Merhaba NFLTR takipçileri. Bu hafta yazı formatında değişiklik yapmaya karar verdim. Geçtiğimiz haftaiçi açıklanan Pro Bowl kadroları bu konu hakkında yazı yazmak istememin en büyük nedeni oldu. Ayrıca Raiders’ın Chiefs karşısında aldığı çok önemli galibiyeti kaçırmam ve Cowboys’un anlamsız bir maçta Eagles karşısında kaybetmesini kaleme dökmek istemeyişim de bunun nedenleri. Her sezon her iki konferansın “en iyi” oyuncularını karşılaştıran bu maç en prestijli mücadelelerden birisidir. Çünkü bir oyuncunun kaç kez Pro Bowl’a seçildiği onun kalite göstergesi açısından önemli bir noktadır. Kısaca buna NBA’den de aşina olduğumuz All-Star maçını örnek gösterebiliriz. Bir bakıma bu da NFL’in tüm yıldızlarının bir araya geldiği bir All-Star maçı. Her sene olduğu gibi bu sene de kadrolar açıklanır açıklanmaz tartışmalar da beraberinde geldi. Yazımda seçilen oyuncuların üzerinden giderek daha çok hak edipte seçilemeyen oyunculara vurgu yapacağım. Tabi bunlar benim kendi fikirlerim. Hadi başlayalım.
İlk olarak en büyük tartışmaların yaşandığı NFC konferansı ile başlıyoruz. Bu konferansın QB’leri içinde en çok oyu alarak ilk 11 çıkmaya hak kazanan ve bunu sonuna kadar hak eden isim Packers QB’si Aaron Rodgers. Burada sorun yok. Rodgers oynadığı oyun ile bu ligin en iyi QB’si olduğunu kanıtladı diyebiliriz. 45 TD pasının yanı sıra 4,643 yard pas ile bu alanda lig üçüncüsü. 122.5’lik pas reytingi ile de ligin en iyisi konumunda. Şu an dünya üzerinde kendisini tartışacak tek bir kişinin bile bulunduğunu düşünmüyorum. Takımı Packers’ın 14-1-0 derecesinin en büyük mimarı da kendisi. Yedek QB’lere baktığımızda ise Saints’ten Drew Brees ve Giants’tan Eli Manning’i görüyoruz. Rodgers’ı tartışmak her ne kadar yersiz olacaksa aynı şeyler Brees için de geçerli. Kendisi 5,087 ile ligin en çok yard pas atan QB’si. Yıldız QB bu alanda geçtiğimiz hafta NFL tarihine de adını yazdırdı. Ayrıca pas reytinginde de 108.4 ile Rodgers’ın hemen arkasında. Yani Brees için de yapılacak bir itiraz yok. Ancak aynı şeyleri QB 3 olarak kadroya seçilen Eli Manning için söyleyemeyeceğim. Kendisi her ne kadar ligin en değerli QB’leri arasında olsa da bu sezon seçilmeyi hak eden isimin o olduğunu düşünmüyorum.
Diğer seçenekler olan Matthew Stafford ve Tony Romo daha çok hak eden isimlerdi bana kalırsa. Özellikle Stafford’ın bu sezon bu onura erişmesi gerekiyordu. Yıllar sonra play off bileti alan Lions’ta farkı yaratan oyuncuydu ve Lions’ın yıllar sonra sahip olduğu en iyi QB. İstatiksel açıdan baktığımız zamanda Manning’e karşı üstünlük sağladığını görüyoruz. Manning’in 26 TD pasına karşılık Stafford’ın 36 TD pası var. Pas reytinginde de genç oyuncu 96.6’ya 90.3 önde. Kısacası Stafford’ın daha çok hak ettiğini düşünüyorum. Bu konuda benim gibi düşünen bir çok kişi daha vardır. Manning’den daha çok hak eden diğer bir isim de Tony Romo’ydu. Bunun Cowboys ya da Romo’ya olan sempatim ile alakası yok. Romo kötü başladığı sezonu çok iyi götürdü. Sezonun yarısını kaburga sakatlığı ile oynamasına rağmen ligin en iyi dördüncü pas reytingi olan 102.3’yi yakaladı. Tamamlanan pas yüzdesinde ise hem Manning hem de Stafford’a üstünlük sağlamış durumda. Eğer bu Pazar play off biletini kapacak takımı belirleyecek olan dev maçta Giants ve Manning’e karşı üstünlük sağlarsa bu tartışmaların dozu daha da artacaktır.
