Üniversiteler Ligi Çeyrek final maçları dün sonuçlandı. Ben de ODTÜ ile Anadolu Üniversitesi arasındaki maçı izledim. Korumalı futbol adına herşeyi içeren bir maç olduğunu söylemem gerekir. Bu yazımda sadece maç yorumu olmayacak. Yazımı başlıklar altında toplamak gerekirse öncelikle iletişimsizlik üzerine birkaç yorumum olacak. Federasyon-MHK-Kulüpler ve oyuncular arasında son zamanlarda yaşananlara kendi yorumlarımı ekleyeceğim. İkinci kısımda maçın ilerleyişini skor anlamında özetleyeceğim. Üçüncü kısımda maçtaki ilginç olaylar; pozisyonlarla ilgili yorumlarım olacak. Bu kısımda hakem kararlarını eleştireceğim; şaşırmayın; kızmayın. Dikkatli okursanız hak vereceksiniz. Dördüncü bir kısım olarak tribünden takımların göründüğünü değerlendireceğim. Bu da taraflı bir yorum olacak. Son olarak da olası (bu tarihte bu kelimeyi kullanmak ayıp ama elimde değil) yarı final eşleşmelerini değerlendireceğim.
“Sosyetik sporumuzu” (merak edenler http://www.tbsf.org.tr/ adresine girerek 4-5 gündür yayınlanan; sporun gelişmesine müthiş katkısı olan haberi okuyabilirler) izlemek adına ODTÜ’deydim pazar günü. Federasyon sitesinde maç 12.00’de duyurulmuştu. ODTÜ oyuncularının bana söylediği ise maçın 13.00’te başlayacak olmasıydı. Ben kişisel işlerim nedeniyle erken gittim ve gördüm ki hakemler saat 11.30’da hazırlanmış; takımlar meydanda yok. Anadolu Üniversitesi henüz ODTÜ Yerleşkesi’ne bile ulaşmamış. Ben hakemlere maç saatini sordum; onlar da bana maça tam saatinde (12.00’yi kastediyorlar) başlar mıyız diye sordu. Ben de bilemem tribünde olacağım cevabını verdim. Yine de konu aydınlansın diye takım yöneticilerine haber verip hakemlerle görüşmelerini istedim. En azından maç saatinin 13.00 olduğu kesinleşti.
Anlattığım olay üzerinde durulmaması gereken basit bir ayrıntı aslında. Ama son zamanlarda herşey üst üste gelmeye başladı. Eskiler (zamanında ön saflarda yer almış; TAFÜK ve benzeri oluşumlarda aktif görev almış; sonra da ununu elemiş, eleğini asmış oyuncu ve yöneticiler) son zamanlarda haklı olarak federasyon çalışmalarını sorgulamaya başladı. Eski yönetimle yeni yönetim arasındaki 7 farkı bulmaya; vaatlerin yerine getirilip getirilmediğini bulmaya; takımların nerede yanlış yaptığını anlamaya çalışıyorlar. Bu kapsamda oyuncular birliği ve kulüpler birliği tartışmaları gündemde. Seneye ne olacağı hala meçhul. Hatta Üniversiteler Ligi eşleşmeleri şu anda söylentiden ibaret; maç yerleri tamamen muamma. Bu ortamda maça giden hakemler ve maça çıkacak takımlar maç saatinde hemfikir değilse ciddi iletişim sorunları vardır. Bence camianın öncelikli olarak çözmesi gereken sorun budur. Herkes birbirinin derdini anlamalı çözüm üretmelidir. Yoksa yılladır yaptığımız yapar; forumlarda sen haklısın sen de haklısın der dururuz. Bir arpa boyu yol alamayız.
