Üniversiteler Ligi üçüncü haftası yine çok güzel ve çekişmeli maçlara sahne oldu. Dörder takımlı B ve C gruplarında son maçlar oynanırken çeyrek finale çıkacak takımlar ve sıralamalar da belli olacağı için heyecan doruk noktasındaydı.
B grubunda Konya Selçuk Üniversitesi’nin ilk maça çıkamadıktan sonra fikstürde ki 2. maçlarında Bilkent’e oynamadan mağlup olması zaten onların şansını bitirmiş ve elenmelerini kesinleştirmişti. Ankara Üniversitesi de Bilkent maçını kaybettikten sonra Hacettepe maçına çıkmayarak elenmesi kesinleşen diğer bir takım olmuştu. Ancak bu 2 takım elenecek olsalar bile oyuncuları geliştirmek ve Üniversiteleri’ndeki desteği zedelememek açısından birbirlerine rakip oldukları maça çıksalar Korumalı Futbol’un da gelişimine önemli destek sağlamış olacaklardı. Maalesef hangi takım maça çıkmayacağını söyledi bilmiyoruz ama bu maç müsabaka programına bile konulmadı.
Grubun diğer maçı lideri belirleyecek olan Hacettepe – Bilkent karşılamasıydı. Bilkent oynayarak, Hacettepe oynamadan aldıkları 2şer galibiyetle çıktıkları bu maçta grup lideri olup çeyrek finalde saha avantajını elde etmek istiyorlardı kuşkusuz. Maç öncesi Saha çizgilerinin neredeyse silinmiş olması ve Bilkent’li oyuncuların kuyruk sokumu korumalarının eksik olması nedeniyle karşılaşma eksikliklerin giderilmesi için 45 dakika kadar geç başlamış. Bu noktada kuşkusuz akıllara geçen sezon çeyrek finaldeki Hacettepe – Sakarya eşleşmesi geliyor. O maçta Sakarya’nın 6 oyuncusunun kuyruk sokumu koruması eksik olduğu için maça 1 saat geç gelen hakemler tarafından Sakarya Üniversitesi hükmen mağlup sayılmış ve Hacettepe bu konuya itiraz etmemişti. Bu noktada herhalde açık bir “Ankara” dayanışmasından bahsetmek yanlış olmayacak. Etkili bir hücum performansı ve 34-14’lük skorla maçı alan takım Hacettepe oldu ve grubu lider bitirerek Bilkent Üniversitesi ile çeyrek finale yükseldiler.
C grubu bu sezon Üniversiteler Ligi’nin şüphesiz en zevk eren grubuydu. Bütün maçların oynandığı ve Koç Üniversitesi dışındaki 3 takımın da birbirini yendiği grupta sıralamayı son hafta maçları belirledi. Ege Üniversitesi Koç deplasmanında galip gelmesi durumunda grup lideri olarak çeyrek final yapma şansı yakalayacaktı. Ancak zorlu hava şartları altında kısıtlı kadroyla oynayan Ege’nin her ne kadar eksikleri olsa da Koç Üniversitesi karşısında durması zordu ve öyle de oldu. Ege çok zorlamış olsa da Koç maçı farklı rotasyonlar da uygulayarak 12-8 alarak çeyrek finale adını grup lideri olarak yazdırdı.
Bu maçtan sonra Pazar günü Sakarya’da oynanan Sakarya – Anadolu maçı da ağır saha şartları, hiç durmadan yağan yağmur ve inatçı 2 takımın mücadelesine sahne oldu. İlk yarı Sakarya’nın safety’den aldığı sayılarla 2-0 biterken devrenin son anlarında Sakarya bir de FG kaçırdı. 2. yarıda bir touch down bulup ekstradan yararlanamayan Anadolu maçı 6-2’ye getirse de maçın bitimine 3 dakika kala bulduğu touch down ve ekstrasıyla Sakarya Üniversitesi maçı 10-6 kazanmayı başardı. Maçın bitimine 23 saniye kala Sakarya’nın topu alıp kalan 2 molasını kullanması, topu dışarı çıkararak süreyi durdurması ve son hücumda koşu yapan oyuncusunun süre biterken gol çizgisine 20 yard kala durdurulması futbolseverler için muhteşem zevkli anlardı. Bu sonuçlarla 3’lüaveraj devreye girdi ve Ege, Sakarya, Anadolu üçlüsünden +2 üçlü averaja sahip olan Anadolu Üniversitesi grup 2.si olarak çeyrek finale yükseldi.