Gelelim NFC RB’lerine. İlk 11 de olacak isim Eagles’ın bu sezon büyük çıkış yapan RB’si LeSean McCoy. Bir çok etkileyici RB performansları izlediğimiz NFC’de kimse bu genç adamın bu onura layık olmadığını söyleyemez. McCoy’un ne kadar muhteşem bir sezon geçirdiğini görmek için istatistiklerine bakmanız yeterli. Ligde 3. yılını yaşayan McCoy 1309 koşu yardıyla tüm ligde ikinci sırada. Daha da ilginç olanı toplam TD sayısı. Bu sezon toplam 20 TD’ye imza atarak bu alanda NFL’deki en yüksek sayıya ulaştı. Ayrıca bunların 17 tanesi koşu TD’si. Kendisini ne kadar geliştirdiğini geçen sezon ki TD sayısına bakarak anlayabilirsiniz. Kariyerinde ilk defa Pro Bowl’a seçilen McCoy bunu sonuna kadar hak etti. Tartışmaların en az olacağı pozisyonlardan biri olan NFC RB pozisyonunu paylaşan diğer isimler 49ers’tan Frank Gore ile Bears’ten Matt Forte oldu. Matt Forte sakatlanana kadar takımı Bears’ın tek hücum opsiyonu olarak büyük işlere imza attı. Sadece 12 maç oynayabilmesi ve buna bağlı rakamlarındaki düşüş adının bu kadroda olmasını tartışma konusu haline getirdi. Çünkü kötü bir sezon geçiren Seahawks’ta ayakta kalan tek isim olan ve gün geçtikçe daha da iyi oynayan Marshawn Lynch gerçeği vardı. Ben bu iki oyuncuyu kıyaslamakta oldukça zorlandım. Forte’nin seçilmesine herhangi bir itirazım olmadığı gibi Lynch’in seçilmesine de bir itirazım olmayacaktı. Sonuç olarak iki isim de hak etti ancak daha çok sevilen Forte kadroya giren isim oldu. Takımdaki son RB ise Frank Gore oldu. 9 yıl sonra play offa kalan aynı zamanda da müthiş bir sezon geçiren 49ers bu başarısını her ne kadar savunmasına borçlu olsa da takımın en büyük hücum gücü Gore’du. Gore gücü ve hızı en iyi birleştiren az sayıdaki RB’lerden biri olarak öne çıkıyor. Bu sezon yakaladığı 1,202 koşu yardı ve 8 TD rakamları da oldukça etkileyici.
