2013 NFL sezonunun 7.haftası da Vikings – Giants maçıyla beraber sona erdi. Senenin neredeyse ortasına geldiğimizde artık bazı takımların durumları kesinleşti, yani “daha bir-iki maça bakıp karar vermeyelim” evresi de geri kaldı. Bununla birlikte sakatlık sayıları da oldukça arttı ve yedekler üçer beşer sahaya dökülmeye başladı. Alışılmışın dışında bir Pro Bowl oylaması başladı. Oyun gerçekten çok hızla değişiyor; NFL takip etmeye dün bile başlamış olsanız, “Aaah ah, benim zamanımda böyle miydi” diye hayıflanacak bir kaç şey bulabilirsiniz. Bu hızlı değişim rüzgarlarını, iki konferansı, sekiz grubu ve 32 takımı takip etmek kolay değildir. Biraz haberleri okumaya başlarsınız, onda biri bitmeden öbür Pazar gelmiştir bile. Üzülmeyin, kendinizi hırpalamayın… Geçtiğimiz haftanın önemli sorularına NFLTR.com’un futbol eksperlerinin cevapları ile büroda, sınıfta veya idmanda futbol muhabbetine 7-0 önde başlayın. Bu hafta ne yazık ki cevaplayanlar arasında Hilmi Çeltikçioğlu bulunmuyor, çünkü sorular ve okumakta olduğunuz satırlar kendisinden geliyor. Başlayalım:

Son maçtan başlayalım. Yılların “Şu takımda bir oyun kurucu olsa keşke; onun dışında her şey tamam” takımı Minnesota Vikings, Tampa Bay’den ayrılan oyun kurucu Josh Freeman’ı havada kaptı, ve adamı neredeyse daha uçaktan iner inmez New York Giants önünde ateşe attı. Freeman da herhalde kariyerinin en kötü maçlarından birini oynadı. Minnesota Matt Cassel’den umudu bu kadar çabuk mu kesmişti? Yoksa zaten kaybedilmiş sezonun sonunda gerekli oyun kurucu draft edilene kadar taraftarı oyalamak için miydi bu hareket? Freeman zorlu NFC North’da bu veya ileriki sezonlarda Vikings gemisini doğrultabilir mi, yoksa Terrell Owens gibi oradan oraya savrulur mu?


Barış Erengüç: 
Freeman’ının en sağlam destekçilerinden biriydim hatta bu durum alay konusu bile oldu ama bu çocuğun yeteneğinden asla şüphem olmadı. Topu sahanının uzak köşelerine kadar gönderebilecek kadar güçlü kollara sahip. (Gerçi JaMarcus Russell’da da vardı diyebilirsiniz) Zekası (en azından zır cahil zenci çocuklar gibi konuşmuyor olması), Kansas State’de ortaya koyduğu oyun, istatistikleri ile bu okulun football çıtasının yükselmesindeki büyük katkısı yadırganamaz ayrıca pocket QB yapısına gayet uygundu kağıt üzerinde. Ayaklarını kullanarak da oyun yapabiliyordu. Ancak her üniversite süperstarı NFL’de kral olsaydı en başta Tim Tebow’yu görürdük değil mi? :) Asıl sorun mental olarak çabuk dağılması, game management’ı bir türlü becerememiş olması ve bu lige bir türlü ısınamaması olsa gerek, yoksa ben başka bir sebep bulamıyorum. Hücum yapıları da oyun tarzına göre ayarlandı Tampa’da bu konuda da bir şikayeti olmamalı. Bence iş kendisinde bitiyor. Vikings’te top tutacak bir kaç isim var, güçlü bir koşu oyunuyla desteklenirse Freeman’ın Vikings’in mevcuttaki opsiyonlarının en iyisi olduğunu düşünüyorum. Ama total olarak bence Vikings NFC’nin en kötü takımı, Jared Allen ve bir-iki oyuncu hariç nal toplayan bir defansları var. Bu şekilde başarı her şekilde zor görünüyor. Terrell Owens ile kıyaslamak olmaz. Freeman olsa olsa journeyman olur halbuki Owens tam bir problemman’di.

