“Türkiye Ragbi Federasyonu TRF, Avrupa Amerikan Futbolu Federasyonu EFAF’ın fesh edilmesini istedi.” Türk Amerikan futbolunu bilmeyenler, yanlış okumadınız… Hayır, bu bir Zaytung haberi de değil. Evet, Türkiye’nin Amerikan futbolundan sorumlu Federasyonu Türkiye Ragbi Federasyonu, Avrupa Amerikan Futbolu Federasyonu EFAF’ın feshedilmesini istedi. Buyurun fesih mektubunun linki eklidir.

http://www.eurobowl.info/download/Turkey.pdf

Mektubun daha ilginç yanı ise, mektup “Turkish American Football Federation” adı altında imzalandığı halde Türkiye’de bu isimde bir federasyon bulunmamasıdır. Altta Federasyon başkanın imzası da olduğuna göre, sanırım bu evrak yanlışlık içeren veya yanıltıcı bir evrak oluyor. Ancak Federasyon Başkanının böyle bir hataya düşmeyeceğini düşünürsek, mevcut durumda iki ismi olan federasyonumuzun, sanırım artık bir ismi daha var. Zaten Uluslararası Federasyon Genel kuruluna “Osman” isimli kim olduğu belli olmayan birinin Türk Amerikan Futbolunu temsil ettiği bir federasyonda, olmayan bir ünvan ile Avrupa Amerikan Futbolu Federasyonu EFAF’ın Fesh edilmesini istemesine şaşırmamak lazım.
Konunun “Heber” değil, haberin ta kendisi kısmını geçip genel durumu anlatalım.

Uluslar arası Amerikan Futbolu Federasyonu IFAF ve Avrupa Amerikan Futbolu Federasyonu EFAF arasında aylardan beri süregelen savaş hakkında önceki haber ve yazılarımızda bilgi vermiştik. Bu savaşın son cephesi geçen hafta sonu açıldı. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu 11 Avrupa ülkesi ortak bir mektup hazırlayarak, EFAF’ın fesh edilmesi, 2012 ve 2013 bütçelerinin yeniden belirlenmesi, 2012 ve 2013 planlarının yeniden düzenlenmesi ve EFAF’ın IFAF hakkında açtığı davalardan vazgeçilmesi amacı ile bir Genel Kurul Toplanması için dilekçe verdiler.

Bu dilekçeleri alan EFAF Yönetimi 4 Kasım 2012 tarihinde Zurich’de bir Genel Kurul Toplantısı yaptı. Kongreye EFAF’ın 24 üyesinin 21’i katıldı. İlk öncelikle yapılan oylama ile EFAF’ın fesh edilmesi istendi. Bu oylamadan 13 üyenin fesh edilmesi yönünde oy kullanması ile 2/3 üye yeter sayısına ulaşılamaması sebebi ile EFAF’ın fesh edilmesi reddedildi. EFAF ana statüsüne göre EFAF’ın fesih edilmesi için EFAF Kongresine katılan üye sayısının 2/3 ünün yani 14 üyenin EFAF’ın fesih edilmesini kabul etmesi gerekir.

EFAF’ın fesh edilmesini isteyen üyeler bir oyla EFAF’ın fesih edilmesi kararını kaçırdılar. Bunun üzerine EFAF’ı işlevsiz kılmak için Kongre çağrı mektubunun 2. ve 3. maddeleri oylandı. Bu maddeler ile amaç EFAF bütçesini işlevsiz kılacak kadar düşürmek ve elde edilen üye çoğunluğu ile EFAF’a ait olan Avrupa Kupalarının düzenleme yetkisinin IFAF’a geçmesini sağlamak idi.

Bu oylamalar öncesinde Genel Kurulda oluşan yoğun tartışmalar ile Genel Kurula üç defa ara verildi. Yönetim Kurulu son bir manevra ile Genel Kurul konularının Rusya’da yapılacak 2013 yılı Genel Kurulunda görüşülmesini teklif etti ama EFAF muhalifi 13 delegelik grup bunu da reddetti. Bunun üzerine Genel Kurulu Gündem konularına geçildi.

