Son yılların en acayip draft’ı artık geride kaldı ve ilk değerlendirmeler için artık hazırız. 2022 NFL Draftı, quarterback sınıfının zayıflığı nedeniyle zaten uzun bir süredir kötü şöhrete sahipti ancak özellikle ilk turun, yaşanan takasların da etkisiyle oldukça zevkli ve beklenenin üzerinde heyecanlı geçtiğini düşünüyorum. Yapılan takaslarda yer değiştiren sadece takımların seçim noktaları olmadı, önemli oyuncuların da takım değiştirdiğine tanık olduk. Bu draft’ı unutulmayacak kılan olay belki de bu yanıydı.
Draft’ın üzerinden bir hafta geçti ve 32 takımın hepsi yaptığı seçimler için hala çok iyi hissediyorlar. Ancak biz bunun bir realite değil de sanrı olduğunu biliyoruz. Eğer draft yazılarımı uzun süredir takip ediyorsanız uyguladığımız tatbikatı zaten biliyorsunuz ancak yine de sihirli kelimeleri söylememiz gerekiyor; bir draft sınıfını sağlıklı olarak değerlendirebilmek için üzerinden en az üç yıl geçmesi gerekiyor. Fakat bilirsiniz, üç yıl sonra herkes değerlendirebilir ve üç yıl beklemek için uzun bir süre…
KAZANANLAR
Baltimore Ravens
Ozzie Newsome, takımın genel menajeri olarak geri çekilmiş olsa da eski sağ kolu ve takımın son üç yıldır genel menajeri olan Eric DeCosta, selefinin bıraktığı yerden devam ediyor. İş oyuncu değerlendirmeye geldiği zaman uzun süredir Ravens kadar başarılı olan takım çok az ve hatta belki de yok. 2022 NFL Draftı sonuçlarına genel olarak baktığınız zaman başarılı işler yapmış gözüken birçok takım var ancak hiçbirisi bu bağlamda Baltimore Ravens’ın yakınına dahi yaklaşabilmiş değil. İlk üç turda seçtikleri dört oyuncunun tamamı ilk turda seçilmiş olsaydı kimse şaşırmazdı. 14. Sıradan seçtikleri Kyle Hamilton, pozisyonundan bağımsız olarak bu draft sınıfının en iyi dört oyuncusundan birisiydi ve sadece bir safety olduğu için düşmesi beklenen bir durumdu. Hamilton’ın yetenekleri seçildiği sıra için çok büyük değer arz ediyor. Diğer 13 takımın kaybı Baltimore Ravens’ın kazancı oldu. Marquise Brown’un Cardinals’a takasıyla tekrar ilk tura dönen Ravens, Bills’ten ekstra bir dördüncü tur daha alarak iki sıra geriye gidip yine de hedeflediği oyuncuyu seçmeyi başardı. Bradley Bozeman’ın takımdan ayrılmasının ardından takımda belki de en büyük ihtiyaç doğrudan oynayabilecek bir center’dı ve bu ihtiyacı draft’ın açık ara en iyi center’ı Tyler Linderbaum ile giderdiler.
Şimdiye kadar pozisyon değeri yüzünden düşen bir oyuncu ve kısa kolları nedeniyle sadece center oynayabildiği için düşen bir diğer oyuncu. Ravens’ın aynı zamanda ne kadar fırsatçı bir takım olduğunu hala anlayamadıysanız bu alanda en bariz seçimlerine gelelim. Pro Day testleri sırasında aşil tendonu sakatlığı yaşayan ve Ravens’ın ikinci tur seçimi olan David Ojabo eğer bu talihsizliği yaşamasaydı ilk turun ortaları itibariyle çoktan seçilmiş olacaktı. Ham bir edge rusher olsa da sahip olduğu saf atletizm ve esneklik bu sınıfın en iyilerinden. Sakatlık hariç benzer durumda olan başka bir edge rusher Odafe Oweh’i geçen yıl draft eden Ravens henüz çaylak yılında bu oyuncudan muazzam bir katkı almıştı. Dördüncü turdan seçtikleri defensive tackle Travis Jones’un nasıl oldu da buraya kadar düştüğü hakkında inanın bir tahminim yok. En iyi ihtimalle ilk turun sonunda, en kötü ihtimalle de ikinci turun ortalarına kadar seçilmesini beklediğim bir oyuncuydu. Esas özelliği koşuyu durdurmak olsa da klasik bir nose tackle’dan daha fazla penetre yeteneğine de sahip.
