12. Adamın başkentinden herkese merhaba. Kuzey Pasifik’teki “Kuş Yuvası” unvanlı evimizde sezonu açtık efendim. Rakibimiz, günümüz Amerikan futbolunda kaybedenler kulübü olan ama gönül coğrafyamda yaşamayı istediğim şehir Miami. İki yıl evvel ek olarak Miami Dolphins yazarlığını da yapabileceğimi Kaan’a söylemiştim, o da olumlu yaklaşmıştı ama iki takımı her hafta yazmak epey zahmetli bir uğraş olacaktı. Bu ayrıcalığı Dallas ve Oakland yazarlığı yapan Görkem’e bıraktım. Bu sene Oakland da playoff yarışında. Görkem, Dallas yazarlığının yanında Oakland yazarlığını bu sene 17. haftaya kadar devam ettirecek gibi, “o sene bu sene” sloganıyla kendisine başarılar diliyorum.
Miami Güzellemesi
Deniz-kum-güneş triosunun 365 gün altı saat gerçeğe dönüşebileceği, timsahından, tarantulasına envai çeşit tropik hayvanın bahçenize istemsiz misafir olabileceği, Florida’nın incisi Miami. İzlenmenizi salık verdiğim Dexter, ben beğenmesem de IMDB efsanesi Scarface, benim bebekliğimde ülkemizde de çokça izlenen Miami Vice dizisi ve sinema sanatından soğumanıza neden olabilecek Colin Farrell’in oyunculuğuyla Miami Vice filmi bu şehri ülkemize anlatan yapımlarından başı çekenler. Bu ve adını sayamadığım diğer yapımlarda her ne kadar Miami, maddi-manevi kötülenmiş olsa da tatili, denizi ve güneşli havaları seven insanlar için bulunmaz bir güzelliktir.
Hücum Hattındaki Savunmasal Sıskalık
O-Line hattı (soldan sağa) Bradley Sowell LT, Mark Glowinski LG, Justin Britt C, J’Marcus Webb RG, Garry Gilliam RT isimlerinden oluştu. Gençleştirerek yenilediğimiz bu hat acemiliği ile soru işaretlerine sebebiyet vermişti. Quaterback’i yeterince koruyamadılar. Pressure, hit, sack tehditlerine maç boyu maruz kalan Russell Wilson için mobilite ve vücut çalımları yine kaçınılmaz olacak. LT Sowell ve RT Gilliam; Miami’nin Suh, Kiko Alonso ve R. Jones’un pass edge’lerine karşı dik duramadı. J’Marcus Webb, Suh’un gücü ve atletizmi karşısında sindi. Bu bölgedeki arkadaşların uyum ve tecrübeye ihtiyaçları var, umarım bu sürede işler bizim adımıza kötü gitmez. Çiçeği burnunda snapper Justin Britt topu oyuna sokarken bocalamadı ama guard görevinde aksamalara sebebiyet veriyor.
Beşi Bir Yerde
Bu başlıkta WR-TE-RB pozisyonlarından oluşan beşliyi ve esas olan QB performansını analiz edelim. Wilson, vasat günlerden birindeydi. İnterception’a sebebiyet veren pası gereksiz, zorlama, amaçsız ve acemice bir girişimdi. Bu adam elinde topu baskı yemeden tutabileceği safety house imkanı tanıyan OL beşlisi ile oynasa 400+ yardlık birkaç oyuna imza atabilirdi. Suh’un ağırlığını bir saniye civarında sağ ayak bileğinde taşımak zorunda kalan Wilson, sakatlandı, acıya dayandı maça devam etti. Wilson’ın bileğini Suh’un ezdiği an; geçen haftaki yazımda demir adam olarak övdüğüm satırlar aklıma geldi… Pazar günü LA deplasmanında oynayacak açıklaması yapıldı. Mobilitesi oyun kimliği olan Wilson için ayak bileğinin %100 sağlıklı olması hepimizin dileği.
