Her ne kadar bir draft’ı anarken hep o yılın ilk tur seçimleri aklımıza gelse de alt turlardan seçilip lige damga vuran isimler olduğu da aşikar. Bu yazıda “İşte yeni Tom Brady’iniz” gibi bir iddiadan ziyade alt turlardan ileriki yıllarda ilk 11’lerde görmemiz muhtemel isimlerden oluşan kendi çapımda ufak bir liste oluşturdum. Listeye geçmeden eğer buradan bir isim çıkar yıldız olursa o zaman tabii ki de “ben demiştim” diyeceğimi, eğer listedeki isimler herhangi bir yere tutunamayıp kaybolup giderlerse bu yazıyı da yok sayacağımı da belirteyim…
3. Tur, 82. Sıra: Dyami Brown, WR, Washington Football Team
2019 yılında üçüncü turdan Terry McLaurin’i, 2020 yılında ise yine üçüncü turdan Antonio Gibson’u seçerek ideal hücum oyuncularını bulan Washington, bu sene de üçüncü turda yaptığı Dyami Brown seçimiyle bir nevi “hat-trick” yapmış olabilir. Son derece üretken bir kolej kariyeri geçiren Brown, North Carolina’da son iki sezonda 2,133 yard top tutarken 20 de TD yaparak takımına katkı sağladı. Çok hızlı bir receiver olmasa da fizik kapasitesi ile öne çıkan Brown, press man coverage altındayken ani çıkışlarıyla rakiplerine zor anlar yaşatan bir isim. Bu denli farklı oyun tekniğiyle başkent ekibinin hücumunda iyi işler yapacağa benziyor.
4. Tur, 107. Sıra: Michael Carter, RB, New York Jets
Hayal kırıklığı ile geçen Le’Veon Bell macerasından sonra yeni bir koşucu arayan New York Jets için Michael Carter seçimi “tam isabet” seçimlerden birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. North Carolina’da takım arkadaşı Javonte Williams’ın biraz gölgesinde kalmış olsa da son iki sezonda 1,000 yard barajını geçen Carter, geçtiğimiz yıl yaptığı dokuz koşu TD’ı ile skor katkısı da sağladı. Koridorları okumasının yanında yön değiştirme özelliği de bulunan 22 yaşındaki oyuncu aynı zamanda ellerini iyi kullanabilmesiyle pas oyunlarında da ciddi bir opsiyon olarak değerlendirilebilecek bir isim. Yeni oyun kurucusu Zach Wilson ile toparlanmaya çalışan Jets adına Carter, takımın ihtiyaçlarına çözüm üretebilecek özelliklere sahip.
4. Tur, 112. Sıra: Amon-Ra St.Brown, WR, Detroit Lions
2021 receiver sınıfının ufak tefek isimlerinden olan Amon-Ra, adından da anlaşılacağı üzere gücünü Mısır mitolojisinden almaktadır. Amon-Ra St. Brown’a dönecek olursak rota ağacı geniş, patlayıcılık özelliği yüksek ve geniş alanda yön değiştirme becerisi olan 21 yaşındaki oyuncu, bir bakıma Lions’un dördüncü turdan kucağına düşen bir isim oldu. Henüz doğru düzgün receiver kadrosu olmayan Motor City’de işi zor olsa da USC çıkışlı oyuncu forma giydiği bölümlerde takımda verimli olacak türden bir isim olarak öne çıkıyor.
4. Tur, 131.Sıra: Tylan Wallace, WR, Baltimore Ravens
Her ne kadar ilk turdan Minnesota çıkışlı Rashod Bateman’ı seçmiş olsalar da Ravens’ın Tylan Wallace’ı da receiver havuzuna eklemelerini beğendiğimi söyleyebilirim. Ciddi bir end zone tehdidi de olarak öne çıkan Wallace, 2014-2017 arası şu aralar Pittsburgh Steelers forması giyen James Washington’dan sonra Oklahoma State’in en çok receiving TD’ı yapan altıncı oyuncusu olurken dört senede elde ettiği 3,434 pas yakalama ile de bu alanda da okul tarihine adını dördüncü olarak yazdırdı. Rakipten kurtulmayı ağırlıklı olarak fiziksel üstünlük kurarak yapsa da “footwork” konusunda da becerileri olan Wallace, aynı zamanda screen paslar için de ideal bir aday olarak öne çıkıyor. Pas oyunlarını bu denli çeşitlendirebilecek biri isim olması da kuşkusuz Ravens’ın istediği bir durum. Bateman-Brown-Wallace üçlüsüyle Ravens, en azından kâğıt üzerinde güzel bir ekip kurmuş gözüküyor.
5. Tur, 147. Sıra: Brevin Jordan, TE, Houston Texans
Kyle Pitts’in 2021 tight end sınıfını altına üstüne getirdiğinden dolayı pek anılmasa da bu draft’ın da Brevin Jordan gibi fiziksel özelliklerinden ziyade pas yakalama becerisi yüksek oyuncu da mevcut. Oyun stilinin görece Pitts’e benzemesinden ötürü Jordan’ı bir nevi “çakma Kyle Pitts” olarak adlandırabiliriz. Ellerinin iyi olması ve rota takibiyle birlikte pas oyunlarında dikkate alınabilecek bir profil çizen 20 yaşındaki oyuncu, son senesinde Miami hücumunda güzel işlere imza attı. Her ne kadar rakamları istatistik kâğıdını doldurmasa da takımının ihtiyacı olan yerlerde en yüksek verimle oynayan Jordan, ligde de iyi işler yapma şansı var. Ancak işin ucunda Texans olunca biraz zor gibi ama yine de umut var diyelim.
