Ne zaman bir off-season için ne kadar hareketli geçtiğine dair methiyeler düzsek bir sonraki öncekini gölgede bırakmayı başarıyor. Aynı cümleleri geçtiğimiz bahar döneminde de kurduğumu hatırlıyorum. Ancak bu sezonki ölü sezonun son geride bıraktığımızdan biraz farkı var. Dürüst olmak gerekirse sezon sona erdiği zaman free agent sınıfına baktığımızda bizi heyecanlandıracak bir tablo yoktu ortada. Birkaç lineman, kötü sezonlar geçiren veteran birkaç skill position oyuncuları dışında orijinal free agent’larla bu sezon fazla dalgalı olmaz dedirtiyordu. Öyle olacak ki takım sahipleri ve genel menajerler bizleri duymuş olmalı. Bu off-season’ın en büyük fark yaratan kısmı olaraktan bir çok büyük ve takımlarıyla özdeşleşmiş isimler takımları tarafından kesilerek piyasayı alevlendirdiler. Biz de bu isimlerin en ön plana çıkanlarına neden ve sonuçlarıyla göz atalım dedik, daha doğrusu dedim.
DeMarcus Ware, Jared Allen ve Julius Peppers
İlk olarak büyük üçlüyle başlıyoruz. Bu üç isminde takımlarından kesilmesi Peppers’ı biraz hariç tutacak olursak tamamıyla salary cap endişeleri yüzünden oldu. Peppers’ı biraz ayrı tutma nedenim büyük kontratının yanı sıra uzun süredir devam eden kötü performansı. Peppers’ı diğer ikisinden ayıran başka bir nokta da takımı için kısmen daha çok vazgeçilebilir bir isim olması. Peppers her ne kadar Bears için yıllarını vermiş olsa da onu daha çok Panthers efsanesi olarak hatırlıyoruz. Ware ve Allen ise artık sembol haline geldikleri takımlar tarafından kesildiler ki bu oldukça şok ediciydi, özellikle de Ware. Vikings zaten geçen sezon Allen için takas arıyordu bu nedenle Allen’ın takımdan kesilmesi bir derece beklenen bir olaydı fakat Ware tam bir sürpriz oldu.Hele ki Ware’in Dallas Cowboys tarihindeki en büyük 10 oyuncudan biri olduğunu düşünürsek. Jerry Jones, bu kararı vermelerinin kolay olmadığını söylüyor, kontratında düzenlemeyi kabul etmeyen Ware de Cowboys’a fazla seçenek bırakmadı. Tabi bu durumda faturanın kesileceği ilk adam Ware miydi? Romo bol sıfırlı kontrat alırken Ware’e yapılan doğru muydu? Kamuoyu vicdanına bırakıyorum. Sonuç olarak Ware artık onu görmeye alışık olduğumuz yıldızlı formayı giymeyecek, yeni durağı ise Denver Broncos. Geçen yılın Super Bowl’da kaybeden takımının bu off-season’da yaptıkları tek başına ayrı bir yazı konusu. Burada John Elway’in hakkını yemeyelim, oyunculuğu kadar büyük bir yöneticilik sergiliyor (Selam Michael Jordan). Broncos’un en büyük eksiklerinden birisi Von Miller’ın karşısında oynayacak, baskıyı çift taraflı kılacak bir oyuncuydu. Bu konuda alanının en iyilerinden birini aldılar. Buradaki tek soru işareti Ware’in geçen sezon pek başarılı olamadığı 4-3 diziliminde bu sefer ne kadar başarılı olacağı.
Jared Allen ve Julius Peppers ise division rakiplerine giderek NFL’in en zorlu grubunda güç dengelerini değiştirmeye çalışacaklar. Chicago Bears, Peppers’ın yerini aynı seviyedeki bir oyuncuyla doldurmuş oldu. Allen, ilerleyen yaşına rağmen performansından pek bir şey kaybetmiyor, hala scrimmage line’da en çok korku salan isimlerin başında geliyor. Bears savunması geçen sezon sakatlıklardan da etkilenerek çok kötü bir sezon geçirmişti. Allen’ın bu savunmaya katacağı tek şeyin yıpratıcılık olmaması da cabası. Urlacher sonrası lider eksikliği yaşayan savunma bu eksiği Allen ile kapatabilir. Julius Pepper’ın ise Dallas’ta Ware’in boşalan yerini doldurmasını bekliyorduk. Ancak o Packers’ı seçerek herkesi ters köşeye yatırdı. Clay Matthews’un neredeyse tüm sezonu sakatlıklarla uğraşarak geçirmesi Packers’ın pass rush gücüne büyük darbe vurdu. Peppers’ın varlığı yaşına rağmen önemli bir etki yapacaktır. Üstelik Peppers’ın çok yönlülüğü, hem defensive end hem de outside linebacker oynayabilmesi onu her türlü dizilişe uyumlu bir oyuncu yapıyor. Bu da Packers’a gelirken yanında getirdiği en büyük artılardan.
