Haftalık: Aşçı Bey

Bir takımın kazanması için iç saha maçları ne kadar önemliyse dış saha maçları da aynı öneme sahip. Nitekim ligdeki fikstürün her sene değişmesinden ötürü takımların deplasman maçları için alacağı yollarda değişkenlik göstermekte. Bu sezon özelinde baktığımızda ise yolculuk hususunda öne çıkan ilk takım Los Angeles Rams. İlk sekiz haftada Buffalo Bills, Washington Football Team ve Miami Dolphins deplasmanlarına gelen Los Angeles ekibi bu üç maç için toplam 18,480 mil( 29,740 kilometre) mesafe kaydederek bu alanda lider konumda bulunuyor.

Lakin yine bir NFC Batı takımı olan Seattle Seahawks’ın beş doğu saati deplasmanından şu ana kadar sadece iki tanesine gitmiş olması kendilerini geçici bir süre alt sıralarda tutmuş olsa da Buffalo Bills, Philadelphia Eagles ve Washington Football Team için seyahat etmeleriyle birlikte sezon sonunda toplam 28.982 mil (46,642 kilometre) yol kat etmiş olacaklar. Normal sezonun tamamlanmasının akabinde ise Seattle Seahawks’tan sonra ikinci sırayı 22,228 mil seyahat yapacak olan Los Angeles Chargers takımı da benzer şekilde Miami Dolphins, Buffalo Bills ve Kansas City Chiefs’e konuk olacak.

En az uçak yolculuğu yapacak olan takımların hepsinin AFC Kuzey grubundan olması da dikkat çeken bir başka nokta. Bu manada listenin son sırasında yer alan Baltimore Ravens 6,420 mil (10,331 kilometre) mesafe ile takımlar arasında en az seyahat yapacak ekip olarak öne çıkmakta.

Haftanın Özeti  

Haftanın açılış karşılamasında Atlanta Falcons gruptaki rakibi Carolina Panthers’ı deplasmanda mağlup ederek rakibine karşı oynadığı son yedi maçtan altıncı galibiyetini çıkardı.

Pazar günü erken saat maçlarında Las Vegas Raiders, Cleveland Browns’u altı sayıda tutarak kazanarak 2012 yılının on beşinci haftasından bu yana en az sayı verdiği karşılaşmayı oynamış oldu. Dalvin Cook’un toplam dört TD’si ile Minnesota Vikings tarihinde bunu başaran üçüncü oyuncu olduğu maçta mor sarılı ekip ezeli rakibi Green Bay Packers’ı mağlup etti. Evinde Indianapolis Colts’u ağırlayan Detroit Lions, iki hafta aradan sonra yine mağlubiyetle tanışırken evinde oynadığı son yedi maçı da kaybederek bu anlamda ligdeki en uzun serinin de sahibi oldu. 1996 yılındaki kötü performansını bu senede yaşayan New York Jets, güçlü rakibi Kansas City Chiefs karşısında mağlup olurken Patrick Mahomes, 26 maç sonra beş TD pası attı. Tennessee Titans, Cincinnati Bengals deplasmanından yenilgi ile dönerken; Tua Tagovailoa’nın ilk kez starter olduğu karşılaşmada Miami Dolphins, Los Angeles Rams’ı mağlup etmeyi başardı. AFC Doğu’yu yakından ilgilendiren karşılaşmada ise Buffalo Bills, New England Patriots’u mağlup ederek altıncı galibiyetine ulaşırken Patriots cephesi ise 2002 yılından sonra ilk defa dört maç üst üste kaybetti.

Pazar gününün gece maçlarının ilkinde ise Denver Broncos, Los Angeles Chargers karşısında son saniyelerde maçı koparmayı başardı ve rakibine karşı oynadığı son beş maçın dördünü kazanmış oldu. New Orleans Saints, Chicago Bears deplasmanından kickeri Will Lutz’un uzatmalardaki alan golüyle bu sezon ikinci kez aynı şekilde kazandı. Russell Wilson’lu Seattle Seahawks, San Francisco 49ers’ı mağlup etti. Ayrıca Russell Wilson, 49ers’a karşı oynadığı 18 maçın 14’ünden galibiyetle ayrıldı. Pazar gününün kapanış maçında ise Philadelphia Eagles, Dallas Cowboys’u yenerek NFC Doğu’da liderlik koltuğunu elde etti.