Dördüncü tur seçimi Daniel Faalele devasa offensive line oyuncularını sevdiğini bildiğimiz tam bir Baltimore Ravens seçimi. 2018’de benzer boyutlarda ve özelliklerde olan Orlando Brown Jr.’ı bundan bir tur önce seçip ligin en iyi offensive tackle’larından birine dönüştürmüşlerdi. Kilo vermediği takdirde lig tarihinin en ağır oyuncusu olacak olan Faalele’de de benzer bir durum görürsek şaşırmayın. Takımın diğer dördüncü tur seçimlerinden CB Jalyn Armour-Davis, TE Charlie Kolar ve TE Isaiah Likely’e de kısaca değinmek istiyorum. Cornerback pozisyonu Ravens’ın ihtiyaç noktalarından birisiydi ve bunu giderme fırsatı ilk turlarda karşılarına çıkmadı. Armour-Davis, tecrübesi kısıtlı bir oyuncu olsa da fiziksel özellikleri bakımından ilgi çekici ve gelişime açık bir isim. Charlie Kolar için de benzer şeyleri söylemek mümkün. Çok uzun ve geniş bir hedef, ayrıca RAS değeri boyutlarına kıyasla ne derece bir atlet olduğunu gösteriyor. Bu tarz tight end’lere bu turlarda yatırım yapmak mantıklıdır (bkz. Travis Kelce ve Dawson Knox). Diğer tight end seçimi Isaiah Likely, benim tight end sıralamamda üçüncü sırada yer alıyordu. Ravens, wide receiver’dan ziyade tight end’lere yönelerek bazılarını şaşırtmış olabilir ancak Lamar Jackson’ın kariyeri boyuncu attığı pasların yarısını tight end’lere atmış olması bu yönelimi mantıklı kılıyor. Ayrıca Likely, zaten bir tight end’den çok receiver’a benziyor.
Kansas City Chiefs
Kansas City Chiefs’in son yıllarda AFC’de kurduğu dominasyonda en büyük pay sahibi oyunculardan olan Tyreek Hill ve Tyrann Mathieu’nun takımdan ayrılmasıyla birlikte bu draft onlar için daha da önemli hale gelmişti. Geldiğimiz noktada ise gayet başarılı bir şekilde yeniden yüklendiklerini düşünüyorum. Hill ve Mathieu büyük isimler olsalar da draft’a gelirken Chiefs’in en büyük ihtiyaç duyduğu pozisyonlar cornerback ve edge rusher’dı. Nitekim ilk turdaki iki seçim haklarını da tam olarak bu pozisyonlar için kullandılar. Cornerback pozisyonu bu draft sınıfının güçlü ve rağbet gören pozisyonlarından birisiydi ve iyi bir tane alabilmek için takas yapmak kaçınılmazdı. Chiefs’in sekiz sıra yükselerek 21. Sıradan Trent McDuffie’yi seçmesi karşılığında Patriots’a gönderdiği üç draft hakkı fazla gözükebilir ancak ödenmesi gereken bir bedeldi. McDuffie, benim gözümde bu sınıfta Stingley ve Gardner’ın ardından üçüncü sırada yer alıyordu ki bu oyuncular da sırasıyla üç ve dördüncü sıralardan seçildi. Chiefs, en son ilk turda bir cornerback seçtiğinde bu isim yine eski bir Washington oyuncusu olan Marcus Peters’tı. McDuffie’nin çok daha iyi bir Chiefs kariyeri olması beni şaşırtmaz. 30. Sıra seçimi olan George Karlaftis rahatlıkla seçildiği noktanın değerini ikiye katlayabilecek bir oyuncu. Kendisinin bu tarz bir düşüş yaşamasını bekliyordum ve aslında bakarsanız bu mühimmatının önemli kısmını McDuffie için harcayan Chiefs adın büyük şans oldu. Oluşturduğu bas baskısının neredeyse tümünü içeride oynayan Chris Jones’tan sağlayan Chierfs’in bu alandaki etkinliği geçtiğimiz yıl ligine dibine vurmuştu. Karlaftis bu alanda yardımcı olacaktır.
