NFL Draft’i ilgileri bir yana çekmişken ilgilenen takımların arasından New England Patriots Vikings’in efsanevi wide receiver oyuncusu ve Oakland Raiders’ın bekleneni veremeyen yıldızı Randy Moss’u draft’teki 4. tur seçeneği karşılığında 5 milyon dolarlık bir anlaşmayla 1 yıl için kadrosuna kattı.

Katmasıyla da Amerikan futbolunda büyük bir tartışma yarattı. Terrell Owens ile birlikte sporumuzun sorunlu çocuklarından biri olarak görülen Moss’u ligin oyuncu seçimi ve davranışları konusunda en titiz takımlarından biri olan New England nasıl alırdı?

Ayrıca draft’teki ilk seçimini de geçen sezonun meşhur kavgalı maçının yıldızlarından ve bu olay dışında birkaç kere daha kanunla başı derde giren Brandon Merriweather’dan (Miami) yana kullanmaları insanları iyice kuşkuya düşürdü. Hatırlarsanız bu maç Türkiye’de gazetelere bile yansımıştı Amerikan futbolcularının kavgası diye. Acaba Patriots’da diğer takımlar gibi başarı için takım ruhu ve beraberliğinden ödün mü veriyordu?

Asıl konumuz bu değil ama hazır bahsini etmişken yorum yapmadan devam edemeyeceğim. New England, yani Bellichick, sorunlu oyunculara yabancı değil. En son Corey Dillon’ın bela olduğunu söylemişlerdi ama Bellichick ondan da başarılı ve üretici bir oyuncu yaptı. Peki bu sezon Moss ve Merriweather Patriot ruhuna bürünüp oyunlarıyla konuşabilecekler mi? Bilemem ama yıllardır takımı ve Bellichick’i takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim: uyum sağlamadıkları taktirde onlara ilk olarak kapıyı gösteren Bellichick olur.

Şimdi Moss’a ve yazımızın asıl konusuna dönelim. Olumsuz davranışları ve Culpepper ile yaşadığı anlaşmazlık sonrasında kendini Oakland’da bulan kahramanımız, beklenen performansı göstermenin çok altında kaldı. Minnesota’daki ilk 6 sezonunda hem 1200 yardın (1313, 1413, 1437, 1233, 1347 ve 1632) hem de – bir yıl hariç- 10 touchdown’un (17, 11, 15, 10, 7 ve 17) altına inmedi. Vikings formasıyla son sezonunda ise 767 yard almasına rağmen 13 touchdown yapan Moss, 2005 sezonunda Oakland Raiders’a transfer oldu. Aldığı 1005 yard ile birlikte 8 touchdown yapan Moss, geçtiğimiz sezon ise sadece 553 yard ve 3 touchdown yapabildi.

Geçtiğimiz sezon performansı dışında aldığı en büyük eleştiri ise Oakland’daki düşük performansı soran muhabirlere şöyle bir cevap vermesinin sonucuydu:

Alıntı
“Belki mutsuz olduğumdandır, ve olan bitenin beni pek çok heyecanlandırmamasındandır. Kötü bir ruh halinde olunca odaklanmam ve konsantrasyonum azalıyor. Tek söyleyebileceğim şudur; beni olumlu bir duruma sokup mutlu ederseniz iyi sonuçlar elde edebilirsiniz.”

Konumuz da spordaki Moss sendromu, yani başarısız veya olumsuz bir ortama sahip takımlardaki sporcuların mutsuz olması ve psikolojik nedenlerden dolayı düşük performans göstermeleri.

Takımın başarısı veya başarısızlığı elbette oyuncuları ve teknik kadroyu psikolojik olarak etkiler. Konumuz başarısızlık olduğu için onun etkilerini ele alacağım. Başarısızlık kişilerde gerginlik, tahammülsüzlük, mutsuzluk, konsantrasyon bozukluğu, vb. olguları ortaya çıkartır. Bunların da performansı etkileyebileceğini biliyoruz. Ama bunların etkisi bilinçaltı düzeyinde olur genellikle, yani çoğu oyuncu “ben mutsuzum, kötü oynayacağım” gibisinde bir düşünce barındırmaz kafasında.
Ama Moss’un bahsini ettiği daha ciddi bir sorun bence. Burada bahsi geçen başarısızlığın veya olumsuz bir ortamın bilinçaltı aracılığıyla fiziksel performans üzerine gösterdiği etkiler değil. Yıllarca NFL’de oynamış ve yıldızlaşmış Randy Moss’un bu süreçte gelişmiş olan karakterindeki bir hatanın nedeni bunlar.

Yanlış anlamayın, ben üç cümle veya bir sezondan yola çıkarak yapmadım bu analizi. Moss’u yıllardır takip eden ve zaman zaman hayranlıkla izleyen birisi olarak bu yorumu yapıyorum. Dahası ben bunu şunca yıldır Amerikan futbolu seyretmişliğimin değil, oynamışlığım ve kaptanlık yapmışlığımın verdiği deneyimler doğrultusunda söyleyebiliyorum.

Maalesef bazı sporcular bir müddet sonra kendi açma/kapama düğmelerini keşfediyorlar. İlk okuyunca komik gelebilir ama gerçekten öyle oluyor. Genelliklesporcular olarak alıştığımız mücadele etme, yılmama, inatcılık, vb. duyguların tek bir kaynağı var o da beyinimiz. Sporcunun antremanda, takımda, maçta, vs. bahsettiğim duygulara ihtiyacı olduğunda beyini hemen müdahale ediyor. Ama sporcu o düğmeyi kapatmayı öğrendiyse, eğer o zayıflığı varsa karakterinde, işte o zaman gerçekten bütün kabiliyeti, becerisi, öğrendikleri, vs. çöpe gidiyor.

Bu sporcu ne zaman bir şeye bozulursa veya ‘mutlu’ değilse hemen o düğmeyi kapatır, soğutur kendini sporundan ve takımından. Performans %si büyük ölçüde düşer, içindeki o azim ve dürtüyü yitirir. Çünkü vücuttaki her şeyi kontrol eden beyin artık şartlamıştır kendini, hazırdır ‘yeter artık’ deyip düğmeyi kapatmaya. Zaten kafada gittikten sonra vücut ne yapsın?

Moss New England Patriots’ta başarılı olabilir mi? İşler yolunda gittikçe sorun olmaz gibi geliyor bana. Ama milyonlarda dolar değerindeki bir NFL oyuncusunun aklından neler geçiyordur kim bilir? Temeline inersek belki de bizim aklımızdan geçenlerin biraz daha bencil bir versiyonudur. Bana kaç kere top atıldı, niye sürekli iç rotaları koşuyorum, vs. sorular dolanıyordur aklında.

Önemli olan sorun olduğunda Moss’un yine o düğmeye yönlenme eğilimi olacak. Tom Brady ve efsane Patriots’taki deneyimli takım arkadaşları, veya Bellichick önderliğindeki teknik kadronun bunun farkında olup Moss gümüş lacivert formayı giyerken elini ilk o düğmeye attığında omzuna bir dokunup, “Senin buna ihtiyacın yok. Sen mücadelecisin ve hep mücadeleci olacaksın.” demeleri.