Kaan Özaydın: Şimdi Coşkun Freeman’ın ismini Terrell Owens gibi sansasyonel, NFL’in bir dönemine damgasını vurmuş semi-efsane bir oyuncu ile aynı cümlede kullanmak abesle iştigal olur. Terrell Owens kariyeri boyunca oynadığı her takıma (Hadi Buffalo Bills’i dışarıda tutalım ama son sezonunda Cincannati Bengals’ta bile Ochocinco ile NFL’in en tehlikeli WR ikilisini oluşturmuştu) seviye atlatan biri oldu. Freeman ise çaylak sezonu dışında hiçbir parıltı gösteremedi. Bence Buccaneers ondan vazgeçerek on numara iş yaptı ama New York Giants karşısındaki berbat performansının bir suçlusu da Vikings koçu Leslie Frazier. 13 gün önce takıma getirdiğin adamı bir anda ilk 11’e yerleştirirsen olacağı budur. Audible bile yapamadılar, Freeman’ın playbook’u bilmediği çok açıktı. Şahsen Matt Cassel’in Vikings’i playoff’a taşıyacak isim olduğunu düşünüyordum ama görünen o ki Frazier sağolsun Josh Freeman takıma ısınana kadar Vikings’in maçları pre-season maçı gibi geçecek. Playoff, Vikings için hayalden bile öte.

Çağatay Akkaya: Josh Freeman, Giants karşısında rezil oynadı kabul ancak Vikings’in beklentilerin çok ötesinde olmasını sadece Giants karşısında alınan mağlubiyet sağlamadı, biraz perçinledi o kadar. Sezonu atlatmak adına, belki draft’ta Vikings’in eline akıllarındaki QB düşmez ise bir şekilde Vikings’de sırıtmayabilir. İlk maç kötü performans göstermesi normal zira adı üstünde, “ilk maç”. Josh Freeman, Giants karşısında sahada olan Freeman kadar kötü bir oyuncu değil haftalar ilerledikçe daha iyi olacaktır. Peki biri playoff bileti mi dedi? O çoktan kaçtı…

Görkem Şahinoğlu:
 İlk olarak Vikings’in oyun kurucu geleceğiyle başlayalım. Freeman sezon sonuna kadar onları tatmin edemezse yetenek olarak güzel bir quarterback sınıfına sahip 2014 NFL Draftı’nda ilk tur haklarını kesinlikle bu alana yatıracaklarını düşünüyorum. Nedendir bilinmez ama Clemson QB’si Tajh Boyd’u uzun süredir Vikings’e çok yakıştırıyorum. Eksik parça o olabilir. Matt Cassel en azından bu sezonluk resmin dışında, Freeman’ın kontratı bunu net bir şekilde açıklıyor. Gelelim Freeman’a. Giants maçının bir ölçü olacağına inanmıyorum. Adam iki haftadan daha az bir süredir Vikings’te, koca playbook’u yalayıp yutması bir kenara bir de bunları başarıyla uygulaması beklenmemeli. Ben zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ama Vikings’in fazla zamanı yok. Yeteneğine güvendiğim bir oyuncu, zaman gösterecek.

Sakınılan göze çöp batarmış modeli, NFL oyuncu güvenliğini artıran önlemleri aldıkça sanki sakatlıklar daha da artıyor. 7.haftada sakatlananlar arasında Sam Bradford, Jermichael Finley, Reggie Wayne, Doug Martin, Jay Cutler, Brian Cushing, Lance Briggs ve Nick Foles gibi önemli oyuncular vardı. NFL güvenlik önelemlerini alırken abartıp oyunu baleye mi çevirdi, yoksa daha çok mu yol var? Kısa vadede ne gibi önlemler alınabilir?