İkinci turdaki iki seçimden ilki olan Skyy Moore, bir ihtimal kendisini ilk tura atabilecek oyunculardan birisiydi. O nedenle değer açısından güzel bir seçim olduğunu düşünüyorum. Tyreek Hill’in yerini alması için seçilen bir oyuncu olarak gözükse de boyları dışında pek benzer yanları yok. Moore, kısa boyuna rağmen kompakt vücut yapısı ve dayanıklılığı ile gerçek bir slot receiver. Hızlı bir oyuncudan çok çabuk bir oyuncu ve bu sayede orta mesafeli rotalarda fark yaratabilir. Üçüncü turdan draft edilen linebacker Leo Chenal ilgi çekici bir potansiyel seçimi. 9.99’luk RAS puanı eski tarz bir linebacker oyun tarzına sahip olsa da ne kadar elit bir atlet olduğunu gösteriyor. Doğru ellerde işlendiği zaman ortaya özel bir oyuncu çıkabilir.
Beşinci turdan seçtikleri Darian Kinnard ise tam anlamıyla bir steal adayı. Kentucky formasıyla SEC edge rusher’larına karşı oldukça başarılı bir kariyeri gerisinde bırakan Kinnard, her iki guard pozisyonu ve sağ tackle oynayabilecek çok yönlülüğe sahip. Son olarak draft edilmeyen oyuncu olarak kadroya katılan ve yıllar sonra onu es geçen takımları pişman edebilecek bir oyuncudan daha bahsetmek istiyorum. Wide receiver Justyn Ross, nadir görülen ve doğuştan gelen bir omurga rahatsızlığı nedeniyle ameliyat olarak 2020 sezonunu kaçırmış, 2021 sezonunda geri döndüğünde de sezon sonuna doğru yaşadığı ayak sakatlığı yüzünden draft hazırlık sürecinin neredeyse tamamını kaçırmıştı. Bunların hepsi bir araya gelince draft edilmedi. Ancak tüm bunların öncesinde 2018’de henüz freshman olmasına rağmen ulusal şampiyonluğu kazanan Clemson’ın çok önemli bir parçasıydı ve bir kez draft’a katılabilme hakkı kazanınca ilk turdan seçilmesine kesin gözle bakılıyordu. Hatta öyle ki günümüz NFL yıldızları Hunter Renfrow ve Tee Higgins’in olduğu kadroda kendisini en iyi wide receiver olarak ispatlamıştı. Eğer Ross sağlıklı kalabilirse Chiefs, bedavadan bir yıldız kazanmış olur.
New York Jets
New York Jets’in bu tarz bir makalede kazananlar tarafında kendisine yer bulması çok nadir görünen bir doğa olayına tanıklık etmek gibi olsa da yanlış okumuyorsunuz, Jets bir kazanan. O kadar yüksekten seçip kazanmak çok zor olmasa gerek dediğinizi duyar gibiyim ancak Jets’i kazanan olarak görmemdeki neden sadece bununla açıklanamaz. Ayrıca yıllardır üst sıralardan seçip bir halt başaramayan onlarca takım olduğunu da unutmamak gerek. Genel menajer Joe Douglas, bu draft’a gelirken niyetini açık bir şekilde belli etmişti; Zach Wilson’ı silahlandırmak ve rakip QB’leri etkisiz hale getirebilmek. İkincisi için iki pozisyonda oyuncuya ihtiyaç duymaları ellerinde sadece iki ilk tur seçimi olması açısından sıkıntılı bir durumdu ancak her zaman şansın ayağınıza gelmesini bekleyemezsiniz. Bazen gidip onu almanız gerekir. İlk turdaki üçüncü seçimiyle de agresif davranarak tam olarak bunu yaptı Jets ve Douglas. İlk beş sıra yakın geçmişe bakınca cornerback seçmek için riskli bir bölge olsa da Ahmad “Sauce” Gardner’ı seçmenin tek yolu gibi görünüyordu çünkü Jets’in ikinci seçim noktasına kadar sosun yerinde yeller esecekti. Jets’in Darrelle Revis’ten bu yana gerçek anlamda bir shutdown corner’ı hiç olmadı ve Tyreek Hill, Stefon Diggs, Jaylen Waddle gibi receiver’larla yılda iki kez karşılaşacak bir takıma böyle bir cornerback şarttı. Onuncu sıraya gelindiğinde Jets’in Garrett Wilson ve Jameson Williams arasında tercih yapması gerekiyordu. Daha garanti olan Wilson’ı tercih ettikleri için onları suçlayamam. Wilson, elit seviyedeki vücut kontrolü sayesinde yaptığı estetik yakalayışlarla boyutlarından daha büyük oynayan bir oyuncu ve tam olarak tecrübesiz quarterback’e vermek isteyeceğiniz bir hedef.
