Son iki hafta. Koskoca 2014 NFL sezonunun bitmesi için son iki hafta. Her sezon olduğu gibi playoff yarışının en çok kızıştığı dönemler. Yarış o kadar karışık ki sezona damgasını vuran, MVP yarışında neredeyse tartışmasız olarak bir numarada yer alan Aaron Rodgers’ın Green Bay Packers’ı bile playoff dışında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Sezona fırtına gibi giren Dallas Cowboys, son şampiyon Seattle Seahawks ile birlikte playoff yarışından olabilir. O yüzden çoğu taraftarın diken üstünde maçları takip edeceği iki hafta bizleri bekliyor. Ancak gelin biz bir 15.haftaya göz atalım…

Buffalo Bills savunmasının iki hafta üst üste Peyton Manning ve Aaron Rodgers’ı tanınmaz hale getirmesi olsun, Odell Beckham Jr., Mike Evans gibi çaylakların muhteşem performanslarına devam etmesi olsun, Johnny Manziel’ın ilk kariyer start’ında takımını playoff’tan etmesi olsun, 15.haftanın gündemi iyice kalabalıktı. Tabii biz gündeme başladıktan sonra bir de Chicago Bears’ın off-season’da ligin en çok kazanan oyun kurucusu yaptığı Jay Cutler’ı yedeğe çekmesiyle ortalık hafif bir sallandı. Jay Cutler’ın seneye nerede olacağı, Bears’ı nelerin beklediği tartışıladursun ben bu haftaki Detroit Lions – Chicago Bears maçına göz ucuyla bir bakın derim. Jay Cutler’ın yerine oynayacak isim Jimmy Clausen, NFL’in en talihsiz, en az şans bulan potansiyellerinden biri. Lisede altın kollu çocuk olarak adlandırılan, 2010 NFL Draftı’nın ikinci turundan seçilip Carolina Panthers’ın gelecekteki yüzü olması beklenen, bir sezon sonra takımın 2011 NFL Draftı’nın ilk sırasından Cam Newton’ı seçmesiyle adeta unutulmuş, terk edilmiş bir isim. Cutler’ı bir kenara bırakın, Detroit – Chicago maçı o günleri hatırlayanlar için güzel bir nostalji, Clausen için belki de hayatının en önemli maçı olacak…

Bu hafta Buffalo Bills, Green Bay Packers’ı 21-13 yenerken, defans adeta Aaron Rodgers’a adeta nefes aldırmadı. Geçtiğimiz hafta da Peyton Manning’e iki interception attıran Bills, tüm sezon boyunca sadece üç interception atmış olan Rodgers’a da aynı tarifeyi uyguladı. Peki savunması bu kadar iyi olan Bills’in el freni Kyle Orton mı? Bills bu iki savunma performansı sonrası playoff’u hakkediyor mu?

Oktay Çavuş: Rodgers ve Packers son 2 haftadır tutuk. Zira O-Line ünitesi hala sorunlu ve agresif defans oynayan takımlara karşı cevap vermekte zorlanıyorlar. Aynı sorun Broncos O-Line’ıiçin de geçerli. Zira güçlü defanslara karşı pas oyunu kurmakta zorlandıkları gibi, her iki takımın koşu hücumu istatistikleri de, bulundukları üst sıralara göre oldukça vasat. Bununla birlikte Rodgers’ın misread’leri ve Packers receiving unitesinin düşürdüğü yarım düzine pas da bu skorda en az Bills savunması kadar etkili oldu. Yine de, Bills bu savunma ile iyi işler yapabilir. Hatta Dilfer’ın Super Bowl yüzüğü aldığı bir ligde Super Bowl da kazanabilir. Ancak Dilfer’ın çok iyi bir O-Line’ı ve playmaker kadrosu olduğunu da unutmamak lazım. Sammy Watkins’in yanına iki isim daha koyabilirse, Bills bu savunma ile NFL’de çok iş yapar. Kyle Orton’la bile.