Barış Erengüç: 
Ben açıkçası buna inanmıyorum. Sakatlıklar bu sporun doğasında var zaten dolayısıyla tam anlamıyla bunu önlemek mümkün değil. NFL’in asıl yapmaya çalıştığı concussion denen beyin sarsıntısı sakatlıkları önleyerek ileride ortaya çıkabilecek tazminat vakalarını önlemek. ABD’de bu sporun insan sağlığına verdiği ciddi zararlar sürekli bu anlamda gündemde ve boks ile bile kıyaslanıyor. Ancak tabi oyunun sertliği baz alan yapısını da düşünürsek bütün kuralları oyuncu sağlığına yönelik uygularsak zaten elimizde tüyleri yolunmuş bir kaz kalacaktır. Biz bu sporu bu haliyle seviyoruz ancak NFL’in de eli kolu bağlanıyor bir yerde. Obama dahi bu oyunun insan sağlığına verdiği zararlar hakkında vaaz vermişken çok yapabilecekleri birşey yok. Kevin Everett vakasını hatırlarsak aslında bu tarz yorum yapanların çok da haksız olmadığını görüyoruz. Kendisi neredeyse felç oluyordu. Bundan ötürü NFL bu tarz kurallar ile (örneğin defenseless receiver kuralı gibi) ile hep bu tarz ciddi sonuçlar doğurabilecek sakatlıkları önleme çabası içerisinde olacaktır bundan sonrasında. Bu manevralar yapılmadı takdirde sporcu sağlığına gerekli özeni vermediği gerekçesiyle NFL hakkında açılacak olan tazminat davaları başlarını çok ağrıtır ve hatta bu sporun geleceğini ciddi anlamda tehlikeye atabilir.

Kaan Özaydın:
 Evet, sakatlık bu sporun doğasında var. Amerikan futbolu ragbi ile birlikte sakatlıkların en çok yaşandığı spor, yapacak bir şey malesef. 7.haftada gördüğümüz sakatlıklardan Sam Bradford’ın sakatlığı sonrası Rams oyuncuları oldukça tepki gösterse de tamamen oyun kuralları dahilinde bir hamle ile Bradford saha dışına itildi ve şanssız bir şekilde dizinden sakatlandı. Hani buna getirilecek düzenleme, “dışarı çıkmaya çalışan oyun kurucuya dokunulmayacak” tarzı bir kural olabilir, o da çok mantıksız olur. Browns QB’si Brian Hoyer da benzer bir şekilde sakatlanmıştı geçtiğimiz haftalarda. Koşu özelliği olmayan iki QB’nin benzer şekilde koşmaya çalışıp sakatlanması oldukça manidar ve üzücü oldu. İkisi de kariyerinin zirvesindeydi. Brian Cushing ise cut-block kurbanı oldu ki bu sporun en tehlikeli hareketlerinden biri halini almaya başladı cut-block’lar. Türkiye liglerinde bile NFL’de bu sezon gördüğümüz kadar cut-block görmüyoruz. Her ne kadar Cushing sesini çıkarmasa da başta Patrick Willis olmak üzere birçok yıldız oyuncu cut-block’lar konusundaki sıkıntılarını dile getirdiler. Önümüzdeki sezonlarda bu konuya ilişkin yeni bir düzenleme gelmesi muhtemel diye düşünüyorum.

Çağatay Akkaya: South Park’ı takip edenler, geçen sezondan “sarcasting ball” bölümünü anımsarlar. Bu denli müdahalenin, rekabetin, mücadelenin olduğu sporda elbette ki sakatlık olacak. Sakatlıklar için kısa vadede önlem alınması bir yana, oyuna her müdahale, doğallığı kaybettiriyor. Jay Cutler’ın sakatlığı özelinde örneğin, sakatlık bir sack pozisyonunun ardından geldi, iki yaşındaki çocuklar da şakalaşırken o şiddette düşürür ancak birbirlerini, darbeye bağlı bir sakatlık gerçekleşmedi kısacası Bunu önlemek de kolay değil. Ayrıca sakatlıklar konusunda, elbette ki tıp eğitimi alan ve insan anatomisinden haberdar olanlar daha iyi bilirler ancak, antrenman metotlarının farklılaşması, on sene, yirmi sene önceki oyuncularının vücüt performansları ile günümüz oyuncularının vücüt performanslarının arasında dağlar kadar fark olmasını sağladı. (On sene öncekiler daha sağlam vücuda sahipti demiyorum, oyunculara yapılan yükleme, tıbbi müdahalelerdeki değişiklikler vs. çok bozdu oyuncu organizmasını) Belki eskiden kariyer bitiren sakatlıklardan çok kısa bir sürede dönebiliyor günümüzde oyuncular ancak bedensel dönüşüme de uğruyorlar kanımca.

