Chicago Bears, sezonun ilk maçında nisbeten zayıf rakibi Detroit Lions’ı zorlukla 19-14’lük skorla geçti. Geçti ama, bunun için DE Julius Peppers’ın rakip QB’yi sakatlaması, iki yıldız LB Urlacher ile Briggs’in muhteşem oynaması ve son saniyelerde TD yapacakken gereksiz bir hata yapan Lions WR Calvin Johnson’ın enayiliği gerekti.
En sondan başlayalım. Maçın bitimine 18 saniye kala Calvin Johnson’a 25 yardalık bir pası Bears’ın red zone’unda tuttu. Ancak, Lions koçu Jim Schwartz’ın da kabul etmek zorunda kaldığı gibi, kurallara göre iki bacak ve bir diz yere temas etse bile yuvarlanma bitene kadar topun elinizde olması gerekiyor. O yüzden TD sayılmadı. Elbette Bears bu karardan dolayı gurur duymamalı, zira Johnson gereksiz bir formaliteyi uygulayabilseydi şu an başka şeyler konuşuluyor ve yazılıyor olacaktı.
Peki Bears bunun dışında neleri kötü yaptı? 3 top kaptırmalı fumble, bir de INT yaptı. Lions’ın iki TD’ı da top kayıplarından sonra geldi. Martz ofansında INT olabileceği öngörülüyordu da, bu kadar çok fumble’ (toplam 4 aslında) sürpriz oldu.
İkinci kötü yapılan şey de, 100 yardaya malolan 9 penaltı idi.
Bunların dışında Bears ofansının gayet iyi olduğunu söyleyebiliriz. 2 TD da RB Matt Forte tarafından yapıldı, ama sıkı durun: İkisi de koşu ile değil, pas oyunuyla yapıldı. Ve Forte 7 pasta 151 yarda ile en fazla yarda ilerleten “receiver” oldu. D.Aromashodu 5 sefer ile en fazla pas alan WR idi. Diğer RB C.Taylor 3 kere pas aldı. İyi pas tutan RB’ler Mike Martz sistemine deyim yerindeyse cuk oturdu gibi gözüküyor ilk maç itibariyle.
Takımın esas WR’ı olduğu varsayılan Devin Hester’ın maçı sadece 1 pas alabilmesi şaşırtıcıydı ve en azından QB Jay Cutler’ın kafasındaki 1 numaralığı konusunda soru işaretleri yarattı. Üstelik Hester bu maçta return işlerinde de aktif değildi.
Bir önceki yazımızda LB’lar Urlacher ile Briggs’in sakatlıkları konusunda karamsar şeyler yazmıştık. Ancak ikisi de aslanl…., pardon, ayılar gibi sahadaydı ve toplam 18 tackle ile 1 sack yaparak henüz yeterince yaşlanmadıklarını gösterdiler. Kırk kere maşallah.
Sonuç olarak, maçta yarda bağlamında Bears 463’e 168 fark attı. Top kayıpları esas olarak bunun skora yansımasına mani oldu; ha, bir de maçın bitimine 10:37 kala Bears’ın tam 4 seferde Lions’ın 1 yard çizgisinde iken 1 yarda bile alamaması da faktördü. Koç Lovie Smith’in 4. down’daki FG kullanmama kararı çok eleştirildi, ama kendisi o esnada alan pozisyonunun da önemli olduğunu düşündüğünü belirterek yine olsa yine aynı kararı verirdim diyerek geri adım atmadı. Aslında Lions yedek QB’i Shaun Hill’in etkisiz olduğu düşünüldüğünde bence doğru bir karar gibi gözüküyor. Zaten sonraki oyunlara bakıldığında Bears TD’ına kadar, -her ne kadar 4 el değiştirmeden sonra gelse de- Lions kendi yarı sahasından çıkamamış.
Son olarak, azman DE’imiz, yıldız transfer Julius Pepper ilk yarının sonlarına doğru bir oyunda Lions QB Matthew Stafford’a çarptı ve sağ omuzundan sakatlanmasına yolaçtı. Oyunun bundan sonraki bölümünde Lions yedek QB Hill ile hücumda etkin olamadı. Bu da maçın dönüm noktalarından biriydi. Maçtan sonra Peppers’ın rakibini ziyaret etmesi ve geçtiğimiz yılın draft bir numarasıyla alakalı övücü sözler söylemesini de belirterek yazımızı bir artıyla kapatalım.