Merhaba NFLTR takipçileri, sizlerinde bildiği gibi yazılarıma bu sezon nfl gelen süperstarları tanıtarak başlamıştım. Bundan sonraki dönemlerde bu sene veya bundan sonraki senelerde nfl e girebilecek oyuncularla beraber onların oynadığı takımları ve maçları sizlere aktararak devam edeceğim.
İlk olarak geçtiğimiz hafta oynanan Missiouri vs. Arizona maçında karşıma çıkan çok etkileyici eşi benzeri zor bulanan fiziki özelliklere sahip olan Arizona State’in oyun kurucusu Brock Osweiler ile başlamak istiyorum. Kendisi 6.8/240 lbs’lik şuana kadar izlediğim en büyük oyun kurucu olmakla birlikte inanılmaz bir saha görüşüne sahip atletik bir oyun kurucudur. 6.8/240 lbs neye denk gelmekte derseniz de 2.08 m ve 108’luk çok ender bulunan bir oyun kurucu fiziğine diyebilirim. Bir de bu yapının hareket edip arada bir spread offence de koştuğunu hayal edin, sizleri bilmeme ama ben bu adamı NFL’e gelene kadar takip etme düşüncesindeyim bakalım neler yapacak.
MINNESOTA vs USC (1.HAFTA MAÇI)
Maç başlamadan Mark Sanchez yıllarından beri takip ettiğim USC’nin maçı çok rahat kazanacağını düşünsem de maç Minnesota defansının inanılmaz mücadelesi ile inanılmaz heyecanlı bir hal aldı hem maçın sonuna kadar izlememe hem de bu maçı size aktarma isteği uyandırdı.
Minnesota hücumuna baktığımız zaman daha çok spread offence oynayan takım hareketli uzun boylu oyun kurucusu Gray ile birlikte oyunlarına başladı ve yaklaşık iki periyot boyunca güçlü USC defansına karşı pek de varlık gösteremedi. Her ne kadar USC defansı NFL’e yolladığı birçok yıldız oyuncusu sonucu son üç yılda baya bir düşüşe geçmiş olsa da bu yıl oldukça toparlanmış gibi gözüktü.
UsSC hücumuna baktığımız zaman tam bir NFL offence’i sergileyen takım, alıştığımız bütün Madden oyunlarını ve formasyonlarını kullanmakta. İleride inanılmaz işler başaracağı düşünülen USC QB’si Matt Barkley gerçekten de şuan kendini NFL’e götürecek olan, diğer takımların aksine klasikleşmiş bu formasyonlarda inanılmaz işler başarmakta. Sizlerin de bildiği gibi çoğu NCAA takımı QB’sini ve oyunu rahatlatmak açısından spread offence tercih etmekte uzun yıllar Qb’lerini bu tarza alıştırmakta. Ama NFL koçaları bu durumu pek fazla sevmeyip genelde bu Matt Barkley gibi kendi offence lerini bilen oyun kurucuları seçmekteler.
USC hücumundaki diğer yetenekli oyunculara baktığımız zaman sophomore Robert Woods (2) ve freshman Marcus Lee (9) gibi yetenekli WR’lara sahip olan USC maç boyu onların üzerinden oynayarak hücumlarını ilerletmekte. Bunların haricinde bir de freshman RB Did Morgan sahip olan USC bu sene çoğu takıma rahat TD yapacak gibi gözüküyor. Morgan’ın da ilk maçı olmasına rağmen maç boyunca inanılmaz atletik hareketler kullanarak defans oyuncularından kurtulması ne kadar hazır olduğunu göstermekte.
Minnesota defansına baktığım zaman dikkatimi çeken tek oyuncu MLB oynayan Gary Tinsley oldu. 6.1/232 lbs olan Tinsley maç boyunca neredeyse bütün USC hücumlarında vardı ve beklide USC’yi durdurabilen tek oyuncu oldu. Maçın farka gitmemesini sağlayan oyuncu diyebilirim. Oyun bilgisi çok yüksek olan atletik bir LB olan Tınsley geçen sezon 91 tackle ile takımın lideri olmuş durumda.
Ben bunları yazdığım sırada USC ilk TD’ını Barkley’nin attığı pasda ilk periyodun 5.dakikasında Wood gerçekleştirdi. Aynı şekilde 2.periyotun başlarında aynı çift skoru 12-0 getirdi. İki ekstrada, iki sayıya giden USC başarılı olamadı. İkinci periyotun sonlarına doğru toparlanan Minnesota hücumu Field Goal atarak skoru 12-3’e getirdi. İkinci periyotun bitmesine 49 saniye kala Barkley üçüncü kez topu Wood’la buluşturdu ve skoru 19-3 getirdi bu aynı zamanda ilk yarı skoru da oldu.
İlk yarıda 18/20 gibi inanılmaz yüksek bir orana sahip olan Barkley takımına 3 TD ve 162 yard kazandırmış oldu. Aynı şekilde Robert Wood’da 11 reception ile 111 yard ve 3 TD yapmış oldu.
