12.Adamın başkentinden herkese merhaba. Seattle için sezon devam ediyor. Ocak ayını gördük, sıra Şubat’ta. Seattle tarihinin en ateşli, heyecanlı ve unutulmayacak maçını geride bıraktık. Maçla ilgili yazılacak neler var neler! Maç sonu yazımda, play by play bölümünü kopyala yapıştırsam yine okunur mu? Okunur. O derece zevkli, olağandışı bir Pazar akşamı yaşandı Seattle’da. Çarşamba gecesi, maçı tekrardan izledim, ikinci izleyişte bile maç dönmez diye düşünmedim değil. Zaten son bölümde ayakta izledim. Ayağını uzatarak, oturarak izlemek ne mümkün! Kanımızı donduracaklar illa ki…
Quaterback’e yapılan blitz gibi maç yazısına direkt girmeyelim. Önce başlık nedir, neden oradadır, sorularını cevaplayalım. ‘Grogi’ başlıklı yazımın benzerini konferans finalinde yaşadık. Yumruk yedik sersemledik ama havlu atmadan ayağa kalkmasını bildik yine. Sonraki haftalarda ‘There Is No Place Like Home’ demiş ve evimizin önemini vurgulamıştım haftalar öncesinden. Bu maç dünyanın hiçbir yerinde dönmezdi CenturyLink Field hariç. Hele Lambeau Field’da oynansaydı playoff tarihinin en ağır hezimetlerinden birini yaşayabilirdik. ‘Doppler Etkisi’ başıklı yazıda fiziği, Seattle ile harmanladık; şampiyonluk algısını o zamandan ifade ettik. Bilim penceresindeki bakışımıza spor tarihi penceresinden bakışla devam edelim istedim. Hilmi Çeltikçioğlu’nun yazısında dediği gibi, NFL sezonu bitince algılar NBA’e kayar. Ben ikisini bir arada götüren biri olarak Seattle’ımızın şampiyonluk yürüyüşüyle bir taraftar olarak çok mutlu oluyorum. Bu sezonki tüm Lakers maçlarını izleyen bir Laker olarak NBA’in en kötü basketbol oynayan takımlarından birini izlemek de o derece düşündürüyor beni. Zirveye ve draft’ta birinci sıraya oynayan zıt kalite ve derecedeki takımları destekleyip spor algımı dengede tutuyorum bir bakıma. NBA efsanesi Michael Jordan babasının ölümü nedeniyle basketbola iki sene ara verir. İlk senesinde Houston Rockets şampiyon olur. Playoff’lara son anda giren son şampiyon Houston’ı kimse adam yerine koymaz ancak Rockets finale kadar çıkar ve Orlando Magic’i 4-0 ile süpürüp şampiyon olurlar. Kupa töreninde mikrofon koç Rudy Tomjanovich’e uzatılır. Herkes klasik şampiyonluk cümleleri beklerken koçun ağızdan ‘Bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın’ tarihi lafı çıkar. Bu cümle spor tarihinin en önemli sözlerinden biri olarak tarihe kazınır.
Kara Mizah
Hücumda topun kıymetini bilen bir ekiptik. Interception & fumble kolay kolay yapmazdık, hele ki son dönemlerde. Russell Wilson’ın en facia performansı, Green Bay secondary’sinin markaj başarısıyla birleşince dört interception ve bir fumble çıktı ortaya. Çoğu maçımızda son dakikaya kadar bir gerginlik, maçı koparamama, fark iki haneye çıksa da rakibin maça ortak olması ve taraftarın gergin gergin maçı sahadaki Seattle formalıları izlemesi bizim için olağan bir durum olmuştu. Bu kadarını beklemiyorduk. Jermaine Kearse’e atılan altı pasın ilk dördü interception oldu. Free safety Clinton-Dix cornerback’lerle ile ikili markaj yapınca top kayıpları kaçınılmaz oldu. Green Bay Packers köşe savunmacıları ve savunmanın son adamları sınırlı yeteneğe sahip oyuncular. Bu maçta olağanüstü işler yaptılar. Jermaine Kearse maçta bir kez topu yakaladı ve o da Green Bay’i evine yolladı. İşte tam bu pozisyonda alan savunmasında arka alanı boşladılar, safety yoktu/alanında değildi. İlk hak hücumumuzda, Marshawn Lynch ile koşu oyunu deneyeceğimize çok inandılar, belki de.
Maç İçinde Olgunlaşan Savunma
Derin pas savunmasında ivmelenme ve zamanlama nasıl olur Richard Sherman bize bunu hep gösteriyor. En akılda kalanları: Geçen sene konferans finali endzone’da Michael Crabtree’ye adrese imzalı gelen topu engellemesi ve bu maçta Aaron Rodgers’ın kaliteli pasındaki topu tutuşu. Beceri, atletizm, futbol zekası, şov ne ararsan vardı bu sekansta. Green Bay top kayıplarımız ve three & out’larımızdan ötürü drive’larına ya bizim sahamızdan ya da sahamıza çok yakın yerden başladı. Dümeninde Aaron Rodgers’lı Green Bay’i endzone yakın mesafede durdurmak çok zordur. Biz bunu dört kez başardık. Savunmamız iyi başladı, kademe kademe sertleşti ve maçı mükemmel bir düzeyde bitirdi. Green Bay ilk çeyrek ve ilk yarılarda patlayıcı güce sahip bir takım. Sonrasında rölantiye alıp maçı rahat bitiriyorlardı. Evet, ilk çeyrek 13 sayı buldular ama Seattle defansı yerinde kalburüstü bir defans olsaydı fark ilk çeyrekte 20, devrede ise 30+ olurdu.