A grubunda bu sezona ciddi bir giriş yapan ODTÜ’nün bu haftaki kurbanı tecrübesiz Atılım Üniversitesi idi. Sezonda şu ana kadar sadece bir touchdown ve 6 sayısı olan Atılım Üniversitesi ODTÜ karşısında tutunamayınca gruptan elenmeleri kesinleşmiş oldu. ODTÜ ise 3’te 3’le grup lideri konumunda. Atılım Üniversitesi’ni kendi adıma farklı mağlubiyetlere rağmen mücadeleye devam ettikleri ve Korumalı Futbol’a oyuncu yetiştirdikleri canı gönülden kutluyorum. Grubun diğer maçında mecburi deplasman takımı DAÜ’yü 23-6 yenen geçen senenin şampiyonu Gazi grup liderliğindeki iddiasını sürdürmüş oldu. Grupta 1 galibiyet 1 mağlubiyeti olan Başkent Üniversitesi şu an çeyrek finali zorlayacak gruptaki 3. takım olarak gözükmekte ancak Gazi ile oynayacakları maçı mutlaka kazanmaları gerekmekte.
Beş takımlı diğer bir grup olan D grubunda ise bu hafta sadece İTÜ – Bilgi maçı oynanabildi. Tıpkı Gazi – DAÜ maçı gibi açık farkla biten bu maç da seyredenlerin ifadelerine göre son derece centilmence geçmiş. Maçı 26-8 alan Bilgi Üniversitesi böylece 2’de 2 yaparak grup liderliğine yükselirken İTÜ 2‘de 0’la grubun dibine demir atmış durumda. Diğer maç ise Sabancı Üniversitesi Üniversiteler Ligi şartı olan 25 lisanslı oyuncuyu ibraz edemediği için oynanamadı. Gözlemcinin “Ben oynatamam ancak Yeditepe izin verirse oynanabilir.” sözlerini sarf ettiğini ve Yeditepe idarecilerinin buna sıcak bakmayarak maçın oynanmasını istemediğini öğrendik. Oyuncular adına talihsiz bir karar, her biri birer maç az oynamış olacaklar ancak oyun kuralları açısından doğru olsa da yine uygulamalarda hata gözükmekte.
Aynı hafta içinde maç saatinde bir takım korumaları eksik olduğu halde onlara tedarik için zaman tanınırken, diğer bir takım lisansları eksik olduğu için maça çıkarılmamakta. İster koruma ister lisans, bir maça gelirken takımların yanında bulundurması gereken olmazsa olmaz bileşenlerdir. O nedenle Bilkent – Hacettepe maçındaki uygulama mı benimsenmelidir yoksa Sabancı – Yeditepe maçındaki uygulama mı sorusu büyük bir çelişkiyi göstermektedir. Peki Hacettepe’nin oynayalım kararı mı doğrudur yoksa Yeditepe’nin oynamayalım kararı mı? Büyük ihtimalle bu maçın sonucu hükmen Yeditepe olarak tescil edilecek ve Yeditepe çeyrek final yolunda iddialı bir konuma gelecektir.
Üniversiteler Ligi 3. haftası Korumalı Futbol takipçilerine centilmence geçen ama kıran kırana ve zevkli maçlar sunarken öte yandan Lig oluşumunu ve Federasyonu sorgulayacak nitelikte olayları ile de hafızalarımızda iz bırakmıştır.
İlerleyen yazılarda görüşmek üzere…