Breno Giacomini ile yaptığımız röportajın ardından ertesi gün, 28 Şubat Cumartesi günü İTÜ Stadı’nda gerçekleşen on-field etkinliklerinde Cleveland Browns’un Pro-Bowler tight end’i, Jordan Cameron’ı, Görkem Şahinoğlu ile birlikte kale önünde kıstırarak organizasyonu, hayatını ve NFL’i sordulak. Bakalım ortaya neler çıkmış…
For the English language version please click here.
Görkem Şahinoğlu: Üç gündür Türkiye’desiniz. İstanbul’u nasıl buldunuz?
Cameron: Bayıldım! Çok güzel bir şehir. Buradaki tarihi, kültürel dokuyu ve aynı zamanda modern şeyleri bir arada görebilmek gerçekten eşsiz. Buraya benzeyen bir yerde hiç bulunmamıştım. Burada olduğum her saniyeden keyif alıyorum.
B.O.: Bu İstanbul’a ilk gelişin değil mi?
Cameron: Evet, ilk kez geldim.
B.O.: Ama sanıyorum ki bu son kez olmayacak?
Cameron: (Gülüyor) Kesinlikle bir gün yeniden gelmek isterim. Bu şehir muhteşem.
B.O.: Hadi biraz organizasyondan söz edelim. AFWB’yi üç yıl içinde nerede görüyorsun… Yani 10 yıl içinde, üç yıl çok kısa bir süre.
Cameron: AFWB’nin amacı tüm dünyada Amerikan futbolunun bilinirliğini arttırmak. Her sene farklı bir yere, farklı bir ülkeye gidiyoruz ve gittiğimiz her ülkede bunu yapmaya çalışıyoruz. Gittiğimiz her ülkenin de çok iyi şeyler yapmakta olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerde Amerikan futbolunun popülerleştiğini gördük ve daha da büyümesini istedik. Bildiğin gibi şimdi Londra’da da maçlar düzenleniyor.
B.O.: Bu çok büyük bir adımdı gerçekten.
Cameron: Bu işi böyle yapmak zorundasınız. Adım adım ilerleyeceksiniz, bu tür şeyler bir gecede olmuyor. Bence bizim burada olmamız da inanılmaz büyük bir adım. Bu spora kalkıp buralara gelecek kadar değer verdiğimizi göstermek çok önemliydi.
B.O.: İstanbul’da ne zaman bir NFL maçı izleyeceğiz?
Cameron: Çok güzel soru! (Gülüyor.) İki sene içinde diyemem, 10 sene içinde de diyemem, asla bilemezsiniz. Bu bir süreç. Elbette şu anki hedefimiz ilerleyen senelerde bir Türk oyuncunun üniversite seviyesinde Amerikan futbolu oynamak için Amerika’ya gelmesi, en büyük hedefimiz ise NFL’de bir Türk oyuncu görmek.
B.O.: Bunu gerçekten biz de çok isteriz.
G.Ş.: Biraz da iş konuşsak olur mu?
Cameron: Tabii ki, soruları duyalım bakalım!
G.Ş.: Bu yaz serbest oyuncu statüsüne geçiyorsun. Senin için sıradaki durak neresi?
Cameron: Bu konu hakkında şu an pek bir şey yapamam. Hepimiz bekliyoruz. Serbest oyuncu pazarı 10 Mart’ta açılıyor ve o zamana kadar net olan bir şey olacağını sanmam. Menajerim takımlarla görüşüyor. Birçok şey oluyor şu anda fakat bunlar çoğunu kontrol edemiyorum. Bu yüzden ne olup biteceğini hep beraber göreceğiz.
G.Ş.: Tahmin ediyorum ki seni isteyen çok takım var?
Cameron: Öyle umuyorum! (Gülüyor)
B.O.: Bu sezon gerçekten çok iyi oynadın. Hepimiz gerçekten seni izlerken zevk aldık. Fakat açık konuşmak gerekirse biz pek de Browns taraftarı sayılmayız. Aslına bakarsan ben Redskins’i tutuyorum.
Cameron: Wow wow wow… (Gülüyor)
B.O.: Ama elbette seni Niles Paul’un yerine almak isteriz!
Cameron: (Gülüyor) Buna cevap verebilir miyim bilmiyorum, başım belaya girebilir…
Cameron: Onun rolü daha çok birlikleri denetlemektir.
B.O.: “Koç koçluk yapar, head koç liderlik” diyorsun.
Cameron: Kesinlikle, koç lider olmalıdır. Pettine işleri nasıl yoluna koyacağını iyi bilen biri ve inanılmaz bir koç. Pettine’i seviyorum, bence kendisi bu iş için doğru adam ve bence Browns’ın geleceği için de çok doğru tercihler yaptı.
B.O.: Bunu duymak güzel. Sıradaki soru NFL’in lig politikalarıyla alakalı. Yeni beyin sarsıntısı protokolü hakkında ne düşüyorsun?