Packers running back’i Eddie Lacy ilk çeyrekte 10 denemede 54 yard koştu, devamında 11 denemede 19 yard. Bu sayıların üzerinden koşu savunmamızı açıklayalım. İlk çeyrekte başta Josh Sitton olmak üzere run bloklarda iyilerdi. Eddie Lacy müdahaleden sonra ilerlemesini bilen bir cengaver. Bunu çaylak sezonundaki bu alanda kırdığı rekorlar ile kanıtladı. Bizim sağ kanadımızdan çok maden çıkardılar. Sonraki bölümde ne oldu da adam koşamadı? Savunma, yırtıklarını yamadı diyebiliriz. Ön hat yan koşularda senkronize hareket ettiler. Wagner ve Irvin dış koşulardaki aktifliği iç koşular için de gösterince Eddie Lacy ilk maçtaki gibi emekleme dönemine döndü.
Packers receiver’ları Randall Cobb, Jordy Nelson bu sezon ortalığı toz duman eden adamlardı. Onlara bu fırsatı sunan NFL tarihinin sayılı quaterback’lerinden biri olması kuvvetle muhtemel Aaron Rodgers idi. Dallas Cowboys maçında çoşan Davante Adams’ı da wide receiver kadrosunda düşündüğünde gözünüze uyku girmez. Pas savunmasında hengâmemiz: tight end savunması. Evet, Green Bay ligin elit tight end’lerinden birine sahip değil. İşte, Aaron Rodgers var diyoruz ya. Tight end pas rotasına uydu mu Aaron Rodgers onu maçın X faktörü yapabilecek biri. Richard Rodgers ile bunu üçüncü haklarda gösterdi. Ortadan koşan TE Richard Rodgers’i tutamadık ve birçok kez ilk hak getiren pas oyunları oldu. Cornerback’lerimize laf yok. Köşe paslarında rakibin kazanma şansı yoktu. Aaron Rodgers sınırları zorladı, köşeden Davante Adams’a attı interception oldu, Jordy Nelson’a attı Maxwell’e takıldı, bir pozisyonda daha interception oldu. Velhasıl kanattan olmadı. Maçı uzatmaya götürdükleri son dakika hücumunda da dikkate ettiyseniz hep ortadaki adama atılan pas vardı.
Dallas Cowboys D-Line’ı kadar quaterback baskısı yapamadık ki Green Bay’in O-Line ligin en iyilerinden biri değil. Aaron Rodgers sakat sakat iyi oynadı. Kariyerinin en dominant sezonu olmadı ama fiyat/performans değeri vardır ya ürün alırken, sağlık/performans olarak tarihi bir performansa imza attı. Aaron Rodgers, Super Bowl için Arizona’da olamayacak ancak bunun nedeni maçın inanılmaz şekilde Seattle’a dönmesiydi. Seattle’eda ise Earl Thomas sakatlandı, sakat sakat döndü oynadı. Yine her yerdeydi. Richard Sherman maçın büyük bölümünü tek kolla oynadı. Sahadan çıkmadı, tuttuğu adama hayatı kabus etti. Richard Sherman’ı sevmeyenler çok, kendisi sivri bir karakter. Sahada yaptıklarını ise azımsamak çok yanlış olur.
Piston Aşağı İndi
Türkiye’de yaşayıp da bu cümlenin yaşandığı videoyu izlemeyen yoktur herhalde. Green Bay’in maç boyu yaşadığı buydu desek yanlış söylemiş olmayız herhalde. İlk çeyrek maçı koparabilirdin olmadı. Üçüncü çeyreği sonuna kadar sahada olmayan rakip hücumu vardı farkı açamadın. Alan golü denemesi oyunundan touchdown yedin, maçın son bölümünde 44 saniyede 15 sayı yedin, iki sayılık oyunda dolur şişir pasını/kaleci degajı gibi/yakan top gibi havaya atılan pası engelleyemedin. Onside kick’i kafana/kaskına yedin, Super Bowl’dan vazgeçtin, kendi bölgende endzone’unu bomboş bırakan savunma anlayışıyla tarihi pasa izin verdin… Kaçan fırsatlar, verilen fırsatlar say saya bitmez… Tam bir ‘piston aşağı indi’ macerası yaşandı. NFL playoff’larında uzatmada touchdown pası atan beşinci isim oldu Russell Wilson. Bundan önceki kişi ise olay adam Tim Tebow’du. Russell Wilson bir ara 0.00 quaterback reytinginde sürüyordu, kendi mezarını kazmış, kendini gömüyordu ancak ayağa kalkmasını da maçı döndürmesini bildi…
Nah Beat Seattle
Amerikan futbolunu ve takımımızı özleyeceğim offseason’da bu maçı tekrardan izlerim. Bir insana bu sporu sevdirmek istiyorsam bu maçı izletirim. Maçın hakkı Green Bay galibiyetiydi ama maçı bırakmayan Seattle için de haksız bir galibiyet olmadı. Maçı kaybetseydik çok üzülecektik, şimdi seviniyoruz. En büyük mutluluğumuz ise böyle heyecanlı bir sporun takipçisi olmak. Şimdi ise önümüzde aşılması gereken bir çöl var. Lakers taraftarları olarak Beat LA’in en fanatik savunucusu ve fedaisi Boston’ı oldum olası sevmedim. Eee, rakibimiz maçlarını orada oynayan Massachusetts eyaletinin nam-ı diğer adını taşıyan New England Patriots. New England için söylenecek çok şey var ama bu yazıda değil. Bir şampiyonun yüreğinin küçümsenmemesi gerektiğinin canlı örneği olan 12.Adamın başkentinden hoşça kalın.