Quarterback… Amerikan Futbolu denince akla ilk gelen ve diğerlerinden fazlasıyla ayrılan bir pozisyon. Bir futbol takımının saha içindeki beyni… Yapılacak snap’lerden önce bütün takımı etrafına toplayan bir lider. CBS Sports’un ünlü yazarı Pete Prisco’nun da dediği üzere bir futbol takımının %70’i… Hal böyle olunca quarterback’in sahada sergilediği performans, takımın sahada bir bütün olarak göstereceği performansı doğrudan etkiliyor. Bu nedenle,her futbol takımının iyi bir quarterback’e ihtiyacı olduğu su götürmez bir gerçek. Tabi, güven veren ve tatmin edici performanslar sergileyen bir quarterback’e sahip olan takımlar var, sahip olamayan takımlar var. Maalesef NFL’de desteklediğim takım olan Jacksonville Jaguars, özellikle son yıllarda quarterback anlamında ligin en şanssız takımlarından bir tanesi.
Aslında Jags, 18 yıllık kısa mazisinde hiçbir sezon gerçek anlamda “flash” bir quarterback’e sahip olmadı. Kurulduğu dönemde Jags hücumu Mark Brunell gibi önemli ve istikrarlı bir isme sahipti ve quarterback, takımı ’96-’99 sezonları arasında üst üste dört kez playoff’lara taşımayı başardı ve kendisi de, takımın AFC konferans finalinde New England Patriots karşısına çıktığı ’96 sezonu ve bu sezonu takiben ’97,’99 sezonlarında Pro Bowl yaptı ve ayrıca ’96 Pro Bowl karşılaşmasının da en değerli oyuncusu (MVP) seçildi. Ancak Brunell hiçbir zaman bir süperstar quarterback olamadı ki bunu NFL’de forma giydiği 20 sezonda 23 touchdown pasını (en iyi performansı Washington Redskins forması altında geçirdiği 2005 sezonu: 23 touchdown-10 interception) geçememesinden rahatlıkla anlıyoruz. Tabi buna rağmen Jags, quarterback takımdan ayrılalı tam 10 yıl olsa da, Brunell önderliğinde geçirdiği sezonları şu anda mumla arıyor ve bu da Brunell’in, forma giydiği ’95-’03 sezonları arasında takıma, belki istatistiksel anlamda mükemmel bir grafik çizemese de, büyük sayılabilecek başarılar kazandırdığını gösteriyor. Aslında ’03 sezonunun Brunell ve Jags için ayrı bir önemi var, bu nedenle bu sezonu mercek altına almakta da fayda görüyorum.
2002 NFL Draftı’nda 4.tur 108.sıradan quarterback David Garrard’ı seçerek bir bakıma artık Brunell’e bir alternatif bulmayı amaçlayan Jags, 2003 NFL Draftı’nda çok daha radikal bir hamleyle 1.tur 7.sıradan Marshall Üniversitesi quarterback’i Byron Leftwich’i seçti. 2003 sezonunda Leftwich, Brunell sezonun 4.haftası Indianapolis Colts karşısında sakatlanınca, starter quarterback oldu ve o günden sonra çıktığı 12 karşılaşmada 14 touchdown pasına imza atarak Brunell’in dokuz sezonluk Jags serüvenini adeta bitirdi. Ancak Leftwich’in gösterdiği performans, her ne kadar Jags’in ’04 sezonunda oynadığı 16 maçta 9 galibiyet 7 mağlubiyet alıp playoff’u son anda kaçırmasında ve takiben ’05 sezonunda da 16 maçta 12 galibiyet 4 mağlubiyet alarak playoff’lara ulaşmasında önemli etkenlerden biri olsa da quarterback, Jags’in kendisinden beklediği kusursuz performansı bir türlü sergileyemedi ve takvimler 2006 yılını gösterdiğine, Leftwich hemen arkasında David Garrard’ın rüzgarını ciddi anlamda hissetmeye başladı. 20