Görkem Şahinoğlu: Bu oyuncuların hepsi normalde NFL’de sık sık gördüğümüz sakatlıklardan muzdarip oldular geçtiğimiz hafta. Yanisi NFL’in oyuncu sağlığını korumak için yaptığı uygulamaların bu sakatlıkları engellemesi için kuralların komple değişip cidden baleye döndürülmesi lazım. Hadi Cushing’in sakatlandığı pozisyonda Jamal Charles’ın low block’ı eleştirilebilir ki bence NFL’in el atması gereken de bir konudur. Hücum oyuncularını koruyacağız diye savunma oyuncuları resmen ikinci sınıf insan muamelesi görmeye başladı. Onun dışında NFL’in bu çerçevede aldığı çok komik ve gereksiz kararlar da var. Mesela bu sezon çok tartışılan “crown of the helmet” kuralı running back’leri resmen bitiren bir olay. Oyuncuları koruyalım diye sporun doğal büyüsünü kaybetmesine neden oluyorlar.

Pro Bowl’daki büyük kural değişikliklerinden sonra en sonunda takım seçimleri de kökten değişti. AFC-NFC ayrımı olmadan, en çok oy alan iki oyuncu Deion Sanders ve Jerry Rice’ın takım kaptanları olacaklar. Bundan sonra ise kaptanlar mahalle maçı gibi adam alışacaklar. Pro Bowl markasının değerini yükseltmek için başka neler yapılabilir? Field Goal yarışması, topu en uzağa atan oyun kurucu veya linebacker’ları güreştirme yarışmaları gibi NBA’dan çalma hareketleri bir yana bırakırsak, Pro Bowl da NFL Europe gibi ölüme mi mahkum?


Kaan Özaydın:
 Bu “alırım veririm ben seni yenerim” tarzı oyuncu seçimi olayı Pro Bowl’un sonunu getiren hamle olacak. Şahsen geçen sezonki maç önceki yıllara göre daha çekişmeli geçmiş ve oyuncular maça ilişkin eleştirileri dikkate aldıklarını göstermişlerdi. Şimdi Sanders ve Rice takım kuracak olması AFC-NFC rekabetini de ortadan kaldıran cinsten oldu ki bu All-Star maçları ruhuna oldukça aykırı. NBA eskiden Rookies vs. Sophomores şeklinde düzenlediği çaylaklar maçını birkaç sezondur bu sistemle yapıyor. Onlarda maçın ciddiyetsizliği eleştirileri sonra “alırım veririm”li sistemle takımları kurmaya başladılar. O gün bugündür çaylaklar maçını izlemiyorum. Sahada rekabet yok diye kağıt üstündeki rekabeti kaldırmanın hiçbir anlamı yok. Üzgünüm, bu konuda çok doluyum…

Çağatay Akkaya: Kaan’ın bahsettiği “alırım veririm ben seni yenerim” tarzı oyuncu seçimleri, ilk olarak Amerikan sporlarında NHL’de başladı. Orada tuttu, NBA’e geçti. Orada da medyatik iki eski efsane oyuncu aynı tarz ile çaylaklar maçını yapmaya başladı, en azından rekabet olabileceği düşünüldü. Burada ise Pro Bowl’da uygulanması bir nevi abesle iştigal ancak Amerikan medyası, günlük spor takipçileri, magazini ve eğlenceyi sporun içine sokarak daha bol reklamlı, saha içi değil dışında hikayeler barındıran bir sistemi ticari olarak da yarar sağladığı görülünce empoze ediyorlar. Pro Bowl, bir pre-season maçı sertliğinde dahi geçmeyebilir belki, bunu da kabul ederim. Peki çözüm? Birbiriyle oynamayı bilmeyen oyuncu grubu, sakatlıklardan imtina ederek oynamayı sürdürdükçe (ki onlar açısından duruma bakınca hak da veriyorum) bir çözümü yok bu işin.