Görkem Şahinoğlu: Aslında iki hafta önce ‘Packers’ın performansını ne kadar gerçekçi buluyorsunuz?’ diye sorarken bunu kastediyordum. Dominant bir defansive line ve pass rush karşısında hala etkisiz kalabiliyorlar. Bunu iyi defensive line’ı olan takımlara karşı oynadıkları maçlara bakarak da çok rahat söyleyebiliriz. Seahawks, Lions ve Vikings maçları benim ilk aklıma gelenler. Packers bu savunmalara karşı çok zorlandı. Playoff’ta iç saha avantajı tabi büyük bir avantaj özellikle de Packers için ama ben hala onları dominant bir defans karşısında güvenilir bulmuyorum. Buffalo’ya gelecek olursak bu takımı izleyip de üzülmemek elde değil. Savunmaları bir savunmanın yapabileceği her şeyi yapıyor öyle ki Packers’ı hücum touchdown’ı üretemeden geçtiler. Aslında bu sorunun da cevabını veriyor. Orton her nekadar Manuel’e göre upgrade olarak görülse de bu takımın en büyük sorunu hala istikrarlı quarterback oyunu.

Hilmi Çeltikçioğlu: Bills savunması Peyton Manning’den sonra Aaron Rodgers’ı da durdurdu, ama savunma performansıyla playoff hak edilen günler korkarım çok geride kaldı. Şimdi çıkıp “Günümüz NFL’inde hücumun önemi” başlıklı makale yazmayacağım ama yazılarımı takip edenler de iyi bilir ki “Hücum maç kazandırır, savunma ise şampiyonluk” özlü sözünün geçerliği pek kalmadı. Yazılarımı takip etmeyenler de bir an önce okuma yazma öğreniversinler. Buffalo tahterevallisinin aşağıda kalan bacağı elbette ki hücum, ama hücuma bakıp da “Watkins var, koşu oyunu var, demek ki sıkıntı Orton” demek büyük haksızlık olur. Kyle Orton NFL’in elit QB’lerinden olmasa da, Buffalo’nun yetkilileri çok şükür kafası kesilmiş tavuk gibi Brett Favre, Kurt Warner ya da ne bileyim Johnny Unitas’ı aramıyorlar. Bu adam Purdue’da Drew Brees’dan sonra geldiği için bunca zamandır hor görülüyor. Buffalo’yu playoff’ta görmek isterim ama zorlu NFC North’daki bütün rakiplerini yenseler de AFC’de 8-6’yı paylaştıkları iki takım olan Chargers ve Chiefs’e yenildikleri için şansları sadece matematiksel olarak var.

İzge Can Günal: Houston Texans’la birlikte “başarıdan bir oyun kurucu uzakta” sınıfında bence Bills. İyi defans kurmak iyi hücum oluşturmaktan gerek oyuncu seçimi, gerekse taktiksel planlama açısından çok daha zor ve Bills bunu başarmış gözüküyor. “Defense wins championships” lafı ne kadar doğru tartışırım ama takımları playoff’a taşıyan araç kesinlikle hücum. Sağlam bir QB Bills’i grupta Patriots’ı zorlayacak, wild card’dan da olsa düzenli olarak playoff görecek bir takım konumuna getirir. Kyle Orton’la zor. Ha o söz konusu oyun kurucuyu nereden bulacaklar, o soru işareti tabii.

Haftalardır beklenen Johnny Manziel, Cincinnati Bengals karşısında kariyerinde ilk defa ilk 11’de sahaya çıktı ancak sonuç tam bir felaket oldu. Cleveland Browns, Bengals’a 30-0 yenilirken, hem playoff şansını neredeyse yok etti hem de Manziel, tüm maç boyunca tek bir olumlu hareket sergileyemedi. Browns’ın bu sezon oldukça iyi giderken hem running back’i Ben Tate’ten hem de quarterback’i Brian Hoyer’dan vazgeçmesi onların ipini çeken hamle mi oldu? Öte yandan bu Johnny Manziel, NFL’de kalıcı olabilecek mi?

