12.Adamın başkentinden NFL heyecanını kalbinde yaşayan herkese merhaba. Bu Pazar (16 Kasım) Avrasya Maratonu Anadolu yakasından başlayıp Avrupa yakasında son bulacak şekilde koşulacak. Dünyanın ilk ve tek iki kıtalı maratonu olan Avrasya Maratonu’na kaydınızı yaptırdınız mı, daha evvel katıldınız mı bilmiyorum ama yerkürenin diğer ucunda 2 Kasım’da New York Maratonu koşuldu. İçine aldığı cadde ve sokaklarla yapılan reklamı da katarsanız gezegenin en meşhur ve en çok gelir getiren ikinci maratonu. Merak edenler için iki alanda da birincisi Londra Maratonu’dur. Başlığı konuya bağlama ve boss’umuz Kaan Özaydın’ın NBA ve futbol dışındaki sporlarla da örnek vermemi istemesi üzerine düşünceyi geliştirme yollarından tanımlamaya yer verdik.
Miami Dolphins – Detroit Lions maçının son dakikasında uyuyakalınca uzun süre sonra Seattle Seahawks maçını canlı izleyemedim. Sabah uyandığımda Kaan Özaydın’ın Facebook mesaj bildirimini görünce “Herhalde yenildik, adam alaya alıyor” diye üzüldüm ve maç sonucunu öğrenmeden akşamı zor ettim. Akşam oldu maçı izlerken son çeyreğe kadar ‘Kaan’ı de sevindirdik’ diye hayıflandım. 158 kelime olmuş maç analizine geçmemişim hala. Tamam, tamam geyiği Ersan İlyasova’mızın oynadığı takımda bırakıyorum.
Kendimi Arıyorken Olmaktan Korktuğum Yerdeyim
New York Giants son Super Bowl zaferlerinden sonra belini bir türlü doğrultamadı. İstikrardan ve takım disiplininden uzaklar. Victor Cruz olmak üzere önemli isimleri bize karşı oynayamadı ve sahadaki takıma baktığınızda -bilhassa hücum hattı- Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmayı garantileyip de son deplasman maçına genç takımıyla çıkan veyahut Türkiye Kupası’nda ikinci/üçüncü lig takımına karşı altyapıdan oyuncuları oynatan takım gibiydiler. Son üç maçını kaybeden New York Giants, playoff yarışından hayli uzaklaşmıştı ve son üç maçta 98-45 ile toplam skorda resmen dağıldılar. Eli Manning takımını vezir de rezil de eden bir quaterback… Baktığımız zaman her şey çok güzel olacaktı.
38 – 17 biten maçın openning drive’ında Seattle, altı oyunda beş ilk hak kazanıp bir güzel de touchdown yapınca iş erken bitecek dedim. Rakibi de bir güzel savunduk ve top bize geçti. İşte sevgili okurlar, son çeyrekteki New York top kaybına kadar maçın Atlantik yakasındaki takıma ivmeyi döndüren kırılması bu anda gerçekleşti. Sezon öncesi incelememde bir numaralı çaylak yıldız adayım -kendi takımımız için- Paul Richardson’ı özellikle hızı ile övmüştüm. Percy Harvin gitti de adamı adam akıllı sahada görür olduk. Beklediğim çiziden uzak Paul Richardson pas çizgisini de kaybedince interception oldu. Çaylak duvarını tırmanabilirse parlayacak bir yıldızcık adayı olacaktır.
4500 km öteden gelen misafirimize dönelim tekrardan. New York Giants çaylağı Odell Beckham Jr.’a fantezi liglerinde yer açın derim. Geçen hafta Indiana’ya 156 yard yapan Beckham önceki hafta Dallas’a iki touchdown yapmıştı. Bizi de ilk yarı darma duman etti. 5/5 isabetle 92 yard yaptı ki, ilk çeyrekteki aynı oyunda art arda yaptığı iki vücut çalımı playbook’un sayfalarını hoyratça yırtıp Richard Sherman’a uçak yapıp yolladığı pozisyondu. Çapraz koşulardaki flip flop’lardan çok maden buldu eleman. Devre arasında yayıncı kuruluşa konuşan koçumuz iki hususa değindi: Eli Manning’e baskı yapacağız ve Beckham Jr.’ın çaresine bakacağız. İkisini de başardı bu savunma. Burasının Atlantik olmadığını Kuzey Pasifik’te her şeyin farklı olduğunu gösterdik. İkinci yarı sadece iki kez topla buluşan ve 16 yard yapan Beckham Jr.’a atılan bir pas sonucu Richard Sherman, Earl Thomas ortaklı güzel bir top çalma da hoşumuza gitmedi değil.