Görkem Şahinoğlu: Pro Bowl benim komple karşı olduğum bir organizasyon zaten. NBA’deki All-Star etkinliklerini anlayışla karşılayabiliriz, şova dayalı bir spor ama Amerikan futbolu için aynı şey geçerli değil. Çok ama çok gereksiz bir maç. Oyuncuları onurlandırmak için daha farklı uygulamalara gidilebilir. Seçimdeki yeni sistem de tam bir komedi olmuş. Bu uygulamanın ölmekte olan bir hastayı kurtarmak için yapılan son şok müdahalelerinden biri olarak görüyorum. Pro Bowl organizasyonu yok olmaya mahkumdur benim gözümde.

7.hafta sonunda puan durumlarında epey şaşırtıcı durum var. Sizce aşağıdaki takımların hangisinin bulunduğu konum en şaşırtıcı, ve neden bu durumlardalar? New York Giants (1-6), Pittsburgh (2-4), Atlanta (2-4) ve Kansas City (7-0).

Barış Erengüç: Açıkcası beni en çok şaşırtan Falcons oldu. Steelers ve Giants’ın ciddi sorunları olduğunu biliyordum. Hele Giants’ın durumu iyice kötü. Falcons’ın oturmuş defansif ve ofansif yapısıyla sezona bu derece kötü başlamasına inanılmaz şaşırdım. Matt Ryan ile WR’ler arasında ciddi bir iletişimsizlik yaşanıyor. Koşu oyunu hemen hemen hiç yok. SJ’in müzmin sakatlık serilerine bir yenisini eklemesi ile Michael Turner sonrası bu mevki’de yaşanan ciddi boşluk göze çarpıyor ama herşeye rağmen Falcons’ın 49’ers-Seahawks ikilisinden geride kalacak olan takımın arkasından ikinci wild card için en güçlü aday olduğuna olan inancım çok fazla. Chiefs ise evet şaşırtıyor ama özellikle defansif anlamda inanılmaz derecede yetenekli isimlere sahip olduğunu biliyoruz. Bu takımda ön alanda Tamba Hali, Derrick Johnson, arka alanda Eric Berry, Brandon Flowers gibi gerçekten kalburüstü yetenekler var. Bence hücumda da Jamaal Charles ve WR’ler de gayet iyi. Özellik Dwayne Bowe konsantre olabildiğinde inanılmaz bir yetenek. Chiefs’in iyi bir hoca ve sadece oyunu idare edip minimum top kaybı yapacak bir ikiliye ihtiyacı vardı ve bunu kurt hoca Andy Reid ve özellikle top kayıpları anlamında kendisi çok geliştiren bir Alex Smith ile yakalamış oldular. 7-0 yeni bir hoca ve yeni bir QB ile NFL tarihindeki en iyi başlangıç. Playoff’ta ne kadar giderler bilemeyiz ama Chiefs bu haliyle uzun yıllar AFC West’te ciddi bir güç olacaktır.

