Merhaba football severler lige bu sene giren yeni yetenekleri tanıttığım yazı serimin son bölümü olan linebacker’larla bu seneki draft yazılarımı bitiriyorum. Aslında linebacker’ları seçerken baya zorlandığımı söyleyebilirim çünkü bu sene lige giren linebacker’lar arasında beni inanılmaz bir şekilde etkileyen hiçbir oyuncu olmadı. Belki, “o zaman nasıl bu sene ikinci sıradan bir LB seçilir” tepkisini verebilirsiniz. Evet, bu sene 1.tur 2.sıradan Texas A&M’den Von Miller seçilmiş olabilir ama ben Texas A&M fazla izleyemedim çünkü takımın çok ön planda olan bir takım olmaması, maçlarının çok seyrek yayınlanmasına neden oldu. Von Miller belki müthiş bir oyuncu olabilir ama kötü takımın iyi linebacker’ı olmak çok normal denebilir. D-Line’ı güçsüz bir takım arkaya koşu oyunlarını sarkıtır ve iş LB’lere kalır. Benim tahminim bu yönde çünkü draft’ları incelediğiniz zaman Texas A&M’den bu sene başka hiçbir defans oyuncusunu bulamayacaksınız ki bu gerçekten çok garip bir durum ve bu büyük ihtimalle bütün pas ve koşu oyunları Miller’ın üstüne kaldığının göstergesi.
Genel LB özelliklerine baktığımız zaman LB’ler genel olarak takımların en çok tackle yapan oyuncuları olup ikinci seviyede oyunu bekleyen, oyunu takip edip sonra hamlesini yapan, verilen sisteme uydukları zaman maçın şeklini değiştirebilen ortala 185 cm’lik 110 kiloluk atletik defans oyuncuları olduklarını söyleyebiliriz. Benim düşünceme göre her linebacker iyi tackle yapabilir ama her LB iyi bir cover özelliğine sahip olmayabilir. Bunun yanında da bir LB’i diğerinden ayıran bir özellik ise hepsinin aynı düzeyde blok kıramamasıdır.
Genel bir görüş olan çoğu LB’in ayak tekniğinin çok zayıf olması, cover oyunlarında yaptıkları kayma hareketlerinde yavaş kalmaları, LB’lerin ligde çok sık yer değişmelerine neden olmaktadır. Diğer bir etken ise lige girdikleri sene inanılmaz atletik vücut ve yeteneklere sahip olan LB’lerin birkaç yıl içinde formlarını koruyamayıp büyümeleri ve yavaşlamaları ile sonuçlanmakta ve bu sonuç ise NFL koçlarını yeni yetenek arayışına itmekte.
Sizlere tanıtacağım ilk oyuncu freshman sezonundan beri takip ettiğim şaşırtıcı bir şekilde draft’ta 6.tur 20.sıradan lige giren Greg Jones. Giants tarafından seçilen Jones, Michigan State’den lige geldi, kendisi Michigan’da oynadığı yıllarda defansın vazgeçilmez ismi olmuştu. NCAA’e ilk girdiği yıl inanılmaz atletik yeteneklere sahip olan Jones ilerleyen yıllarda NFL için hacim yaparken bir yandan da atletik özelliklerinden uzaklaşmış ve NFL gözlemcilerinin dikkatinden kaçmayan bu durum Jones’un draft’ta alt sıralarda yer almasına yol açmıştı.
Kariyerine baktığımız zaman ilk yılında “First Team Freshman All-American” olan Jones ayrıca ilk yılında takımın 78 tackle ile en çok tackle yapan oyuncusu olmuştu. İkinci yılında da 127 tackle, 2 sack ile takımın tackle lideri olurken koçlar tarafından da All – Big Ten kadrosuna seçildi. Üçüncü yılında 154 tackle 9 sack ile All-American olan Jones artık benim için takip edilmesi gereken bir oyuncu halini aldı. Yine takımın en çok tackle’ını yapan Jones ayrıca Big Ten’de yılın en iyi defans oyuncusu seçildi. Son yılında 98 tackle 1 sack ve 2 interception ile tekrardan All-American olan Jones ayrıca 3.kez All-Big Ten’e seçildi.