Haftanın kapanış mücadelesinde ise Tampa Bay Buccaneers, zorlansa da New York Giants karşısında kazanmayı bildi. Giants cephesi ise son dört sezonun üçünde ilk sekiz maçtan yedi mağlubiyet alarak durum tazeleme yaptı.

HAFTANIN OLAYI: Takas Döneminin Son Hamleleri  

Her sezon olduğu gibi bu sezonda takas döneminin kapanmasına yakın takımlarda bir hareketlilik yaşandı. Her ne kadar fazlaca ses getirmemiş olsalar da yine de takas takastır mantığıyla gündemde yerini aldı. Bunların ilki geçtiğimiz yılın başında Tampa Bay Buccaneers’tan kadrosuna kattığı ve dört yıl 44 milyon dolar kontrat imzaladığı Kwon Alexander’ı, Kiko Alonso ve 2022 dördüncü tur draft sırası karşılığında gönderen San Francisco 49ers ve New Orleans Saints arasında gerçekleşti. Kiko Alonso her ne kadar 49ers’ın savunmasına ilaç gibi gelecek tarzda bir oyuncu olmasa da Kwon Alexander’ın maaş bütçesinden kurtulmak için yapılan bir hamle olarak gözükmekte. Öte yandan Saints açısından bakıldığında da Kwon Alexander ismi özellikle line ile secondary arasındaki boşluğu doldurabilecek kapasitede bir isim olarak nitelendirilebilir.

Diğer gelişmelere göz attığımızda ise Devin Bush’un sezonu kapatmasından sonra linebacker açığını New York Jets’ten doldurmayı tercih eden Pittsburgh Steelers, Avery Williamson’u 2022 beşinci tur draft sırası karşılığında renklerine bağladı. Benzer bir hamle olarak secondary’de problemler yaşayan Tennessee Titans, Los Angeles Chargers cornerback’i Desmond King’i 2021 altıncı tur draft sırası karşılığında takımına kattı. Receiver eksikliği yıllardır söylenen New England Patriots ise Miami Dolphins’ten 2017 yılı yedinci tur seçimi olan Isaiah Ford’u 2022 altıncı tur draft sırası hakkında takımına kattı.

Bahsi geçen takaslar dışında Titans’ın sezon başında bir yıllık dokuz milyon dolara takıma kattığı Vic Beasley’i; San Francisco 49ers’ın da hiç teklif gelmediği için ikinci tur seçimi wide receiveri Dante Pettis’i serbest bırakması da takasın son gününde dikkat çeken diğer gelişmeler oldular.

HAFTANIN MAÇI: Pittsburgh Steelers (28) – Baltimore Ravens (24)  

Maçın Adamı: T.J. Watt (Beş tackle, beş QB yeması, bir Sack)  

Oynandığı her zaman kıyasıya rekabet içeren Baltimore Ravens-Pittsburgh Steelers kapışması yine izleyenleri ekrana kilitleyen bir karşılaşma oldu. Maç öncesi Steelers’ın namağlup unvanının bulunması ve Lamar Jackson’un AFC Kuzey rakiplerine karşı sadece bir maç kaybetmesi maçın favorisini seçme ihtimalini bir hayli zorlaştırdı. Nitekim karşılıklı hatalarla geçen mücadelede her iki takımın da savunması ön plana çıkmasına karşın daha az hata yapanın kazandığı bir mücadele oldu.

Ev sahibi Baltimore Ravens cephesinden maça baktığımızda öncelikle hücumda fazlaca hata yapan bir Lamar Jackson vardı. Özellikle ehemmiyeti bir hayli yüksek bir maçta birisi pick six olmak üzere iki INT ve iki fumble yapması yenilir yutulur durumlar değil. Cep içinde Steelers savunma hattının genç oyun kurucuyu hızlı pas atmaya yöneltmesi, kendisinin birçok pozisyonda pas opsiyonlarını yanlış değerlendirmesine vesile oldu. Öte yandan eskisi gibi koşu koridoru bulmakta da zorlanan Lamar, oyununu iyice tek boyuta indirmesi de Ravens hücumunun verimliliğini düşüren nedenlerdendi. Bunun dışında olumlu anlamda ise head koç John Harbaugh’un da yerinde play-calling’leri ile Willie Snead’in line arkasında kendisine boşluk bırakarak yakaladığı paslar Ravens hücumunu taşıdı. Mark Ingram’ın yokluğunda çaylak J.K. Dobbins ve Gus Edwards ile toplam 200 yard elde etmeyi başaran Ravens’ta, Gus Edwards’ın inside; J.K. Dobbins’in de outside koşularda kullanılması yine pozitif olarak nitelendirilebilecek tercihlerdendi. Hele ki bu koşu oyunlarının daha yeni kontrat almış sol tackle Ronnie Stanley ve çaylak sağ guard Tyre Phillips’in sakatlanarak oyundan çıkmasından sonra gelmesi de gelecek adına umut verici bir durum oldu.