WR mevkiinde ise ilk 11 de Calvin Johnson ile Larry Fitzgerald, yedeklerde de Steve Smith ile Greg Jennings bulunuyor. İlk 11 de başlayacak olan iki isimde bu oyunun en popüler recieverları. Yani seçilmeleri beklenen bir şeydi. Bu şöhretlerini de sonuna kadar hakkediyor Johnson ve Fitzgerald. İki isim de top yakalama yardında ligde ilk 5’te. Rakamlara baktığımız zaman Calvin Johnson’ın kariyerinin en iyi sezonunu geçirdiğini görüyoruz. Bu sezonki 85 reception, 1,437 yard pas yakalama ve 15 TD kariyerinin en yüksek sayıları. Sezon ortasında Lions’ın düşüş yaşadığı dönemde kendisi de düşüş yaşadı. Eğer bu olmasaydı Megatron’un daha da yüksek rakamlara imza atması muhtemeldi. Bu başarılı sezonunun arkasındaki en büyük isimin ise Matthew Stafford olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ayrıca Johnson’ın bu istatistikleri çoğu maçta 2 hatta 3’lü markaj altında yaptığını da söyleyelim. Fitzgerald ise sezon başında imzaladığı 8 yıllık 120 milyonluk kontratla en çok kazanan oyuncular arasına girmişti. Ancak bu sezon diğer sezonlarının aksine daha vasat geçti onun için. Keza kariyerinin en düşük ikinci reception sayısını elde etti bu sezon. Tabi bunda Cardinals’taki QB sorunlarının etkisi önemli oldu. Takım olarak kötü bir sezon geçirdiler. Fakat yine de Fitzgerald’sız bir Pro Bowl düşünülemezdi. Yıldız oyuncu 6. kez Pro Bowl’a seçilmiş oldu. Yedeklere baktığımda eleştireceğim bir seçim olacağını söyleyebilirim. Greg Jennings yerine bu sezon büyük çıkış yapan Giants WR’si Victor Cruz’un bunu daha çok hak ettiğini düşünüyorum. Jennings’in bu sezon Jordy Nelson ve James Jones’un performansları dolayısıyla biraz gölgede kaldığını düşünüyorum. Kendisi hala Packers’ın birinci skor opsiyonu ancak Cruz bu sezon çok iyi oynadı ve Pro Bowl’u daha çok hak etti. Jennings’in artısı takımı ve daha popüler bir isim olması oldu. Ayrıca takım arkadaşı Jordy Nelson’ın da Pro Bowl biletini Jennings’ten daha çok hak ettiğini düşünüyorum. Diğer yedek WR Steve Smith ise berbat geçen bir yılın ardından bu sezon patlama yaşadı. Şehre enerji getiren çaylak Newton bunun en büyük sebebi. Spektaküler WR’ın geçen sezon 554 yard pas yakaladığını, bu sezon ise bu sayının 1,308 olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu pozisyon için seçilebilecek diğer isimler Falcons’ın tecrübeli WR’si Roddy White ile çaylak Julio Jones’tu.
Sıra geldi tartışılan bir başka mevki olan Tight End’e. İlk 11’de sahaya çıkacak isim sezona damga vuran TE Jimmy Graham. Yedekte ise efsane TE Tony Gonzalez var. Graham’den başlayalım. Ligde ikinci sezonunu yaşayan genç oyuncu bu sezon Saints hücumunun kilit ismi oldu. Aynı zamanda Brees’in favori hedefi haline gelen oyuncu Patriots TE’si Gronkowski ile recieving yards da ilk 10 içindeki iki TE’den birisi. Geçen sezon 31 olan reception sayısını bu sezon neredeyse 3 katına çıkardı. Buna paralel olarak receiving yards da 356’dan 1,213’e fırladı. Kısaca Graham Pro Bowl’a seçilmeyi sonuna kadar hak etti. Burada beni en çok şaşırtan Jason Witten’ın seçilmemesiydi. Lige girdiği 2004 yılından beri aralıksız 7 kez Pro Bowl’a seçilen Dallas’ın altın çocuğu ilk kez bu kadronun dışında kaldı. Bunun en büyük sebebi de Jimmy Graham’in bu büyük çıkışı oldu. Çünkü Tony Gonzalez’in her yıl pro bowl’daki yeri garanti gibi bir şey. Gonzalez ve Witten arasında bir tercih olabilirdi. İki oyuncunun da istatistikleri birbirine çok yakın. Ancak Witten’da önceki yıllara oranla bir düşüş var. Gonzalez ise istikrarını sürdürüyor. Ben Witten’ın bu kadroda olmasını tercih ederdim. Bu üç isim dışında fazla dikkat çekici TE performansları izleyemedik NFC konferansında.
Hücum takımında O-Line oyuncuları ise şu şekilde oldu. T Jason Peters (Eagles), T Joe Staley (49ers), G Jahri Evans (Saints), G Carl Nicks(Saints) ve C Ryan Kalil (Panthers). Bu 5 oyuncunun da hak ettiğini düşünüyorum.