Oktay Çavuş: Ben Tate için bir şey söylemek yanlış olur. Zira Crowell yokluğunu aratmıyor. Hoyer? En azından bu kadar kötü istatistiklerle oynamıyordu, kaybedilen maçlarda bile. Manziel çok kötü oynadı, evet ama Hoyer ve Tate ile maça başlanmış olsa bile, çok farklı bir sonuç olmayacaktı. Hoyer yerine Manziel’in başlaması bana sadece Redskins’te gördüğümüz radikal ve gereksiz (?) QB değişimini hatırlattı. Bu radikal değişiklikler her iki takıma da yarar yerine zarar getirirken, iki takımın koçları da gereksiz risk alıp, ciddi kredi kaybettiler. Manziel NFL’de kalıcı olur mu? En azından birkaç sene daha kredisi olur. Zira alttan gelen QB’lerin hayal kırıklığı yaratmasının yanında, ligdeki QB’lerin büyük kısmının IR olarak listelenmesi de Manziel gibi rookie QB’lere gösterilecek sabrı arttıracak ve tahammül sınırlarını üst sınırlara çekecektir.

Görkem Şahinoğlu: Sezon başından beri söylüyoruz, Manziel’ın oynadığı futbol kesinlikle NFL’e uygun bir futbol değil. Ben kendisinin oynadığı oyunu kaos futbolu olarak nitelendiriyorum çünkü Manziel bir şeyler üretmek için sürekli scramble ihtiyacı duyuyor. Duymasına duyuyor da burası NCAA değil, adamı kırarlar. Manziel eğer kalıcı olmak istiyorsa qurterback nasıl oynanır öğrenmesi lazım keza şuanda Tim Tebow’dan bir farkı yok. Ancak Hoyer’ı yedeğe çekip Manziel’e şans vermek doğru bir karardı çünkü Browns’ ın artık Hoyer’la bir yere varamayacağı belli olmuştu. Ben Tate hamlesi için olumsuz yorum yapamam çünkü Crowell canavar gibi bir adam olduğunu kanıtladı.

Hilmi Çeltikçioğlu: Browns’un ipini çeken hamle, playoff’lara kalamamaları oldu; bunda da Manziel’in bir hatası yok. Ellerinden geleni yaptılar ve Hoyer de güzel bir sezon geçirdi, ama kalan iki-üç maçı Manziel’in nerede olduğu görmek için kullanmalarında bir hata bulamıyorum. Manziel’in NFL’deki geleceği hakkında konuşmak için oldukça erken, ama şu andaki durumunu “hazır değil” olarak özetlemek mümkün. Her oyun kurucu NFL’e hazır gelmez (Roethlisberger, Luck) ve ilk sezonlarına bakarak geleceği hakkında yorum yapmak doğru olmaz. Bana göre eğer çok iyi bir off-season geçirmezse seneye de verim beklememek lazım. Ondan sonraki sene ise son şansı olacaktır. Bir maça bakıp kariyer soran Kaan’a buradan selam gönderiyorum.

İzge Can Günal: Ben Tate konusunda sıkıntı yok, Hoyer konusunda ise çok ciddi bir hata yaptıklarını düşünüyorum. Yılın en büyük sürprizi benim için Cleveland’ın sezona 0-3 başlamaması. Bay haftasının ardından direksiyona Manziel’in geçmesini bekliyordum. Ancak şu noktada bu bir hataydı, takımı 7-5’e getiren isim Brian Hoyer’dı çünkü ve hala ucundan kıyısından playoff’a tutunuyorlardı. Kabul, Brian Hoyer son birkaç maçta berbat oynadı ama Manziel daha hazır değil, kendisinden biraz Tebow’un Denver’da yaptığını beklediler. Gerek yoktu. Manziel’in iyi bir QB olma ihtimaline de kısa vadede sekte vurmuş oldular üstelik. Yanlış hatırlamıyorsam Cincinnati punter’ı bile money işaretini yapıyordu en son. Johnny Football gibi bir egoya vurulmaması gereken bir darbeydi bence bu.

