Hiç de beklenmedik şekilde başlayan bir sezona tanıklık ettik. Draft, serbest oyuncu piyasası, pre-season, organize takım aktiviteleri, mini kamplar, hatta gönüllü idmanlar bile COVID-19’den nasibini almıştı. En önemli, en flaş gelişmeler de serbest oyuncu piyasasında gerçekleşmişti. Hall of Fame adayı, MVP olmuş, franchise QB’ler üç otuz paraya piyasaya saçılmıştı. İşte bu isimler arasında en önemlisi de Tom Brady idi. Dokuz konferans finali şampiyonluğu, altı kez de Suer Bowl kazanmış olan TB12’in New England Patriots ile 20 yıllık nikahını sonlandırması, Bill Belichick’in rebuilding hamlelerinin ilk kanıtı olmuştu. Philip Rivers, Cam Newton, Nick Foles, Jameis Winston, Marcus Mariota, Andy Dalton gibi isimlerle birlikte yeni takım arayışına giren TB12 için birkaç spekülasyon yapılsa da, tecrübeli oyuncunun yeni evini bulması çok uzun sürmemiş ve son yılların QB mağduru takımlarından Tampa Bay Buccaneers ile el sıkışmıştı. Winston ise hırs yapmış olacak, Tampa Bay Buccaneers’ın division ve konferans rakibi olan New Orleans Saints ile asgari ücret+SGK+Akbil civarı bir ücret karşılığı üçüncü QB olarak el sıkışmıştı. Tabii ki Drew Brees’in uzatmaları oynuyor olmasının ve Teddy Bridgewater’ın bile beş haftalık serüven sonrası Panthers’a franchise QB olarak imza atmasına neden olan hücum kadrosunun da bu kararda epey payı olmuştu.
Tom Brady’nin transferi NFL’de büyük ses getirdi. Hem hayranları, hem de hater’ları tabiri caiz ise interneti yıkıp geçirdiler. Ancak bu işten en karlı çıkan taraf Buccaneers takımı oldu. Zira TB12’in gelmesiyle birlikte Buccaneers takımı, NFL’deki dört sezonunun ikisini 4-12 kapatan ve üç yıl ara ile iki kez ACL olduğu halde senelik 40 milyon dolara tekabül eden 4 yıllık 160 milyon dolar alan Deshaun Watson’ın tek başına aldığı paraya yepyeni bir takım kurma fırsatı yakaladı. Tüm zamanların en iyi TE’lerinden Rob Gronkowski, yine en iyi WR’lardan Antonio Brown, ligin en iyi RB’lerinden Leonard Fournette gibi isimler sırf TB12 ile birlikte oynayabilmek için Florida’nın yolunu tuttular.
New England cephesinde ise her şey günlük güneşlik gözüküyordu. Kontrat yükü ağırlaşmaya başlayan yaşlı QB’ten kurtularak, Jared Stidham ile yola devam kararı alan Patriots, daha sonra Stidham’a tam güvenmeyerek, önce sistemi ve takımı çok iyi tanıyan Brian Hoyer’ı, daha sonra ise 2015 MVP’si Cam Newton’u çok ucuza takıma kattılar. Görünürde bu ayrılıktan daha karlı çıkan taraf olan Patriots için herkes Buccaneers’tan daha başarılı ve umutlu konuşuyordu. Yine de her iki tarafın etrafında oluşan hype olası bir Patriots vs. Buccaneers Super Bowl’unun NFL’in en yüksek reytingli hikayesi olacağını söylemeden geçemiyordu. Diğer yandan AFC’de Chiefs diye bir gerçek vardı. Mahomes dahil tüm yıldızlarına uzun süreli kontrat vermeyi başaran Chiefs, üstüne üstlük draft’tan Clyde Edwards-Helaire ve Adam Gase’in bit pazarından Le’veon Bell’i bedavadan biraz daha pahalıya kadrosuna katmayı başarmıştı.
AFC’de sezonun en büyük Super Bowl favorisi Kansan City Chiefs olsa da NFC’de bir çok takımın yıldızı yüksek gözüküyordu. Sezon başında Cowboys sesleri yükselmiş olsa da o furya, her zaman olduğu gibi hızlı geçti. Saints ve Packers’ın domine ettiği konferansı nihayet Packers seri başı tamamlayarak yine taraftarlarına “O sene bu sene” dedirtmeye başladı. Playoff yarışına geçildiğinde wild card maçlarında Seahawks’ı deviren Rams ve divisional round’da da normal sezonda iki kez ağır şekilde mağlup olduğu Saints’i deviren Buccaneers sürpriz yapan takımlar oldular. Konferans finallerine gelindiğinde NFC’de sezonun flaş takımı Buccaneers büyük bir sürpriz yaparak sezon MVP’si Aaron Rodgers’ın konferans seri başı Packers’ına karşı mücadele etme başarısını yakalamıştı. AFC’de ise Chiefs, Mahomes’un beyin sarsıntısı sebebiyle çıkmak zorunda kaldığı Browns maçında zorlansa da galip gelip kıt geçen maçta Ravens’ı deviren Bills karşı karşıya geldi.