DeSean Jackson
Hepimizi en çok şaşırtan olay ise kuşkusuz D-Jax’in serbest bırakılmasıydı. Philadelphia Eagles’ın neden böyle bir yol seçtiği hala anlaşılabilmiş değil. Olay üzerine çeşitli spekülasyonlar var. Bunlardan birisi ve en ilgi çekicisi ise Jackson’ın çete üyesi olması ve bunun takıma zarar verebileceği. Her zaman aykırı kimliğiyle bilinen Jackson hakkında böyle bir iddia haliyle çok taraftar topladı. Kendisi bunu inkâr etse de ateş olmayan yerden duman da çıkmaz. Aksi halde serbest bırakılmak için çok değerli bir oyuncuydu Jackson çünkü hala genç bir yaşta ve oyununun zirvesindeki bir oyuncudan bahsediyoruz. Chip Kelly’nin sistemi altında bu kadar da başarılı olmuşken bu kadar kolay vazgeçilmesi anlaşılabilir değil. Sonuç olarak bu kargaşanın kazananı Washington Redskins oldu. Robert Griffin rüzgârının dindiği geçtiğimiz sezon tekrardan dibe vuran Redskins için Jackson çok önemli bir hediye oldu, hem de kısıtlı salary cap’lerine rağmen. Özellikle topun hücum tarafında korkutucu bir kimliğe büründüler. Sağlıklı ve yüzde yüz bir RGIII’nin etrafı Alfred Morris, Jordan Reed, Andre Roberts, Pierre Garcon ve DeSean Jackson gibi silahlarla sarılmış durumda. Tabi hücum olarak doktora yapmış yeni koçları Jay Gruden’ı da unutmamak lazım.
Darelle Revis
Revis’in geçen yıl Tampa Bay Buccaneers tarafından nasıl büyük bir hevesle takas edildiğini ve uzun süreli bir kontrat imzalandığını düşündüğümüz zaman ondan sadece bir sezon sonra vazgeçmeleri sürpriz oldu. Üstelik ağır bir sakatlık dönüşü yeterli bir performans göstermesine rağmen. Tabi bunda Tampa da yaşanan yönetim değişikliğinin de payı olduğu yadsınamaz. Revis, düşüşe geçen kariyerine rağmen hala büyük bir potansiyel teşkil ediyor. Bunu çok iyi bilen ligin en zeki franchise’larından New England Patriots ise bu ödüle hayır demeyerek Revis’i resmen havada kaptı. Revis, risk barındıran bir hamle olabilir ama vaad ettikleri ile kıyaslanacak olursa tamamen alınmaya değer bir risk. Özellikle Aqib Talib’i kaybettikten sonra Revis’in gelişi işler yolunda giderse bir upgrade bile olabilir.
Steve Smith
DeSean Jackson ile çok benzer özelliklere sahip olan Steve Smith de Carolina Panthers ile geçen tüm NFL kariyerinin ardından kendisini kapının önünde buldu. Açık sözlülüğü ve kimseden çekinmemesiyle bildiğimiz Smith’in bu olaydan pek memnun olmayışı da malumunuz. Şimdi bir GM gibi düşünecek olursak artık belirli bir yaşa gelmiş ve kontratının hakkını tam olarak veremeyen bir oyuncuyla yollarınızı ayırmak istemeniz anlaşılır bir durum ancak Carolina için bu durum biraz mantıksız karşılanabilir. Steve Smith her şeyden önce bu takımın ruhuydu. Bunu geçtim yıllardır yanına adam bulamadıkları bir numaralı oyuncularıydı ve bu karar verilirken kadrolarında başka wide reciever da kalmamıştı. Newton’ın takımdaki en iyi arkadaşlarından biri olduğunu da unutmayalım Smith’in. Artık yeni durağı Baltimore Ravens olacak ve burada Anquan Boldin sonrası yokluğu hissedilen go-to-guy olamaya çalışacak. Dediğim gibi yaşı ilerlemiş olabilir ancak Smith hala bu ligin en güvenilir ellerinden bir çiftine sahip ve hala verebilecek çok şeyi var…