Merhaba sevgili NFLTR okuyucuları, bu haftaki yazımda San Diego Chargers’ın bu haftaki rezalet performansından bahsedeceğim… Gazamız mübarek olsun.

Chargers bu yıla 2-2 ile başlasa da performans olarak geçen birkaç yılın (özellikle ofans anlamında) çok üstünde bir grafik çizdi, Rivers “Super Bowl bound” olduğumuz zamanlardaki performansından bazı enstantaneler bile sundu ancak son drive’larda yenilen puanlarla kaybedilen iki maç sonunda defans eleştirilirken aynı zamanda “Chargers 4-0 olsa kimse bir şey diyemez” tezi bütün taraftarlar tarafından ortaya atıldı, zira doğruydu da. Takım, Houston’a karşı ikinci yarıda inanılmaz bir mağlubiyetten sonra Titans’a da son dakikada takımdaki secondary kıtlığının bir kez daha baş göstermesiyle kaybetmiş ve taraftarlarını üzmüştü.

Bu mağlubiyetlerden sonra defans koçu Pagano üzerinde ki baskılar büyürken, secondary’e free agency’den bazı oyuncular eklendi, hatta bunlardan Crezdon Butler, Dallas karşısında maçı garantileyen o fumble’ın mimarlarından birisiydi. Ancak bunun yeterli olmadığı AFC West’in en büyük match-up’larından birinde, Oakland Raiders karşısında görüldü. Chargers’ı taşıyan ofans bu haftaki maçta pek başarılı olamayınca defansın sorunları çok daha belli oldu.

Çok çirkin bir istatistikten bahsedeceğim, Chargers favori olmadığı maçlardan ikisini kazanıp birisini kaybetti ancak favori olarak sahaya çıktığı maçlarda da hiç kazanamadı. Anlayacağınız takım maçlardaki beklentiler açısından iptal.

Derbi maçlarında iki takım da konsantre olur…

Maça geçersek, Chargers bu yıl ilk kez bir maça hücum yaparak başladı. Bundan önceki bütün maçlarda defans sahaya hücum takımından önce çıkmıştı. Durum böyle olunca Philip Rivers maça hızlı başlamak istedi ve üç ve uzun pozisyonunda derin top atmaya çalıştı, ancak top Eddie Royal’ın değil, Raiders’lı oyuncuların elinde kaldı. Şimdi burada bir durup hata nerede sorusunu kendimize sormamız lazım. Hata bence hem Eddie Royal’da hem de Philip Rivers’da. Siyasetçi cevabı gibi oldu farkındayım ancak durum böyle. Royal’ın suçu yaptığı fly’ı bitirmemek. Bu pozisyonda eğer rotasını tamamlasaydı, Rivers’ın attığı pas tam olduğu yere gelecekti ancak çok erken durdu. Rivers ise bu pozisyonlarda inisiyatifi eline almalı. 10 yıldır NFL’de oynayan bir QB’den bu derece amatörce bir pas beklenmemeli. First down alabilecek konumda bekleyen Gates yerine, iki Raiders’lı oyuncunun arasındaki küçük ebatlı bir WR’a pas atmak pek akıl kari değil. Eğer pas yerini bulsa buna pek bir şey söyler miydik orası ise ayrı bir konu.

Bu pozisyonu geçmeden önce söyleyeceğim diğer şey ise, “pocket passer” terimi. Bu terim Rivers, Manning, Drew Brees gibi QB’ler için kullanılan, koşmayan, pocket’ın içinde bekleyip pas atan, aslında “gerçek” bir QB’yi anlatan bir kelime. Her ne kadar bu aralarda RG3 gibi, Colin Kaepernick gibi, Russel Wilson gibi bacaklarıyla first down’lar alan, zincirleri ilerleten, defansı şaşırtabilen oyuncu profili moda olsa da, bu pek uzun vadeli gelmiyor bana. Konudan fazla sapmadan, Rivers eğer böyle bir pocket kurulmuşsa, elinde topu atmak için normalden çok fazla zaman varsa rahat bir şekilde first down conversion’ı başarmalı. Zaten onun en büyük özelliği de bu.

