NFL’de oldukça rekabetçi bir haftanın sonunda tekrar karşınızdayız sevgili okurlar. Evet, bu hafta da ben soruyorum, durun hemen kapatmayın sayfayı. Bu konu hakkındaki şikâyet ve önerilerinizi iletişim bölümünden bildirebilirsiniz. Konumuza dönecek olursak sezona ısınma evrelerini artık geride bırakmış bulunuyoruz ve olayın içine iyice girmeye başladık. Eddie Lacy’nin Vikings karşısındaki patlaması bunu güzel bir biçimde özetliyor, aksine Cristian Ponder ise sezona daha ısınamayanlardan, gerçi kendisinin uzun bir süre boyunca da ısınmasını beklemiyoruz. Bu sezon başından itibaren dikkatimi çeken nokta Thursday Night Football karşılaşmalarının zevkin en ufak zerresinden bile uzak olmasıydı. Geçtiğimiz Perşembe gününe kadar bir tarafın atıp diğer tarafın izlediği, bol çift haneli farklı müsabakalar izledik. Neyse ki Andrew Luk ve J.J. Watt imdata yetişerek haftalar sonra keyifli bir Perşembe gecesi futbolu izlememize vesile oldular. Bu arada aramızda kalsın Watt bir canavar, inanmıyorsanız bir an önce Colts’a karşı performansını izlemelisiniz. Bu, altıncı haftanın başlangıç maçıydı, dolayısıyla bizim bu yazıdaki konumuzun dışında. Geçtiğimiz hafta oynanan maçların özelliği ise birbirine çok yakın maçlar (Jets’i ayırıyorum) ve müthiş geri dönüşler izledik. Cleveland Browns, dile kolay 25 sayılık bir geri dönüşe imza atarak tarihine pozitif bir kaç şey eklemiş oldu. Brian Hoyer takımı sırtına koymuş gidiyor, bu Johnny Football’un sahneye çıkışını bir sezon erteleyecek gibi. Manziel demişken Browns’ın ilk tur seçimleri bir sezon daha takıma katkı yapmaktan uzak. İlk tur seçimlerinden Manziel bir kaç play dışında saha yüzü göremezken cornerback Justin Gilbert ise geçtiğimiz hafta benche çekildi ve formasını draft edilmeyen çaylak K’waun Williams’a kaptırdı. Klasik Browns hikayesi.
Hazır draft demişken konumuzun biraz dışına çıkmak istiyorum, sizlere biraz Todd Gurley’den bahsedeceğim. Geçtiğimiz haftaya damga vuran olayların belki de en büyüğü Georgia Bulldogs’un yıldızı Gurley’nin takımdan süresiz uzaklaştırılmasıydı. Gurley de kim derseniz şöyle kısa bir açıklama yapabilirim; Adrian Peterson’dan sonra gelmiş en iyi running back potansiyeli parçası. Gurley, tam da NCAA’de fırtınalar estirirken, Trent Richardson’dan sonra ilk tur hatta ilk on içinde seçilmesine kesin gözüyle bakılırken, Heisman yarışında ilk sırada giderken NCAA tarafından kendisine açılan soruşturma sonucu oyun dışı kaldı. Soruşturmanın nedeni ise herkesin yıllarıdır dem vurduğu saçma NCAA kuralı; oyuncunun kurallara aykırı olarak maddi kazanç sağlaması. Okulların spor programları milyon dolarları ceplerine indirirken bu çocukların aldığı beş kuruş bile ceza almalarına yetiyor. Son dönemde Gurley için büyük kampanyalar başlatıldı ve yukarıda bahsettiğimiz Johnny Manziel de bu kampanyalara destek veriyor. Eğer Gurley soruşturma sonunda ceza alırsa NCAA kariyeri sona erecek. NFL yetkilileri ise bu cezanın Gurley’nin NFL geleceğini hiç etkilemeyeceğini söylüyorlar. Gelecek günlerde neler olacak göreceğiz, biz en iyisi haftanın gündemine, yazarlarımıza dönelim.
Philadelphia Eagles hücumunda son iki haftadır gözlemlenen büyük bir düşüş söz konusu. Eagles bu bahsi geçen iki maçı da kazandı ancak bunu special team ve defansın ürettiği skorlara borçlular. Son iki haftada hücum dışı beş touchdown bulan ve hücumda çok etkisiz kalan Eagles’ın bu düşüşünün nedeni nedir? NFL takımları sonunda Chip Kelly’nin durdurulamaz hücumunun sırrını çözdü mü dersiniz?