Üçüncü periyotun başlarında yapılan yüksek gelen shotgun yüzünden fumble yapan USC rakibe büyük dönüş fırsatı verdi, bu hatanın dönüşü Minnesota’nın koşu TD’ı ile sonuçlandı ve skor 19-10’a geldi.
USC defansına döndüğümüz zaman her sene inanılmaz yetenekte D-Back’ler çıkartan USC bu senede, 7 numara giyen T.J. Mcdonald’la hücum’ları durdurmakta. Baya atletik uzun ve güçlü bir safety olan Mcdonald ilerleyen yıllarda %80 NFL’de görebileceğiniz bir oyuncu.
İkinci yarıda toparlanan Minnesota defansı 2.kez 4.hak da USC’yi durdurdu ve 4.periyotta sakatlanan Minnesota QB’si Gray’in yerine oyuna giren freshman QB Shortell takımına TD’ı kazandırarak skoru 19-17’e getirdi. Maç sonuna kadar dayanan Minnesota defansı topu maçın bitmesine 2 dakika kala kazansa da hücumda freshman QB’nin attığı interception ile maçı USC’ye geri vermiş oldu.
OREGON ST. vs WISCONSIN (2.HAFTA MAÇI)
Maçın başlarında karşılıklı gelişen başarısız hücumların birisinde punt atan Oregon State hayatımda ilk defa gördüğüm bir şey olan -4 punt ile Wisconsin offence’ne çok büyük bir şans verdi. Gerçekleşen hücum sonucunda Russell Wilson’ın attığı pas ile TD’ı bulan Wisconsin maçın başlarında öne geçti.
Oregon State genel olarak değerlendirirsek NCAA takımların arasında pek etkili bir takım olduğu söylenemez ama yinede ben O-Line’ı baya beğendim. Koşu ve pas oyunlarında her ne kadar line, görevini yapsa da maçın ilk periyotunda QB Sean Mannion bir türlü doğru WR’larla topu buluşturmadı ve 2/9 15 yardala maça başladı.
Wisconsin ise koşu oyunlarında etkili olamasa da pas oyunlarında son yılını oynayan R.Wilson 6/7 63 yardlık performans ile daha etkili gözüktü. Wilson bu sene NFL’e giren Scott Tolzien’in yerini doldurabilecek yetenekte bir oyuncu gibi gözüküyor. Eğer kısa, koşan QB’leri seviyorsanız kesinlikle takip edebileceğiniz bir oyun kurucu. Defansa baktığımız zaman J.J Watt’ın D-Line’da, takımlara kurduğu baskı onun NFL’e girmesinden sonra, Wisconsin açısından kötü durumda diyebilirim.
İkinci periyotun ortalarına doğru baya etkili bir WR olan (sr) Nick Toon maçtaki 5.tutuşu ile takımının ikinci TD’ını yapmasını sağladı. Toon 2.sezonunda 54 top tutma, 805 yard, dört TD ile baya iyi bir istatistik yakalamış.
Tekrardan R.Wilson’a döndüğümüzde ilk üç yılını North Carolina State’de geçiren Wilson, üçümcü yılında 3,563 yard 28 TD, 14 interception ile inanılmaz bir yıl geçirmiş bunların yanında 435 yard koşup dokuz TD daha yapmış ve bu istatistikler onu daha çok NFL’e daha çok oyuncu sokan Wisconsin geçmesinin sağlamış.
İkinci periyotun son kısımlarına doğru Montee Ball’un yaptığı koşularla Red Zone’a giren Wisconsin, Wilson’ın üçüncü TD pası ile skoru 21-0’a getirdi ve bu ayrıca TE Petersen’ın da ikinci TD’ı olmuş oldu.
M. Ball geçen sene NFL’e giren John Clay’in arkasında ikinci sırada oynamasına rağmen 996 yard, 18 TD gibi ciddi bir istatistik yapmıştı. Bu senede kas kütlesini arttıran Ball NFL’e hazırlanıyor gibi gözüküyor. Tam ben bunları yazarken Ball 3.periyotun başlarında 12 koşuda 81 yardı ile maçtaki ilk TD’ını yapmış oldu.
Wisconsin defansına döndüğümüz zaman 3.yılını oynayan 44 numaralı Chris Borland 5.11/245 lbs’lik fiziği ile defans da büyük işler yapmakta. Freshman yılında koçlar ve medya tarafından en iyi freshman seçilen Borland, gerçekten de inanılmaz bir oyun bilgisine sahip. İlk yılında altı maçta 54 tackle yapması gerçekten inanılmaz.
Wisconsin, 4.periyotun başında ikinci TD’ını yaparak skoru 35-0 getirdi. Maç sonlarına doğru biraz daha toparlanan Oregon State, hücumları maalesef sonuç getirmeyince maçın sonucu 35-0 olarak belirlendi. İstatistiklere baktığımız zaman;
R.Wilson 189 yard 3 TD
M.Ball 118 yard 2 TD
N.Toon 7 rec. 68 yard 1 TD
TE Pedersen 6 rec 80 yard 2 TD ile maçı tamamladılar.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…