Yapılan oylamalar ile EFAF bütçesinin 204.250.- Euro’dan 35.750.- Euro’ya düşürülmesine karar verildi  ve hareket planı muhalif ülkelerin istediği şekilde değiştirildi. Bundan sonra yapılan yoğun tartışmalar ve oylamalar ile 2013 yılı Avrupa Kupalarının IFAF Avrupa tarafından gerçekleştirilmesine karar verildi. 2013 yılında yapılacak Avrupa Kupası – B grubu ve Avrupa Gençler Şampiyonasının isim haklarının EFAF’da olması sebebi ile EFAF tarafından düzenlenmesine karar verildi.

Avrupa Kupasına katılacak takımların Milano’da 17 Kasım 2012 tarihinde yapacağı toplantının IFAF Avrupa gözetiminde yapılmasına ve 2013 yılı EFAF Kongresinin Rusya’da yapılmasına karar verilerek kongre sonlandırıldı.

Kongrede yaşanan gelişmeler, daha önce EFAF Yönetimi tarafından esen rüzgarların, iyice IFAF Avrupa tarafına döndüğünün belli olmasıdır. IFAF Avrupa taraftarı, yani şuan için EFAF muhalifi üyelerin 13 ülke sayısına ulaşmış olması 2013 yılında Rusya’da yapılacak Kongrede muhalif tarafın iktidarı ele geçireceğinin sinyallerini vermektedir. Ancak EFAF Yönetimin CAS’da ve Avrupa mahkemelerinde açtığı davalar bulunmaktadır. Bu davaların EFAF-IFAF arasında süre gelen çekişmede nasıl bir etkisi olacağı bilinmese de, çoğunluğu elinde bulunduran tarafın her zaman bir şekilde kontrolü ele geçireceğini varsayarsak, IFAF Avrupa’nın bir şekilde EFAF yönetimini ele geçireceğini düşünebiliriz.

Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi, çok az bir oy farkı ile kararların alındığı, görev ve yetkilerin delege oyu karşılığında dağıtıldığı bir ortamda Türkiye Federasyonu önemli mevkilerde görevler alabilecek konumda olduğu halde, hiçbir görev ve yetki almamakta ve bu işin ehli olmayan kişilerce Genel Kurullarda temsil edilmektedir.

BU YAZIYI YAZDIKTAN SONRA YAYINLAYANA KADAR OLAN OLAYLAR

Ben bu yazıyı yazdıktan sonra yayınlayana kadar bazı gelişmeler oldu. Bu yüzden iki yazı yayınlamak yerine bu yazıya eklemeyi ve yazının yayınlanmasını ötelemeye karar verdik. Peki neler oldu?

Öncelikle yukarıda okuduğunuz tüm yazıyı boşuna okudunuz, çünkü CAS EFAF Kongresinde alınan tek karar olan bütçe değişikliği ve düşürülmesi kararlarını iptal etti. Yani EFAF’ın feshinin reddedilmesi, bütçe değişikliklerinin de CAS tarafından reddi sebebi ile EFAF sonuçta hiçbir karar alınamayan bir Kongre yapmış oldu. IFAF, EFAF Kongresinde istediklerini elde edememiş oldu. Ancak kongrede saflar iyice belli oldu. Şuan gelinen duruma baktığımızda halen Avrupa Amerikan Futbolunda ciddi bir ikiye ayrılma bulunmakta.

Avrupa Kupalarının Durumu

EFAF Kongresi ve CAS Kararlarının gölgesinde 17.11.2012 tarihinde Milano’da yapılan Avrupa Kupaları toplantısında Avrupa Kuplarının EFAF ve IFAF tarafından ortak yönetim ile yapılmasına karar verildi ve gruplar belirlendi.

Sonuç olarak, IFAF – EFAF savaşlarında uzun bir round daha yaşadık, ama bu round’da da kazanan çıkmadı. Yazıma Paul Vincent Miraval’ın sürekli söylediği bir söz ile son vermek istiyorum. “Same shit, different country”

Kalın sağlıcakla…