İlk turun son çeyreğine gelirken Jermaine Johnson’ın yaşadığı düşüş tüm ilk tur içindeki en büyük sürprizdi. Jets’in onu çok beğendiği ve dördüncü sıradan dahi seçebileceği draft öncesinde hız kazanan bir dedikoduydu. 26. Sıraya gelindiğinde hala seçilmediğinde Joe Douglas için tetiği çekmekten başka çare kalmamıştı. Jermaine Johnson, bana göre bu sınıfın tepedeki üçlüden sonra en iyi edge rusher oyuncusuydu ve Jets onu muazzam bir değerde seçti. İkinci turda seçtikleri Breece Hall, draft’ta seçilen ilk running back’ti ve bana göre bu sınıfın kendi pozisyonunda en iyisiydi. Geçtiğimiz yıl draft edilen ve iyi bir sezon geçiren Michael Carter’ın ardından running back ne kadar ihtiyaçtı tartışılabilir ancak Hall, bir running back’te aradığınız hız-güç-el üçlemesinin hepsine sahip. Ayrıca Carter’ın North Carolina günlerinden yanında iyi bir running back ile daha da iyi olduğunu biliyoruz. Üçüncü turdaki Jeremy Ruckert seçimi de birçok açıdan Hall seçimine benziyor. Serbest oyuncu olarak Uzomah ve Conklin’i kadroya kattıktan sonra kağıt üzerinde tight end’e ihtiyacı yoktu Jets’in. Ancak Ruckert, komple bir tight end olması ve koşu bloklarında kendini sakınmaması nedeniyle kaçırmak istemedikleri bir yetenekti. Ayrıca Ruckert, Ohio State’te çok iyi receiver’larla oynadığı için göz ardı edilen bir pas yakalayıcısı. NFL’de bu özelliğini daha öne çıkardığını görmek beni şaşırtmaz.
KAYBEDENLER
Dallas Cowboys
Cowboys, kendi hamleleri kadar rakiplerinin yaptığı hamlelerden dolayı da kaybedenler listesinde kendisine yer buluyor. Giants’ın ilk on için draft ettiği iki oyuncu Cowboys’un listesinin tepesinde yer alıyordu. Jerry Jones’un kameralara gösterdiği liste sayesinde bunu biliyoruz. Ayrıca Cowboys’un ana planı özellikle Kayvon Thibodeaux’nun beklenenden fazla düşmesi durumunda trade up yaparak bu oyuncuyu seçmek üzerineydi. Division rakiplerinden New York Giants bu planı bozdu. Bir diğer division rakibi Philadelphia Eagles, ligin en iyi genç wide receiver’larından birine sahip olurken bir diğeri Washington Commanders ise gelecekteki franchise quarterback’ini beşinci turda bulmuş olabilir. Biz Cowboys’un yaptıklarına dönecek olursak 24. Sıradan tackle Tyler Smith büyük bir reach. Jerry Jones, Tyler Smith’in onlar için Kenyon Green ve Zion Johnson’dan daha öncelikli bir oyuncu olduğunu söylese de bu iki oyuncunun çok erken seçilmesinin Cowboys’un planlarını bozduğunu düşünüyorum. Üstelik Cowboys offensive line’ının en zayıf olduğu nokta iç kısımken ve Tyler Linderbaum hala orada dururken Smith seçimi daha da kötü duruyor. Tyler Smith en iyi ihtimalle bir sezona ihtiyaç duyan bir oyuncu fakat ilk turdan yapılan seçimlerin anında katkı vermesine ihtiyaç duyuyorsunuz.