Berk Orkun: Öncelikle belirtmek gerekirse hala Eagles hücumunun tamamıyla çözümlenebildiğini düşünmüyorum ama akıllı birkaç defansif koordinatör ciddi şekilde yavaşlatmanın yollarını buldular. Bunlardan en önemlisi LeSean McCoy’un rush route’larının saptanması ve daha çok defansif lineman’in bu noktaları kontrol etmesi oldu. McCoy geçen sene ilk beş maç sonucunda dokuz kez 20 yard üstü koşu yapmışken bu sayı şu an yalnızca bir. Bir diğer konu ise DeSean Jackson’un ayrılmasıyla eli daralan Nick Foles’un yine koordinatörler tarafından “durumsal çözümlemesinin” aşağı yukarı yapılması. McCoy’un silahlarının yetersiz kalmasına alışık olmayan Foles ciddi şekilde tökezliyor ve tahmin edilebilir hale gelmeye başlıyor. Şu an bu iki temel sorun dinamikler dinamiği Eagles hücumunu yavaşlatmışa benziyor.
Oktay Çavuş: Aslında elindeki kadroya rağmen bu sezon Eagles iyi gidiyor. Grubunda Cowboys ve Giants gibi iki dominant takim olduğunu da düşünürsek. Bu hafta oynayacakları maçın sonucu gruptaki durumları bakımından bize daha net bir yorum yapmamız için olanak verecektir. Eagles’in sorunu coaching değil. Super Bowl oynadıkları yıl da, özellikle tamamı Pro Bowler olan secondary’leri ve defans takımının başarısıydı. Ancak yaşanan sakatlıklar ve kısıtlı kadro derinliği gibi iki büyük handikapları var. Bu durum her zaman için de böyle oldu. Darren Sproles’un hem rushing’de hem de receiving’de ikinci sırada olması da bunun göstergesi. Foles kısıtlı yeteneğe sahip bir oyuncu. Çok genç ve bu yeteneklerini geliştirebilir. Ancak şuan efsane bir hücumu sırtlanabilmekten çok uzak. Yükünü paylaşabilecek desteği de çok fazla değil. Eldeki malzeme ile bundan daha fazlasını ummak haksızlık. Yine de zamanla hem bireysel anlamda, hem takım oyunu olarak daha iyi olacaklarını düşünüyorum.
İzge Can Günal: Chip Kelly NFL’de en çok takdir etiğim ve oynattığı oyunu en çok beğendiğim koç ama her hücum savunmalar onları çözene kadar işler. Eagles’ın rakiplerinin savunma koordinatörleri sezonun ilk haftalarda özellikle Colts’un yaşadığı korkudan kurtulup saha sakin düşünmeyi başardılar, özellikle McCoy, Sproles ve Ertz gibi tehditlere karşı linebacker’larını nasıl kullanmaları gerektiğini çözdüler. Şu aşamada Eagles hücumu konusundaki en büyük izlenimim Nick Foles’un checkdown’larını kullanamayınca yetersiz kaldığı yönünde. Ancak Eagles’ı bu kadar yükselten Foles değildi, Kelly’ydi ve Eagles hücumunu toparlayacak olan isim de o. NFL’de bunu yapabilecek bir isim varsa o da Chip Kelly, Eagles’ın playoff’lara kadar düzeleceğine şüphem yok.
Kaan Özaydın: NFL’de çözülmeyecek hücum yok. Wildcat de çözüldü, read option da çözüldü, Kelly’nin spread’i de çözüldü. Hatta Kelly’nin sistemi geçen sezonun ortalarında çözülmüştü ancak ne zamanki Michael Vick yerine ilk 11’e Nick Foles girdi, Eagles o zaman playoff’lara uçtu. Bir önceki sezon forma giydiğinde gayet averaj bir performans sergileyen Nick Foles, geçen sezon MVP’lik bir performans sergilemişti. Hatta Peyton Manning’in kariyer sezonu söz konusu olmasaydı MVP ödülü Nick Foles’a gitmeliydi. Ancak bu sezon Foles, geçen yılki insan üstü performansının çok uzağında ve bence esas sorun da bu. Eğer Foles işleri biraz daha rayına oturtabilirse (Tabii kimse ondan geçen sezon olduğu gibi 119.2 QB reytingi beklemiyor) Philadelphia Eagles taraftarlarının kafası biraz rahatlayacaktır. Yine de beş maçta dört galibiyet, özellikle hücumun kötü performans gösterirken, çok daha önemli.