Sezonun başında iddialı olabileceği düşünülen Miami Dolphins’i yenen New England Patriots, son 12 yılda 11.kez AFC Doğu grubunu kazanmayı başardı. Bu gruptaki Miami Dolphins, Buffalo Bills ve New York Jets’i düşünün Patriots bir 12 sene daha böyle devam eder mi? Tom Brady ve Bill Belichick’in bu başarısının sırrı ne? Neden başka hiçbir takım böyle istikrarı sağlayamıyor?

Oktay Çavuş: Patriots’tan bu sezon böyle bir başarı beklemiyordum açıkçası. Başarısının sırrı bence hücumda süreyi işletmesi ve rakip takıma hücumda fazla dakika vermemesi. Diğer taraftan, NFL’deki hemen her takımın belli, oturmuş bir hücum sistemi varken, Patriots hemen her hafta farklı oyuncuların üzerine hücum sistemi uyguluyor. Bu ciddi bir planlama ve çalışma gerektiren bir sistem. Belichick ile ilgili predictable olan tek şey, NFL’deki en unpredictable Coach olduğu. :) Tom Brady çok iyi bir QB ve lider. Finanasal konularda feda diyor, sakat sakat da oynuyor, yeri geliyor Gisele Bündschen’in onu beklediği yatağa gitmek yerine, Belichick ile kulüp binasında o haftanın hücum şeması üzerinde sabahlıyor. Feda dediği için de salary cap’te çok büyük bir rahatlama sağlıyor ve takımın başka yıldızlar almasına da yol açıyor. Dolphins ve Bills de çok iyi kadrolaşmaya başlayan ve potansiyeli yüksek takımlar. Seneye bu grup çok daha çekişmeli olur.

Görkem Şahinoğlu: Cevap sorunun içinde gizli. Patriots bu grupta diğer üç takımda olmayan ama kendilerinin sahip olduğu iki şey nedeniyle dominant. 1) Quarterback 2) Koç. Patriots’ ın bu iki mevkisideki kalite farkı rakiplerinin fersah fersah ötesinde. Bunu da iyi ve istikrarlı bir yönetime borçlular. Ben bu durumun Brady bu kadar üst seviye oynamaya devam ettiği sürece devam edeceğini düşünüyorum. Ancak Bills ve Dolphins doğru yolda ilerliyorlar ve başarıya bir quarterback (Bills) ve bir koç (Dolphins) uzaklıktalar.

Hilmi Çeltikçioğlu: Tom Brady’nin başarısının sırrı Bill Belichick, Belichick’in başarısının sırrı ise Tom Brady’dir. Patriots’ın başarısının sırrı ise hem Belichick, hem de Brady’dir. İzmir’in sokakları da hem deniz, hem kız kokar. Belichick benim seyrettiğim en iyi koç ve en etkili personel adamlarından biri, ama doğru dürüst oyun kurucu bulamadığından ne koç yiğit koçlar heba oldu bu ligde. Önümüzdeki yıllara bakacak olursak, Brady’nin futbolu bırakmasından sonrası sisli, göremiyorum. Bozuk parası olan varsa versin, yazı tura atalım.

İzge Can Günal: Muhteşem bir mikro planlama. Karakterini hiç sevmediğim Bill Belichick, rakip takımların kötü yönlerini çok iyi exploit ediyor. İşin kötüsü bunun farkında olması ve biraz bu durum onu çekilmez bir hale getiriyor zaten. Pasa karşı fena olmayan Colts defansına karşı sabah akşam koşup, Jonas Gray’den dört TD’lık bir yıldız yaratıp, ertesi maç kesebiliyor mesela adamı, çok değişik. Pas hücumuna odaklanması gereken noktalarda elinde Tom Brady gibi bir canavarın olması da negatif bir etki yaratmıyor tabii.

Dallas Cowboys, grubundaki en önemli rakibi Philadelphia Eagles’ı 38 – 27 yenerek, rakibinin bir galibiyet önünde, bitime iki hafta kala grubu NFC Doğu’yu kazanmaya çok yaklaştı. Sezon öncesi herkes son yılların en kötü Cowboys’unu beklerken, Tony Romo ve arkadaşları herkesi şaşırtmayı başardı. Siz Dallas’ın bu başarısını sürpriz olarak nitelendiriyor musunuz? Cowboys, şayet büyük bir sürpriz olup playoff’un dışında kalmazsa, Super Bowl adayı mıdır?

