Aynen öyle… Demek ki bu oyunu üst düzey fiziksellikle oynayınca, doğru seçimleri yapınca, mental olarak en az hata yapacak şekilde saha içinde odaklanınca ve en önemlisi motivasyonun olunca demek ki Kansas City Chiefs’miş, Patrick Mahomes’muş, GOAT’muş veya hakemmiş bir önemli kalmıyormuş…

Merhaba sevgili NFLTR okurları. Hatırlarsanız geçen sezon bitirdiğimizde yine benzer içerikli bir yazı yazıp heyecan fırtınası ile geçen sezonda bazı önemli bulduğum noktaları size iletmeye çalışmıştım. Yine bir benzeri ile karşınızdayım. Konsept olarak yine aynı gidiyoruz; ben konuları listeledim ve sizlere sundum. Yukarıda ki ufak bir paragraf da mı neyin nesi? Hemen izah edeyim: Normalde bu yazıyı planladığımda aklıma ilk gelen ya da daha doğrusu; Philadelphia Eagles, Lombardi Kupa’sını havaya kaldırdığında izlerken aklıma gelen ilk cümleler bunlardı. Gerçekten de tüm sezon boyunca “kollanan” Chiefs’in dayak yiyişi, aslında ligde bu sezon mücadele ettiği takımların kendi kalibrelerinde bir takım olmadığı adeta Eagles’in “Gel bakalım boyuna göre biriyle dövüş” demesiyle sonuçlanan bir sezon oldu. Neyse bunun detaylarına gireceğiz… Devam edelim çünkü konularımız biraz fazla.

NFLTR YOUTUBE HAREKETLİLİĞİ

Büyük yazılmayı hak eden ve tüm sezon boyunca aklımdaki ilk konu buydu diyebilirim. Bu sezonun şayet bende akılda kalan birinci tarafı bendeniz ve NFLTR olarak youtube mecralarına girmek oldu. Youtube’a maç ve film analizleri yapma isteğimin Kaan Özaydın ve Hilmi Çeltikçioğlu’ndan da “GÖRÜNTÜLÜ PODCAST YAPACAZZZ” ile birleşmesi sonucunda 2024 sezonunda artısıyla eksisiyle; görüntü netliğiyle ses kalitesiyle, ilerlemeye ve istikrar tutturmaya başladık. Nitekim Temmuz ayında 400 olan kanal abone sayısı, Super Bowl sonrası bu yazıyı yazıldığında 1090’a ulaştı. Bu süreçte bizi izleyen, yorum atan, beğenen, beğenmeyen ve abone olan herkese teşekkürü bir borç biliriz. Aynı zamanda kanalda yer alan film analizleri ve podcast’leri de izlemenizi ve kanala abone olup yeni yayınlamalar olduğunda haberdar olmak için de bildirimleri açmanızı istirham ederiz. Çok teşekkürler…

Philadelphia Eagles Super Bowl Şampiyonu, Jalen Hurts MVP, Kansas City Chiefs dayak yedi: Hadi buyrun

Sürpriz oldu demek pek doğru olmaz. Ancak geçen sezonki kötü gidişattan sonra Eagles’in bu seneki favoriler arasında yer almasının temel sebeplerinden birisi NFC’deki şampiyonluk takım sayısının AFC’ye göre daha az olması sayılabilir. Yani 49ers, Lions ve ne yazık ki söylemek durumundayız biraz da Cowboys Philly ekibinin de içinde bulunduğu adaylardandı. Nitekim yazın yapılan Saquon Barkley hamlesi ise aslında tüm çehreyi değiştirdi. Etkisini tam anlamıyla göstermesi ilk ayın sonunda olsa da Eagles’in savunmasıyla birlikte yakaladığı “tam takım olma hüvviyeti” momentumu, haftadan haftaya artıp yine konferansındaki takımların da birer birer elenmesiyle oranlarını arttırdı. Ligin son bölümünde ufak bir tökezleme yaşasalar da mükemmel bir playoff sonrası Super Bowl’da da net oynayıp kazandılar.

