NFL’de Pittsburgh Steelers’ı ligin altın standardı olmasında başlıca pay sahibi koç Chuck Noll, Cleveland Browns’a karşı kariyerindeki son galibiyetini elde ettiğinde onu tebrik eden rakip koçun, bugün dönüp baktığımızda sanki oraya tokalaşmaya değil, ondan tahtı devralmaya gittiğini zannedebilirsiniz. Bill Belichick’ten söz ediyorum.
NFL’de bugünlerde Paul Brown’dan “ligin ilk Belichick’i” diye bahsediyor. İkilinin arasındaki boşluğu dolduran Chuck Noll’un da oyuncuyken Brown’un tedrisatından geçmiş olduğu gerçeğiyle birlikte koçluk evriminin kayıp halkası tamamlanmış oluyor. Tabii burada belirtmek gerek evrim kavramının telakki ettiği biçimde bir halka diğerinden üstün ya da ilkel değil. Mukayese içerikli bir denklem çıkartılsın istemem lakin şu da bir gerçek, geçmişteki koçlara baktığınızda Belichick’te birçoğundan izler var.
Önceki yazılarımın birinde Belichick’in, Walsh’un kitabını okuyup bazı şeyleri onun sayesinde öğrendiğinden bahsetmiştim. Örneğin Walsh, Randy Cross’a “Burada üç ya da dört yıl daha oynayabilirsin ama seni sadece en iyi yıllarında takımımda görmek istiyorum.” dediğinde veya 49ers’ın mukadderatı için dönüm noktası saydığı “The Catch”te topu yakalayan Dwight Clark’a “Seneye oynasan bile aldığın ücretin yarısına tamah etmelisin çünkü oynadığın süre de bir o kadar düşecek.” dediğinde Belichick’in üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri Vince Wilfork’a veya Lawyer Milloy’a söylediğini tahmin edebiliyorsunuz. Chuck Noll’un, şampiyonluk yıllarında takımının QB’si olan Terry Bradshaw’un “Artık oynayamayacağım.” sözüne sadece “Tamam” demekle yetindiğini öğrenince bu diyaloğun benzerinin Tom Brady ve Belichick arasında yaşanabileceğini de kestirebiliyorsunuz. Belki de kestiremeyiz bakarsınız Brady’i de emekliliğine yakın bir süre kala gönderir. Yapmadığı şey değil neticede.
Oyuncularından biri Tom Landry’nin hiç yanına gelmeyip halini hatırını sormadığından yakındığında neredeyse aynı vukuatın Kevin Faulk ile Belichick arasında cereyan ettiğini bir yerde okuyorsunuz. Saha kenarında Landry’nin yüzünün ifadesi de hakeza Belichick’in bakışlarıyla hemen hemen aynı. Farkı yaratansa Landry’nin fiyakalı giyim kuşamı onu rahmetli John Facenda’nın “Texas Stadyum’unun tavanındaki açıklık bile Tom Landry’i açıklayabilecek teorinin boşluğundan büyük değil. NFL’in en merak uyandıran kişiliği. Kimse bugüne kadar silahşor misali bakışların ardını süzemedi. Yüzündeki somurtkanlık onu sanki FBI’ın bölge şefi veya Hamlet’miş hissi uyandırıyor.”* şeklinde betimlemesini sağlarken, diğerinin başındaki kapüşon daha çok sokakta yatıp kalkan bir Darth Vader intibası uyandırıyor. Patriots camiası dışında kalan birçok kişiye göre “Darth Belichick”in kurallara yaklaşımı esnek olduğundan bu yönüyle bazılarında Al Davis’i çağrıştırması pek doğal. Son olarak hem Facenda hem de Raiders’tan söz açılmışken “The Autumn Wind” şiirini onun sesinden bu spora merak salmış herkes en az bir kez dinlemeli.
Örneklendirme faslını bir kenara bırakıp konuyu toparlarsak Bill Belichick’te bu lige damgasını vurmuş birçok koçtan izler var. Bu yeri geliyor Walsh’un pragmatizmi, yeri geliyor Noll’un mizacı veya yeri geliyor Landry’nin saha kenarındaki tavırları olarak ona yansıyor. Kariyeri sonlandığında Belichick’in ardında bırakacağı mirasın kaçının payı kendisine, kaçının diğerlerine ait olacağı da kendi içinde bir tartışma konusu. Hepsinin ortak noktası bu isimlerin detay odaklı, rakibine karşı hazırlıklı koçlar olmaları.