Oktay Çavuş: Dallas Cowboys Super Bowl adayıdır. “Amerika’nın Takımı” her sezon Super Bowl adayıdır. Sadece bu sene NFL’in en iyi O-Line ünitesine sahip olduğu için, bu hedefe geçtiğimiz yıllardan daha yakınlar. Çok iyi bir seri yakalayıp motivasyonlarının yüksek olması da takımı ateşleyen bir faktör. Ligdeki QB’lerin 3/4’ünün sakatlandığı ve yarısının sezonu kapattığı bir durumda Romo’nun belindeki ve kaburgalarındaki sakatlıklara rağmen oynamaya devam etmesi, Murray’nin Pazartesi elindeki kırık sebebiyle ameliyat olup Cuma günü maça çıkacak olması da bu inanmışlıktan dolayıdır.

Görkem Şahinoğlu: İtiraf ediyorum ben o pesimist grup içindeydim hatta belki de başı çekiyordum. Aslında haksızda sayılmazdım çünkü önümde en iyi savunma oyuncusunu yok yere takımdan göndermiş en iyi ikinci savunma oyuncusunu sezon boyu sakatlığa kurban vermiş ve oyun kurucusu sakatlıktan nasıl döneceği belli olmayan bir takım vardı. Tüm bunların ışığında yeteneğine pek de guvenmediğim Jason Garrett’a rağmen Dallas Cowboys’un başarısı bence sürprizdir. Buradan sonra kaderleri kendi ellerinde ve play off yapamazlarsa da fazla şaşırmamak gerek, burada gereksiz Romo muhabbetine girmek istemiyorum ama yine de temkinli olmakta fayda var. Olası playoff durumunda ise Cowboys’un maçları yazı tura kıvamında geçecektir çünkü her ne kadar ortada iyi niyetli bir savunma çabası olsa da güvenilir bir savunmaya sahip olmaktan çok uzaklar. Super Bowl, playoff’ta yer alan her takım için ihtimal dahilidir ama gerçekçi olmam gerekirse ben böyle bir şeyi istesem de olası bulmuyorum.

Hilmi Çeltikçioğlu: Dallas o kadar yetenek yüklü ve o kadar kaliteli line oyuncusu topladı ki, asıl sürpriz bu kadar yıldır başarılı olamamasıdır. Kaç senedir “Yok iki-üç yıldır Giants güçlü, yok efendim RGIII, yok efendim Chip Kelly rüzgarın oğlu” diye bahane üretiliyor. Playoff’a çıkıldıktan sonrası için tahmin yapmayı sevmem; ama sene başındaki “Packers over Patriots” tahminimden vazgeçmek için bir neden göremiyorum. Dallas taraftarları ise üzülmesin. Takım genç, salary cap fena değil, Jerry Jones’u birileri adam etmiş ve önümüzdeki birkaç sene aynı performans beklenebilir. Yalnız bu son cümlemin altına Romo dipnotunu düşmek istiyorum. Romo’nun performansı ile daha nice 8-8’ler görülebilir.

İzge Can Günal: Herkesin söylediğinden çok farklı bir şey söyleyemeyeceğim, O-line’a çok sağlam yatırım, yetenekli bir RB, müthiş değil ama işinin ehli bir pas hücumu. Tony Romo INT’leri biraz azaltınca ne kadar iyi bir takım görüntüsü vermeye başladılar değil mi? Defansları bir miktar overrated ve tabii ki birçok maçın terse dönmesi Romo’nun saçmalayacağı tek bir periyota bakıyor, uzak bir ihtimal değil. Dallas konusunda bana sürpriz olan nokta Romo’nun daha fazla batırmaması, tüm takımların ders çıkarması gereken nokta ise hücum çizgisinin önemi. Playoff konusunda ise, biz bunları yazdık arkadaşım uzun uzun bu haftaki yazılarımızda. Cowboys’un bu hafta Colts’a yenilmesi çok sürpriz olmaz, Eagles oldukça kolay olan son iki maçını kazandığı anda bir bakmışsınız Cowboys playoff dışında kalmış. Zaten playoff’a kaldıkları halde de tek maç eliminasyon sisteminde de hangi takımın üst üste üç maç kazanacağını tahmin etmek çok mümkün değil bana kalırsa.