Şimdi gelelim yazının en başındaki konuya. Sezon boyunca hikayelerden birisi neydi? Hakemler Chiefs’i koruyor. Öyle ki bazı kararlar ciddi anlamda bu savı destekler nitelikte olduğu söylenebilir. Ancak işin saha içi boyutunda önemli bir husus da mevcut: Chiefs’in bu seneki rakiplerinin zaman zaman saha içi zaman zaman da saha kenarındaki oyun aklının kendilerinden düşük olması. Nasıl mı? Broncos, deplasmanda maçı kazanırken alan golünü atmayı becerememesi, Chargers için de yine aynı şekilde kaçan alan golü ve Raiders’ın manasaız, saçma, gereksiz bir şekilde snap yapması… Chiefs ile oynuyorsanız saha içinde değil “akıl oyunlarında” da biraz önde olmanız şart. İşte bunu kim sağladı? Philadelphia Eagles. Savunmada Mahomes’a es vermediler, alan savunmasında kullandıkları şemalar derslik niteliğinde ve tabii ki ön taraftaki sabit dört kişilik baskı. Öte yandan hücum? Jalen Hurts’un yine interception atmasına rağmen MVP seçilecek kadar etkin oynaması, koşu işlememesine rağmen AJ Brown ve Devonta Smith’in etkinliği, dişli Chiefs savunmasına karşı yapılacak en güzel işlerdendi. Mesele en iyiyi yenmek için daha iyi olmakta ve Eagles, bunu göstererek fişi çekti ve kupayı kaldırdı. Tebrikler.

Uluslararası maçlar serüveni ve yenileri: Brezilya, Almanya, İngiltere. Yeni sezondan da İspanya ve Avustralya

Dünya’ya açılma politikasını izleyen NFL yönetimi, bu sezonun şampiyonu Philadelphia Eagles ve Green Bay Packers maçını henüz ilk haftadan Brezilya’da oynatmasıyla bu konuyu ne kadar ön planda tutuğunu gösterdi. Nitekim Brezilya’da oynanan maçtaki sahanın son derece bozuk olması hem oyuncu sağlığını ciddi şekilde etkilerken ligin alışılmadık saha kalitesinde olmasıyla pek de hoş görüntüler ortaya çıkmadı. Buna rağmen aynı şekilde devam edecek olan lig yönetimi, önce İspanya’nın başkenti Madrid de ardından da Avustralya’da da maç oynanacağını açıkladı ki Londra maçlarının olduğu yerde takımların seyahat mesafeleri artacak gibi gözüküyor. Öyle ki süreç böyle işleyecekse gelecek sezonlarda da aynı haftada dünyanın farklı köşelerinde lig maçı oynanacak olmasını tahmin etmek mantıklı bir tercih haline dönüşüyor.

Hakem hataları: LASIK konusu gerçek mi?

Gün geçmiyor ki hakem konuşulmayan bir sezon olsun. Daha geçen sezonki yazımda da hakemlerden bahsetmişken umudum bu sezon böyle bir konunun vuku bulmamasıydı. Lakin geldiğimiz noktada hakem tartışmaları artık duygusal boyutlarda arşa çıkmış ve nefret ya da öfkeye dönmüş durumda. Chiefs’in korunuyor olmasıyla başlayan süreçte genel olarak ligde verilen bazı “kör göze parmak” kararlar da yok değil. Lakin bunları ortaya getirme şekli belli duygulardan beslenince, konunun ele alınış biçimi de tartışmaları tek bir noktaya yönlendirmiş oluyor. Öte yandan tüm bu hakem konuları tartışma durumu olurken LASIK.com isimli site, NFL hakemlerine bedava LASIK ameliyatı önerdi… LASIK ne diye soracak olursanız bilmeyenler için “Gözdeki kornea tabakasının yeniden şekillendirmeyi sağlayan cerrahi müdahaledir.” gibi bir özet geçebiliriz. Yani LASIK ile kurtaracaklar mı bilemiyorum ancak hakemlerin bu mesleği yarı zamanlı olarak yapmaktan çıkıp tam zamanlıya dönmeleri bir nebze olsun çözüm adına atılabilecek hamlelerden birisi olabilir.

