İki haftadır yazmayınca sitenin editöründen “Super Bowl’a giden takımı herkes yazar önemli olan kötü giden takımı yazmaktır” gibisinden serzeniş alınca gelecek haftaki mağlubiyeti yazarım merak etme demiştim. Takımın hali ortada olunca mağlubiyeti tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Şaşırtıcı olanı New Orleans Saints gibi bir takıma karşı Seahawks ve Packers maçlarından daha dirençli bir oyun ve savunma başarısı ortaya koymamız olurken, iki tanesi kendi 25 yardımızda kaybedilen punt return olmak üzere Mullens’ın alışılageldik interception’ları canımıza okudu ve skora doğrudan etki etti.
Aslında Mullens’a çok da kızamıyor insan. Öncelikle hücum hattı öyle kötü bir maç çıkardı ki ne koşu oyununa yardım edebildiler ne de oyun kurucuyu koruyabildiler. Mullens eline aldığı her topta daha kafasını kaldıramadan Saints savunması ile burun buruna geldi. İki interception ve 14 başarısız pas denemesi dışında birkaç çok alçak (underthrow) pası da top tutucular büyük bir başarı ile yakalamayı becerdi. 24/38 pas isabeti, 247 yard, bri TD ve iki interception ile maçı tamamlayan Mullens, kısıtlı receiver seçeneğinin de etkisiyle, yedek oyun kurucu sıfatına yakışır bir maç çıkardı. Receiver’lar demişken, ‘böyle kötü bir süreç ve bu maça özel hiç mi iyi konuşabilecek bir şey yok?’ diye soracak olursanız, başta Brandon Aiyuk olmak üzere tight end Jordan Reed, bu maçta her ne kadar en kritik yerde rakip punt vuruşunu elleri arasından düşürüp maça 49ers adına noktayı koyan ama Packers maçıyla birlikte bakıldığında gittikçe formu yükselen Richie James ve genel anlamda takımın savunması gelecek adına hala umut taşımamızı sağlayan unsurlar. Geçen hafta sakatlıktan dönüşün ve Richie James’in sıradışı performansının etkisiyle takıma dönüşü sessiz sedasız olan Jordan Reed beş pas yakalama, 62 yard ve pas başına 12.4 yard ortalamasıyla Mullens’ın Saints savunma adamlarından fırsat buldukça yolladığı hemen her pası yakalamayı başardı. İnsan ister istemez Jordan Reed ve George Kittle birlikte sahada olsa neler olurdu diye düşünmeden edemiyor. Sene başından beri başımıza musallat olmuş sakatlık belası ne yazık ki bu sezon bize bu ihtimali izleme şansı vermedi. Ancak şu bir gerçek ki Jordan Reed oyunda olduğu her maç beklentilerin üzerinde katkı ortaya koymaya devam ediyor.
Son yıllardaki 49ers hücum yapısının aksine bu aralar pas oyunu bu kadar umut verici iken koşuda bir kez daha sınıfta kaldık. Unutulmasın ki geçen sene bu takım Super Bowl’a neredeyse sadece koşarak çıkmıştı. Hatta playoff ikinci turu ve konferans finalinde Jimmy Garoppolo sadece koşucuya topu veren adam olmakla suçlanmıştı ama bu sezon, elbette ki hem koşucu hem blok desteği veren oyuncu sakatlıklarının bunda çok ama çok büyük etkisi olsa da, elde kalan son koşuculardan JaMycal Hasty’nin maç içinde köprücük kemiğini kırmasının yanında Jerick Mckinnon da sezon başından beri etkili olmaktan çok uzak olan görüntüsüne devam etti. Sonuç; 25 top taşımada ortalama iki yard ile toplamda 49 yard koşu mesafesi. Bunca sakatlık içinde Shanahan’ın en çok aradığı adam muhtemelen Raheem Mostert’dir.
