Lucas Oil Stadium’un en çok bilinen lakabı belki de “The House That Peyton Built”. Peyton’ın inşa ettiği ev. Peyton Manning, bu hafta evine dönüyor.
Manning’in Indianapolis için ne anlam ifade ettiğini kelimelerle ifade etmek güç. Şehrin spor dünyasında isminin duyulmasını sağlayan adam Peyton Manning. O olmasaydı Lucas Oil Stadium inşa edilmeyecekti. O olmasaydı Indianapolis’te bir Super Bowl düzenlenemeyecekti. Her şeyi geçtim, o olmasaydı belki de Colts bugün Los Angeles’a taşınmış olacaktı.
13 sezon takımın başında olan bir adam. 399 touchdown. 11 sene playoff. Dört MVP ödülü, iki Super Bowl, bir yüzük ama Manning’in oyununu istatistiklerle açıklamak mümkün değil. Tarihin gördüğü en iyi oyun kuruculardan, bence en iyisi.
Colts taraftarlarının o gün maçı izlerken ne hissedeceğini anlatmak oldukça zor. Yıllarca neredeyse tapılan bir adamı maç öncesi ayakta alkışlayıp düdük çaldıktan sonra ona avazları çıktığı kadar bağırmaya çalışacaklar, takım arkadaşlarına verdiği komutların duyulmasını engellemek için.
Peyton Manning’i o şehirde, o sahada, o seyircinin önünde bu sefer turuncu formayla görecek olmanın getirdiği duygusal yükü dışarından bakan birinin hissetmesi imkânsız. 18 numaralı formanın bu sefer Colts’a karşı oynarken aklından neler geçeceğini ise ondan başka hiç kimse bilemeyecek.
Şu anda takımda bulunan isimlerin birçoğu Peyton’la beraber oynamadı. TY Hilton gibi, Trent Richardson gibi, Coby Fleener gibi isimler için Broncos maçı sadece çok zorlu bir maç. 49ers’a, Seahawks’a karşı çıkardıkları oyunu Broncos’a karşı tekrarlamaya çalışacaklar ama Andrew Luck’ın üstündeki devasa baskı tartışmasız. Şansımıza bunu yazıya dökmek biraz daha kolay: Kariyeri boyunca Peyton Manning ile karşılaştırılacak Andrew Luck. Bundan kaçması mümkün değil.
Bir noktanın altını kalın kalın çizmek gerekiyor: Manning’i gönderip draft’ta Luck’ı seçmek doğru bir karardı. Andrew Luck’ı sahada gördüğümüz her dakika da bu kararın doğruluğu daha da net ortaya çıkıyor. İkisinin arasında 13 yaş fark var: Manning’in Indianapolis’te geçirdiği sezon sayısı kadar. Peyton’ın sakatlıktan nasıl döneceği belli değilken Luck’ı seçmemek aptallık olurdu.
Tabii ki Amerikan medyası Skip Bayless ve benzeri ahmaklarla bezeli olduğu için Luck’ın önünde hala ciddi bir yokuş var çıkacak. Maalesef, eğer Colts, Broncos’a yenilirse bu yokuş iyice dikleşecek. İki takımın da kendi division’larını kazanacağını ve bu maçın önümüzdeki yıl tekrar edeceğini düşünüyorum ama Luck’ın Manning’den o bayrağı devralmak için, hele ki maç Lucas Oil Stadium’dayken, tek şansı olabilir bu mücadele. Yaşından çok daha olgun bir oyuncu Luck ama bu yine de 24 yaşında bir QB için gereğinden fazla bir baskı.
Üstelik maalesef ki koç Chuck Pagano’nun, Chargers maçında olduğu gibi, Luck’ı bir miktar baltalama ihtimali var. Elinizde Luck gibi bir oyun kurucu varken ağzınızdan “power running game” lafını düşürmezseniz olacağı bu zaten. Sezonun en iyi beş quarterback’inden birine sahipken pas hücumunda 23.sırada olmayı benim aklım almıyor.
Peki, Colts’un Broncos’u mağlup etmek için ne yapması gerekiyor?
