Niyetim bu hafta da tribünden maç yorumlamaktı ama malesef takımımla İstanbul’a gidemedim. Geçen hafta sonu sadece BEKO Basketbol Ligi’nde Casa TED A. Kolejliler – Erdemir maçını izleyebildim. Onu da burada yorumlamak gereksiz olur; sitenin içeriğine uygun değil. Ayrıca basketbol yorumlamak haddim değil. Ankara’da futbol maçı izlemek yerine basketbol maçı izlememin tek nedeni de Erdemir Yardımcı Antrenörü Servet Özsüner ile bizzat tanışıyor olmam. Maç bahane; yedi sene birlikte okuduğum arkadaşımla görüşmeye gittim.

Futbolumuzda iki lig de ortalarına gelmişken ODTÜ’nün durumunu incelemekte fayda görüyorum. Önce Prolig’den başlayayım. Şahinler bu lige galibiyet anlamında oldukça kötü başladı. Her ne kadar Gazi SK ve İTÜ SK maçları skor ve futbol adına dengeli geçse de, ODTÜ Prolig’de ilk 3 maçını kaybetti. Birçok kişi ODTÜ havlu attı; ligden bile çekilebilir derken ODTÜ galibiyetleri gelmeye başladı. Bunları düşünen varsa; ODTÜ girdiği ligden çekilmez, çıktığı her maça da kazanmak için çıkar. ODTÜ bu bakış açısıyla lige devam edecektir. Matematiksel olarak ilk 4 ihtimali hala var ODTÜ için ve Kulüpler Ligi’nde kalan maçlarda ODTÜ kaybetmeyecektir diye düşünüyorum.

Ünilig ODTÜ’nün ciddi anlamda iddialı olduğu bir lig. Geçen sene kaybedilen Başkent Üniversitesi karşısında bu sene kazanılmış olması ve geçen hafta geçen senenin şampiyonu olan Gazi Üniversitesi karşısında alınan galibiyetlerin (ki bu maçlar da oldukça dengeli maçlardı) ODTÜ’nün iddiasını desteklediğini düşünüyorum. Çeyrek finalde Anadolu Üniversitesi ile karşılaşacak olan ODTÜ bu maçın favorisidir benim gözümde. Bunu Anadolu Üniversitesi’nde oynayan arkadaşları küçümsemek adına söylemiyorum; tribünde de olsam onların da ciddi bir rakip olduğunun farkındayım. Ama takımıma da sonuna kadar güveniyorum. Yarı final ve final eşleşmelerini bilmesem de ODTÜ Şahinleri’nden şampiyonluk bekliyorum. Bu arada ODTÜ dışında yarı finale çıkmasını beklediğim diğer üniversiteler Gazi, Hacettepe ve Bilkent Üniversiteleri. Belki yanılırım ama son 4 takım Ankara’dan olacaktır diye düşünüyorum. Bakalım hafta sonu göreceğiz.

Yazıyı tamamlamadan önce üslubum ve eleştirilerimle ilgili birkaç noktayı aydınlatmakta fayda görüyorum. ODTÜ taraftarı hatta fanatiğiyim ve bunu saklamıyorum. Doğal olarak tarafsız yazdığımı iddia etmiyorum. Ama bunun bana üçüncü şahıslara saygısızlık ve hakaret hakkı vermediğinin de bilincinde yazıyorum. Kırılan, gücenen varsa affola. Eleştiri yaparken de genel olarak yapıcı olmaya çalışıyorum. Sorunu anlatırken kimseyi kırmamaya özen gösteriyor; gördüğüm soruna da çözüm üretmeye çalışıyorum.

Geçen hafta hatalı verildiğini düşündüğüm bir karar için hakemleri suçlamak yerine bence ceza verilecekse şu şekilde olmalıydı; değilse ceza verilmemeliydi şeklinde bir yorum yaptım. Genel olarak pekçok kişi ile hemfikir olsak da bir hayli tartışıldı yazdığım cümle. Ama zannediyorum ne demek istediğimi herkes anlamıştır. Hareketim “görmediği pozisyona laf atmak” değildi. “Bir takımın maçlarındaki her pozisyonu tartışmaya açmak” hiç değildi. İleriki maçlara yorum yazarken Amerikan Makale Tarzı’nı kullanarak “şimdi şundan bahsedeceğim; şundan bahsediyorum; az önce şundan bahsettim ve şunu demek istedim” kurgusunu kullanmayı düşünüyorum. Zannediyorum bu şekilde daha anlaşılır olabilirim.

Son olarak blog sayfamda (footballtr.blogspot.com) yazılarımla ilgili, saygı ve terbiye kuralları içerisinde herkesin cevap hakkı olduğunu hatırlatmak isterim. Herkese güzel günler, keyifli maçlar diliyorum…