Ne güzel çöktü be: New Orleans Saints

Sezon başını hatırlamamak Super Bowl sonrası en doğal durumlardan birisi. Ancak küçük bir “flashback” yaparak sizi sezon başına götürmek istiyorum: Bu konudaki durağımız ise Louisiana’nın New Orleans şehri olacak. Şimdilerde kovulan ancak o zamanlar head koç olan Dennis Allen, Gary Kubiak’in oğlu Klint Kubiak’ı takıma getirmiş ve Derek Carr’lı Saints hücumu iki hafta 97 sayı atarken dominant görüntüsüyle tüm ligi etkisi altına almıştı. Lakin sonraki süreçte bir sakatlık vurgunu başladı ki akıllara zaralar. Hücum hattından tight end’e, receiverlardan, koşuculara, savunmadan, özel takıma… Bir anda Saints bulunduğumuz noktaya gelmek durumunda kaldı. Kubiak özelinde oynattığı “Shanahan” oyunun, takımdaki yüksek fiziksel kapasitenin ve Derek Carr için kurduğu sahayı boyuna kullanan setler çok takdir edilmişti. Nitekim ilerleyen süreçte tüm koç ekibinin kontrolü kaybetmesiyle Saints için mesele kördüğüm halini alırken hem Dennis Allen hem de Klint Kubiak ile yolların ayrılmasıyla nihai sonuca vardı ve bundan sonrası için Saints de yeni bir yola şampiyon olup gelen Kellen Moore ile girmiş oldu. Özellikle Kubiak cephesinde aklındakini sahaya yansıttığını en azından sezonun daha uzun bir bölümünde görebilseydik en azından kötü NFC Güney grubunda biraz daha elle tutulur bir hareketlilik yaşayabiliridk.

Bryce Young’ın Yeniden Doğuşu

Gerçekten güzel hikâye. Sezon başına dönüş dedik. Devam edelim buna. Bu sefer Carolina’ya uğrayalım ve yeni head koçu Dave Canales ile “Hadi oğlum toparla kendini” diye beklenen Bryce Young, yine sezon başında daha kötüye gitmişti. Saha içindeki kafa karışıklığı, psikolojik dağılmaları ve mental kırılımları o kadar bas bas bağırıyordu ki teknik anlamda da temel özelliği olan saha içi okumaları, cep içi mobilitesi ve manipülatif pas özelliğini de yitirmişti Young. Nitekim Panthers’ın kendisini seçmek için dünyaları vermesinden sonra beklenti dağının zirvesine yerleştiren BY9 için artık “Tamam mı? Devam mı?” sezonuydu. Sezonun ilk yarısında ise tamam olduğu görülmüş ve yedeğe çekilmişti.

Hayatta bir söz vardır “Yükselmenin kıymetini bilmek için, en dibe gitmek şart” Bunu yaşayan Bryce Young, düştüğü “kendince” dip kuyudan çıkıp yitik Panthers takımında sezonun ikinci yarısında herkesi heyecanlandıran ve eski günlerine döndüren oyunu ortaya koydu ve sezonu her ne kadar yukarıda bitirmese de “İşte budur. Aferin evlat” modunda bitirmeyi başardı. Tabii en büyük beklentimiz bu hikâyenin bu şekilde yarım sezonluk olmamasını isteriz. Umuyoruz ki gelecek sene kaldığı yerden devam eder ve bu ligde kalıcı olarak kendisini izleriz.