AFC’de herkes Andrew Luck ve onun Colts’unu konuşurken çok göz ardı edilen bir ekip var ki o da San Diego Chargers. Philip Rivers şuanda ligdeki her quarterback kadar ve hatta daha bile olgun oynuyor ve Chargers önüne geleni yıkmaya devam ediyor. AFC West’te Denver Broncos’la birlikte zirveyi paylaşan San Diego Chargers ve koç McCoy geldiğinden beri elit performans gösteren Rivers hakkında düşünceleriniz nelerdir? Chargers’tan sonunda bir Super Bowl görebilecek miyiz?
Berk Orkun: Philip Rivers şu an ligin en iyi performans gösteren QB’si durumunda, eline su dökebilecek bir babayiğit yok, “an itibariyle”. Chargers inanılmaz bir senkronizasyonla oynuyor, Brandon Flowers ile secondary’e çok ayrı bir lezzet kattılar ve receiving corps iyi işliyor. Seahawks’ı başka bir şekilde yenmeleri muhtemelen düşünülemezdi zaten. Super Bowl hakkında konuşmak için hala çok erken, ancak kesinlikle Chargers’ın bu performansıyla orada olmasını isterim.
Oktay Çavuş: Rivers her zaman için yetenekli bir QB oldu. Kotu takımın iyi oyuncusu olmak zordur. Chargers gibi “yıldız”ı olmayan bir takımda, hedef bulamadığı için Gates gibi bir yıldız yarattı. Yine de elindeki malzeme ile çok da fazlasını beklememek lazım. Son yıllar NFL’de OB’lerin değil, DB’lerin yıldızlaştığı yıllar. Bu kadar kaliteli defanslara karsı elinde çok az silahı olan bir oyuncu. Yine de playoff’ların sürpriz takımı olmaya aday olduğunu düşünüyorum.
İzge Can Günal: Philip Rivers şu ana kadar Andrew Luck’tan daha iyi oynadı. Evet, bunu ben söylüyorum. Daha tecrübeli, daha sakin, ne yapması gerektiğini çok iyi bilen bir QB izlenimi verdi şu ana kadar Rivers. Tabii ki çok özel bir yetenek değil, tabii ki ligin yüzü olmayacak ama doğru zamanda doğru kararı vermek bir oyun kurucunun sahip olabileceği en önemli özellik. Super Bowl konusu tartışılır, eşleşmeler belli olmadan playoff’ta neler olacağının tahminini yapmak doğru değil. ANCAK playoff görecekler, sonrası Ocak ayında nasıl bir form yakalayacaklarına bağlı.
Kaan Özaydın: Öncelikle Philip Rivers ile ilgili insanların aklında oluşmuş bir kanıyı düzeltmek istiyorum. Rivers, 2010 sezonuna kadar ligin en iyi quarterback’leri arasında gösteriliyordu. Üst üste iki kötü sezon geçirince adeta unutuldu ve geçen sezon muhteşem bir şekilde geri döndü. Dolayısıyla koç McCoy geldi, Rivers coştu görüşüne katılmıyorum. Sonuçta Rivers, takımına konferans finali oynatmış bir isim. Chargers, sakatlıklardan belini doğrultabilirse evet, Super Bowl şansı var neden olmasın? Hem Rivers’ın dahil da olduğu 2004 NFL Draftı’nın quarterback sınıfından Ben Roethlisberger ve Eli Manning’in toplamda beş Super Bowl’u ve dört yüzüğü varken ona da bir Super Bowl yakışmaz mı?
Cincinnati Bengals’ın büyük maç kazanamaması artık neredeyse Tony Romo geyikleri boyutuna ulaştı. Ligdeki son namağlup takım olarak sahaya çıkan Bengals, prime time’da sorunlarla boğuşan New England karşısında dümdüz edildi. Bengals’ın o zirveye oynayan savunmasından da eser yoktu. Bengals’a Patriots karşısında ne oldu? Bu takım bu sezon da wildcard ötesini göremeyecek mi?
