NFL’de normal sezon dahilinde takımınız kötü gidiyor da olsa bir şeylerin ispatlanması açısından her karşılaşma değerlidir. Sezona 0-3 ile başlayan Chicago Bears da Pazar günü Oakland Raiders’ı Soldier Field’da ağırlarken muhtemelen aynı mantalite ile sahaya çıkmıştı, sezon ilk üç maçta çöpe atılmış, sakatlıklarla boğuşan bir kadro üzerine takımın önemli isimlerinden ve muhtemelen geleceğin Hall of Fame oyuncusu Jared Allen, Panthers’a takas edilmiş, bir diğer linebacker John Bostic de yine altıncı tur hakkı karşılığında Patriots’ın yolunu tutmuştu.
Yapılan hamleler muhtemelen geride kalan oyuncu grubuna da bir gözdağı içeriyordu. Hafta içinde bolca Matt Forte dahil Bears’ın her oyuncusu için tekliflere açık olduğu yazıyordu. Elde avuçta kalan çok da beklenti inşa edilemeyecek takım dağılmak üzereydi. Jay Cutler alışılageldiği üzere bir interception’dan sonra rakip oyuncuya müdahale etmek için sakatlanmış ancak ne zaman döneceği konusunda belirsizlikler yaşanmıştı. John Fox’ın oyuncular tarafından kabul görmediği, sevgi böceği Marc Trestman sonrasında ağzı pis yaşlı kurdun soyunma odasında sorunlar yaşadığı medyaya yansıyordu. NFL’in hali hazırdaki en genç GM’i Ryan Pace’in de bu iş için doğru adam olup olmadığı tartışılıyordu. Tüm bunların bir hafta daha ötelenebilmesinin tek bir yolu vardı, galibiyet.
Yeni bir yapılanmayla hareket eden Oakland Raiders da takımın taşınıp taşınmamasına dönük olarak yapılan yorucu bir ölü sezondan çıkıp, normal sezona beklentilerin de ötesinde başlamış, Derek Carr, Amari Cooper ve eski birinci tur seçimi Michael Crabtree’nin hücumu sürüklemesi, Khalil Mack gibi genç, Justin Tuck ve Charles Woodson gibi ligin tozunu yutmuş savunma çekirdeğiyle de ilk üç karşılaşmada 2-1 derecesiyle geçilmiş, hücumları dillere destan olmuştu.
Karşılaşma öncesinde Jay Cutler’ın sahaya çıkacağı haberi ibreyi hafif de olsa Bears’a döndürüyordu. Rekabet açısından keyifli bir maç olmasına rağmen oynanan oyun ise her iki taraf için de hayal kırıklığıydı. Karşılaşmanın henüz ilk devresinde center pozisyonunda görev alan Will Montgomery’nin sakatlık geçirmesinin ardından, daha önce bu pozisyonda oynadığına şahit olmadığım Matt Slauson center pozisyonuna yerleşti. Birkaç snap’te hata yaptı ve yaptığı bir hata da Jay Cutler’ın topa sahip olamayıp fumble yapmasıyla sonuçlandı. Yedek olan ve 2015 draft’ının üçüncü tur seçimi, Oregon çıkışlı Hroniss Grasu’nun bir sakatlığının olup olmadığına merak edip baktım, kadroda yer aldığını görünce neden ona şans verilmediğini anlamlandırmaya çalıştım ancak bu zihinsel süreçten bir şey çıkaramadım. Tek yorum, Bears’ın “ille de galibiyet” parolasıyla maça çıkıp, John Fox’ın da tecrübeli bir isme sırtını dayama isteği olarak yorumlanabilir belki de.
Aslında Bears’ın karşılaşmayı kaybetmesi için maçı izlerken bolca dua ettiğimi de itiraf etmem gerekir. NFL’de dediğim gibi normal sezon zaten kısa olduğu için ve takımların da hala göstermek istedikleri birşeyler olacağından ötürü rahat rahat maç kaybetmek, genç oyunculara şans vermek gibi kavramlar pek yakın duran şeyler değil. Daha da açıklamak gerekirse “tanking” olayının NFL için pek de geçerli olduğunu söylemek zor. Karşılaşmayı Bears Robbie Gould’un alan golüyle kazanmasına rağmen “Bears’ın hakkı olan bir maçtı” demek gerçekten zor, “maçın hakkı beraberlikti” demek de abes olacağından keşke Raiders kazansaydı diyebilirim mesela.
En azından Raiders taraftarlarının heyecanlı olabileceği bir şeyler var. Genç QB, genç yıldız adayı WR, gelişime açık RB, defansta zamanla “benim” diyen üç-beş isimden biri olabilecek bir “edge” oyuncusu. Bears taraftarı ise planlarını ancak 2016 draft’ının sonrasına ertelemek zorunda, üst sıralardan seçilecek bir QB (ki tutup tutmayacağı onun da muhakkak değil) , doğru ölü sezon hamleleri ve çok fazla şans verilmemesi gereken bir koç var elde.