Neyse bu konuyu çok uzatmadan maç konusuna döneyim ben. Yoksa bu yazı bitmez. Maça Anadolü Üniversitesi Hücum takımıyla gayet iyi başladı. Sahaya ilk çıktıklarında istikrarlı ve kararlı şekilde ilerleyerek sayıya bir hayli yaklaştılar. TD bulamasalar da bir alan golü ile 3-0 öne geçtiler. Sonrasında sahaya çıkan ODTÜ hücum takımı TD ile skoru 6-3 lehine çevirdi. Sahaya toparlanmış olarak dönen ODTÜ defans takımı ise bir safety ile skoru 8-3’e getirdi. ODTÜ TDu ile 14-3 olan skor tribünde ODTÜ seyrcilerini bir miktar rahatlattı. ODTÜ Defans Takımı Anadolu Hücum Takımı’nı kendi 10. yardına kadar geri sürüklemiş ve “3 ve çok” (2. hak da olabilir emin değilim) oynatırken çok şık bir pas oyunu ile 90 yarda ilerleyen Anadolu Üniversitesi maçtaki tek TDunu yaptı skor 14-9’a geldi. Sonrasında maç genelinde ODTÜ Savunması Anadolu Hücumu’nu durdurdu; ODTÜ Hücumu da son zamanların en başarılı oyununu çıkarıp maç boyunca skor üretmeye devam etti. Skor sırasıyla (bir yerden sonra not aldım kağıda karıştırmamak adına) 20-9, 26-9, 28-9 (ekstra), 34-9 ve 36-9 oldu. İlk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarıda da maç aynı şekilde devam etti ve skor sırasıyla; 42-9, 43-9, 49-9, 55-9, 61-9, 67-9, 73-9 ve 75-9 (ekstra) oldu. Bu skorla maç tamamlandı.
Maç içerisinde çok karşılaşmadığımız birkaç pozisyon da yaşandı. Bunlardan ilki Anadolu TDu sonrasında yaşandı. Alan golü denemesi bloklandı ve top ODTÜ savunma oyuncularında kaldı. Sahayı boydan boya geçip 2 sayı kazanmaya çalışan ODTÜ oyuncusu amacına ulaşamadan durdurulsa da bir hayli yaklaşmıştı. Bu sahneyi birgün göreceğiz Türkiye’de. Maçın en saçma olayı bu pozisyondan hemen sonra yaşandı. Başlama vuruşunu karşılayacak olan ODTÜ takımı sahaya ilk giren takımdı ve ikinci çeyreğe geçilmiş olmasına rağmen ilk çeyrekte hücum ettikleri yöne dizildiler. Yani sahanın ters tarafında dizildiler. Anadolu üniversitesi da geçip karşılarına dizildi. Hakemler de yerlerini aldı; herkes durumdan memnun; kimse garipliğin farkında değil. Tribünden müdahale etmesek oyun devam edecekti. Merak ediyorum kural kitabında bununla ilgili birşay var mı? Yoksa TD yaptım zanneden takım aslında çok fazla zahmet harcayarak rakibine safety ile 2 sayı mı hediye etmiş olacaktı (espri). Sonuç ne olursa olsun oyuncular bu hatayı yapmış bile olsa hakemlerin tribünlerden önce farketmesi gerekirdi. Olacak iş değil! Bir diğer ilginç olay ise aslında çok ucuz atlatıldı. Anadolu Hücum Takımı oyuna başlamak için hazırlanırken (gavur huddle diyor) Anadolu Üniversitesi yedek oyuncularının ve yönetiminin bulunduğu yere (bench demek istemiyorum) ambulans çağrıldı. Pratik bir insan olduğunu sonradan farkettiğimiz ambulans şoförü ise baktı sahada koşturan yok; daldı sahanın ortasına; en kısa yolu kullandı. Bu arada oyuna başlamak için hareketlenen Anadolu Hücum Takımı topyekün ezilme tehlikesi atlattı.