Bu interception’dan sonra tabiî ki Pryor mükemmel field position’ı affetmeyerek ev sahibi takımı 7-0 öne geçirdi. Devamında Chargers, Oakland alanına girmesine rağmen gene sonuç çıkartamadı ve Raiders sonrasında sekiz dakikalık bir drive ile bir touchdown daha buldu. Bizim takım daha maça konsantre olamadan iki touchdown!luk fark oluştu. İkinci çeyreği ise beni deli etti, sizi de etmesin diyerek hızlı geçmeyi planlıyordum ancak iki tane çok büyük hatadan bahsetmezsem olmaz. Danny Woodhead “4th and goal” pozisyonunda, TD alanına bir yard kala, topu kullandı ancak gene de sayı bulamadı ve turnover on downs ile Raiders topa sahip oldu. Bu pozisyonu bir adet soru ile geçeceğim, niye Woodhead? Her ne kadar son zamanlarda çok iyi performans sergilese de zor yardları kat eden adam Ryan Matthews. O olmazsa Brown. RB kadrosundaki en güçsüz oyuncuyu kullanmak, o pozisyon için delilik. FB pozisyonu yok olmaya yüz tutmuş olsa da niye var? Le’ron McClain, sana diyorum… İkinci hata ise gene Eddie Royal’dan. Bu yıl ikinci kez Chargers kick/punt return’den fumble yapıyor. Birincisi Fozzy tarafından yapılmış ve işimize yaramıştı ancak bu seferki sonun başlangıcı oldu. Ve böylece ilk yarı bitti, 17-0. Ayıptır, yazıktır.

İkinci yarıda ise biraz da olsa umutlandık ama o da pek uzun sürmedi. Chargers, Raiders’lı oyuncuların biraz rehavete yakalanıp, biraz da maçın geç olmasından dolayı uykulu olmalarını (!) kullanıp sayılar bulmayı başardı. Biraz şans faktörü de yok değildi. Novak’ın alan golü bloklanınca Ladarius Green’in ellerinde kaldı ve first down’lık koşuyla hücum tekrar sahaya geldi. Bunun devamında neden olduğu anlaşılmaz bir şekilde Keenan Allen’ın ilk NFL touchdown’u kabul edilmedi ve Nick Novak bu sefer iki direğin arasına topu attı. Allen’ın ise ilk TD’ını yapması bundan sonra pek uzun sürmeyecekti ancak bundan önce araya bir tane daha Raiders, Chargers’ı bir top kaybına daha zorladı. Woodhead’in topu düşürmesiyle Raiders 24-3’lük bir puan farkı yakaladı.

Ardından Woodhead ikinci maçtaki üçüncü receiving touchdown’ıyla oyuna tekrar takımımızı kattı. Derken geldi Keenan Allen, nam-ı değer favori WR’ım. Niye olduğu bilinmez adama karşı bi sempatim var, D.J. Fluker kadar olmasa da (Birincisi ikisi de rookie ama olsun, ikincisi Fluker demişken bu gif’i sizle paylaşmasam yüreğim kurur http://cdn.fansided.com/wp-content/blogs.dir/13/files/2013/10/flukermoore.gif). Allen, NFL kariyerinin ilk touchdown’ını ironik bir şekilde taraftarı olduğu Raiders’a karşı yaptı. (Evet, kötü gözüküyor ama olsun, profesyonel sonuç olarak. Tabii bazılarına göre NFL’in Emre Belözoğlu’su da olabilir) Buradan sonra skor 24-17’ydi, yani bir touchdownluk fark vardı ancak Janikowski’nin alan golüyle Raiders maça kilidi vurdu.

Geçmiş ve geleceğe bir bakış, ama daha fazla geleceğe

Eğer bu maça takılırsak haftaya Seattle’a ilk mağlubiyetini yaşatan Colts’tan fark yeriz. O nedenle bu maçtan çıkarılabilecek sonuçları, turnover yapma, turnover yaptır mottosuyla birleştirirsek, belki bu sezon .500 kalibresinde bir takım olabilir, gelecek yıllara daha fazla umutla bakabiliriz. Henüz şimdiden draft konuşmak mantıksız ama bunu artık çoğu yazımda kullanıp kendime de bir hatırlatma yapmayı planlıyorum: Ofans maç kazanır, defans şampiyonluk.

Son olarak

Rivers’ın son iki interception’ıyla ilgili pek bir şey yazmadım çünkü bunlar “Olursa olsun, tek şans” diyerek atılmış paslar. Çoğu şeyi de bize göstermiyor, önemli bulmadım. İkinci olarak Manti Te’o’yu beğenmedim, kendini toparlaması lazım. Ondan çok fazla defansif play bekleniyor, hele bu dar rotasyonda. Son olarak da Chargers’ın gene toplam hücum sıralamalarında ilk 10’a girdiğini iftiharla sunarım. Ancak defans 29.sıraad buradan da “Ofans maç kazanır, defans şampiyonluk” mottosuna bağlantı kurarak hepinize iyi bir hafta sonu, Chargers’a Salı sabaha karşı maçı için şans diliyorum.