Olaylar, olaylar: 2024 Miami Dolphins

Yani geçen sezon bittiğinde dedim ki: “Bak Dolphins ne güzel playoff yaptı. Şimdi bu sene Bills de sallanacak gibi. Fikstür de fena gözükmüyor. Çıtırından 11-12 galibiyet alırız sonra da playoff’a çıksak ve şeytanın bacağını kırıp şu ilk playoff galibiyetini alsak.” … Demez olaydım. Yine Dolphins başladığı noktaya geri döndü ve bol olaylı bir sezon yaşadı. Öncelikle daha sezon açılışında Tyreek Hill tutuklandı. Sonra Tua yine beyin sarsıntısı geçirdi ve yedek oyun kurucu konusu bir kez daha krize döndü. Sonrasında takım 2-6’ya geriledi. Yetmedi Jealan Phillips sezonu kapattı. Tua döndükten sonra hareketlilik başladı ancak beyefendi yine sakatlandı, Tyreek Hill son maç bitiminde ise “Gidiyom ben ya!” diye divalık yaptı ve kapanış… Bunlar en kısasından özetleyebildiğim. Saha içi dışında saha dışında verilmeyen kararlar ve ligin tüm dinamiklerine aykırı karar vermeler sonucunda bir arpa boyu ilerlemeyen bir Dolphins elde kaldı. Demek ki öyle umutlanmamak lazımmış bu takıma gönül vermişsek…

Aaron Rodgers’ın Bu Seneki Drama Vukuatları ve Sonrası

Bir senelik aşil sakatlığından dönen “Drama Queen” Aaron Rodgers, yine tabii varlığını derinden hissettirdi. Öncelikle iyi başlanmayan sezonda Londra’daki maçtan sonra Robert Saleh ile yollar ayrılması ve ayrılış şekli olay oldu. A-Rod pek bir alakam yok dese de “tamam öyledir o zaman” dedik. Lakin sonra Nathaniel Hackett’in de oyun verme yetisi elinden aldı. Mevcut düzende istenilen başarı gelmezken genel menajer Joe Douglas ile kovulup takım sahibi Woody Johnson’un açıklamaları gündem oldu. Madden ratinglerinden dolayı Jerry Jeudy alınmamış iddiası hala daha gündemde nasılsa. Tüm buraya kadar olan süreçlerde Jets’in yönetim tarafının nasıl karıştığını açıkçası sezon bitince daha net anlaşılıyor gibi. Öte yandan sonrasında kankası Devante Adams, “Ben gitçem” diyince Aaron Rodgers, Jets’in kapılarını kendisine açtı fakat bu gaz sadece bir iki maç sürerken ligin ikinci yarısında da Jets sadece 2 galibiyet aldı. Finale geldiğimizde ise darmadağın olan Jets, yeni bir yola girmek için adımlar atarken Aaron Glenn ile anlaşıp Aaron Rodgers’a da “artık başka yerleri karıştırabilirsin” iznini verdi. Ne kadar çok saha dışı meselelerde yine yer almış Rodgers. Yani şey konusuna girmiyorum Pat McAffe’de Ryan Clark ile atışmalarını ya da Netflix belgesini… O konulara girince kelime sınırını aşıyoruz. Neyse ona ayrı büyük parantez açarız, bakalım A-Rod kariyerinin son takımını nasıl seçecek? Yoksa Minnesota Vikings mi? Yok artık…

Sezonun En Net, Tartışmasız Hayal Kırıklığı: San Francisco 49ers…

Aslında hayal kırıklığı konusunda herkes için tuttuğu veya desteklediği takım belli bir kriteri aşamamış ise mutlaka bir numaralı aday olur. Ancak tabii en azından çoğu kimseleri ortak noktada buluşturabilen bir takım da vardır. Bu da bu sene San Francisco 49ers’tan başkası değil. Nitekim sakatlıklar çok kötü etkiledi; kilit isimler hücumda ve savunmada sakatlandı ancak bunlar dışında da takımın momentumundaki geçen seneye göre kayıp, başta Shanahan olmak üzere hücumun komple çöküşü ve savunma tarafında (savunma koçu zaten kovuldu) zafiyetler Super Bowl kalibresindeki bir takıma yakışmadı. Nitekim Super Bowl sonrası çöküş konusu zaten ligin temel yazılı olmayan kanunlarından birisi. Ancak 49ers cephesinde bu konu biraz daha saha içine de yansıyan genel işlevsizlik hüküm sürüyor gibi gözüküyor. Bu durumun bir sezonluk olabileceğini düşünmek için koç Shanahan’ın hızlı bir şekilde reaksiyon vermesi gerekiyor ki gelecek sezon kendi işi tehlikeye girmesin.