Hemen tüm yorumcular Super Bowl’a çıkacak takımları Chiefs ile Packers olarak favori göstermekteydi. Ancak, playoff gediklisi ve Super Bowl fatihi Tom Brady’nin planları farklıydı. İlk yarıda eline geçen fırsatları çok iyi değerlendiren TB12 farkı erken açmayı başarmıştı. İkinci yarının başında eline geçen fırsatları değerlendirmeyi başaran Rodgers bir ara farkı tek skora kadar indirmeyi başarsa da, maçın genelinde çok fazla varlık gösteremeyen Tampa Bay savunması, kritik anlarda rakibini durdurup ivmeyi tersine çevirdi ve Packers’ı yine bir konferans finalinden boynu bükük olarak göndermeyi başardı.
Chiefs ise New England Patrots’un gelmesi beklenen division’dan çıkan Bills’in karşısında bir alan golü ve üç yard çizgisinde yapılan fumble sonucu elde edilen tight end TD’ı ile 9-0 geri düşmesine rağmen, maçın genelini domineeden taraf oldu ve çok kolay sayılabilecek bir galibiyet kazanmayı başardı.
Gelelim “GOAT” QB TB12 ile “GOAT in the Making” QB Mahomes’un eşleşmesine. Tom Brady geçen yıl Watson’un 30 interception’ı ve hücumun bunlara ek olarak yaptığı 11 fumble’ı ile birlikte 41 top kaybına rağmen playoff kapısından dönen Buccaneers’ı bu sezon Super Bowl’a taşımayı başararak hem legacy’sine bir çivi daha çaktı, hem de tüm hater’larını, bir kez daha susturmayı başardı. Ancak, bundan sonrası için, yani Super Bowl galibiyeti için bundan çok daha fazlasına ihtiyacı olacağı muhakkak. Zira, kendisinin yaptığı top kayıpları, Evans ve Godwin’in kritik down’larda yaptığı top düşürmeler, en ihtiyaç duyulan zamanlarda ortadan kaybolan koşu hücumu Super Bowl öncesi en büyük tehlike sinyalleri olarak göze çarpmakta. Karşınızda Chiefs gibi durdurulamayan, sadece biraz yavaşlatılabilen bir hücum varken, her üç ünitede de yani hücum/savunma/özel takımlarda kusursuz oynamanız ve düelloya girebilecek kadar kararlı, gözü kara ve istikrarlı olmanız gerekmekte. Normal sezonda da bu iki takım benzer bir şekilde düelloya girdiklerinde kazanan taraf Mahomes ve Chiefs olmuştu. Pazar gecesi gerçekleşecek eşleşmede de maçın ağır favorisi yine Patrick Mahomes’un önderliğinde sahaya çıkacak Chiefs takımı olsa da bu sezonun belki de en flaş takımı olan Buccaneers’ın ve Tom Brady’nin kazanma hırsını hiç hafife almamak lazım. Zira üst süte iki büyük favori olan Saints ve Packers’ı devirmeyi başaran Buccaneers’ın kalibresi hata yapan takımları affetmeyecek kadar yüksek.
Dolayısıyla, her ne kadar tarihteki ilk ev sahibi takım avantajı ile Super Bowl’a çıkan taraf Buccaneers olsa da büyük ihtimalle Patrick Mahoms’un yine Super Bowl MVP’si olacağı, Tom Brady’nin ise gönüllerin Captain America’sı olarak kalbimizdeki yerini koruyacağı ve Chiefs’ın üst üste ikinci Lombardy Trophy ile evine döneceği heyecanı yüksek, bol skorlu bir Super Bowl izlemeye hazırlıklı olun diyorum.
Her ne kadar benim gönlümden geçen Tampa Bay Buccaneers olsa da ve TB12 ile son bir Super Bowl galibiyeti yaşamak düşüncesi çok daha romatik bir hal alsa da gerçekleşmesi Chiefs karşısında bu imkansıza yakın gibi gözükmekte. Zira Mahomes ve Chiefs rakiplerinin maçı kazanmasına yetecek kadar fazla sayıda hata yapan bir takım olmadıklarını son üç sezondur göstermekte. Ki bu sebeple ortak görüş olarak NFL’in yeni dynasty adayı olarak isimleri anılıyor…
Önümüzdeki sezon COVID-19’in etkisinin hissedilmeyeceği, özlediğimiz o eski sezonlar gibi baştan sona tam seyiricili ve tam teşekküllü geçecek bir NFL’i yeniden kucaklamamız dileğiyle, heyecanı ve enerjisi yüksek, gerilim ve macera dolu bir Super Bowl dilerim…