06 sezonunda, iki quarterback’i beraber kullanan Jags, sezon sonunda Leftwich’i Atlanta Falcons’a postaladı ve daha çok güven veren Garrard’ı starter’a çekti. ’07 sezonundan ’10 sezonuna kadar bence iyi performanslar sergileyen ve ’07 sezonunda takıma bugüne kadarki son playoff macerasını yaşatan Garrard, ’10 sezonunda attığı 23 touchdown pası ve yaptığı 5 touchdown koşusu ile Pro Bowl’a kadar yükselmeyi başardı. Quarterback’in bir sezonda attığı bu 23 touchdown pası, halen takım rekoru olma unvanını koruyor. Bu sezonun ardından Jags, girdiği 2011 NFL Drafı’nda 1.tur 10.sıradan Blaine Gabbert’ı seçti ve ’11 sezonunun başlamasına günler kala, benim ve birçok taraftarın da anlam veremediği üzere Garrard’ı serbest bıraktı, tabi bunda takımın, ilerleyen sezonlarda Gabbert’ın bir yıldız olacağına ve Jags’i yeniden playoff’lara taşıyabileceğine olan inancının çok büyük bir etkisi vardı. Ancak Gabbert’ın Jags’e katkısını, forma giydiği iki sezonda takımın oynadığı 16 maçta aldığı galibiyet sayısını hatırlatarak anlatmayı yeterli buluyorum…
2011 sezonu 5 galibiyet-11 mağlubiyet, 2012 sezonu 2 galibiyet 14 mağlubiyet, bu rakamlar Gabbert’ın neden Jags’in en kötü kullandığı draft seçimi olarak değerlendirildiğini de açıkça gösteriyor. Jags tarihinde forma giyen önemli quarterback’lerden bahsedip fazlasıyla uzattığım sözü, yazımın asıl amacına gelerek devam ettirmek istiyorum. Az sonra okuyacağınız satırlarda öncelikle off-season döneminde Jags’e transferi adeta bir yılan hikayesine dönen Tim Tebow hakkındaki görüşlerimi ve ardından takımın quarterback depth-chart’ı için yaptığım analizi bulacaksınız.
Tim Tebow: Gerçek bir NFL quarterback’i mi yoksa tek maçlık kahraman mı?
Kolej kariyerini, Jags’in franchise’ının bulunduğu Florida eyaletinin en ünlü futbol takımlarından birisi olan Gators’da geçiren Tebow, özelikle ‘07 sezonunda sergilediği performansla ki bu sezonda tam 32 touchdown pası atmış ve 23 touchdown koşusu yapmış, büyük dikkat çekmiş ve daha 20 yaşında NCAA’in en değerli oyuncusuna verilen Heisman Trophy’i kazanmıştı. Gators formasıyla ’08 sezonunda 30 touchdown pası, 12 rushing touchdown’u ve ’09 sezonunda ise 21 touchdown pası, 14 rushing touchdown’u istatistiklerini yakalayıp bu iki sezonda da iyi işler çıkaran Tebow, 2010 yılında girdiği draft’ta Denver Broncos tarafından 1.tur 25.sırada seçilmişti.
Tebow üç sezonluk NFL kariyerinde 16’sı starter olmak üzere toplam 35 karşılaşmaya çıktı. Ancak Tebow, NFL’deki tek ciddi sınavını ’11 sezonu wild-card karşılaşmasında Pittsburgh Steelers karşısında verdi. Doğruyu söylemek gerekirse quarterback, o karşılaşmada güçlü Pittsburgh savunmasını tek başına alt etmeyi başardı ve yıldız quarterback Ben Roethlisberger önderliğindeki Steelers’ı 29 – 23 ile devirerek takımı Broncos’u Divisional Playoffs’a taşımayı başardı. Fakat dediğim gibi bu, geçtiğimiz sezon New York Jets forması altında süre almakta ciddi sıkıntılar yaşayan ve de Nisan ayında takım tarafından serbest bırakılan Tebow’un NFL tarihindeki tek gerçek sınavıydı ve bu tek sınavdan iyi bir not alması onu gerçek bir NFL quarterback’i yapar mı, işte burası sorgulanması gereken bir yer.