Yannick Ngakoue’nin de katılmasıyla ligin en sağlam pass rusherlarından birisi olan Ravens savunması adına iki kritik nokta maç içinde göze çarptı. Bunlardan birincisi Matt Judon’un sinirlerine hakim olamayıp maçın yaşlı başlı hakemine yaptığı hareket ve bunun neticesinde oyundan atılmasıydı. Judon’ın çıkışından savunma hattında bir sızıntı yaşayan Ravens, kalan bölümlerde kendisinin de eksiğini fazlaca hissetti. İkinci kritik nokta ise Ravens savunmasının aldığı cezalar oldu. Dokuz sarı bayrakta 110 yardı rakibine hediye eden mor siyahlı ekip, Steelers hücumunun tıkandığı anlarda resmen karşı tarafı ipten aldı.

Maçın galibi olan Pittsburgh Steelers’ta ise Big Ben, altıncı haftadaki Cleveland Browns maçından sonra en az pas yardası elde ettiği maçı oynamasına karşın kötü başladığı maçı iyi tamamlayarak derin bir oh çekti. Karşılaşmaya iyi başlayamayan Big Ben, gerek Ravens pass rusherları gerekse Ravens coverage’larından dolayı olsun pas isabetinde bir hayli sıkıntı yaşadı. Nitekim biraz önce bahsi geçtiği gibi Matt Judon’un çıkışından sonra bir nebze de olsa rahatlayan tecrübeli oyun kurucu çareyi kısa paslarda buldu. Yine bununla birlikte attığı kısa paslarda topu elinden hızlıca çıkarması da Steelers galibiyetinde rol oynayan etmenlerden birisiydi. Öte yandan pas oyunlarının işlemediği yerde sahaya çıkan James Conner zaman zamanda olsa topu taşımada iyi işler yaptı. Bu hususta Steelers hücum hattının da zone blocking’lerde başarılı olmasının da hakkını teslim etmek gerek. Ayrıca takıma sezon başında katılan Eric Ebron, receiverların ön plana çıkamadığı yerlerde tight endlik görevini ziyadesiyle yerine getirerek line arkasında yakaladığı toplarla etkili oldu ve çok kritik bir TD’ye imza attı.

Sezon başından beri ligin en iyi üç savunmasına sahip takımlar arasında gösterilen Steelers’ta, T.J. Watt yine oynadığı oyunla maçın kader adamı olmayı başardı. Sadece sack hususunda değil aynı zamanda koşu oyunlarını da çok doğru okuyan 26 yaşındaki savunmacı, Lamar’ı epey bir zorlamanın dışında maçın en kritik anlarında da sahneye çıkan isim oldu. Genel anlamda ise savunma hattı Lamar Jackson’ı olabildiğince cep içinde tutarak çabuk pasa zorlaması birisi pick six olmak üzere iki INT atmasına zorladı. Secondary’de ise Steelers’ın maç içinde çoğunlukla “Cover-3” formatıyla oynamayı tercih etmesi Lamar’ı cep içinde tutmaya yetse de özellikle Devin Bush’un sakatlığından sonra linebacker pozisyonunda ciddi bir açık vermesi ve o bölge de alan bırakması rakip receiverlara koşu alanı tanıdı. Yine de işini ziyadesiyle yerine getiren Steelers savunma hattı arkadaki bu boşluğu bir şekilde öndeki oyunuyla doldurdu.

En nihayetinde, Steelers ligin tek yenilgisiz takımı unvanını korurken hem AFC Kuzey’de hem de AFC Konferansında çok mühim bir kazanım elde etmiş oldu. Ravens cephesinde ise sakatlanan isimler bir hayli can sıkarken Lamar Jackson’un hala öğreniyor oluşu hücumu etkilemeye devam edecekmiş gibi gözükürken savunma anlamında maçın ertesi günü sekiz savunma oyuncusunun Covid-19 testinin pozitif çıkması takımın performansını doğrudan etkileyecektir.