Bizim Bir 60 Milyon Dolar Vardı O Ne Oldu?

Tabii ki de Dallas Cowboys’tan bahsediyorum… Ne kontrattı be! Dak Prescott, 60 milyon dolar. Bu denklemde yine yazın kontrat alan CeeDee Lamb de var. Lakin Jerry Jones’un Cowboys’u yine hayal kırıklığı ile sezonu kapattı ve üstüne üstlük sezon bitince de koç ekibinde bir değişime gitti. Gerekli miydi? Kesinlikle. Yani Mike McCarthy’nin 12 galibiyetli yılları sonrası kötü post-sezon macerası bu takımın çıtasını belirlemişti. Öte yandan “anları” oynamayı bilmeyen bir Cowboys için geçmiş seneler gibi bu sezon da tam bir kabustu. Maç maç bakıldığında saha içi detaylarda hücum ve savunmada ezilen bir Cowboys, sezon başından bu yana playoff takımı görüntüsünde değildi. Üstüne hele bir de Dak Prescott da sakatlanınca işler sarpa sardı. Takım idaresi konusunda sezon başındaki kadro yapılanmasından bu yana JJ’nin yanlış karar silsilesinin Cowboys’u getirdiği noktada gelecek sezon için “umutlu” konuşmak zor ki ne zor.

Bill Belichick’in UNC Koçluğu

Sezon başında Atlanta Falcons işi yatınca bir anda kendisini medyada bulan Bill Belichick, aslında televizyon kariyerini çok güzel bir şekilde götürüyordu. Youtube şovları, Ryan Clark ile yaptığı analizler, Pat McAfee’deki “derslik” niteliğindeki bağlantıları, ManningCast’e bağlanıp anlık maç yorumları… Medyanın işin ruhuna uygun, popülizmden uzak, olayın mutfağından gelip en küçük detayları “Bunlar aslında büyük mesele” şeklinde vurgu yapan ve mentör yorumlarıyla Belichick ne demiş diye takip etmek büyük ayrıcalıktı. Öte yandan baya yoğun bir takvimi vardı ve baya da karşımıza çıkıyordu. Ancak sonra bir haber geldi; başta çok inanmadım. Daha doğrusu imkân veremedim. Nitekim beklentim bu sene olmasa da önümüzdeki sene kesin birisi Belichick’in kapısını çalmak zorunda kalacaktı ligde. Şayet bu kapı çalma meselesi North Carolina üniversitesinden gerçekleşti ve geleceğin şöhretler müzesi üyesi koçu NCAA kolej futbolu takımına sözleşme imzaladı.

North Carolina tarafında ise yıllardır takımın başında NCAA’in efsane koçlarından olan Mack Brown vardı ki kendisi 73 yaşında. Yani Belichick’ten bir yaş büyük. Brown’dan Belichick’e geçiş ise NCAA’de de Marcus Freeman, Kenny Dillingham ve Dan Lanning gibi genç koçlara yönelmesi hali varken biraz şaşırttı. Lakin bu işin bir de NIL tarafı yani para konusu varken Bill hocanın buraya katacakları da en azından kağıt üzerinde bir hayli fazla gözüküyor. Üç senelik 30 milyon dolara imza atan Belichick’in NCAA koçluk macerasına ve nasıl bir mentalite sahaya süreceğini de yeni sezonda yakından takip edeceğim. Sizi de beklerim.

Tom Brady’nin İlk Yorumculuk Sezonu: “Aha İşte Tom Brady’nin Yapamadığı Bir Şey”