Sezonun geri kalanı için hiçbir iddiası olmayan Washington Redskins ile New York Giants’ın karşılaştığı maçta çaylak wide receiver Odell Beckham Jr. takımını galibiyete taşırken, 143 yard ve üç touchdown ve sansasyonel hareketlerle maça damgasını vurdu. Çoğu kişi Odell Beckham Jr.’ın ismini ligin en iyi WR’ları arasında anmaya başladı bile. Bu görüşe katılıyor musunuz? Beckham Jr.; Mike Evans, Sammy Watkins, Kelvin Benjamin, Derek Carr gibi oldukça potansiyelli hücum oyuncularının her aldığı 2014 sınıfının en iyi ismi mi?

Oktay Çavuş: Odell Beckham Jr. potansiyeli yüksek, atletik ve ümit vadeden bir rookie WR. Washington Redskins karşısında kaydettiği 3 TD bana, tüm hücum silahları sakat olan bir takımın tek “Go to Guy”ı olduğu dışında hiçbir şey ifade etmiyor. Büyük oyuncular, büyük maçlarda yaptıkları büyük oyunlarla hatırlanır. Şu an için böyle bir durum söz konusu değil. Takımını sırtlayan bir performansı yok şu an. Sadece istatistiğini yükseltiyor. Daha stresli ve yüksek rekabetli bir tabloda ne yapacağını görmek için sabırsızlanıyorum. Sakatlanmadığı sürece NFL’de büyük bir yıldız olma şansı yakalayabilecek bir yetenek. Peki, “Odell Beckham Jr., Mike Evans, Sammy Watkins, Kelvin Benjamin, Derek Carr gibi oldukça potansiyelli hücum oyuncularının her aldığı 2014 sınıfının en iyi ismi mi?” Bakıyorum Manziel ismi artık bu “Loserville Stars” kadrosunda anılmıyor. Oysa, takımı göreceli olarak başarılı olmasına rağmen ne kadar büyük bir “Loser” olabileceğinin sinyallerini çok net bir şekilde verdi bu hafta. Ancak, buradaki kritik fark, yukarıda ismi geçen oyuncular gerçekten çok beğendiğim ve potansiyeli yüksek olan oyuncular. Sadece oynadıkları takımları sebebiyle henüz gerçek potansiyellerini olgunlaştırma şansı bulamadıklarını düşünüyorum. Manziel için söylenen “6th round ability, with 1st round hype” sözünün de altına imzamı atarım.

Görkem Şahinoğlu: Ben bir oyuncuya böyle bir etiket yapıştırmak için daha erken olduğunu düşünüyorum. Beckham Jr. için olan düşüncelerimi önceki haftalarda zaten belirtmiştim ve bu konuda bir değişiklik yok. Ayrıca böylesine bir maçta yapılan istatistiğin de bahsi geçen oyuncu fantasy takımımda değilse benim için fazla bir değeri yok. Bu hücum grubunun en iyisi kim sorusuna gelecek olursak bu da cevaplamak için erken bir soru. Wide reciever’ların en iyi performansları göstermesi yetenekleri kadar kolejden NFL’e geçişte en az transition problemi yaşayan mevkii grubu olmasıyla da alakalı bir durum bence. Ben burda neredeyse hiç tartışmaya bile konu olmayan iki ismi ön plana çıkarmak istiyorum; Zack Martin ve Joel Bitonio. Eğer perspektifiniz skill position oyuncularıyla kısıtlıysa bu iki oyuncuyu da tanımıyorsunuz muhtemelen. Fakat bu iki guard bu sezon Cowoys ve Browns koşu hücumlarının seviye atlamasının en önemli nedenleri. Ben OROY ödülünü bu ikisinden birine verelim derim ama kabul edelim ki böyle bir ihtimal ne yazık ki yok.