Berk Orkun: AJ Green’in de son antrenmanda sahadan sedyeyle taşınması konusunu da hesaba katarak düşünüyorum da, Bengals için orta yol hiç olmuyor gibi. Sezonun son namaglup takımı olan Bengals için oldukça tartışma yaratan Brady’nin Patriots’una yenilmek bir taban etkisi yaratsa Bengals derinlikli bir ekip, üstesinden gelebilecek seviyedeler. Savunma ekibi konusunda da aynı şekilde. Büyük maç kazanamama sorunu ise biraz olsun Andy Dalton’dan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Wildcard’tan ötesini görme kısmında ise şüphem yok gibi, kısa süreli inişler büyük ödül yolunda önlerinde çok da büyük bir engel teşkil etmeyecektir ama contender etiketi yapıştırabilir miyiz, orada biraz şüpheliyim.
Oktay Çavuş: NFL’de Lions, Browns ve Bengals yönetimlerinin artik şapkayı önlerine koyup ciddi bir karara varmaları gerekiyor. Tampa Bay bile görkemli bir dönem yakalamışken, bu takımlar hiçbir zaman iddia sahibi bile olamadılar. NFL bu sezon çalkantılı başladı. Sorunlar, sakatlıklar, suspension’lar, mahkemeler, vs… Kalkan toz bulutu arasında birkaç takim, fikstür avantajı ile iyi bir seri yakaladı. Ancak toparlanıp, bu seriyi devam ettiremezse, Bengals için kayıp bir yıl daha olacak. Gerçi daha da düşebileceği bir nokta yok, ne de olsa lowest tier takımlardan. Third ya da second tier olmak için ise ortaya koyduğundan çok daha fazlası lazım. Bu sezon wild card’in ötesini görebileceğini düşünüyorum.
İzge Can Günal: Bu medya tarihin en iyi QB’sine bile choker diyor arkadaşlar, rahat. Primetime maçlarının çok büyük bir gösterge olmadığı gibi bir düşüncem var, ne kadar mantıklı tartışılır tabii ama spot ışıklarının takımların oyun düzenini bozduğu kanaatindeyim. Bu yüzden Bengals – Patriots maçını baz alarak takımlara not vermek lüzumsuz bence. AJ Green’in sakatlığı ne durumda, ne zaman ve nasıl geri dönecek, takım buna nasıl ayak uyduracak ona biraz bakmak lazım. Ha tabii primetime’da iş yapamayan playoff’ta ne yapacak derseniz, tamamen haklısınız derim. Bengals wildcard’ın ötesini göremez.
Kaan Özaydın: Cincinnati Bengals, üst üste üç sezondur playoff yaparak büyük bir başarıya imza attı ve aynı şekilde yoluna devam etmeleri gerekiyor. Üst üste üç sezon diyorum, yani Andy Dalton ve AJ Green’in kariyerlerinde daha playoff oynamadıkları sezon yok. NFL’de playoff’lar bildiğiniz gibi tek maç üzerinden oynanıyor dolayısıyla bir takım ne kadar iyi olursa olsun, o maçta işler iyi gitmeyince eleniyorsunuz. Bunun en güzel örneğini geçen sezonki Kansas City Chiefs – Indianapolis Colts eşleşmesinde gördük. Playoff’ta işbu şanssızlıkları yenmek için en önemli şey tecrübedir ve Bengals son üç yılda bu tecrübeyi hayli hayli edindi. Dolayısıyla bu sezon wildcard’ın ötesini görürler, tabii eğer playoff yaparlarsa…
Arizona Cardinals sezonun en talihsiz takımlarından birisi. Sezon başında Daryl Washington, Darnell Dockett gibi isimleri kaybeden sonrasında Carson Palmer’ı da sakatlığa kurban veren Cardinals’ta yedek quarterback Drew Stanton da sakatlandı. Palmer ve Stanton’ın ne zaman dönecekleri belli değilken Cardinals’ın çaylak Logan Thomas ile şansını nasıl buluyorsunuz? Bruce Arians, Thomas’tan da bir yıldız yaratabilir mi?
