Senenin tadı yok sevgili NFLTR.com okurları… İsmail adında bir kitap vardır, bilge bir gorili anlatır kitap. Gorilin yaşantıları, insanın süreci, insanın insanlık sürecinden geçerkenki sancıları. “Öğretmen öğrencilerini arıyor” mottosu ile anlatılır tüm bunlar. Ne yazık ki, şanlı şöhretli Chicago Bears, kendine iyi bir öğretmen bulamadı bu sezon içinde.
Sakatlıklara değinirdim ama canım sıkkın istemiyorum. Doğrudur, linebacker pozisyonunda artık ismini bilmediğim oyuncular oynamakta sakatlıklardan ötürü. Doğrudur, cornerback için pek kalifiye olmayan elemanlara da kaldık, safety pozisyonu zaten içler acısı. Yine de bu kadar aciz duruma düşülmesinin nedenleri değil bunlar.
Hafta içinde, Bears tarihinin önemli oyuncularından Brain Urlacher, Jay Cutler’ın kontratı haricinde elit bir QB olmadığını söyledi, takıma eleştiri getirdi. Ertesi gün Cutler’a basın toplantısında bu soru sorulduğu zaman sessiz kalmayı tercih etti, biz aciz Bears taraftarları bekledik ki “yanıtı sahada veririm” durumu olsun, oldu zira, Cutler yanıtını sahada verdi, maçın başında bir interception attı, fumble yaptı, çöp zaman içinde de üç TD pası atarak istatistiğini şenlendirdi.
Chicago Bears, tamamıyla pas mentalitesine sahip olur da, bu geminin dümeninde Jay Cutler bulunursa neler oluyor görüyoruz. Takımın içinde bilhassa Brandon Marshall’ın artık dillendirdiği çatlaklar, takımın ileri gidemeyeceğinin önemli bir göstergesi.
Biraz Türk sporsever mantığıyla mı düşünüyorum bilemem, ancak geçtiğimiz hafta Percy Harvin takasına baktığım zaman, sanki Brandon Marshall’ın da ikinci ve üçüncü tur hakları karşılığında alıcısı çıkar gibi geliyor bana, takımdan gönderilse bir nebze hem kendisi için iyi olur, hem takımın geleceği açısından fena bir hamle sayılmaz zira. Aslında gitmesi gereken adam Cutler ancak geçtiğimiz yaz ü. yılı garantili yedi yıllık ve 120 milyon dolarlık kontratı ile onu alacak takım pek çıkmaz. Cutler’ın kontratını Joe Flacco’nun kontratı ile karşılaştıranlar ve normal olduğunu söyleyenler de var, kendilerine sesleniyorum, Flacco’nun parmağında bir şampiyonluk yüzüğü, geçtiğimiz sezon hariç her sezon Ravens’ı playoff’a sokan bir başarı karnesi var. Neden bahsediyorsun ey ahali!
Tabi ilk yarının bitimine iki dakika kalmasından itibaren üç defa TD yedikten sonra maçın pek tadı tuzu kalmıyor, çöp zaman oyuncuları kendilerine pek bir süre buluyorlar, ayrıca öyle olmasa bile Brandon Marshall’a 10 kere pas atmayı deneyip de üçünde başarı sağlamak nedir arkadaş ?
Tom Brady’nin 30/35 pas oranı tutturması neyle açıklanacaktır?
Rob Gronkowski’nin üç TD pası tutması, yaklaşık 150 yard pas alması nedir?
Bunların neyle açıklanabileceğini anlatan çıkar mı ki?
Bir öğretmen lazım bize, Marc Trestman’ın mantalitesine sahip olmayan, oyuncuları sadece sevgi sözcükleri ile maça hazırlamayan (arada bir güzel fırçasını da çekebilecek), teknik ekibini iyi kuran, mümkünse defans takımını, defans koordinatöründen başlayarak yenileyecek bir öğretmen lazım. Marc Trestman bu gömleği giyebilecekse diyecek bir şey yok, ha giyemiyorsa sezon sonundaki “kara Pazartesi” kendisine de vurabilir.
Ayrıca maç 25 sayı farkta iken sack kutlaması yapan, bu kutlama esnasında sakatlanan Lamarr Houston’a da selam olsun.
Haftaya bay geçeceğimiz bir haftanın olması iyi gelecek, zira Bears takımı bir hafta gözlerime dinginlik kazandıracak, daha iyi takımların daha kaliteli geçen maçlarını takip etme şansına erişeceğim. Ha şu da var, Bears’ı yerden yere vurup da vazgeçecek değiliz, insan sevdiğini eleştirir.
Görüşmek üzere…