanın takımı” Dallas Cowboys ve 9/11 sonrası yükselen yıldız New England Patriots yine sağlam adımlarla play off’lara doğru yürüyor. Arizona Cardinals ve Washington Redskins ise şimdiden Wild Card hesaplarına başlayacakmış gibi gözüküyorlar. Pittsburgh Steelers ve Carolina Panthers bu sezon bir geri dönüş sinyali veriyorlar ve kan kaybetmiş olmalarına rağmen yarışta biz de varız diyorlar.
Ancak geçen senelerde Super Bowl oynayan, kazanan ya da play off’larda gelibiyetler yaşayan takımlardan Indianapolis Colts, Green Bay Packers, Jacksonville Jaguars, San Diego Chargers, Cleveland Browns ve Seattle Seahawks 2008 sezonuna pek iyi bir başlangıç yapamadılar. Bununla birlikte Denver Broncos ve Buffalo Bills de uzun bir aradan sonra başarılı bir sezon geçireceklerinin sinyalini veriyorlar.
Ancak yıllardır toparlanamayan eski efsanelerden San Fransisco 49’ers, Chicago Bears ve Detroit Lions cephesinde değişen hiçbir şey yok. Yırtıcı kuşlar, Philadelphia Eagles ve Atlanta Falcons, özellikle QB’lerini kaybettikten sonra yarıştan kopmuş durumdalar. QB krizi yaşayan diğer iki takım Patriots ve Packers’ın ilerleyen günlerde neler yapacağını ben de sizin gibi merakla bekliyorum.
İlk maçlar sonrası kişisel tahminim, dünyanın başkenti New York ile football’un başkenti Texas’ın takımları Giants ve Cowboys yine en sonuna kadar gidecek gibi görünüyorlar. Yalnız bu iki takımın tırmanışı NFL içindeki bir diğer çekişmenin, AFC vs. NFC çekişmesinin de gidişatını değiştirecek gibi gözüküyor. Zira son dönemlerde Super Bowl Trophy’i evlerine götüren ve NFL’i domine eden takımlar AFC takımlarıydı. Ancak NY Giants ile kırılan bu seri bir kaç yıl boyunca NFC lehine dönecek gibi bir izlenim veriyor.
TAFL cephesinde hala belirsizlikler var, ancak lige başlamadan önce halledilmesi gereken bir Federasyon Genel Kurulu olduğu için bu son derece normal. Takımlar hakkında bir şeyler yazmak için çok erken. Son iki sene Ankara takımlarının domine ettiği ve Hacettepe Red Deers’in son gülen taraf olduğu Hacettepe Red Deers vs. Gazi Warriors finallerinin oynandığı bir lig yaşadık. Açıkçası bu sezonun neler getireceğini merak ediyorum. Fakat köklü takımlar bu sene de play off heyecanı yaşayacaklardır diye tahmin ediyorum. Hala ligin tam olarak organize olamadığını ve EFAF seviyesinden çok uzak olduğumuzu üzülerek bildirmek zorundayım. Bunun en temel sebeplerinden biri takımların başında görev yapan insanların günü kurtarma telaşları ve “football program” gibi bir kavramdan haberdar olmamaları.
Amerika’daki football takımları bir “Legacy” kurmak için çalışırlar. Bu da orta ve uzun vade programlamalar yapmaları yoluyla gerçekleşir. Bu programlarda kısa vade planlara yer yoktur. Gelecek 5 yıl, 10 yıl planlanır. Bu programı da bir insan değil, bir grup yönetir. Aslında ülkemizde de football’a damgasını vuran, vurmuş olan tüm kulüplerde böyle programlar yapılmış veya yapılmaktadır. Fakat uzun süredir football arenasında olup da kendilerine hala bir yer edinememiş ve ne yazık ki hala somut bir başarı ya da gelişme gösterememiş takımlarda böyle bir program olmadığı ya da bu programı yönetrn insanların analiz konularında başarılı olamadıkları göze çarpmaktadır.
Özellikle yurt dışındaki takımlarla kamplara katılmak, NFL, NCAA, EFAF, vs. gibi liglerde başarı yakalamış takımların başarılı oldukları sezonları değil o sezonlardan 4-5 yıl öncesinden başlayarak nasıl bir ilerleme gösterdiklerini incelemekte fayda var. Evet, ülkemizde football programları yüksek oranda özveri üzerine kurulu. Maddi destekten yoksun takımlar ve sponsor desteğinden yoksun kulüpler bulunmakta. Fakat bu seviyeye gelindiyse, bundan çok daha ileri de gidilebilir.
Benim gibi eski tüfekler iyi bilir, çok değil 2000 yılına kadar, bırakın nizami sahaları, chain gang dahil 4-5 hakemi bir arada göremiyor, 15-20 kişilik takımlarla şort yada tayt üzeri t-shirt, sweatshirt giyerek kanlar içinde football oynamaya çalışıyorduk. Ekipmanların gelmesi ilk miladdı. Federasyonun kurulması ise ikinci. Şimdi sıra 3., 4., 5. miladları yaşamaya geldi. Tüm kulüplerimizi göreve çağırıyorum. Bu geldiğimiz noktada duraklamak bize yakışmamalı, bayrağı daha da ileri götürmeliyiz… Football dolu günler diliyorum…