“Hemen Gary’yi ara!” Bir akşam yemeği sırasında Breno Giacomini’ye Mısır’da futbol kampı yapma fikrini açan Ahmed Awadallah’ın aldığı yanıt tam da buydu.
For the English language version please click here.
Mısır’daki politik gerilim yüzünden kamp gerçekleşemedi ama Gary Barnidge, Ahmed Awadallah ve Breno Giacomini’nin çabalarıyla bu fikir gelişip Amerikan Futbolu’nun küresel olarak yayılmasını amaçlayan uluslararası bir dizi kampa dönüştü.
İlk iki kamp Çin ve Brezilya’da yapıldı ve bu yıl hedef İstanbul’du. Sporu geliştirmek için gerçekleştirilen koç ve oyuncu klinikleri ve yaymak için yapılan basın organizasyonlarından sonra 2015 yılının American Football Without Barriers (Sınır Tanımayan Amerikan Futbolu) organizasyonu yetersiz imkanlara sahip çocuklar ve Engelli Olimpiyatları ile uluslararası sosyal sorumluluk projelerini de ele aldı.
27 Mart’taki basın toplantısından sonra AFWB hakkında soru sormak için üç kurucusundan biri olan Gary Barnidge ile bir röportaj yaptım.
“Hey yıl biraz daha büyümeye, farklı yerlere gitmeye çalışıyoruz,” diyor Barnidge. Çin, Brezilya ve Türkiye coğrafi olarak epey farklı yerlerde. AFWB Asya, Güney Amerika ve Avrupa’ya gitti, peki ya Afrika?
“Afrika ülkelerine de gitmeye çalılıyoruz. Olay şu ki oralarda birilerinin bir şeyler yapmış olması gerekiyor. Çünkü eğer sporu hiç bilmiyorlarsa geliştirmek çok zor oluyor. Çin’de ekipmanlı altı yedi takım vardı. Brezilya’da biraz daha yerleşikti, daha fazla takımları vardı.
Türkiye’nin şu andaki seviyesinin dengeleri nasıl değiştirdiğini sordum. “Araştırmamızı yapıyoruz. Konuştuk, neler yapacağımızın ve bunları nasıl yapmak istediğimizin pazarlığını yaptık. Yapılanların geçmişine, neler kurduklarına, nasıl yürüdüğüne bakıyoruz, ve burada epey gelişme olduğunu biliyoruz. Heyecanımızın sebebi de buydu.”
AFWB ile Türkiye’ye gelen 12 NFL oyuncusu büyük sevgiyle karşılandı. İTÜ’nün muhteşem tesislerinde yapılan iki günlük idmanlarda Türkiye’de oynayan oyuncular en sevdikleri futbolcular ile idman yapma ve taraftar coşkularını sergileme fırsatı buldular. Peki, futbol dışındaki insanlardan, özellikle dini açıdan yabancı tepkisi gördüler mi?
“Bizim herhangi bir dini boyutumuz yok. Kimsenin dinine olumlu ya da olumsuz bakmıyoruz. Tarafsızız. Gençler, özellikle de kısıtlı imkanlara sahip gençler ve futbolla ilgili bir şey bu.”
Gerçekten de böyle, ve futbol’un yurtdışında Amerikan kültürü’nün ne kadar büyük bir sembolü olduğunu düşünürsek bunu neden bu kadar vurguladıklarını da anlayabiliyoruz. Bu sporun aynı zamanda sertlikle ilgili bir ünü var ve bazı oyuncuların da saha dışında başlarının derde girebildikleri biliniyor. AFWB’nin kampa uslu çocukları getirme gibi bir prensibi var mı?
“Biraz öyle,” diye yanıtlıyor Barnidge. “Ancak saha dışında yaptıkları her şeyi de göz önünde bulunduramazsınız. Bu işin bir kısmı da, insanların hata yapabildikleri. İnsanlar yaşamlarında her gün hata yaparlar, ama hepimiz ikinci şans verilmesine inanıyoruz. Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.”
Peki, ya daha ilk şansı elde edemeyenler? Basın konferansında bazı gençlerin Amerika’da kamplara davet edilmesi, ve bu kampların burs olanağına dönmesi ihtimali konuşulmuştu. Amerikan Futbolu antrenörleri (AFAD) kurucu üyelerinden olduğum için, Türkiye’deki genç koçların da aynı fırsata sahip olup olamayacaklarını bilmek istedim.
“Açıkçası bu konuda bir çalışmamız olmadı, daha çok genç oyunculara odaklandık. Ama aslında önemli bir şey olabilir. Bu, NFL’de hep yaptığımız bir şey. Nasıl çalıştıkları görmek için üniversite koçlarını getiriyorlar. Staj gibi bir şey. Bence çok güzel bir fikir. Bu söylediğiniz şeyi gündeme getireceğim.”