Hilmi Çeltikçioğlu: Odell Beckham Jr.’ın damarlarında yetenek aktığı çok açık; ama bu yeteneğin efsaneye dönmesini izlemeden bilemeyiz. İşin iyi tarafı bu izleme, son derece zevkli bir olay. 2014 draft sınıfı sorusuna ise şöyle cevap vermek istiyorum; Derek Carr’ı çıkar oradan, hayatımda gördüğüm en bereketli WR sınıfı diyebilirim. Gerisi yalan, gerisi boş, gerisi hikayedir.

İzge Can Günal: Ahahaha Derek Carr ahahahaha potansiyel ahahahahahaha. Abisinden daha başarılı olamayacak adama hala potansiyel deniyor ya. Soru neydi, Odell Beckham Jr. mı? Hah. Prototip bir WR kendisi, hızlı, güçlü, atletik. Başarılı olur mu? Olur gibi, ancak özellikle wide receiver’larda istikrar ve düzenli performans çok önemli. OBJ henüz güçlü bir possession receiver değil ve bu hype train’in duvara çarpması sadece bir maça bakar. Ha kendisini izlemesi çok keyifli. Öte yandan tarihin en iyi WR sınıflarından birisini izliyoruz bu yıl, o kesin. Mike Evans ve sezonun özellikle ilk yarısındaki performansıyla Kelvin Benjamin de gayet Beckham Jr kadar iyiler benim gözümde. OBJ’in bu performansının bir miktar saman alevi olma ihtimali oldukça yüksek. OROY ödülünün sahibi olması gereken isimse Zack Martin, Cowboys line’ının dönüşümü ve performansı göz önüne alınırsa.

Son olarak meşhur “Suck for Duck” olayına değinelim. Tampa Bay Buccaneers, Tennessee Titans, New York Jets gibi takımlar sezonun son iki haftasında Oregon Ducks’ın quarterback’i Marcus Mariota’yı kapmak için son maçlarını bilerek kaybederler mi? Siz NFL takımlarının draft’ta yüksek sıralardan seçim yapmak için maç kaybettiklerine inanıyor musunuz? Mesela Indianapolis Colts, 2011’de gerçekten çok kötü olduğu için mi rezilleri oynadı yoksa sakat Peyton Manning’in yerine Andrew Luck’ı alabilmek için numara mı yaptı? Siz GM olsanız “Suck” yapar mıydınız? Yapsaydınız kimin için yapardınız?

Oktay Çavuş: Bu üç takım da Mariota yerine draft haklarını trade ederek, güçlü bir jenerasyon kurma şansı yakalayabilirler. Bu konuda zaten çok da “Suck” etmelerine gerek yok. Buccaneers’ın kalan maçları Packers ve Saints. Jets’in kalan maçları Patriots ve Miami deplasmanı. Titans’ın da kalan maçı da Colts. Yani zaten kazanmaları çok çok zor olan bir maç. Gelelim “Suck for Duck” meselesine. İlk tur draft hakkının önemini anlatmaya gerek yok zaten. Ancak, tüm sermayeyi bir NCAA QB’sine yatırmak da büyük kumar. Hele ki son dönemde “efsane” olarak NFL’e gelen QB’lerin ne kadar balon olduklarını ve akıbetlerini düşünürsek. Bu üç takımdan birinin GM’i olarak first round pick kazanacak olursam da, iyi bir trade yakalayıp, takıma iskelet oluşturmaya çalışırım. Zira, salary cap’de büyük bir delik açacak olan, akıbeti belirsiz bir QB yerine, yine akıbeti belirsiz birkaç Lineman ve LB’ı tercih ederim. Ancak takımın asla bilerek maç kaybetmek için sahaya çıkmasına göz yummam. Asla. Hiçbir oyuncu, takımın şerefinden daha değerli değildir.