Berk Orkun: Bruce Arians da Logan Thomas da Virginia Tech Hokies’in starting QB’siydiler, bu yüzden alumni esaslı bir yaklaşım olacağını zaten şimdiden söyleyebiliriz. Thomas izlediğim kadarıyla Hokies formasıyla iyi işler yapmıştı ki bir co-Hokies taraftarı olarak yeterince kendisini izleme fırsatı buldum. Özellikle boyu ve hızlı-uzun bacakları sayesinde averajın çok üstünde bir mobiliteye sahip, read option konusunda kolej seviyesinde Manzielvari bir virtüözdü. Uzun pas oyunlarında çok başarılı ve kuvvetli bir pasör bu da kapalı adamları dahi büyük ölçüde kendisi için pasa açık hale getiriyor. NFL seviyesinde bu özelliklerinin ne kadarını yansıtabileceğini beraber göreceğiz.
Oktay Çavuş: Cardinals için çok da karanlık bir tablo gözükmüyor. Tek ihtiyaç duydukları şey zaman ve buna sahipler. Bu hafta, ligin dibindeki Redskins ile kolay bir maç oynayacaklar. Sistem hücumu oynadıkları için, Thomas da üzerine düşeni gerçekleştirecektir diye düşünüyorum. Yine de, sakatlıklar uzun sureli olursa, playoff’larda fazla şey beklenmemesi gereken bir takım olacaktır. Thomas yıldız olur mu? Bunun için öncelikle “Yıldız” kavramını irdelemek gerekir. RGIII, Tim Tebow ya da Johnny Manziel gibi bir “Yıldız” olmaz, ancak gemisini yüzdürebileceğini düşünüyorum. :)
İzge Can Günal: Bruce Arians, Colts’un 2012 sezonunda playoff yapmasını sağlayan adamdı. Chuck Pagano’nun lösemi olmasıyla takımın başına geçti ve yılın koçu ödülünü kazandı bilindiği gibi. Şüphesiz ki Arians’ın sistemi Colts’taki oyunundan daha farklı, ama bildiğimiz çok önemli -ve kolay kolay vazgeçmeyeceği- bir özelliği var kendisinin: Uzun paslar, dikine hücum, sahayı derinlemesine kullanmak. Çaylak bir QB’nin ilk maçında bunları ne kadar yapabileceği tartışılır, Logan Thomas’ın hiç maçını izlemedim ama tabii. Sonuçta Arians, Palmer ve Stanton’la harikalar yaratmayı başardı ve üç sezonda ikinci kez yılın koçu seçilmeye aday eğer takımı bir şekilde playoff’a taşırsa. İzleyip görmek lazım.
Kaan Özaydın: Logan Thomas’ın 2014 NFL Draftı’nda Blake Bortles, Johnny Manziel, Teddy Bridgewater, Derek Carr ve Jimmy Garoppolo’dan sonra seçilen ilk QB olduğunu belirtmekte fayda var. Bu saydığım isimlerden üçü şuanda starter, diğer ikisinde de uzun vadede beklentiler çok yüksek. Thomas, inanılmaz bir fiziğe sahip ve daha önce tight end de oynamış muhteşem bir atlet ancak kolejde çok vurdum duymaz oynaması ve çok fazla top kaybı yapması zayıf özellikleri. Bunlar da bir NFL quarterback’inde görmek istemeyeceğiniz ilk özellikler. Bruce Arians’ın Thomas’tan nasıl bir NFL QB’si yaratacağını bekleyip göreceğiz. Kendisi hem Peyton Manning ile hem de Andrew Luck ile çaylak sezonlarında çalışmış bir koç ancak Logan Thomas da Manning ve Luck gibi bir ilk sıra seçimi değil. Dördüncü turdan seçilen bir çaylak QB’nin ilk 11’de başlayacak olması her ne kadar heyecan verici olsa da Carson Palmer’ın ve Drew Stanton’ın sakatlıklarının iyiye gidiyor olması şuan için Cardinals adına sevindirici haber niteliğinde.
Cleveland Browns, Tennessee Titans karşısında 25 sayı geriden gelerek maçı kazandı ve tarih yazdı. Browns’ın olumlu anlamda tarih yazmasına pek alışkın değiliz ancak yeni coah Pettine’in takıma mücadele ve hırs aşıladığı kesin. Browns’ın dengeli AFC North’ta sürpriz yapma şansı var mıdır? Brian Hoyer artık formasını hakkıyla aldı diyebilir miyiz?