Kaan Özaydın: 
Şıklardaki tüm takımların durumu oldukça şaşırtıcı. Özellikle Kansas City Chiefs. A’dan Z’ye yenilenmiş teknik ekip, yeni quarterback ve geçen sezonki 2-14’lük takımın bileği halen bükülememiş durumda. Yine de benim tercihim şıklarda yer almayan bir takımdan yana olacak; Tampa Bay Buccaneers. Vincent Jackson, Doug Martin, Mark Barron, Darrelle Revis gibi NFL genelinde pozisyonlarının en iyi beşine girebilecek isimlerin etrafında kurulmuş bir takım. İlk soruda değindiğimiz Josh Freeman’ın training camp’ten itibaren süre gelen çöküşü, takımdan gönderilişi… Halen galibiyet ile tanışamamaları bence bu sezonun en büyük sürprizi ve hayal kırıklığı. Üstelik birçok maçlarını da çok yakın skorlarla (Jets’e bir sayı, Saints’e iki sayı, Cardinals’a karşı üç sayı) kaybetmeleri için şanssızlık mı yoksa beceriksizlik mi desem bilemiyorum. Kesinlik bulundukları yeri hak etmeyen takımların başında geliyor Bucs. (8.haftanın açılış maçında da Carolina Panthers’a evlerinde yenilmekten kurtulamadılar ve 0-7 oldular.) Öte yandan illa sorudan birini seçmem gerekseydi Chiefs derdim, beklenmeyen bir başarıya imza attıkları için…

Çağatay Akkaya: New York Giants’ın belli bir düşüş yaşayacağını öngörüyordum ancak çabuk dibe vurmalarını beklemiyordum açıkçası. Pittsburgh görkemli yıllarındaki kimyayı kaybetmiş bir takım ve dereceleri benim açımdan çok şaşırtıcı değil. Kansas City Chiefs geçtiğimiz yıla yerküreden havalanan füze misali bir yükselişte, koç değişikliği ve Alex Smith takıma çok olumlu yansıdı. Ancak en çok şaşırdığım, geçen sezon Super Bowl kapısından dönen, yetenekli bir QB, performansı yüksek bir hücum takımı ve sağlam bir defans takımı olmasına rağmen kötü derece ile ilerleyen Falcons. Şunu kabul ediyorum, çok yakın skorlu maçlar da yitirdiler, talihsiz sakatlıklar da yaşıyorlar, red-zone’a girip sayı yapmayı dahi başaramadıkları oluyor fazlasıyla ancak takımın derecesi de, hali de olmaları gereken seviyede değil.

Görkem Şahinoğlu: Kesinlikle Atlanta Falcons. Sezon öncesi her üç kişiden birinin Super Bowl adayıydı Falcons. Neredeyse Denver’dan daha kusursuz bir hücum takımına sahiplerdi, en azından kağıt üstünde. Savunmadaki bir kaç kritik adamın sakatlığı onları çok etkiledi. Şimdi de Julio Jones’un kaybı sezonlarına büyük darbe vuracak. Playoff belki olabilir ama Super Bowl artık hayal. Çok benzer haldeki Houston Texans’ı da aynı derecede hayal kırıklığı olarak sayabiliriz. Onun dışında Giants’ın bu sezon kötü olmasını bekliyordum ama bu kadar kötü olabileceklerini tahmin etmemiştim.

NFL Playoff sisteminde division liderleri otomatik olarak playoff’lara çıkarken onlardan daha iyi skor almış bazı takımların sezonu bitebiliyor. Daha net örnek vermek gerekirse 4-3’lük Dallas Cowboys NFC East’te en tepedeyken, aynı 4-3’lük Chicago ve San Diego division’larında üçüncü, San Francisco (5-2), Denver (Evet, Denver; 6-1) ise ikinci sıradalar. Wild Card sistemi ile bile sanki biraz haksızlık var gibi. Division sistemi rekabeti artırıyor mu, yoksa playofflarda en iyi takımları görmemizi mi engelliyor? Önereceğiniz değişiklik var mı?