İkinci turdaki Sam Williams seçimi de bir başka soru işareti barındıran seçim. Randy Gregory’nin ayrılışının ardından pass rusher önemli bir ihtiyaçtı ve Sam Williams saha içinde bu alanda oldukça etkileyici bir oyuncu. Ancak saha dışı bambaşka bir hikaye. Başını beladan uzak tutma konusunda sorunları olan bir oyuncu. Cowboys’un bu tarz oyuncularla şansını denemekten çekinmediği aşikar bir durum olsa da bu, artık şu anda kazanma modunda olan bir takım. Sadece birkaç sıra sonra seçilen Drake Jackson hala seçilmemişken benim gideceğim yol kesinlikle daha temiz bir oyuncu olan Jackson olurdu. Üçüncü turdaki Jalen Tolbert ve beşinci turdaki Damone Clark seçimlerini ilk iki tur seçimlerine göre daha çok beğendiğimi söylemem gerek. Ancak Clark, omurga fizyon ameliyatı geçirdiği için bu sezonun tamamını kaçıracak. Normal değeri ikinci tur olan bu oyuncuyu beşinci turdan seçmiş olmak büyük bir kazanç olarak gözükse de oyuncudan en az bir yıl mahrum kalacak olmak pekiyi durmuyor.
New England Patriots
İnsanın Bill Belichick’i karşısına alması her zaman için riskli bir durum olsa da konu draft olunca bir miktar daha rahat olabiliyorum. Belichick’in özellikle ilk turda yaptığı başarısız seçimler her zaman ciddi bir tartışma konusuydu ve bu yıl da farklı olacak gibi görünmüyor. Patriots, ilk turda Chiefs ile yaptığı takas sonrası 21’den 29. Sıraya gerilemişti ve burada yaptıkları seçim çok büyük reach gibi duruyor. Chattanooga’dan guard Cole Strange, soyadı gibi enteresan bir seçim oldu çünkü en iyi ihtimalle ikinci turda seçilmesi beklenen bir oyuncuydu. Guard pozisyonu Pats için ciddi bir ihtiyaçtı özellikle de Shaq Mason’ı takasla Bucs’a yolladıktan sonra. Strange bu bağlamda pozisyon ihtiyacını da dolduran fena bir oyuncu değil ancak yine de bu değerinden erken seçildiği gerçeğini değiştirmiyor.
İkinci turdaki Tyquan Thornton bu sınıfın en hızlı oyuncularından ve benim de beğendiğim bir oyuncuydu. Ancak Thornton’ın seçildiği anda tahtada bulunan bazı wide receiver’lara bakacak olursak George Pickens, Skyy Moore ve Alec Pierce gibi isimleri görüyoruz. Thornton kesinlikle bu oyunculardan önce seçeceğim bir oyuncu değildi. Burada da ciddi bir reach’ten bahsetmek mümkün. Üçüncü tur seçimi Marcus Jones kolej seviyesinde iyi bir oyuncu olsa da çok undersized bir cornerback ve bu büyük soru işareti. J.C. Jackson’ın arkasında bıraktığı büyük boşluk daha net bir oyuncuyla doldurulmalıydı. Dördüncü turdaki Pierre Strong ve Bailey Zappe seçimleri ihtiyaçtan ziyade yeteneğe yapılmış seçimler olarak görünüyor. Özellikle Strong benim çok beğendiğim bir running back fakat dördüncü tur hala daha önemli eksikleri gidermek için seçim yapılması gereken bir yerdi. Özellikle de kadroda zaten Damien Harris ve Rhamondre Stevenson gibi iki iyi running back varken…