Cameron: Bence lig yönetimi protokol ile oyuncuları korumaya çalışıyor. Kuralları adım adım uyguluyor ve oyuncu sağlığının diğer şeylerden daha önemli olduğunu biliyor. Bugünün futbolunda oyuncular artık daha büyük, daha hızlı ve daha güçlü. Bu yüzden kuralları da güncellemek ve bu güncellemelere de saygı duymak zorundasınız. Bence bu biz oyuncular için yararlı bir protokol.
B.O.: Aynen öyle. Her sene daha da pas oyununa dayanan bir futbol görüyoruz. Bu görüşe katılıyor musun?
Cameron: Evet. Şu an ligdeki QB’ler gerçekten inanılmazlar, çok yüksek seviyede performanslar ortaya koyuyorlar, playbooklar ve kat oyunları daha da kompleksleşiyor fakat buna da ayak uyduruyorlar ve bu da pas oyununu insanların görmek istediği şey haline getiriyor. Biliyorsunuz ki günün sonunda faturaları ödeyenler taraftarlardır ve onların görmek istediği şey olur.
B.O.: Güzel bir noktaya değindin. Sence QB maaşları olması gerekenden daha fazla mı kabarık yoksa bu paraları hak ediyorlar mı?
Cameron: Bence başlıca isimler hakediyor. Peyton Manning, Tom Brady gibi adamlar takımlarına inanılmaz getirileri olan isimler. Onlar olmadan Broncos veya Patriots bildiğiniz takımlar olmazdı. Bu yüzden bu paraları bu adamlara ödemek zorundasınız. (Gülüyor)
G.Ş.: Peki oynadığın QB’ler hakkında ne düşünüyorsun?
Cameron: Hangileri? Çok fazla QB ile oynadım! (Gülüyor.)
B.O.: Bir de Browns’dan bahsediyorsak…
G.Ş.: O zaman şöyle sorayım: Hoyer mı Manziel mı?
Cameron: İkisi de çok iyi oyuncular. Johnny daha çok genç ve gelişmek için oldukça zamanı var ve umarım bunu başarır. Brian artık emektar oyuncu olarak anılabilir, gelecek sene nerede olacak bilmiyorum fakat umarım onun için herşey güzel olur.
G.Ş.: Browns bugün Josh McCown ile sözleşme imzaladı.
Cameron: Evet, biliyorum.
B.O.: Onun hakkında ne düşünüyorsun? Josh sana geri dönmek için bir sebep verebilir mi?
Cameron: Açıkçası onu pek de iyi tanımıyorum. Pek de fazla izlemedim fakat açıkça görülüyor ki uzun zamandır birilerine liderlik ediyor ve çok tecrübeli. As QB olarak olsun, genç oyunculara yön gösterecek biri olarak olsun takıma çok yardımcı olacaktır.
B.O.: Öyleyse biraz da kişisel yaşamından konuşalım. Fazla derine girmeden elbette…
Cameron: (Gülüyor) Hadi bakalım!
B.O.: Hayatın boyunca kimi kendine idol olarak aldın?
Cameron: Ailem, babam, annem. Hepsiyle çok yakınım. Babamın ne kadar çok çalıştığını ve iş etiğine ne kadar saygı duyduğunu görerek büyüdüm. Sanırım babam olmadan şu an olduğum kişi olamazdım.
B.O.: Gerçekten harika. O zaman şimdi biraz zor bir soru geliyor. Sence gelmiş geçmiş en büyük NFL oyuncusu kim ve neden?
Cameron: Kim ve neden mi? Wow, bu gerçekten çok zor bir soru oldu. Bilmiyorum, gerçekten inanılmaz oyuncular var, hepsi büyük işler yaptılar bu yüzden bu soru cevaplaması çok zor bir soru.
G.Ş.: Pozisyonun için örnek aldığın biri var mı?
Cameron: Elbette, Gary Barnidge! (Gülüyor)
B.O.: Onu bundan haberdar edeceğim. (Gülüyor) Seni daha fazla tutmak istemiyoruz bu yüzden bu soru son sorumuz olacak. Bir NFL oyuncusu olmanın en kötü yanı nedir?
Cameron: En kötü yanı? Sanırım aileden uzak olmak en kötü şey olsa gerek. Demek istediğim bu yalnız kaldığınız bir süreç. Gençken ailenizden ayrılıyorsunuz. Sabah 7’den Akşam 7’ye çalışıyorsunuz ve pek de dışarı çıkmaya vaktiniz olmuyor. Dışarıdan görüldüğü kadar ihtişamlı bir şey değil aslında ama NFL’in bana ve aileme de neler kazandırdığını inkar edemem ve bence bu da inanılmaz bir şans.
B.O.: Bu gerçekten muhteşem. Bu konuşmayı yapabildiğimiz için gerçekten çok mutluyuz, gerçekten bizim için tarifi imkânsız oldu. Öyleyse beraber birkaç fotoğraf çekilelim ve bu konuşmayı böylece sonlandıralım…