Geçen hafta üstünden kısaca geçtiğim Jared Allen olayına gelirsek, Panthers için, Allen için ve Bears için en hayırlısının bu olduğunu düşünüyorum. Hiçbir şekilde takıma adapte olamamış, 3-4 sisteminde bocalayan, takımda mutsuz olduğunu da sonrasındaki açıklamalarından anladığımız bir oyuncu için atlıncı tur draft hakkı, en azından bir altıncı tur draft hakkıdır. Kontrat meselesine çok değinmek istemiyorum ancak Allen, 11 küsür milyon dolarlık kontratının 11 milyonunu zaten sezon öncesi kampta bonus olarak cebe indirdi, bu demek oluyor ki Panthers’dan sadece bu kontratın küsuratı çıkacak, zira onlar da ihtiyaç duydukları bir oyuncuya pek de ucuzundan sahip olmayı başardılar. John Bostic ise 2014 senesinde ikinci turda draft edildikten sonra 19 maça starter olarak başlamasına rağmen pek de bir varlık gösterememişti. Chicago Bears takımı, linebacker pozisyonunda tarihinde çok önemli isimleri barındırdığı için (bkz. Urlacher ve Butkus) hep Hagi sonrası 10 numara arayan Galatasaray konumunda hissediyorlar kendilerini, zamanla o bölgeyi lig standartlarında dolduracak bir oyuncu bulunduğu zaman bunla yetinmeyi de bilmek gerekecek gibi…
Bears izlerken açıkçası rakiplerin durumuna daha çok bakar oldum bu sezon. Raiders’ın geleceği parlak, 2001’de Patriots’a karlı havada Adam Vinatieri’nin alan golüyle kaybettikleri maç sonrasında bir türlü belini doğrultamadı takım. Kötü sezonlar, kötü koçlar ve kötü hamlelerle altlarda hep yer aldılar fakat şanslarının döneceği, yüzlerinin güleceği sezonlar da uzakta değil artık.
Adam Vinatieri demişken, Pazar günü Jags karşısında alan golüyle takımına galibiyet getirmesi, her ne kadar Luck sakat olsa bile Matt Hasselbeck ilk 11’de başlasa bile sezona çok yavaş girdiklerinin üstünü örtmüyor. Geçtiğimiz hafta Titans karşısında da uzatmada gelen bir galibiyetleri vardı, Pazar günü oynanan maçta da Jaguars kicker’ı iki alan golü şansını da tepince maçı kazanmayı bildiler. Sanırım benim açımdan, oynadıkları futbol özelinde sezonun en çok beklentilerin altında kalan takımı diyebiliriz onlar için. Ha, bir de Hard Knocks ile sezonumuzu şenlendiren Texans hakkında da aynı görüşe sahip olduğumu söyleyebilirim, gerçi onlar iyi olmayışlarını sezon dereceleriyle de göstermiş bulunmaktalar. (Son ekleme de buraya Dolphins olacak, ben bu kadar koşuşuz hücum eden, takımda sanki bir Brady, Manning gibi bir QB varmış gibi davranan, her şeyi pas üstüne yapmaya çalışan, olmayıp onu da eline yüzüne bulaştıran takım görmedim. Londra da görmemişti muhtemelen daha önce, bu hafta onu da görmüş oldular).
Son olarak John Fox’a bir de ricam var, Matt Forte iyi adam, güzel adam, artık o da bir Bears efsanesi oldu oynadığı yıllarda da bir oyuncunun üstüne bu denli yük bindirilmez. Trestman dönemine göre hala değişmeyen bir şeyler varsa Forte’nin hem pas alması, hem koşması, hücumu neredeyse sadece kendinin şekillendirmesi. Yazıktır.
Sevgili NFLTR.com okurları, sezon ilerledikçe ilk haftaların “takım olamama-hazır olamama” hataları geride kaldıkça, yıldızlar kendilerini daha bir parlatıyor, iyi takımlar birkaç adım öne çıkmaya başlıyor, kötüler ise önlenemez dibe vuruşlarını sonuna kadar yaşıyorlar. Lig kızışıyor, kimin nerede pozisyon alacağı hafiften şekillenmeye de başlıyor. Sezonun keyfini NFLTR.com’dan takip etmeye, sezonun getirisi bolca takım değerlendirmesi okumaya devam edin derim. Haftaya Kansas City deplasmanından ve muhtemel Bears yenilgisinden sonra sizleri benim yazımda biraz Andy Reid okumaya şimdiden davet ediyorum, esen kalın…