Bir takım düşünün ki geçen sezon kaybettiği maç sayısından, bu sezon sadece ilk beş haftada daha fazla maç kaybeden. Evet, Atlanta Falcons’tan bahsediyorum. Geçen sezonu 13-3 gibi müthiş bir rekorla bitiren şahinler bu sene ilk beş haftayı 1-4 rekoruyla kapattı. Falcons 2007 senesinden bu yana üç maç ard arda yenilmemişti. Bu Atlanta’nın, daha doğrusu herhangi bir takımın taraftarına yaşatacağı en büyük hayal kırıklığıdır sanırım. Bir sene Super Bowl’a oynarken diğer sene, sezonun en kötü takımların arasında yer almak gerçekten çok şaşırtıcı bir durum. Son altı sezondur head koç Mike Smith önderliğinde winning season’lar yaşayan Falcons’a ne oldu?
Sezonun kötü gidişatının en büyük sebeplerinden biri defansın olmaması (!) Zaten çokta iyi bir tempo tutturamayan Falcons defansı ilk haftalarda en iyi oyuncularını da kaybedince defans defans olmaktan çıktı diyebiliriz. En büyük eksiklik ise LB Sean Weatherspoon ve LB Akeem Dent’in yokluğu. Beş haftadır bütün rakip takımların koşuları başarılı oldu. Yerlerine gelen iki rookie oyuncu ise doğal olarak tecrübesizdi. İki oyuncuyu da mumla aradık. Gerek pas savunmasında tight end eşleşmelerinde gerekse koşu savunmasında. Rakip takımlar kısa yardları hiç zorlanmadan geçip işleri hep zorlaştırdı. Bu iki oyuncu ayrıca defansta en fazla turnover yaşatan isimlerdendi. Durum böyle olunca Falcons mental olarak da zorlanmış oldu.
Defanstaki tek eksik LB pozisyonu da değil bir de Falcons’ın pass rusher’ının olmaması rakip takım oyun kurucusuna pas atması için oldukça fazla zaman verilmesine sebep oldu ve bu sebeple karşınızda ki oyun kurucu tecrübesiz olsa da kötü olsa da baskı olmadığı için rahat bir şekilde oynamasına ve sizi yenmesine yol açtı. Falcons ilk dört maçta sadece yedi sack’e sahipti. Geçen sene bu rolü üstlenen ve takıma büyük yardımları dokunan John Abraham’ın offseason’da serbest bırakılması Falcons yönetimine diz dövdürüyor. Etkili bir oyuncu olan Kroy Biermann’ın yokluğunda oyuna giren Cliff Matthews’ün ise maç içinde varlığını yokluğunu anlamak zor. Şu ana kadar herhangi bir istatistik kaydedemedi.
Gelelim defensive back mevkisine. Geçen sene Pro Bowl’a seçilen iki safety Thomas DeCoud ve William Moore. Geçen sene receiver’ların canını okuyan bu ikili bu sene ise neredeyse bütün tackle çabalarının boşa çıkarmasıyla ün yaptılar. Bu iki veteran oyuncunun tackle yapamaması Falcons’ın hem koşu savunmasını hem de pas savunmasını inanılmaz etkiliyor. Bu sene draft edilen safetyler Zeke Motta ve Khemal Ismahel ise football’a aç ve özel takımlarda güzel işler ortaya koyuyorlar fakat tecrübesizlikleri onları yedekte tutulmasına sebep oluyor.
Falcons O-Line’ı ise her hafta gelişme gösteren, sakatlıklardan payını alan ve asla yeterince iyi olamayan bir pozisyon şu anda. Matt Ryan gibi ligin elit oyun kurucularından birine sahip Atlanta fakat onu korumaya sanırım yeterince önem verilmiyor. Matty Ice beş maçta 10 TD pası ve üç INT gibi bir istatistiğe sahip. 2008’den bu yana geriden gelip maç çevirmekle ün salan oyun kurucu üç INT’ını da son drive’da maçı kurtarmaya çalışırken O-Line’ın azizliğine uğrayarak yaptı.
Paslarının çoğunu baskı altında atan Ryan’ın işi kolaylaşmıyor. Sakatlıklarla boğuşan veteren wide receiver Roddy White’ın yokluğunda bütün iş Julio Jones ve efsane tight end Tony Gonzalez’e kalmıştı. Bundan sonra ise bütün yük Gonzalez’in omuzlarında olacak. Evet Falcons’ın genç ve corner backlere korku salan yıldızı Julio Jones geçtiğimiz hafta Jets’e yenildiğimiz maç sonrası sezonu kapattı. Jones 580 yard receiving ile ligde ikinci sıradaydı ve Matt Ryan’ı biraz olsun kötü O-Line’nın etkisinden kurtarıyordu fakat Ryan tek başına.
Bu kayıp Atlanta’nın sezonunu kesinlikle değiştirecektir. Julio Jones şu anda ligdeki en iyi receiver’lardan biri ve yeri doldurulamaz diyebiliriz. Onun yerine oyunda olacak olan Harry Douglas’ın da Drew Davis’in de bir Julio Jones olmadığı aşikar.
Atlanta’daki bir diğer sakat veteran oyuncu ise Steven Jackson. Steven Jackson’ın yokluğunda topu koşturmada büyük sıkıntılar çeken Falcons bay haftasından sonra koşucusuna kavuşacak. Jackson’ın olmaması Falcons’ın red zone istatistiğini inanılmaz kötü bir hale getirmişti. Şuanda ligde en çok red zone girmesine karşın en az TD bulan takımların başında geliyor Falcons. Bu sorun sadece oyuncularla değil biraz da verilen oyunlarla alakalıydı.
Ofansif koordinatör Dirk Koetter büyük ve güçlü koşuculara goal line’da alışmış olacak ki (geçen sene Michael Turner bu sene ise Steven Jackson) sürekli koşu oyunu denedi fakat gücünden çok hızıyla dikkat çeken Jacquizz Rodgers beklenilen performası gösteremedi red zone’da.
Peki, Atlanta Falcons sezonun kalanında ne yapacak?
Açıkçası bir Falcons taraftarı olarak bunu tahmin etmek çok zor. Mental açıdan geçen seneden bu yana Super Bowl’a yönelik olan düşünce yapısı bozuldu diyebiliriz. Fakat lig tarihinde 1-4 gibi rekorlardan playoff’a kalan birçok takım var. Falcons’ta bu potansiyel olmasına karşın bazı güvenilen oyuncuların bu tutumu devam ederse şuana kadar oluşan tabloda da görüldüğü gibi çok kötü sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu sonuçlar sezon sonrası takım yönetimi ve teknik kadroda değişikliklere de yol açabilir. Yine de Falcons için çok küçük de olsa bir umut var diyebiliriz.