Kendisinin birçok maçını izlediğim için garanti verebileceğim bir oyuncu olan Jones ayrıca Giants’ın Lb operasyonun da ilk bölümü oldu. Bakıldığında çok iyi bir D-Line’a sahip olan Giants orta halli veya kötü LB’leri yüzünden defansta baya yard vermekte. Bundan dolayı LB kadrosunu yetenekli NCAA yıldızları ile güçlendirmek için ilk adımı Greg Jones ile attılar diyebilirim.
Fiziki ve teknik özelliklerine baktığımız zaman 183 cm 110 kilo ağırlığındaki Jones istediği zaman istediği yere yetişebilecek bacaklara sahip diyebilirim. MLB oynayan Jones her pozisyonda illaki topun başında görebileceğiniz tarzda bir oyuncu, sizlerinde bildiği gibi çoğu koç defans oyuncularında bu isteği görmek ister. Bunların yanında fena olmayan cover yeteneği big hitleri onu izlemesi zevk veren bir oyuncu haline getirmekte. Bana göre onda eksik olan şey ise zaman zaman kaybolan oyuna olan isteği bazı zamanlarda sahada sanki oynamak istemiyormuş gibi soğuk duran garip bir oyuncu olması.
Benim düşünceme göre son yıllarda havaya girmesi onu şu anda bu duruma sokmakta hazırlık maçlarında da bu görüşümü destekleyen rahatlıkta olan Jones umarım bir an önce bu tavrını değiştirip benim özlediğim halini alır.
İkinci sırada ise asla havaya girmeyecek olan müthiş karakterli ve yetenekli olan tam bir savaşçı olarak adlandıracağım bir sporcu olan Giants’ın undrafted yıldızı Mark Herzlich var. Herzlich inanılması güç bir kariye sahip tam bir NCAA efsanesidir üçüncü yılında kansere yakalanan süperstar saha da her zaman kazanmayı bildiği gibi kanseri de yenerek Football hayatına bir yıl ara verdikten sonra devam edip NFL’e girdi. Kanser olmasaydı kesinlikle 1.turdan lige girebilecek yetenekte olan Herzlich hazırlık maçlarında da inanılmaz işler başararak bu lige ne kadar hazır olduğunu bir kez daha gösterdi.
Kariyerini incelediğimiz zaman ilk yılında 42 tackle ile bir sack, bir interception yapan Herzlich ikinci yılında 97 tackle yaparak tackle’da takımında ikinci sırayı aldı. Patlama yılı olan Junior yılında 110 tackle ile takımında lider olan Herzlich, All-American oldu ve ACC’de en iyi defans oyuncusu ödülünü aldı. 2009 yılında kansere yakalandı ve bütün sezonu kaçırdı. Herkes onun sporu bırakacağını düşünürken o kanseri yenip spor hayatına devam etme kararını çoktan almıştı ki bir yıl içinde tekrardan takımı ile idmanlara çıkmaya başladı. Son yılında da 65 tackle yaparak hala bu sporu ne kadar çok istediğini gösteren Herzlich sonunda bu sene lige girerek amacına ulaştı diyebiliriz.
Çok yönlü bir oyuncu olan Herzlih benim görüşüme göre Brian Urlacher tarzında oynayan bir LB. Gerektiği zaman sert vuran oyun sisteminden asla vazgeçmeyen kahraman olmaya çalışmayan, maçı kazanmak için hangi hamle yapılması gerekiyorsa onu yapan müthiş bir LB diyebilirim. Oynadığı dört yılda NCAA’de takımına çok fazla yarar sağlayan Herzlich toplamada 11 interception, üç sack ve yedi forced fumble kazandırmış ki bunlara çoğu zaman tackle’dan daha önemli istatistikler diyebiliriz.
193 cm boyunda 111 kilo ağırlığında olan Herzlich inanılmaz bir çalışma etiğine sahip bir sporcu olup, kanser olduğu dönemde bile vücuda iyi bakıp NFL girebilecek konumda kaldı. Tabi kanserin onu kötü etkilediği söylenebilir combine dereceleri normal düzeyde kalması ise onun ne kadar savaşçı olduğunu göstermekte. Eskisine göre kas kütlesinin biraz kaybetmiş gözükse de yanlış hatırlamıyorsam hazırlık maçlarında çok kısa süreler almasına rağmen bir sack ve bir interception yaparak oyun bilgisinden ve sevgisinden hiçbir şey kaybetmediği gösterdi. Kendim adına konuşursam ben onun çok kısa bir süre içinde ligin en iyi LB’lerinden biri olacağına inanıyorum umarım bu kadar büyük bir savaş verdikten sonra hayatına devam eden Herzlich saçma sapan bir koça denk gelmez.