Gelin önce geçen hafta neler olduğuna bir göz atalım: Colts takımının aklının tamamen Broncos maçında olduğu aşikârdı. Chargers’a karşı hiç ama hiç hazırlanmamış gibi duran takım Monday Night Football’da 19-9’luk bir yenilgi aldı. Sorun skor değildi, sorun aslında Chargers’a yenilmek de değildi ama oynanan oyun ve saçmalayan koçlar Colts’un arkasındaki rüzgârı bir miktar kesti. Seahawks maçının ardından başlayan Super Bowl iddiası da ortadan biraz kayboldu böylece.
Çok kritik beş drop geldi Colts receiver’larından Chargers maçı boyunca, çok kritik anlarda üstelik. Herkes, Reggie Wayne bile, topu elinden düşürmese %75 gibi bir isabet oranı olacaktı Andrew Luck’ın.
Garip garip koç kararları da resmen baltaladı maçı, hadi rakip takımın 40 yarda çizgisinden 4th & 2’de punt’ı boş verelim de, yedi sayı gerideyken ve dört dakikalık süre kalmışken 4th & 1’de punt gibi akıl almaz kararlar geldi Pagano’dan. Üçüncü down’larda herkesin 1st down çizgisinin gerisinde koştuğu oyunlar çizen Pep Hamilton’a edecek lafım da yok.
Broncos’a gelince, akıllarının nerede olduğu pek önemli değildi, zira Jacksonville Jaguars’la oynadılar.
Denver’ın silahları oldukça açık, oyun planları da. Peyton Manning’in hedef aldığı isimler Demaryius Thomas, Wes Welker, Eric Decker, Julius Thomas. Azıcık abartmışlar sanki?
Colts savunması çok ilginç işler yapıyor, özellikle son iki maçta. Ciddi açıklar yakalayıp uzun mesafeler kazanabiliyor rakip takımlar ancak ne hikmetse on numara bir red zone savunması var: Seahawks maçında rakip takımın alan gollerine zorlanması maçı kazandıran unsurdu, Chargers mücadelesinde ise beş kez red zone’a gelen San Diego hücumu sadece bir kez touchdown bulabildi. Broncos ise red zone’da %80 verimlilikle oynuyor. 20 yardın içerisine birçok kez ilerleyecekler, o neredeyse kesin ama savunmanın kaç touchdown’a izin vereceği maçın kaderini belirleyecek.
Hücum konusunda ise, Colts inadına koşan bir takım, Broncos ise kâğıt üstünde ligin en iyi koşu savunmalarından. Ama unutmamak lazım ki birçok takıma karşı çok erken açtılar farkı ve Denver’la oynayan her takım mecburen oyun planından kopup pasa odaklanmak durumunda kaldı. Ciddi bir teste tabii tutulacak Denver’ın koşu savunması bu hafta. Trent Richardson’dan 100+ yardlık bir maç bekliyorum.
Manning’i durdurmak en büyük hedef Colts için ama bunun imkânsızlığı göz önüne alınırsa Andrew Luck’a ciddi bir iş düşecek. Von Miller’ın geri dönüyor olması kötü bir haber olsa da bunu aşamayacak bir oyuncu grubu değil Luck ve ekibi. Yine de 35 sayı civarı bir hücum ortaya koyması gerekiyor Indianapolis’in. Hücum koordinatörü Pep Hamilton’a da ciddi bir iş düşüyor demek oluyor yani bu. Gerçi özellikle Seattle maçında hurry-up hücumun Luck’a ve Colts’a ne kadar yakıştığını gördük, Peyton’ın takımına karşı bunu uygulamaya cüret ederler mi acaba?
Bu kelimelerin hiçbir anlamı yok ama Peyton Manning ve Indianapolis Colts deyince. Boşa akan cümleler bunlar bir noktada. Her şey Pazar gecesi stadın içinde belli olacak çünkü.
Yılın maçı mı? AFC’nin en iyi üç akımından ikisinin karşı karşıya gelmesine bu hikâyeyi eklerseniz, evet, yılın maçı için büyük bir potansiyel.
Peyton Manning Indiana’ya dönüyor. Maç için sabırsızlansam da içimde buruk bir parça var, çünkü Peyton Manning Indiana’ya turuncu formayla dönüyor.
Turuncu forma mı olurmuş zaten hem?