Savunmaya gelince, koşu savunmasında sadece 30 yard vererek rakibin koşmasına hiç izin vermedik ama yukarıda da değindiğim gibi biz de koşamadık. Bu yılki draft’ta ilk tur seçimi olan Javon Kinlaw nihayet sezonun ilk sack’ini yapıp bir diğerini de Jordan Willis ile paylaştı. DeForest Buckner gibi gittiği takımı da savunma anlamında sınıf atlatan bir oyuncunun boşluğunu doldurmak elbette ki çok zor. Kinlaw da sezon başından bu yana biraz tutuk gibi görünmekle beraber bu maçta en azından kendisinden bekleneni yapma potansiyelini göstermiş oldu. Savunmadaki bir diğer başarılı isim Jasquiski Tart’ın yokluğunda forma şansı bulan safety Tarvarius Moore’du. Dört tanesi solo olmak üzere altı rakibi durdurma (tackle) ile bu istatistikte Dre Greenlaw’ın ardından ikinci sırayı aldı. Dre Greenlaw’ın ise geçen seneden bu yana sürekli yükselen grafiği aynı ivme ile devam ediyor.
Sonuç olarak, yokluktan tight end Ross Dwelley’i sahaya punt returner olarak çıkarmak zorunda kalmış bir takımın başındaki adama da söylenecek fazla bir şey yok. Shanahan’ın eldeki malzemeyi mümkün mertebe olumlu kullanmaya çalıştığı ortada. Geçen haftaki Packers maçı dışında takım, oyundan erken kopmuyor. Ancak maçın sonunu getirecek hücum silahımızın da olmadığı ortada. Artık bu seneyi Aiyuk, Kinlaw gibi geleceğe yönelik oyuncuların pişme yılı olarak kabul edip gemiyi daha fazla hasar almadan limana ulaştırmaya bakmak lazım. Oyun kurucu pozisyonundaki tutarsız performans sanırım sezon sonunun en favori konusu olacak. Garoppolo’nun gönderilmesi durumunda gelecek seneden itibaren salary cap’e vereceği zararın da (dead cap) iki yıl için toplam sadece 2.8 milyon dolar olacağı düşünülürse pek de haksız açılmış bir tartışma konusu olmayacağı ortada. O zamana kadar diğer üç division rakibinin 6-3 ile at başı sürdürdüğü playoff mücadelesinden uzakta, adeta sürünerek sezonun sonuna ulaşmaya çalışmaktan başka bir yol görünmüyor.
49ers’ın malum durumundan dolayı göz ucuyla takip etmekten bir anda öncelikli takım olma mertebesine ulaşan Tennessee’nin gülü Titans, bu hafta kendi evinde en büyük division ve dolayısıyla playoff rakibi Indianapolis Colts savunmasını aşamayıp büyük yara aldı. NFL’in şu an rakibine en az yard şansı veren takımı olan Colts karşısında işler ilk yarı iyi gitmiş olsa da maçın ikinci yarısında farkı special teams hataları doğurdu. 20-17 Colts üstünlüğü varken Punt vuruşu bloklanıp rakibe doğrudan touchdown şansı tanınması, üstüne sezon başı o pozisyon için büyük bir kontratla takıma katılan kicker Stephen Gostkowski’nin 44 yarddan bu sezonun sekizinci field goal’ünü kaçırması maçın ibresinin Colts’a dönmesine neden oldu. Artık skor 30-17 iken adeta Titans’da yenilgiyi kabul eder bir edayla Henry’yi kenara alıp Jeremy McNichols’ü sahaya sürdü. Henry başka koşucular için rüya gibi ancak kendi standartlarında vasat sayılabilecek 103 yard ve touchdown’sız bir maçı geride bırakırken takımın lider receiver’ı da 67 yard ile hafta içinde ağabeyini kanserden kaybeden Corey Davis oldu. Böylece sezona kıl payı galibiyetlerle 5-0 başlayan Titans, son dört haftadaki üçüncü mağlubiyetini almış oldu. Hücum gücü etkileyici olan Titans’ın görece zayıf takımlara bile fazla sayılabilecek skor şansı tanıyan savunması ve sezon başından beri üç kez değişen punter ve kafası karışık kicker pozisyonlarına çözüm bulması şart. Aksi takdirde Tannehill, Henry, A.J. Brown ve Corey Davis gibi oyunculara rağmen hem savunma hem hücumu çok daha dengeli olan Colts karşısında wild card kovalamaktan öteye gidemeyecekler gibi görünüyor…