Bizler kimiz? Ya da ne yapıyoruz? Çoğu yabancı göz için yamuk bir top peşinde kosan bir grup insanız. Sadece filmlerde gördükleri yada duyduklarıyla özleştiriliriz kafalarında, yaptığımız şeyler kafa kol kırmaktan ibaret onlar için. Bu oyunun, felsefesini, gerçekten başarılı olmanın gerektirdiği fiziksel ve mental şartları sağlamak için ne kadar çok zaman sarf ettiğimizi ve takım olma duygusunun, takım içindeki kurallara uymanın, gerekli zamanlarda ne sorumlukların alınması gerektiğinin bu sporda ne denli güçlü şekilde öğrenildiğinin bile farkında değiller, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, Amerikan Futbolu oynayan, sevdiği şey uğruna savaşan, her türlü tahrik ve baskı altında bu isi sürdürmeye çalışan, maddi anlamda hiçbir beklentisi olmayan bir azınlığız, başkalarının görüşüne rağmen.
Örneğin, her ne kadar bazı üniversiteler bu spora destek çıksa da, bir çok takım okulu tarafından görmezden gelinirken, hatta bazıları donem dönem kapatılmışken, birçokları bizi ciddiye bile almazken, çoğumuzun dert anlatmaya çalıştığı çevremizdeki yığına rağmen, biz hala oynuyoruz pes etmeden. Zorluk demişken, şuan aslında her şey kolay sayılır geçmişe göre, ben ve benim gibi son 2-3 sene içinde bu sporla tanışma zevkini ve onurunu tatmış oyuncular gene de şanslıyız, yıllarca bu işe o denli büyük bir sevgiyle bağlanıp, bu spora ekipmansız başlayan, kendilerine inanarak, Turkiye’de Amerikan Futbolunu bugünlere getiren insanlar sayesinde, bu spor bu denli gelişebildi bu ülkede. Onlar sayesinde bir federasyon altında birleştik, birazda olsa sesimizi bir yerlere duyurabildik, yoğun sağırlığında inat edenler üzerinde, uzaklardan gelen tiz bir çığlık olabildik.
Farklı gruplarda, farklı takımlarda oynayabiliriz ama bizler aslında tek takım, tek yürek, kocaman bir aileyiz. Dışardan bakıldığında vahşet olarak adlandırılabilecek pozisyonlarda, digerini yerden kaldıran, sakatlanan için üzülen onu alkışlarla uğurlayan, maç içindeki o sert mücadeleye rağmen maçtan sonra birbiriyle seremoniye girebilecek kadar yoğunlukta bir bağa sahip bir azınlığız biz.
Maçlarda en çok didiştiğimiz insanlar, maçtan sonra seremonide kendimizi en yakın hissettiğimiz insanlardır çünkü onlar bizim aynamızdır, birbirimize duyduğumuz saygıyı okuruz karşılıklı gözlerde. Aynı kaderi paylaşan, büyük zorluklara, her turlu maddi ve manevi engele rağmen biz sevdiğimiz şey uğruna her turlu riski üstlenen onurlu insanlarız. Toplum yaptığımız güzel şeyleri elinden geldiğince görmezden gelse de, gelişmeye ve düzelmeye devam edecek her şey, düzelmese bile biz sahada döktüğümüz ter kadar mutlu olmasını da biliriz.
Tüm camiaya saygılarımla…