Kolej futbolu adına çok önemli bir haftayı geride bıraktık. Regular sezon bu haftasonu oynanan karşılaşmalarla tamamlandı. Kuşkusuz haftanın en önemli olayı Georgia Dome’da gerçekleşti. Haftaya 1 numara olarak giren Florida Gators, haftaya 2 numarada giren Alabama Crimson Tide karşısında 32-13 yenilerek, hem kendini 5. sırada bularak şampiyonluk maçı oynama şansını kaçırdı, hem de oynadıkları futbolla taraftarlarına büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Alabama ise bu galibiyetle regular sezonu bütün Poll’larda 1. olarak tamamlayarak, Texas Longhorns ile Ulusal Şampiyonluk maçına çıkma hakkını elde etti. Üstelik bu mağlıbiyetle son şampiyon Florida 22 maçlık rekor yenilmezlik ünvanını da yitimiş oldu.

Karşılaşma öncesi ben de dahil herkes Florida’da son maçlarına çıkacak olan All-American QB Tim Tebow’un Florida’yı şampiyonluk maçına taşıyabileceğini düşünüyordu. Ancak neredeyse bütün sezonun yükünü omuzlarında taşımış olan Tebow bu sefer tek başına kazanamadı. Tebow 63 yard koşup 247 yard pas atmış (1 TD) olmasına rağmen, Florida defansının kötü günüde olması yenilgiyi getirdi. Ancak burada büyük iş başarmış olan Alabama’nın da hakkını yememek lazım. Ayağı yere sağlam basarak hücüm yaptılar. Alabama’da özellikle iki oyuncu ön plana çıktılar; 113 yard koşarak 3 TD bulan Mark Ingram ve 239 yard pass atarak 1 TD yaptıran maçın MVP’si QB Greg McElroy.

Karşılaşmanın ilk çeyreği Florida defansının maç boyunca zaaf vereceğinin sinyallerini veriyordu. Çünkü çeyreğin büyük çoğunluğunda topa sahip olan taraf Alabama oldu. Alabama ilk kesintisiz drive’ında topa 4’23’’ sahip olarak bir field goal buldu. Bunu ikinci kesintisiz drive (3’56’’) sonucunda bulunan Mark Ingram imzalı koşu TD’ı izledi (Kick kaçırıldı). Ardından Florida bu çeyrekte topa sahip olduğu son 5 dakikada NFL kalitesinde 48 yardlık bir field goal bularak çeyrek sonunda skoru 9-3’e getirdi.  İkinci çeyrekte biraz daha toparlanmaya başlayan Florida bu çeyrekte Tim Tebow’unda sahneye çıkmasıyla maça ortak oldu. Çeyreğe önce Alabama’nın yine uzun bir drive (5’47’’) sonucunda bulduğu field goal ile başlandı. Ardından Florida Tebow-Nelson ikilisi ile buna cevap vererek karşılaşmadaki tek TD’larına imza attılar. Fakat Alabama yine Mark Ingram’ın koşu TD’ı ile arayı açmaya çalıştı. Ne varki Florida kickerı Sturgis bulduğu bir diğer field goal ile buna izin vermedi.

Devre sonunda skor 19-13 Alabama lehine sonuçlanmış olsada, ben de dahil çoğu kişi ikinci yarıda Tebow’un oyuna ağırlığını koyabileceğini ve ivme kazanan Florida’nın farkı kapatabileceğini düşünüyordu. Ama herkesi yanıltan, hesaba katılmayan şey, Alabama’nın maçı kazanmayı ne kadar istediğiydi. Zaten 3. çeyrek başladığında bu bariz bir biçimde de ortaya çıkmış bulunuyordu. Zira Florida ofansı maç sonuna kadar hiçbir sayı üretemeyecek, iki çeyrek boyunca yani 30 dakika boyunca topa sadece 6’48’’ sahip olabilecek ve Alabama her iki çeyrekte de bulduğu 1 er TD ile maçı 32-13 kazanacaktı. 3. çeyrekte maçın MVP’si de seçilen Alabama QB’si Greg McElroy Peek’e attırdığı 17 yardlık TD ile ve son çeyrekte de maçtaki 3. TD’ını bulan Mark Ingram buldukları sayılar ile bu karşılaşmada taçlanrıdılmış oldular.

Bir başka ilgimi çeken nokta da Alabama’nın son TD’ınından sonra yani skoru 32-13’e getirmişken bu sayının extrasını kick olarak değil de pas olarak yapmaya çalışmalarıydı. Elbette ne kadar çok atarsan o kadar iyi ama bence burda biraz da Florida ile dalga geçilmiş de olabilir diye düşünüyorum. Öyle ya da böyle bu sonucu değiştirmez. Alabama hak etti ve kazandı. İlgi çekici bir başka not ise topa sahip olma sürelerinde. Alabama karşılaşmada 39’37’’ topa sahip olmuşken bu süre Florida için sadece 20’23’’. Burada Alabama’nın izlediği topa sahip olarak rakibi yıpratma ve onlara hücüm şansı vermeme stratejisinin başarısını övmek gerekir. Çünkü karşınızda Tim Tebow ve onun takımı varsa yapılacak en akıllıca şey basitçe topu ona vermemek olacaktır. Bu bakımdan Alabama’yı kutluyorum ve şampiyonluk maçında başarılar diliyorum. Her ne kadar gönlümden Texas geçse de umarım zevkli bir mücadele izleriz.