Eğer şahsi fikrimi sorarsanız Tebow, her ne kadar kolej kariyeri ile göz doldursa da, halen istikrarlı bir NFL quarterback olduğunu kanıtlamayı başaramadığı için bence Jags’in transfer hamleleri içerisinde olmamalı. Zaten istikrarlı bir oyun kurucuya son birkaç sezondur ciddi anlamda ihtiyacı olan Jags’de şu an istikrarsız quarterback’ten bol bir şey yok; Blaine Gabbert, Chad Henne hatta daha NFL sahnesine adım atmış olmasa da Jordan Rodgers, eğer Tebow da bu istikrarsız quarterback’ler kervanına katılırsa -ki en olası senaryo buymuş gibi görünüyor- Jags, patlamaya hazır bir quarterback ararken boşu boşuna ciddi rakamlar sarf etmiş olacak. Ayrıca, bu düşüncelerimde hiç de yalnız değilim çünkü Jags’in en büyük taraftar gruplarından birisi olan The Bold Brigade City, Tebow’un transfer edilmemesi konusunda takım yönetimine adet nota çekti ve bu notada yönetimin taraftarın isteklerini mutlaka ama mutlaka dikkate alması gerektiğini söyledi. Bununla birlikte, bazı Jags taraftarları da Tebow’un kadroya katılması için Amerika Birleşik Devletleri başkanı Barack Obama’ya dilekçeler gönderdi ve eğer bu dilekçelerin sayısı 10,000’i bulsaydı Obama bu konuyu kendi gündemine alacak ve de quarterback’in durumu ile ilgili bir basın toplantısı düzenleyecekti. Ancak, bu taraftarların gönderdiği dilekçelerin sayısı daha 1,000’i bulmadan The Bold Brigade City’lilerin kurmuş olduğu Tebow karşıtı internet sitesi evenifhesreleased.com (Türkçesi serbest bırakılmış olsa bile), 35.000 destekçiyi çoktan geçmişti ki bu siteye destek verenler arasında ben ve her ne kadar bir Jags taraftarı olamasalar da NFLTR.com’un çok değerli yazarlarından bazıları da bulunuyor.
Jags taraftarları, Tebow transferi konusunda böylesine bir zıtlığa düşmüşken, takım yönetiminin de bu konu hakkında tutarlı davrandığı söylenemez. Genel menajer David Caldwell, quarterback’in adının takımla anılmaya ilk kez başlandığı Ocak ayında “Tebow gibi bir quarterback’i Jags forması altında düşünemiyorum.” diyerek olası bir transferi takım adına yalanlamıştı. Ancak, o günden sonra gelişen olaylar ve tabi ki de ünlü Hollywood yıldızı ve dövüş sanatları aktörü Chuck Norris’in geçtiğimiz günlerde yazdığı makalede Tebow’u yerlere göklere sığdıramaması ve Jags’in quarterback’i mutlaka kadrosuna katması gerektiğini söylemesi üzerine şu an Caldwell de Tebow konusunda ılımlı görüşlere sahip. Head koç Gus Bradley ise Mart ayında göreve geldiğinden beri olası bir Tebow transferine hiçbir zaman soğuk bakmadı. Takım sahibi Shad Khan hakkında fazla konuşmaya gerek yok. Khan, teknik ekibin vereceği tek bir onay ile Tebow’a milyonlarca dolar dökmeye hazır. Eh, o zaman bana da, bir Jags taraftarı olarak, takım hakkında hayırlı olanın neyse onun olmasını dilemek düşer.
Blaine Gabbert veya Chad Henne son bir şansı hak ediyorlar mı?
Önümüzdeki sezon Jags’in 53 kişilik temel kadrosunda mutlaka yer alacak olan bu oyuncular, belki de şu an NFL’in en kötü oyun kurucu ikilisini oluşturuyor. Missiouri Üniversitesi çıkışlı Gabbert, Jags’in 2011 draftında 1.tur 10.sıradan seçtiği ve dediğim gibi uğruna Garrard’ı harcadığı bir quarterback. Ancak Gabbert, Jags’in kendisine duyduğu bu güveni forma giydiği iki sezonda fazlasıyla boşa çıkardı. 2011 sezonunda 12 touchdown pası ve11 interception atan Gabbert’ın geçtiğimiz sezon patlama yapabileceği konuşuluyordu ama 2012 sezonu oyun kurucu için çok büyük bir hüsranla sonuçlandı ve quarterback yalnızca 9 touchdown pası atabildi. Bu noktada benim düşüncem Gabbert’ın önümüzdeki sezon da, bir önceki sezonlarda olduğu gibi takıma çok fazla bir şey katamayacağı yönünde. Ancak Gabbert’ın halen genç olması ve de off-season döneminde takıma tam anlamıyla adapte olması nedeniyle ne olursa olsun, Gabbert’a son bir şans verilmesi gerektiğini de düşünüyorum çünkü bazen tek bir oyuncu üzerinde yapılan ısrar o oyuncuyu ciddi anlamda motive edebiliyor ve büyük bir baskıdan da kurtarıyor.