Barış Erengüç: Playoff sistemin gayet adaletli olduğunu düşünüyorum. Bir kere division şampiyonu bir takım o division ne kadar kötü olursa olsun belli bir grubun şampiyonudur ve playoff’ta oynamaya hak kazanmıştır. Bahsedilen yüzde ellinin altında kalan takım Seahawks idi ancak o takım wildcard maçında bir önceki sezonun Super Bowl şampiyonunu Saints’i perişan etmişti. Daha fazla takım playoff’a kalırsa son hafta maçlarının önemi azalacağı gibi mevcutta yaşanan playoffa kalma mücadelesinin zarar göreceğini düşünüyorum. Division şampiyonları mutlaka 1-4 aralığında olmalı. Burada bence tek tartışılacak şey wild card’a kalan takımların eğer galibiyet sayıları daha fazlaysa iç saha maçı oynama haklarının olup olmadığı. Açıkçası bir division şampiyonluğu mu daha zor yoksa daha fazla maç kazanmak mı? İkinci şık her ne kadar ön plana çıksa da ben bu hakkın şampiyon apoletine sahip olan takıma verilmesinden yanayım. Dolayısıyla mevcut NFL playoff yapısı bu haliyle güzel.

Kaan Özaydın:
 NFL’i kurtarmak bize mi kaldı sayın Hilmi Çeltikçioğlu? Brian Cushing’in iki sezon üst üste erkenden sezonu kapatması kariyerini bitirir mi ya da St.Louis Rams, Brady Quinn’i alarak doğru mu etti, Josh McCown ile Bears sezonu bitirebilir mi tarzı sorular beklerdik sizden de neyse artık… Wildcard sisteminde haksızlık olduğu konusunda sana biraz katılıyorum, hatta biraz daha ileri gidersek fikstür konusunda da haksızlık var diyebiliriz. Yani Bears neredeyse her sezon güçlü olan Packers ile sezonda iki maç yapmak zorunda, Colts ile her sezon dibe oynayan Jaguars ile iki maç yapmak zorunda. Nerede bu işin adaleti derim ben. Şuanki AFC-NFC sisteminden kaynaklı wildcard, fikstür gibi konuların eleştirecek çok noktası var ama NFL’in dünyanın en çok kar eden organizasyonlarının başında olduğunu düşünürsek köklü bir değişikliğin yapılmasına ihtimal vermiyorum. Bardağın dolu tarafından bakmakta fayda yok mu? 2009’da NFC’nin diğer üç grubundan birinde olsa playoff yapamayacak olan dokuz galibiyetli Arizona Cardinals, Super Bowl’a çıkınca hepimiz heyecanlanmadık mı? 2010’da sadece yedi galibiyet ile playoff yapan Seattle Seahawks’in bir önceki yılın şampiyonu New Orleans Saints’i playoff’larda yenmesini hepimiz ağzımız açık izlemedik mi?

Hilmi Çeltikçioğlu: Cushing’i yemişim, McCown şahane maç çıkardı bence Cutler’la arasındaki fark gündüz-gece gibi değildi. Freeman o şekilde bir maç çıkarmışken sorulacak tek QB sorusu buydu bu hafta. Sizin sorduğunuz sorular ise haftalık, hatta bazen günlük raf ömrüne sahip oluyor. Biraz uzun soluklu soru sordum. Bu sektörde kalıcı olmak istiyorum.

Çağatay Akkaya: Division rekabeti, takımlar arasındaki tarihi rekabeti, karşılaşmaların heyecan dozajını kesinlikle artırmakta bence. Bir division’dan da en azından tepedeki takımın playoff’lara kalmasını haksızlık olarak nitelendirmiyorum bilakis düşük galibiyet sayısındaki takımların playoff’lara kalması ve tek maçlı sistemde sürpriz yapabilme olanağının bulunmasını da olumlu karşılamaktayım.

Görkem Şahinoğlu: NFL playoff sisteminin kesinlikle adaletsiz bir sistem olduğunu düşünüyorum. Zamanında yüzde ellinin altında galibiyet yüzdesi olan takımların bile bu sistem nedeniyle playoff yaptıklarına şahit olduk. Hakkaniyet açısından NBA’in konferans sıralamasını esas alan sistemine geçmek daha doğru olur ama NFL’in de bu sistemle kendine has bir havası var. Benim için sistemin değişip değişmemesi fazla bir önem arz etmiyor. NFL yönetiminden tek istediğim şey playoff’a katılan takım sayısını arttırmaları olacaktır.