New York Giants üç maç sonra ilk periyotta sayı bulma zevkini yaşadı. Preston Parker’a da giden yedi pasta 79 yard ilerledi ama ikinci yarı vidaların sıkılması New York Gianst’ın bocalaması demekti. Russell Wilson’ın tembel ivmeli pası sonucu gelen üçüncü top kaybımız -ikincisi Turbin koşu fumble’ydı- maçı bizden alıp götürecekti. D-Line’ımızın da iki pozisyon üst üste on beş yardlık cezası ile rakibin önce red zone’a, sonra endzone’a girmesine müsaade etmeye kararlı ön hattımız vardı lakin sarı bayraklardan çok çeken Şahinler, bu sefer sarı bayrağa sevinen taraf oldu. Dakikaların tükenmeye, maçın kırılganlaşmaya ve Arizona Cardinals’ın uzaklaşmaya yakın olduğu zaman onların holding penaltısı maçın arka plandaki dönüm noktasıydı. 44 pas girişiminde 29 isabetle 283 yard pas atan Manning ikinci yarı da ilk yarıdaki gibi oynasaydı 400-500 yard arası bir yerde maçı bitirecekti.
Elit bir tutucuya sahip olmadığımızdan dert yanıyorum. Ben dert yandım Golden Tate gitti, ben dert yandım Percy Harvin gitti… Tight end Helfet bir tutuşta 32 yard, Kearse üç tutuşta 70 yard ilerledi. Diğer receiver’ların sayısal anlamda bahsi olacak bir performansı olmadı. Tight end mevkisini koşu ve pas oyunlarında blokçu olarak kullanıyoruz. Tight end’den öte fight end mantalitesinde… Kearse’in yakaladığı 60 yardlık pas sezonun en uzun pas oyunu oldu adımıza. Rakibin as üç cornerback’i sakat olmasına rağmen paslarda kanatları sömüremedik. 60 yardlık sezonun en uzun oyunu, o kadar. Yine toplam süre ve oyun sayısında sezonun en yüksek değerlerine ulaştık kendi adımıza. Play action paslarda Russell Wilson ortalamanın üstünde bir quaterback ama bu pas tutucular ve öndeki dört cengaver adamımızla olabilecek en lezzetli yemek de bu kardeşim. Pas oyunu işlemeyince- bunda yoğun Seattle yağmurunun etkisi de var-en iyi bildiğimiz birinci, ikinci ve üçüncü metoda başvurduk: koşu, koşu, koşu…
Usain Bolt Gel Marshawn Lynch’in Yedeği Ol
Marshawn Lynch’in düşen formunun elinden, geçen hafta biraz tutmuştu. Bu hafta ise çoştu, çoştu, çoştu… 140 yard ile yine eski takımındaki rekorunu kıramadı ama dört koşu touchdown’ı ile sezonun ve son dönemlerin en iyi koşu performanslarından birini izletti. Russell Okung ve Max Unger’ın dönüşü ile ortadan bindirmelerde açık açık koşu yolları sunduk kendisine. Kanat koşularında da wide reciever katkılı bloklarda işler tıkır tıkır gitti. Giants’ın dimeback ve nickelback savunmaları ligin orta şekerlisi olmaktan bile uzak. Rakibi pasta sömürmesek de koşu da savunmalarında taş taş üstüne bırakmadık. 350-54 koşu farkıyla tarihi bir total koşu yardı ve koşuda makas farkına ulaştık. Pastanın üstündeki çileği de Russell Wilson koşu touchdown’u oldu.
Mesafe olarak maraton tadında; güç, heyecan, hız olarak olimpiyatlardaki Usain Bolt, Asafa Powell, Justin Gatlin, 100 metre, 200 metre finali kapışmasında koşu oyunu izlettik tüm maç boyunca. Running back dedin mi, ikinci sıra seçimim Jamaal Charles’tır. Fikstür yazımı temmuz ortasında hazırladığımda üç maç için o tarihten sabırsızlanmaya başlamıştım: Green Bay Packers, Kansas City Chiefs. Fikstür yazısı demişken nokta atışı maç tahminlerim üç aşağı beş yukarı doğru gidiyor.
Green Bay Packers denince akla ülkemizde ilk kim gelir? Ben mi dediniz, yok artık daha neler. Tabii ki Hilmi Çeltikçioğlu. Green Bay Packers Taraftarlar Derneği adı altında dernek kursalar ilk ve onursal başkanı olacak Hilmi Çeltikçioğlu’na buradan sesleniyorum. Dereceyi, skoru, istatistikleri bir yana bırakalım takımı futbol olarak muhteşem oynuyor. Bu fevkaladenin fevkinde Green Bay Packers günlerinde yazı yazmayacaksın da ne zaman yazacaksın? Green Bay Packers yer kürenin gravitasyonuna kapılıp da gezegenimizden bir parça olmadan önce Green Bay yazınızı görmek isteriz. Kansas City Chiefs maç içinde birçok maça aday bir maç (tekerleme gibi oldu). Biftekli bir şehir rehberi de ekleyip maç öncesi yazısı yazısı da gelirse tadından yenmez. Duruma göre Pazar öncesinde veya sonrasında görüşmek dileğiyle 12.Adamın başkentinden, hoşça kalın.