Tom Brady öncelikle “büyük topçu”. Kazandığı başarılar dışında çalışkanlığı, hikayesi, ısrarı ve disiplini ile kendine hayran bırakan bir karekter. Özellikle bu sporu bıraktıktan sonra çıktığı program veya söyleşilerdeki “mentalite” ve “motivasyon” konuşmalarıyla da ilgilelerini kendisine iyice bağladığı ve inandırdığı bir gerçek. Ancak bu sezon kariyerinde yeni bir sayfa açan Brady, FOX’ta yorumculuk işine girmesi sezon başında çoğu kesimi heyecanlandırsa da git gide düşen bir kitlesi de olmadı değil. Tony Romo, Troy Aikman, Cris Collinsworth ve hatta iki numarada olsa bile “bence” bir numarayı hak eden Greg Olsen’in yaptığı en güzel iş, oyun öncesinde olabilecek en mantıklı senaryoyu anlatmaları, oyun sonrasında ise hem hücum hem de savunma için sebep-sonuç ilişkisine bağlayarak bilgilendirici vurguları… Tom Brady’den ise bunu tam anlamıyla aldığımız söylenemez. Yani hiç yapmıyor dersek belki haksızlık ederiz ancak henüz daha ritim bulabildiğini düşünmüyorum. Ancak hayatı bu kadar güzel anlatan insanın ileriki yıllarda aranan kimyayı bulacağına ve sadece “Brady anlatıyor diye” maçları izleyeceğiz diye düşünüyorum.

Joe Burrow’un Evindeki Çalışan

Hep saha içi detayları takip edecek değiliz; biraz da magazin yapalım şenlensin ortalık. Tabii bunun için Cincinnati’ye uğramamız gerekiyor. Bu sezon rakamsal olarak deli işler yapsa da playoff dahi göremeyen Joe Burrow, aynı zamanda Aralık ayı başında bir de evine hırsız girmişti. Lakin asıl magazinsel tarafı bu hırsızlık teşebbüsünü haber veren ismin infulencer ve model Olivia Ponton olmasıydı. Bitti mi? Yok. Olayın diğer boyutunda Ponton’un “Joe Burrow’un çalışanı” olarak polis tarafından adledilmesiydi ki “ehh?” (Kanada’da çok kullanılır bu kelime) dedirten bir haber olduğu aşikâr. Öncelikle Burrow’un Ja’Marr Chase’e büyük pasları tak tak bırakırken ki motivasyon kaynağı burasıymış. Nitekim başta Travis Kelce, Patrick Mahomes, Josh Allen da yengelerle ünlerini geliştiren isimler olurken Burrow’u da bu piyasada görmek isteriz…

Josh Allen MVP: Son Yıllardaki En Helal MVP Ödülü.

Şahsi görüşümdür. Katılan katılır, katılmayana saygım sonsuz. Ancak Derrick Henry, Cooper Kupp ve Christian McCaffrey’nin MVP ödüllerinin gasp edildiği son yıllarda benim de bu konudaki beklentim bu sezon başında da çok heyecanlı değildi. Nitekim sonuçta “gerçekliğini” yitiren bir ödül olma yolunda giden bir MVP konusu vardı ve bu durum aslında oyunun dinamiklerini de bozabilecek durumlardan biriydi. Ancak Josh Allen’ın şu Buffalo Bills kadrosuyla yaptıklarını görünce “İşte MVP budur” dedirtti ve bence bir nebze de olsa ödülün güvenilirliğini bir nebze de olsa kurtardı. Öte yandan bu seneki ödül terchinin gelecek sezonlar için de bir ışık olabileceğini düşünüyorum: Bunun temel sebebi sezon sonunda da All-Pro seçilmemesine rağmen ödülün sahibi olan Josh Allen, bunu John Elway’den sonra başaran ilk isim oldu. Demek ki istenince oylamalarda “hak eden” tarafa oy verilebiliyormuş. Bu vesileyle gelecek senelerde bir tane “QB olmayan MVP” olacağını ve MVP oyu verenlerin artık tepkilerden mi dersiniz bilemeyiz etkilendiğini söyleyebiliriz.