Zaman zaman tribünden benim gördüğüm cezaları sahada görmemiş olsalar da; hatalı kararlar vermiş olsalar da hakemleri takdir ettiğim bir nokta da vardı. Yıllardır başlama vuruşu için hakemlerin yavaş kaldığını; topa vurmak için hazır olan takımın hakem beklemek zorunda kaldığını söylerdim. Bu konuda yazdılarımın, söylediklerimin bir faydası var mıdır bilmiyorum ama bu kez hakemler doğru olanı yaptılar. İkinci yarının hemen başı; Anadolu Üniversitesi topa vurmak için hazır hakemlere işaret verdiler. Hakemler de yerlerine onlar da işaretlerini verdi. Halen sahada kask takmaya çalışan ODTÜ Takımı yerlerinde bile değil. Anadolu topa vurdu; sonra gitti yerdeki topun üzerine kapanıp topu kontrolüne aldı ve hücumla başladı. Geç dizilen takımı cezalandırmak adına bu hareketi takdir ettim. Ama aynı hakemlerin bizce topu tutamış (bakınız impetus kavramı) oyuncunun kaçırdığı topa fumble demesi tribünde oy birliği ile yanlış karar olarak yorumlandı. Hemen açıklama yapayım; ODTÜ lehine bir karardı ve yanlış karardı diyen insanların hepsi eski ODTÜ oyuncularıydı. Hakemlerimizin istikrarlı olacakları günleri iple çekiyorum.
Takımlara değinecek olursak, aslında söylenecek çok birşey yok. Daha önce izlemediğim ama etkin diye duyduğum Anadolu Defansı ODTÜ Hücumu karşısında çok etkisiz kaldı. Belki sakatlıklar, eksiklikler vardı, belki günlerinde değillerdi ama daha kendilerinden daha iyi bir oyun bekliyordum. Anadolu Hücumu ise ilk yarıda kısmen etkili olsa bile ikinci yarıda çok etkisizdi. Göksel ile zaman zaman güzel koşu oyunları yapan; pas oyunlarında etkili olabileceğini gösteren (tekrar ediyoorum TD pozisyonu harikaydı) takım ODTÜ Defansı’nı aşamadı.
ODTÜ Takımı için “Şahinler Uçuyor” diyebiliriz. ODTÜ Defansı maça başlarken tutuk kaldı. TD vermese de ciddi ilerleyişi durduramadılar ve alan golü yediler. Maç içerisinde zaman zaman da pas oyunlarında hatalar oldu. Çok fazla olmasa da kritik olan birkaç hatadan biri TD oldu; 2 tanesi Anadolu Üniversitesi Hücum takımının hatası nedeniyle olmadı. ODTÜ Hücum Takımı için sadece şunu söyleyeceğim: “Ben ODTÜ Hücum Takımı’nı yıllardır bu şekilde görmedim”. Pas oyunları iyidi (maç sonlarında QB korumasında yaşanan sorunlar dışnda), koşu oyunları yerindeydi. Bloklar iyi çalıştı; oyuncular bireysel yeteeklerini sonuna kadar kullandı. Koç İzzet Özsan takımla harikalar yaratıyor ve Şahinler son saniyeye kadar ciddiyete savaşıyor.
Daha önce son 4 takım Ankara takımları olur ve şampiyonluk için favorim ODTÜ demiştim ve hala arkasındayım. ODTÜ rakip kim olursa olsun kalan iki maçını kazanıp şampiyon olabilecek güçte bir takım. Mevcut durum ODTÜ-Bilkent, Gazi-Hacettepe eşleşmesini gösteriyor. Bu durumda kırmızı beyaz bir final bekliyorum. Yok eşleşme değişirse (sene başında açıklanan fikstür son anda yarı finalde niye değişir, amaç nedir, niye bu saate kadar bilinmez ayrı tartışma konusudur ama bu yönde bir söylenti var) birbirleri ile karşılaşmazlarsa ODTÜ-Hacettepe finali, karşılaşılarsa ODTÜ-Gazi finali bekliyorum.