Berk Orkun: Güzel bir geri dönüştü, tarihi geri dönüşleri hepimiz severiz. Ancak oyunlarında hala tat bulamıyorum, hala umut göremiyorum. Hoyer bence çizgi üstü bir iş yapmadı hala. Evet, Titans bu ligin çizgi üstü savunmalarından biri olarak gösterilebilir ancak gördüğümüz üzere onlar da çizgi altı günler yaşayabiliyorlar. Browns hücumunun çok üst düzey bir performans gösterdiğini -lig standartlarında- söyleyecek olursak bence diğer organizasyonlara haksızlık etmiş oluruz. Diyeceğim o ki, Cleveland taraftarı olsam muhtemelen hala Lebron’un dönüşüne umarsızca seviniyor olurdum.
Oktay Çavuş: Mr. Football’un (Johnny Manziel) NFL style of football ile pek alakası olmadığını hepimiz gördükten sonra, Tebow ve Sanchez’in kariyeri gibi bir kariyeri olacağını söylemek çok yanlış olmayacaktır. Hoyer’in olüsü bile su an en “ihtişamlı” NCAA QB’sinden çok daha iyidir. Bu hafta imkansızı başarıp da Steelers’ı geçmeleri durumunda, ateşten gömlek olan gruptan çıkma şansları olacaktır. İşte o zaman “Browns Football”dan bahsetmeye başlayabiliriz. Masalsı bir comeback victory iyi bir Hollywood senaryosu yazdırabilir ancak hiçbir NFL yazarı bunu çok fazla büyütüp, üzerinde çok fazla yazmayacaktır. Running back’leri West ve Tate olan bir takımda, draft pick trade ile Manziel yerine iyi iki WR alınmış olsaydı, Browns için daha fazla şey yazıyor olabilirdik.
İzge Can Günal: Ligin benim açımdan en büyük sürprizi Brian Hoyer. Browns’ın sezona Steelers, Saints ve Ravens’a karşı rezil rüsva bir performansla başlamasını ve bay haftasında Johnny Manziel’in ipleri eline almasını bekliyordum, Şu an 2-2’ler, ama maçların hepsi o kadar yakın geçti ki 4-0 veya 0-4 olmaları da sürpriz olmazdı. Geçen haftaki gibi mucizevî geri dönüşler uzun vadede şüphe yaratıyor, her hafta bu tarz geri dönüşler yaşamayı bekleyemezsiniz (elinizde Andrew Luck yoksa). Cleveland’da formanın sahibi kesinlikle Brian Hoyer. Pistol formation ve read-option hücumu sadece koçlar onları savunmayı öğrenene kadar o kadar büyük bir etki yaptı, tıpkı wildcat’in başına gelenler gibi. Manziel çok büyük bir yetenek, çok büyük bir “winner”, evet, ama görünüşe göre kendi oyununu oynamaktansa NFL stiline ayak uydurması gerekecek. Soru bunu yapıp yapamayacağı. (Her soruda bir noktada Colts geyiği yapmayı başardım, çok mutluyum.)
Kaan Özaydın: O formanın gerçek sahibi zaten sezon başlamadan hatta draft öncesi Brian Hoyer idi. Geçen sezon formayı kapıp ilk 11 başladığı maçlarda takımının hiç yenilmemesi ve oldukça iyi performanslar sergilemesinin, üstüne Ohio’lu olması eklenince “Cleveland yıllardır aradığı QB’yi buldu” tarzı hikâyelere sebep vermişti ki, Hoyer sakatlanıp sezonu kapattı. Sonrası malum, Browns nedense Johnny Manziel’ı draft etti, basın çılgına döndü ve Cleveland’da suni bir QB savaşı başladı. Hoyer şuan için belki muhteşem oynamıyor ama bu ligde herkes bir Brady herkes bir Rodgers olacak diye bir kural yok. Maç kazanmak Browns taraftarlarının en çok hasret kaldığı şey. Kalburüstü bir savunmaya ve güçlü bir koşu oyununa sahipler ve mevcut durumda onları başarıya götürecek isim, ilk beş haftada gördüğümüz gibi, Brian Hoyer.