HAFTANIN OYUNCUSU: Dalvin Cook (163 Yard Koşu, üç TD koşusu, 2-3 pas yakalama, 63 Yard, bir TD)  

Sezon başında Minnesota Vikings’in beş yıl 63,5 milyon dolara sözleşmesini uzattığı Dalvin Cook, Green Bay Packers karşısındaki oyunuyla maçı takımına kazandırdı. Ligin en değerli koşucuları arasında gösterilen Cook, geçtiğimiz yılı 1135 koşu yardası ve 13 koşu TD’i ile tamamlamıştı. Bu sezona da takımı kötü olmasına rağmen son derece üretken başlayan 25 yaşındaki oyuncu şu haftaya kadar 652 koşu yardası ve 10 koşu TD’i ile -ki bu anlamda lig birincisi- takımını sırtlayan isimlerin başında gelmekte. Hatırlanacağı üzere üç hafta önceki Seattle Seahawks maçına da bu şekilde iyi başlamış ancak sakatlanmasından ötürü maçı tamamlayamamıştı. Nitekim Packers karşısında kendisini sahadan alıkoyan bir sakatlık yaşamaması da 30 koşu denemesi elde ettiği bir maçta güzel bir şans oldu. Koşu hücumu iyice oturan bir Vikings takımında Cook’un performansı da bu seviyelerde belki hatta daha yukarılarda devam edecektir

HAFTANIN HÜCUM VE SAVUNMA 11’İ  

GELECEK HAFTANIN MAÇLARI

Bay Takımlar: Cleveland Browns, Los Angeles Rams, Cincinnati Bengals, Philadelphia Eagles  

Kasım ayının ikinci maçlarında 21 seansına göz attığımızda ilk maç Baltimore Ravens ile Indianapolis Colts arasında oynanacak “Baltimore” derbisi kendini belli ediyor. Hatırlanacağı üzere öncelerde Baltimore şehrinde kurulan Indianapolis Colts’un şehirden taşınması pek hoş anılar bırakmamıştı. Öte yandan Ravens cephesinde sekiz savunmacının COVID-19 testinin pozitif çıkması, sol tackle Ronnie Stanley’in bileğinin kırılması ve Colts’a karşı playoff dahil oynadığı son altı maçın hepsini kaybetmesi ciddi dezavantajlar olarak öne çıkıyor.

İki altı galibiyetli takımı karşı karşıya getirecek maçta ise Seattle Seahawks, zorlu Buffalo Bills’e konuk olacak. Russell Wilson döneminde AFC Doğu takımlarına karşı oynadığı on maçın dokuzunu kazanan Seattle Seahawks maçın favorisi olarak gözüküyor. Bununla birlikte iki beş galibiyetli takımın mücadelesine sahne olacak Tennessee Titans Chicago Bears mücadelesi ise dikkat çeken bir başka karşılaşma olarak öne çıkıyor. Bu iki takımın daha önce oynadığı 12 karşılaşmada her iki takımın da altı galibiyeti bulunduğunu ve kazananın da bu eşitliği bozacağını da belirtelim.

Yukarıda bahsi geçen maçlar dışında Jacksonville Jaguars’a karşı son beş maçını kazanan Houston Texans ve Detroit Lions’a karşı son altı maçını kazanan Minnesota Vikings haftanın favorileri olarak değerlendirilebilir.

Gece 12 seansında ise bay haftasından dönen Arizona Cardinals, evinde Tua’lı Miami Dolphins’i konuk edecekken bu mücadele aynı zamanda iki “1” numaranın da düellosu olacak. Yine aynı saatlerde başlayacak olan Las Vegas Raiders – Los Angeles Chargers maçında ise Justin Herbert’in maç başı 303.3 yard elde etmesi NFL çaylak rekoru olarak öne çıkan bir başka not. Sezonun tek namağlup takımı olan Pittsburgh Steelers ise, kötü günler geçiren Dallas Cowboys’a konuk olacak. Yedi maç üst üste 25 ve üzeri skor üreterek bu anlamda takım rekoru kıran Steelers, kuşkusuz bunu devam ettirmek isteyecektir.

Pazar gününün kapanışında ise lig tarihinin en çok pas atan iki oyun kurucusunu karşı karşıya getirecek olan New Orleans Saints-Tampa Bay Buccaneers maçı aynı zamanda Drew Brees – Tom Brady rekabetinin bu sezon ikinci randevusu olacak.

Haftanın kapanış karşılaşmasında ise ne kadar önemlidir bilinmez ancak New England Patriots, New York Jets deplasmanına gidecek. Ligde son dört maçını da kaybeden Patriots, son sekiz maçını kazandığı Jets’e karşı yara sarmaya çalışacak…