Son olarak da tam bir football ailesi olan Matthews ailesinin son üyesi olan Casey Matthews var. Sizlerinde bildiği süper yıldız abisi Clay Matthews lige 2009 yılında lige girdi ve son iki yılında inanılmaz işler başardı.
Bu sene ise bu ailenin football genlerini taşıyan son üyesi olan Casey 4.tur 19.sıradan Eagles tarafından seçilerek lige girdi. NCAA kariyerini Oregon Ducks’da geçiren Casey son yılında BCS National Championship maçında da yani finalde de forma giyerek takımının defansına dört yıl boyunca çok büyük katkılar sağladı. Kariyerine baktığımız zaman en büyük başarılarından birisi bu maçta forma giymek olan Casey diğer tanıttığım yıldızlara oranla ödül ve All-American olma konusunda da pek başarılı olamamış bir oyuncu diyebiliriz. Kariyerinde 245 tackle, dokuz sack ve dört interception’u olan Casey özellikle son iki yılında bu istatistiği yakalamış ve abisinin ardından NFL kapılarını aralamıştır.
Fiziki özelliklerine baktığımız zaman aslında alıştığımız NFL MLB’larına göre biraz hafif kalan Casey 185 boyunda 105 kilo ağırlığında. Onu izlediğim zaman bu kadar ufak bir oyuncu olduğunu anlayamamış olmamın nedeni ise vücut yapısını gayet yeterli olması ve abisi gibi maç içinde yırtıcı bir şekilde bir saha bir sola koşmasını söyleyebilirim. Tahmin ettiğim kadarı ile Casey’nin 4.tura düşmesinin nedeni de biraz ufak kalması diyebilirim. “Ya ne olAcak çoğundan 5 kilo az” diye düşünseniz de bu ligde oynayabilmek için “iri bir beyaz” olmanız gerekmekte. Gayet yeterli bir hıza sahip olan Casey, Eagles tarafından da hazırlık maçlarında ilk 11’de başlamış ve gayet iyi maçlar çıkarmıştır. Ama yine gözlemlediğim kadarı ile line oyuncuları ile karşı karşıya kaldığı zamanlarda kilosu yüzünden baya sorun çektiğini söyleyebilirim. Oyunu okuma yeteneği ve topa olan isteği aileden gelen Casey ayrıca iyi bir blok kırıcı sayılabilir. Birçok pozisyonda hızı veya gücünü kullanmadan sadece tekniği ve oyun bilgisi ile topa gidebilen bir defans oyuncusu.
Casey bunları Eagles koçlarına hazırlık kampında göstermiş olacak ki şuana kadar izlediğim bütün maçlarda ilk 11 çıktı. Umarım birkaç sezon içinde çok daha iyi bir forma ve fiziksel özelliklere sahip olur ve ilk 11’deki yerinin garantiler.
Son olarak her zaman ki gibi sadece takip ettiğim, iyi oyuncular olduğunu düşündüğüm ama ligde ne kadar veya ne zaman oynarlar sorusuna cevap veremediğim isimler var;
İlk olarak LSU’dan lige gelen Bills tarafından 3.tur 4.sıradan seçilen Kelvin Sheppard.
İkinci sırada Michigan’dan lige gelen Chargers tarafından 2.tur 29.sıradan seçilen Jonas Mouton.
Üçüncü ve son olarak da Ohio State’den lige gelen Eagles tarafından 6.tur 28.sıradan seçilen Brian Rolle var.
Bu yazdığım üç isim her an her şeyi yapabilecek kapasitede olan defans oyunlarıdır ama dediğim gibi ne zaman olacağını ve ne düzeyde olacağını bilemiyorum.
Lige yeni gelen süperstarlar yazı serisinde unuttuğum veya yer veremediğim sizlerin de eklemek istediğiniz oyuncular varsa lütfen fikirlerinizi yazının altına yorum olarak ekleyin eğer o oyuncularla ilgili bilgim varsa sizlerle paylaşmak isterim. Uzun yazılarıma zaman ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.