Hayırlısıyla 2010-2011 sezonunu tamamlamış bulunmaktayız. Sürprizlerle dolu bir sezonun finali ancak bu kadar muhteşem olabilirdi. Yazının başlığında belirttiğim gibi amacım bu yazımda final maçındaki 3 sayılık skor farkını Bogaziçi Sultans cephesinden değerlendirmek. Zaten “Yanlı Kalem” Yiğithan arkadaşımız saha içinde yaşananları Gazi açısından değerlendireceğini düşünerek, bugünlük kaybeden tarafın “Yanlı Kalemliğini” yapmak istedim.
Gazi’nin ağır favori çıktığı maçı kazanmasından doğal bir şey yoktur sanırım. Fakat oynayanlar, izleyenler kısacası bu maçı yaşayanlar, Boğaziçi’nin 20 – 8 den geri gelip öne geçmesini. Gazinin tekrar beraberlığı yakaladığını. Uzatmalarda Bogaziçi’nin yaptığı sayılara Gazi’nin cevap vermesi daha sonrada Gazi’nin Field Goal ile maçı kazanmasını izlediler. Bu maçın özetini bir paragrafa sığdırmak, iki takıma da haksızlık olacağını düşünüyorum. Zaten diğer yorumcu arkadaşlar maçın özetini aktaracaklardır. Bu yüzden detaylara çok fazla değinmeyeceğim.
Sultans açısından değerlendirelim. Oyuncu kalitesine baktığımızda, Sultans’ın Türkiye’de ilk 4’e gireceğini düşünmüyorum. Mevki olarak RB ve WR haricinde çok bir artısı olmadığı gibi takım içerisinde 25 den fazla 2 yıldan az tecrübeli bir oyuncu grubunun buralara gelmesi, bu düzeyde mücadele etmesi incelenmeli ve yeni kurulacak takımlara örnek olması lazım. Bir takımın “Coaching Staff”ı ancak bu kadar etkili olur. Bütün oyunculara o güveni vermişler. Oyunculara sadece onların söylediklerini yapmalarının yeterli olduğunu, onların verdikleri seçimlere güvenmelerini öğretmişler.
Boğaziçili oyunvular yılmıyorlar, bıkmıyorlar, End-Zone’dan, Inch’den Turn Over yaptırıyorlar. Üç TD geriye düşüyorlar, devre arasından daha güçlenmiş çıkıyorlar, geri geliyor hatta öne geçiyorlar. Yanlış kararlara saygıyla yaklaşıyorlar. En önemlisi okullarından gelen saygı ortamını rakiplerine, hakemlere ve seyircilere yansıtıyorlar…
Bunların hepsi, şampiyonluğu “Üç Sayı” ile kaybetmeye değer şeyler. Maç sonu gördüğüm tablo, artı Sultans seyircileri ve oyuncularında olan ortak his: Şampiyonluğun kaçmasına üzülseler de, suratlarında ve yüreklerinde o mücadelenin verdiği haklı gurur vardı. Emininki bu onlara şampiyonluktan daha çok şey ifade ediyordu ve bu duyguyu, kazancı yeni gelecek oyunculara, bundan sonrakilere aktaracaklardır. Çünkü o sahada ter döken koçlar ve oyuncular Sultans’ın yıllarca süren bu geleneğinden besleniyorlardı. Bu yüzden her sezon kalite eksikliğini yürekleri ve kendine olan güvenleri sayesinde kapatıyorlar.
Bir iki paragrafta şampiyona ayırmak istiyorum. QB Burak Şenyuva yeni takımıyla birlikte oyununu çok daha geliştirmiş. Bununla birlikte Gazi eskinin aksine koşudan daha çok pas oyunlarıyla skora gitti. Bunun nedeni Boğaziçi savunmasının QB Burak’ın yapacağı koşu oyunlarına o kadar odaklanmıştı ki bütün önemli D-back’lerini ön tarafta kullandı. Gazi takımı da Boğaziçi’nin arka taraflarındaki boşluklara WR sokarak değerlendirdi. Zaten QB Burak’ın en önemli özelliği çok iyi oyun okuması. Bunu da sahada çok iyi uyguladı. Gazi koşu oyunlarında istediği başarıyı gösteremedi. Özellikle RB Oğuzhan oyundan atıldıktan sonra çok sıkıntı çektiler. Benim düşünceme göre bir oyuncunun her ne olursa olsun sinirlerine hakim olup takımını sahada yalnız bırakmaması lazım.
Defansa gelecek olursak; LB Gürkan ve Safety Mert mükemmel bir maç çıkardılar. Ancak kenarda oyun veren bir koçları yoktu. Sanırım Defans kaptanı saha içi organizasyonu yapıyor. Kimileri için bu anlayış doğru olsa da, oyun heyecanı ve aldıkları darbe vs. dolayı verdikleri kararlar sağlıklı olmayabilir.
Sonuçta “Ray Lewis” de kendi Defans koordinatöründen çok daha iyi oyun bilgisine sahiptir. Ancak koçlar saha içinde oyuncunun görmediğini görür, onlardan daha sağlıklı oyun verirler. Benim düşünceme göre eğer pazar günü saha kenarında oyun veren iyi bir koç olsaydı, Gazi maçı çok daha rahat kazanabilirdi. Zaten bunu maçın videosunu tekrar izleyince göreceklerdir. Bunun dışında Gazi takımı hak ettiği bir galibiyet aldı. Bütün sporcuları ve maça karşılıksız destek veren NFLTR ekibini canı gönülden kutluyorum.