Gel gelelim NFC konferansının savunma takımına. İlk olarak D-Line ile başlıyoruz. İlk 11 başlayacak DE’ler Jared Allen ile Jason Babin. Bu iki isim de ligin en dikkat çeken rush man’leriydi. Bunların arasına bir de Jason Pierre-Paul’u da koyabiliriz ki kendisi de yedek DE olarak takıma girmeyi başardı. Bu üç isim ligin en çok sack yapan 5 oyuncusundan üçü. Jared Allen her zaman bu ligin önemli pass rusherlarından birisiydi. Babin ise Eagles forması altında oldukça başarılı bir sezon geçirdi ve bu yazı yazılırken sack sıralamasında 18.0 ile liderliğe oynuyordu. Pierre-Paul ise bu sezon müthiş bir çıkış gerçekleştirerek Giants savunmasının en önemli ismi konumuna yükseldi. İkinci senesini geçiren genç oyuncu da Jimmy Graham gibi kendini fersah fersah geliştiren bir oyuncu oldu. Eğer NBA’de olduğu gibi en çok gelişme gösteren oyuncu ödülü verilseydi Pierre Paul ile Graham bu ödülün en büyük adayları olurdu. D-Line’ın diğer elemanları DT’ler ise ilk 11 de Jay Rattliff ve Justin Smith, yedekte ise B.J Raji oldu.
Tartışmaların bir diğer odak noktası ise linebacker mevkiindeydi. İlk 11 deki isimler DeMarcus Ware, Clay Matthews ve Patrick Willis kimsenin eleştiremeyeceği türden oyuncular. Asıl sorun yedeklerde. OLB Lance Briggs ve MLB Brian Urlacher seçildi. Bu iki veteran ismin her ne kadar kalitesi tartışılmaz olsa da artık zamanları geçmeye başladı. Benim düşüncem artık genç LB’lerin onların yerlerini alması gerektiği. Bana göre OLB Sean Lee, MLB ise NaVorro Bowman olmalıydı. Penn State çıkışlı iki genç LB de bu sezon etkileyici performanslar gösterdiler. Bowman 49ers’ın çıkışında en büyük pay sahibi savunmanın kilit ismi oldu. Sean Lee’siz Cowboys’un koşu hücumunu durdurmakta ne kadar zorlandığını gördük. Belki bu sene seçilemediler ancak gelecekte lige damga vuracak bu iki isim.
Bir de D-Back’lere göz atalım. İlk 11 başlayacak CB’ler ligin en iyilerinden Charles Woodson ve bu sezon kariyer interception rekoru kıran Carlos Rogers. Woodson için söylenecek pek bir şey yok. Yıldız CB her zaman ki gibi çok iyi bir sezon geçirdi. Yaptığı 7 interception ile bu sezonda ligde başı çekiyor. Rogers da bu sezon 6 interception ile dikkatleri üzerine çekti. Yedek CB ise Bears’tan Charles Tillman.
Geldik safety pozisyonuna. Seahawks’tan FS Earl Thomas, Cardinals’dan ise SS Adrian Wilson. Yedek FS ise Dashon Goldson. Gösterdikleri performans açısından Goldson’ın ilk 11 çıkmayı daha çok hak ettiğini düşünüyorum. Eğer Nick Collins sakatlığı nedeniyle sezonun neredeyse tamamını kaçırmasa onun başlaması muhtemeldi. Earl Thomas’ın neden seçildiğini de pek anlamış değilim.
Son olarak özel takım elemanlarına geldi sıra. Genel olarak NFC pro bowl takımına damga vuran San Francisco 49ers burada da egemenliğini kurdu. K Divid Akers üzerine fazla konuşmaya gerek yok. NFL’in en iyi iki Kicker’ından birisi bana göre. P Andy Lee ise bu sezon iyi iş çıkardı. KR çaylak Patrick Peterson bu yıl bu kadroda Kick of Returner olarak yer buldu. Ancak önümüzdeki senelerde bu lige damga vuracak ve CB pozisyonunda bu kadroda yıllarca kendine yer bulacak bir oyuncu. Hızı sayesinde de oldukça iyi bir return oyuncusu. Takımın son elemanı ise özel takım oyuncusu olarak Bears’tan Corey Graham.
Şimdilik bu kadar. Bir daha ki yazımda da AFC konferansı takımını değerlendireceğim. Görüşmek üzere.