Bir iki kelam da Josh Allen için edeyim. Öncelikle bu adamı övmek için herhangi bir sebebim yok. Bir kere desteklediğim takımı, her sene “tokatlayan” bir takımın oyun kurucusu. Ezeli düşman. Nemesis. Lakin bu sene Buffalo ekibinin Allen’a bahsettiği takım hemen hemen her grupta ligin en kötü onlusu arasında yer alabilecek bir ekipti. Ancak Allen’in günümüz NFL’nin oyun kurucularından beklediği yüksek fizikselliği sağlamasıyla kendi hücumunu dizayn etmesi bu başarının anahtarlarından biriydi. Khalil Shakir gibi return yapan oyuncu, “zone beater middle atacker” (Böyle yazınca çok cool oldum ama değil mi?) yani alan savunmasının en zayıf noktalarından biri olan saha ortasında sağlam bir hedefe dönüştürmesi, Ty Johnson-Ray Davis ikilisinden iç koşucu yapması ve Mack Hollins’i beş TD (!) ile kariyer sezonu yaşatması… Pek çok şey de eklenebilir. Ki zaten Rams, Lions, 49ers ve Chiefs (normal sezondaki) maçlarını izleyecek olursanız Allen’ın 2024 sezonu özeti denebilir. Tabii bir de Lombardi gelse ama işte ona nefes yetmiyor.

Head Koç Furyası: “Doğru Adamı Bulmak”

Sezon bitişlerinin en mühim noktası head koç değişiklikleri. Sezon içinde kovanlara bir de sezon sonunda kovanlar eklenince bir anda ortalıkta mülakat haberleri uçuşur. Super Bowl sonrasına kadar giden bu furya ise genel olarak şubat ayı olmadan biter. Bu senede de yine böyle bir süreç ilerledi ancak bakıldığında en çok değişikliğin yaşandı sene bu sene denebilir.

Bu konuda en çok dikkat çekenleri şüphesiz Detroit Lions’un hücum ve savunma koordinatörleriydi. Beklentilerin altında kalan playoff yolculuğu sonrası hemen yeni yuvalarını bulan Ben Johnson ve Aaron Glenn, sırayla Chicago Bears ve New York Jets’e gitti. Öte yandan Las Vegas Raiders’ın “Ne varsa eski topraklarda var” diyerek Pete Carroll’u getirmesi, New England Patriots’un eski emektarı Mike Vrabel’a yönelmesi ve Jacksonville Jaguars’ın da Liam Coen hamlesi diğer haberlerdendi. Head koçluk dışında koordinatörlük anlamında ise Chip Kelly’nin Las Vegas Raiders ile lige hücum koordinatörü olarak dönüşü, Josh McDaniels’in yine Patriots’a gidişi, Bengals’tan kovulan Lou Anarumo’nun Indianapolis Colts’a gidişi… Yeni sezon öncesi yine “Aaaa burada bu mu varmış” dedirtecek gibi gözüküyor.

Sezon Bitimindeki Dikkat Çeken Yıldız Ayrılıkları: Myles Garrett ve Cooper Kupp

Bizler tam Super Bowl’a konsantre olduğumuz zaman diliminde önce Myles Garrett sonrasında da Cooper Kupp’un takas haberlerinin çıkması “Yav şimdi sırası mı?” dedirtse de Super Bowl sonrası için ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Nitekim kendilerinin takımlarından ayrılacak olmalarını da yine 2024 sezonu için önemli bulduğum noktalardan gördüğüm için yine bu sezonun olayları arasına ekledim. Şayet iki oyuncunun da gideceği takımlarda katabilecekleriyle birlikte bulundukları şehrin takımını Super Bowl kalibresine taşıyabilir hatta şanslarını daha da arttırabilir. Öte yandan ikisi için de farklı durumlar mevcut.

Myles Garrett cephesinde tabii ki beklenti Super Bowl kazanmak. Nitekim Browns genel menajeri “Asıl amaç Canton’a gitmek” dese de Garrett’in isteği yüzük ve bu konuda da pek de haksız sayılmaz. Deshaun Watson gibi bir oyuncuya kamyon dolusu para verip takımın geleceğini düşüncesizce heba eden Browns yönetimin kuvvet ve muhtemel önümüzdeki birkaç yıllar boyunca Lombardi Kupa’sıyla pek bir ilgisi olmayacak. Cooper Kupp için ise bu seneki kullanımı nedendir bilinmez ikinci kademe bloklarını yapan ve saha kenarında top yakalayan standard bir üçüncü receiver şeklindeydi. Slot oynamasına rağmen oyun bilgisi yüksek olan Kupp’un hala daha verebileceği birkaç şey varken Rams’in kolay vazgeçmesi de enteresan. En azından takıma şampiyonluk getirmiş ve Super Bowl MVP’si olmuş adama bundan daha iyi muhamele yapılmalıydı.