NCAA’de bu hafta bu karşılaşma dışında da ilgi çekici bazı sonuçlar alındı. Oregon derbisinde gülen taraf evsahibi Oregon oldu ve Oregon State’i 37-33 yendi. Texas ise deplasmanda zorlanarak da olsa Nebraska’yı 13-12 geçti ve BCS Standings’de 2. sıraya yerleşerek şampiyonluk maçına çıkma hakkını hazandı. Çok çekişmeli ve oldukça zevkli geçen mücadele sonunda ise Cincinnati deplasmanda Pittsburgh’u 45-44 yenerek 3. sırada yer aldı. Boise State ise New Mexico State’i 42-7 yenerek 13-0’lık bir seriye ulaşmasına rağmen sıralamada ancak Florida’nın ardından 6. sırada yer bulabildi.

Bu hafta yanınlanan 6 Aralık tarihli sezonun son (#8) BCS standings sıralaması ise şöyle oluştu:
1.   Alabma
2.   Texas
3.   Cincinnati
4.   TCU
5.   Florida
6.   Boise State
7.   Oregon
8.   Ohio State
9.   Georgia Tech.
10.   Iowa
11.   Virginia Tech.
12.   LSU
13.   Penn State
14.   Brigham Young
15.   MiamiFlorida
16.   West Virginia
17.   Pittsburgh
18.   Oregon State
19.   Oklahoma State
20.   Arizona
21.   Stanford
22.   Nebraska
23.   Utah
24.   USC
25.   Wisconsin

Bu sıralama ile geride bıraktığımız NCAA 2009-10 regular sezonu sonrasında artık herkesin gözü Bowl karşılaşmalarında. Fakat bu karşılaşmalardan önce sisteme yabancı olan arkadaşlarımız icin kısaca bir ön bilgi vermek yerinde olacaktır. Öncelikle Bowl müsabakalarını başlıca ikiye ayırmamız gerekir. Bowl Championship Series (BCS)’e dahil olanlar ve olmayanlar olmayanlar. BCS sisteminde olmayan Bowl müsabakaları görece düşük öneme ve prestije sahip olarak kabul görürler. Gerçi eninde sonunda bir bowl maçı oynamak kolej futbolunun ayrı ve güzel bir parçası da olsa her takımın gönlünde bir BCS Bowl maçı yatar. Buna karşın Cotton Bowl gibi BCS olmamasına rağmen artık klasik olarak kabul görmüş ve diğer BCS olmayan bowlların yanında oldukça prestijli kalan bowllarda vardır. Fakat yinede az önce de yazdığım gibi koşullar ne olursa olsun her takım BCS Bowlları zorlamaya çalışacaktır. Bunda ülke çapında elde edilen prestijin yanında olası bir galibiyet durumunda elde edilecek ödüllerin de oldukça büyük bir etkisi vardır. Çünkü BCS olmayan bir bowla katılan takım maksimum $4.25M (Capital One Bowl) (ya da ondan sonra Cotton Bowl $3M ödülüyle) gibi bir ödeme elde edebilirken bu rakam bir BCS Bowl karşılaşması için $17M miktarı kadardır. BCS Bowl karşılaşmaları 2007 yılından beri 5 tanedir ve az önce de değindiğim nedenlerle en çok ilgiyi bunlar çeker. Bu senenin BCS Bowl karşılaşmaları şu şekilde olacak:

1 Ocak 2010 – (Citi) Rose Bowl: (8) Ohio State vs. (7) Oregon
1 Ocak 2010 – (Allstate) Sugar Bowl: (3) Cincinnati vs. (5) Florida
4 Ocak 2010 – (Tostitos) Fiesta Bowl: (6) Boise State vs. (4) TCU
5 Ocak 2010 – (FedEx)  Orange Bowl: (10) Iowa vs. (9) Georgia Tech.
7 Ocak 2010 – (Citi) 2010 BCS Ulusal Şampiyonluk Karşılaşması: (2) Texas vs. (1) Alabama

Haftaya fikstür gereği 12 Aralık’ta oynanacak regular sezona ait Army-Navy mücadelesi dışında maç yok. Bu maçın kolej futbolunda önemli bir derbi özelliği taşıması ve bunu nakide çevirme fırsatı nedeniyle bu seneden itibaren Army-Navy maçları aralığın ikinci cumartesileri oynanacak. Bunun dışında boş geçecek haftada Bowla çıkacak takımlar maçlarına hazırlanacakken, Bowl maçı oynamayacaklar ise şimdiden önümüzdeki sezonun hazırlıklarına başlamış olacaklar. Önümüzdeki aylarda liselerden oyuncular izlenecek ve uygun olanlar okul programlarına katılarak geleceklerine yön verecekler. Ve bizlere her sene bu futbol makinasının içinde yeni bir heyecan yaşatacaklar. Haftaya  görüşmek üzere.