Bu noktada sözü Steelers’la oynanan son maça getirmek isterdim fakat Cihan Kaya’nın eline sağlık, geçtiğimiz haftaki yazısına ekleme yapacak bir nokta görmedim. Bunun üstüne bir de Gregg Rosenthal’ın yazısını okursanız zaten maçı izlemiş kadar olursunuz. Çeviri niyetine okunması gereken kısımları buraya yazayım. Steelers savunmasının hızlı snap’ler karşısında -pasların isabet bulması halinde- zafiyet gösterdiğini ve safety Mike Mitchell’ın da koşu savunmasında agresif davranma eğilimi gösterdiğini filmleri izleyerek tespit etmişler. Flea-flicker’ı bu sayede oynayıp TD elde ediyorlar.
NFC Finali’nde izlediğim Atlanta Falcons, baş edebileceğimizin ötesinde bir hücum potansiyeline sahip bir takım gibi durdu. Öylesine dinamik bir ofans ki, koşuyla yavaşlıyorlar gibi gözüküyorlar. Bunu Roethlisberger’in son maçta peş peşe bulduğu 13-14 pasla harmanlayınca vaziyet pek iç açıcı hal gibi gelmedi haliyle ama bu yazıda da değinmek istediğim, Belichick’in şartları Patriots lehine çevirebilecek kabiliyet arka planına ve deneyime sahip olduğu. Atlanta Falcons hakkında bir dolu veri yığınağı yaparak kafanızı ütülemek yerine şu kadarını söyleyeyim: “The Greatest Show on Turf” ismiyle nam salmış St. Louis Rams’in 2001’de ürettiğinden fazla sayı ve temposu Falcons’u zerre aratmayan 1990 Buffalo Bills’inden daha çok skor marjini elde etmiş bir takım Falcons. Lakin saydığım iki rakipten ilkini Belichick, New England Patriots koçuyken, diğerini New York Giants’ın defansif koordinatörüyken mağlup etmeyi başarısı gösterdi veya pay sahibi oldu.
Diğer yandan Atlanta Falcons’un ofansif koordinatörlüğü görevini yürüten Kyle Shanahan’in benimsediği West Coast Offense’in fikir babası Bill Walsh’un hücumunu playoff’larda üç karşılaşmada da yenip ikisinde üç, diğerinde 13 sayıda tuttu. Bu müsabakaların ilkinin hemen sonrasında Mike Shanahan’in hücum koordinatörü olduğu Denver Broncos’u Super Bowl XXI’de 39-20’yle mağlup ettiler. Belichick’in Patriots’taki kariyerinin büyük döneminde uygulattığı Erhardt – Perkins şemasının bir ayağını oluşturan Ron Erhardt ile Giants döneminde yıllar boyu birlikte çalışmışlığı mevcut.
Diğer yandan şunları da göz ardı etmemek gerek. Bill Parcells’in körüklediği 80’li yıllardaki “smashmouth vs. finesse” tartışmasından bu yana sahadaki oyun da çok ciddi evrim geçirdi. Smashmouth sayesinde Giants, Bills’e hücumda sekiz dakikadan az süre tanıdı ve ona rağmen şampiyonluğu Scott Norwood’un atamadığı Field Goal sayesinde kazanabildi. Rams’e karşı da Patriots’un savunma takımında çok iyi parçalar bulunuyordu ve bu parçalar sayesinde Rams 1’i ceza sebebiyle sayılmayan 4 top kaybı yapmıştı.
Gostkowski’nin ıskasız ve Patriots hücumunun kayıpsız bir maç geçirmesini temenni ederek yazıyı toparlayacak olursam, olası bir Patriots şampiyonluğu, idolü Joe Montana karşısında Brady’nin ve esinlendiği koçlar arasında belki de en örnek aldığı Chuck Noll karşısında Belichick’in en manidar başarıları olacak. Yazının sonuna iki görsel bırakıyorum bunları “A Football Life” belgesel dizisinden kırptım. Sırasıyla Chuck Noll’u ve Bill Belichick’i konu edinen bölümlerde karşınıza çıkacak ola ki izlerseniz…
“The hole in Texas Stadium is not as big as the hole theory that attempts to explain Tom Landry. The most perplexing personality in the National Football League. No one has penetrated the gunfighter stare. The grim face that makes him look like a regional director of FBI, or a brooding Hamlet.”