Bu sezon en çok dinlediğim podcast’ler…

Biraz da böyle bir başlık olsun diye düşündüm. Sezon içerisinde sürekli ve tekrarlı olmasa da kendimi daldan dala atlayıp birçok podcast’i dinlerken buldum ve bir noktada artık bir tanesine bağlanmaya karar verdim. Gerçi NFLTR Podcast başımızın tacı. Orası yadsınamaz bir gerçek. Lakin biraz da “worldwide” yani dünyaya açılmak lazım dedim. Şayet diğer podcast’ler konusuna geri döneceksem tabii sezonun sonlarına doğru istikrar sağlayamadım ve dağınık bir podcast takibi listesi oluştu elimde. Belki de dedim bunu paylaşmak daha doğrusu ve en azından siz değerli okurlar da benim gibi dağılsın. Şaka tabii ki sadece belki ilginizi çekebilir diye düşündüm. Son olarak buradaki podcast’leri haftalık olarak maçlar öncesinde ve sonrasında dinlediğimi söyleyeyim. Hem maç önü hem de maç sonu analiz ağırlıklı içerikler ve İngilizce podcastler…

Öncelikle en çok dinlediklerim arasında Rich Eisen var. Muhtemelen bir numaralı podcast’im diyebilirim. Gerçi çok popüler olduğu için önermek mantıksız geliyor. Yine de bahsetmiş olayım bilmeyenler dinleyebilir.

Öte yandan ikinci sırada The Atlethic Football Show podcast’inden Robert Mays var. Kendisini The Ringer zamanından beri yazılarını okuduğum için podcast’lerine de üç sezondur merak salarak dinliyorum. Geçen sene Nate Tice ile yapıyordu programını; bu sene ise Tice, Yahoo’ya geçince şimdilerde kapanan ama çok beğendiğim sitelerden olan Football Outsiders’ta yazan Derrik Klassen ile devam ediyor.

Yorumcu piyasasının en “underrated” yani yeterince değer görmeyen isimlerinden olan Richard Sherman’ı dinlemenizi tavsiye ederim. Zaten Michael Crabtree röportajından sonra laf yapma konusunda uzman olduğu belliydi. Ancak Perşembe gecesi maçlarındaki yorumculukları dışında ortalama 30 dakikalık kendi podcast’ini de tavsiye ederim. Çerezlik niyetine güzel gidiyor.

ESPN’deki en mantıklı insanlar listesinin belki de başında olabilecek Ben Solak da yine ESPN’in öne çıkan isimlerinden Mina Kimes ile podcasti mevcut. Kendisini oradan takip ediyorum. Aynı zamanda yazıları da mevcut. Analiz konusunda da kendisi yine başarılı. Daha da yükselecektir.

Ross Tucker’ı bilenleriniz var mı bilmiyorum ama kendisi eski bir Philadelphia Eagles oyuncusu ve takımın resmi youtube sayfasında yıllarca oyunları anlattı. Ben de kendisini oradan tanıdım. Onun podcastlerinde en sevdiğim bölümü güç sıralaması yaptığı bölümler. Yine de fırsat buldukça da ekstra bölümler de dinliyorum.

Son olarak geçen sezon biten Around the NFL podcastinden Dan Hanzus ve Marc Sessler’in “Heed the Call” podcastini de tavsiye ederim. Her ne kadar bir Around the NFL tadında olmasa da ikilinin haftalık sohbetleri keyif veriyor. Yine maç sohbetlerinin de doyurucu olduğunu düşünüyorum.

NFL 2024 sezonunu artık bitirdik. Ama NFL Combine, serbest oyuncu piyasası ve NFL Draft mevzularıyla bir süre daha ortalıkta olacağız. Bizle olanlarla vedalaşmıyorum; maçlarla ilgili olanlara ise gelecek sezon görüşmek üzere diyorum… Hoşça kalın…