6. Tur, 219. Sıra: Seth Williams, WR, Denver Broncos
Listedeki dördüncü receiver olduğunun farkındayım ancak Seth Williams’ın altıncı tura kaldığını gördüğümde dayanamayıp listeye eklemek istedim. Okuldaki ilk senesi dışında son iki yıldır takımın en çok pas yakalayan ismi olan 21 yaşındaki oyuncu, geniş rota ağacı, rakip cornerback’lerden gerek çabuk ayakları yahut fiziğiyle kurtulmasıyla birlikte yüksek end zone verimliliği olan Williams, Broncos adına “steal” olarak adlandırırsam yanılmam diye umut ediyorum. Nitekim Denver’da Sutton, Jeudy, Patrick gibi isimlerin arasında oynayacak olması da kendisi için güzel bir şans.
4. Tur, 135. Sıra: Rashad Weaver, DL, Tennessee Titans
Off-season’da savunma hattına önemli takviyeler yapan Titans, bu hususta Rashad Weaver’ı da dördüncü turdan draft ederek güzel bir iş daha yapmış olabilir. Kolej kariyerini Pittsburgh’ta 109 tackle, 34 tackle for loss ve 17 sack ile tamamlayan Weaver, 2019 senesindeki ACL sakatlığından dolayı sezonu tamamlayamaz iken geri dönüşü olan 2020 sezonunda 14 tackle for loss ve 7,5 sack ile takımın savunmadaki öne çıkan oyuncularından biri oldu. Pass rush konusunda hızıyla öne çıkan Weaver, birebirdeki çabukluğuyla da rakip hücum hattı oyuncularına zorluk çıkaran bir yapıya sahip. Ayrıyeten koşu oyunlarında da oyunu bırakmayışı da mücadeleci kimliğini ön plana çıkaran noktalardan birisi. Her ne kadar fiziksel olarak üst düzey olmasa da bunu lig seviyesine çektiği takdirde kalıcı olması muhtemel.
4. Tur, 115.Sıra: Jabril Cox, LB, Dallas Cowboys
İlk turdan linebacker pozisyonu için Micah Parsons’u seçerek zaten savunmaya seviye atlatan Cowboys, bu manada dördüncü turdan Jabril Cox’u da takım dahil ederek bir kez daha takdirimi kazandı. North Dakota State’ten geçtiğimiz yıl LSU’ya geçen Cox, tackle yapmaktan tutunda coverage yapmaya line arkasında her işi yapabilecek çok yönlü bir oyuncu olarak adeta bir linebacker’dan daha fazlası. Uzun boylu ve güçlü bir fiziğe sahip olan Cox, tam manasıyla mücadeleci bir oyun yapısına sahip ki bu da saha içerisinde topun olduğu her yerde kendisini görmemize neden olan durumların başında geliyor. Geçtiğimiz yıl ki Cowboys savunmasını görünce Cox gibi derinlik katabilecek isim, Dan Quinn’in sıklıkla kullanacağı oyuncuya dönüşmesi çok uzun sürmeyecektir.
5. Tur, 164. Sıra: Jamar Johnson, DB, Denver Broncos
Secondary’e yatırımlarına devam eden Broncos, beşinci turdan Jamar Johnson’u da kadrosuna katarak bu yatırımlarını genişletti. Zaman zaman Cover-1 düzeninde tek safety olarak da oynayabilen Johnson, oyunu okuma becerisiyle arka alanda coverage’lara destek verip turnover oluştururken ön alanda da blitz’lerde rakip oyun kurucuyu zorlayacak bir oyun stiline sahip. Tüm bunları atletizmini ve hızını birleştirerek yapmasıyla savunma katkısı veren Johnson, başrol oyuncusu olmasa bile yan rolde de değerli bir parçaya dönüşebilir.
6. Tur 186. Sıra: Hamsah Nasirildeen, DB, New York Jets
Çok yönlü oyuncu tanımını yapmanızı istesem herkes bir isim belirtebilir. Ancak şimdi okuduğunuz Hamsah (Hamza da olur) ismi mevzu bahis çok yönlülüğün ciddi manada vücut bulmuş hali olduğunu söyleyebilirim. Dört senelik kolej kariyerinde 242 snap linebacker, 307 snap slot cornerback, 316 snap strong safety ve 631 snap free safety olarak oynaması ise bunun en büyük kanıtı. Öte yandan tüm bu mevkilerde oynamasını sağlayan en önemli özelliği ise gücü ve hızı olduğunu söyleyebilirim. Tüm bunları alt alta toplayıp bir de Saleh gibi bir savunma temelli head koçun yanına gittiğini eklediğimizde, gelecek yıllar adına kendisi ciddi bir potansiyele sahip.
4. Tur, 113. Sıra: Derrick Barnes, DE, Detroit Lions
Eğer böyle bir liste yapıyorsak Purdue’dan birisi olmazsa olmaz. Öte yandan ben de listedeki ikinci Lions oyuncusu olduğunun farkındayım. Ancak Derrick Barnes bu sınıfın önemli linebacker’larından birisi olduğunu düşünüyorum. Aslında Barnes için tam manasıyla linebacker dersek pek de doğru olmaz. Purdue yıllarında defansif end olarak da oynayan Barnes, bu mevkide de iyi işler yaptı. Yine de kendisinin “Mike” olarak oynadığında daha verimli olacağını düşünüyorum. Kolej yıllarında yaptığı yard kaybettiren ve solo tackle’lar ile öne çıkan 22 yaşındaki oyuncunun genel manada sağlam bir tekniğinin ve hızının olduğunu söylemek zor. Lakin güçlü fiziği ise her şeye muktedir. Dan Campbell’ın onu nasıl kullanacağından bağımsız olarak şu Lions savunmasında değerli bir isim olması çok da sürpriz olmayacaktır…