Görkem Şahinoğlu: Açıkçası ben böylesine bir mücadele sporunda bilerek maç kaybetmenin ihtimal dahilinde bile olduğuna inanmıyorum. NBA’de tanking örneklerini bol bol görüyoruz ama orada takımlar zaten sezon öncesinde bunun planlamasını yapıyorlar. Yani takımlar ona göre kuruluyor yoksa maçlara kaybetmek için çıkmak hiç bir sporun ruhuna uymaz. Özellikle NFL gibi koltuğun sürekli tehlikede olduğu bir ligde hiçbir GM ve coach böyle bir şeye kalkışmaz. Dolayısıyla Colts’un da Luck için böyle bir eylemde bulunduğunu düşünmüyorum ki zaten o sezon sonunda hem GM hem de koçları kovulmuştu. Biraz da Mariota’ya değinmek gerekirse bir takas veya ekstrem bir durum olmazsa kendisini gelecek sezon Tampa Bay formasıyla göreceğiz gibi. Kendisi New York’ta oynamak istediğini içten içe belirtse de Jets ihtimali biraz daha düşük gibi.

Hilmi Çeltikçioğlu: Şu dünyada takımın hem owner’ı, hem de GM’i olanlar dışında kimse suck muck yapmaz. GM’inden koçuna, oyun kurucudan long snapper’a kadar herkes hem mevcut sözleşmesi, hem de kariyerinin devamı için iyi oynamak zorunda. Ben GM olsam kesinlikle her maça zafer parolasıyla çıkarım (beylik laflar başladığına göre soruyla ilgili diyeceklerim bitti galiba). Takımla birlikte galibiyet yemini ederim. Taraftarı coşturacak transferler yaparken altyapıya da önem veririm. Chicago’ya TD atarak gerçek Packers’lı olurum.

İzge Can Günal: Ben böyle bir soru görmedim ya. Kendi başına bir yazının konusu olur ama kısaca özetlemek gerekirse: 2011 sezonunda Peyton Manning’in dördüncü-beşinci hafta geri dönebileceği düşünülüyordu. Kerry Collins, AFC South’u iyi bilen ve daha üç yıl önce Pro Bowler olmuş bir QB olarak Peyton dönene kadar oynayacaktı, kimse kendisinin ilk 11 çıkmasını beklemiyordu. Yedeği de Curtis Painter’dı hatırlatalım ki starter oldu bir noktadan sonra. Painter, iki yıldır Colts organizasyonundaydı ama Peyton Manning takımlarında yedek QB’ler genelde as takımla sıfır, evet sıfır antrenman yapıyor, onu da hatırlatalım. O yılki bütün planlama Manning’in dönmesi üzerine kuruluydu, Collins takımı .500 civarında Manning’e bıraksa playoff görecekti Colts yine. O sezon Colts’un kaybettiği 14 maçın yedisi one-possesion, artı üç tane de son çeyrekte one possesion olan maç var. Sezonu satmak böyle mi olur? Hayır, madem bilerek kaybediyorlardı, neden sezon üç farklı oyun kurucuyla oynandı, neden sezonun bitmesine beş hafta kala Dan Orlovsky’yi şoför koltuğuna oturttular? Indianapolis Colts bu kadar aptal bir organizasyon mu da ilk sıra draft hakkını kesinleştirmek yerine son üç haftada iki maç kazandılar? Neden son hafta ilk sıra hakkını kaybedeceğini bile bile Jaguars’ı yenmek için oynadı bu takım? NFL gibi oynadığınız her snap’in didik didik edildiği bir ligde tekrar iş bulabilmek için elinizden gelenin en iyisini yapmak zorundasınız, bilerek kötü oynamak demek kariyer intiharı demek, geleceğinizi tehlikeye atmak demek. O yıl takımdaki hemen hemen bütün veteranlar (Wayne, Mathis, Freeney, Bethea ve tabii ki Vinatieri hariç) kovuldu, bütün koç kadrosunda ertesi sezon takımda kalmayı başaran tek isim olan Clyde Christensen’in hücum koordinatörü rütbesi söküldü, QB koçluğuna indirildi. Front office’te en başta Bill Polian ve oğlu Chris olmak üzere, yine şu an Chargers GM’i olan Tom Telesco hariç herkes kovuldu. Sezon böyle mi satılır? Bak durup dururken sinirlendirdiniz beni. Hilmi başkanın rapid fire sorularını özledim.