2008 NFL Draftın’da Miami Dolphins’in 2.tur 57.sıradan seçtiği ve üç sezon Dolphins forması giydikten sonra geçtiğimiz yıl Jags ile anlaşan quarterback Chad Henne’ye geçersek, Henne’nin tam bir istikrarsızlık abidesi ve heves kıran bir oyuncu olduğunu söylemeliyim çünkü bir bakıyorsunuz Gabbert, 2012 sezonunun 11. haftasında oynanan Houston Texans karşılaşmasında sakatlanıyor ve sahaya giren Henne, hiç interception atmadan, tam dört touchdown pasına imza atıyor ve San Fransisco 49ers’ın unutulmaz yedek quarterback’i Steve Young ile birlikte NFL tarihinde bench’ten gelip interception’sız dört touchdown pası atan tek oyun kurucu olma unvanını elde ediyor ancak siz “acaba sezonun geri kalanına Henne damgasını vuracak mı?” diye düşünürken bundan sonra çıktığı beş karşılaşmada touchdown pası atamıyor ve sezonu tek maçta attığı dört touchdown ile kapatıyor. Bu nedenle, her ne kadar forma giydiği 36 karşılaşmayla belli bir NFL tecrübesine sahip olsa da Henne bana hiç de güven vermiyor ve son bir şansı da hak etmiyor.
Dediğim gibi Gabbert da Henne de çok tatmin edici quarterback’ler değiller ancak bana kalırsa bu, Tebow’un kesinlikle transfer edilmesi gerektiğini de göstermiyor. Eğer mutlaka bir quarterback transferi yapılacaksa dediğim gibi bu ismin bence Tebow değil, kendini NFL’de kanıtlamış bir quarterback olması gerekiyor.
Taze umutlar: Matt Scott ve Jordan Rodgers
Jags bu yılki draft’ta hiç quarterback seçmedi ancak takım, draft edilmemiş oyun kuruculardan ikisiyle önemli sayılabilecek anlaşmalar imzaladı. Bu oyuncular geçtiğimiz sezon Arizona Üniversitesi formasıyla attığı 27 touchdown pası ve 6 koşu touchdown’u ile iyi bir performans sergileyen ve de takımını New Mexico Bowl’da Nevada Üniversitesi önünde 49-48 ile galibiyete taşıyan Matt Scott ve şimdiden bir NFL efsanesi haline gelen Green Bay Packers quarterback’i Aaron Rodgers’ın kardeşi, Vanderbilt Üniversitesi’nden Jordan Rodgers. Bu iki oyuncudan birisi çok büyük ihtimalle Jags’in sezon öncesi NFL’e sunacağı 53 kişilik temel kadroda yer alamayacak.
İki quarterback’in bu 53 kişilik kadroya girebilmek için verdiği mücadelede ben Scott’ı daha avantajlı buluyorum çünkü, Rodgers 14 Mayıs günü her ne kadar çok önemli olmasa da, bir fıtık ameliyatı geçirdi ve bu nedenle takımın pre-season öncesi gerçekleştireceği kampa kadar antrenmanlara katılamayacak. Ayrıca, aslında draft’ın orta turlarında seçilmesi beklenen Scott da, şu günlerde yapılan antrenmanlarda teknik ekibin özellikle de ofansif koordinatör Jedd Fisch’in büyük beğenisini toplamış durumda ki Scott’ın sahip olduğu müthiş ayak çabukluğu ve atletizm onu Fisch’in “hızlı hücum” anlayışı için biçilmiş bir kaftan yapıyor ve de quarterback’i ileride Gabbert ve Henne’ye de rakip yapacak gibi görünüyor.
Bana sorarsanız ben de Scott’ın 53 kişilik kadroya girmesinden yanayım çünkü Rodgers, her ne kadar ağabeyi gibi güçlü bir oyun zekasına sahip olsa da, sahip olduğu kol kuvveti ve oyun içinde sergilediği inişli çıkışlı performanslar nedeniyle birçok NFL otoritesinin eleştirisini topluyor. Bu nedenle Scott’ın kadroda yer alması Jags için parlak bir gelecek vaat ediyor ve konudan konuya atlamak gibi olmasın ancak Tebow’un kadroya katılması muhtemelen Scott’ın kadro dışı kalmasına neden olacak ki eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa bence takım, patlamaya hazır bir quarterback’ini çok ama çok erken bir zamanda kaybetmiş olacak.
Değerli NFLTR takipçileri, bu yazımı okuma sabrı gösterdiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum ve Jags’in savunma takımını inceleyeceğim bir sonraki yazımla karşınızda olmayı umuyorum.