Thomas Rawls ve Jimmy Graham iyileşip formuna kavuşana kadar Wilson-Baldwin ikilisi Seattle hücumunun mihenk taşı olacak. Sezon öncesi yazımda Doug Baldwin’in bu sene ilerleme kaydedemeyeceğini düşünmüştüm ama ilk maç itibariyle yükselen form grafiğinde devam ettiğini görüyoruz. Graham-Rawls ikilisi snap’lerde etkin biçimde boy gösterdiği zaman Doug Baldwin’in şu an için tartışılmaz önceliği ne konumda olacak? Maçı kazandıran son iki tutuş ve öncesinde “tamam mı, devam mı” “4th&4” hakkında 22 yardlık pas oyunuyla sonuçlandıran Doug Baldwin’di. Dördüncü çeyreğin son iki dakikası hariç ikinci yarıda Byron Maxwell’in cover’ında unutulan Baldwin zor anlarda sorumluluk almasını bildi. Jermaine Kearse kendisinden beklenenleri yaptı, ne fazla ne de az. W2 adayım Tyler Lockett, punt returner dışında snaplerde etkili olamadı. Kendisinden 50 catch üzeri sezon performansı bekliyorum.
İlk maç oynayacak mı, oynamayacak; son ana kadar emin olamadığımız Jimmy Graham, maçı ikinci yarıya kadar kenardan izledi. Luke Willson ile başladık. İkinci devreye starter olarak girdi. Üst üste iki snap sahada durdu, sadece. Winning drive’da oyuna girdi ve dördüncü snap oyununda first down getiren maçtaki tek tutuşunu gerçekleştirdi. Kritik anlarda kendisini sahaya süren teknik ekibi tebrik ediyorum, Graham’ın yeteneğinin ve takımımız için öneminin anlaşıldığını, bu sezon kıymetinin bilineceğini gösteren sinyaller bunlar.
Punt oyununu saymazsak tam 13. hücum girişiminde koşu oyununu denedik. Pete Carroll döneminde muhtemelen açık ara “üst üste pas oyunu” rekorudur. Koşunun pabucu dama mı atılıyor? C. Michael kaliteli bir yedek. Kariyerinde bu çizgide değildi ama bu sene oldukça formda. Thomas Rawls form tutana kadar starter RB, form tuttuktan sonra da yedek RB olarak ihtiyacımız olan yardları ve oyunları bize kazandıracaktır. Thomas Rawls kısıtlı kullanıldı. Teknik ekip Rawls ve Graham hususunda aceleci davranmıyor. Doğru olan da bu. Birkaç hafta artan sürelerde sahada tutulmaları ve sorumluluk almaları uzun vadede faydalı olacaktır. Rawls, topu ilerletirken hızından çok gücüne güvenen bir yıldız adayı. Marshawn Lynch gibi diyelim… Rakip müdahalesi sonucu topu birkaç yard taşıyabilecek yetenekte. Bu da bize 3&1-4&1 gibi kritik oyunlarda avantaj sağlayacaktır.
Savunmanın Kör Noktası: Earl Thomas
Earl Thomas, geçen sezon Bobby Wagner ile birlikte takımımızın en iyi savunmacısıydı. Pazar gecesi, kendisi tanınamayacak kadar rezaletti. Tackle’ları ıskaladı. Acemice kaçırdı. Ben dört önemli miss tackle saydım. “Bu gol kaçar mı be, takım elbiseyle bile atılır.” yorumunun bizim spordaki uyarlamasıyla ”Takım elbiseyle bile tackle yapılırdı be.” diyoruz kendisine. Maçın başında Kenny Stills’e atılan open court pasta 10-15 yard gerisinde kaldı son adamımız. Miami WR’si topu elinden kaçırmayı istemeseydi(başka türlü açıklanamaz) emekleyerek end zone girebilecek kadar mesafeyi açılmıştı E.Thomas’la arasında. Miami’nin yedi sayılık hücumunda 3&10 hakkında miss tackle ile rakibi red zone sokan Earl Thomas, Tannehill TD koşusunda çizgiye birkaç santim uzaklıktaki quaterback’i durdurmak gibi beyhude çaba yerine kendisinden görmeye alışık olduğumuz topa dokunup fumble yaptırmaya yönelseydi müspet sonuç alabilirdik. Buradan hareketle mental bir sorun olduğuna inanmak istiyorum. Earl Thomas dinlendirip hazırlık maçlarının savunma yıldızı Kelcie McCray ile maça devam edilebilinirdi.
Ryan Tannehill; Çay mı İstersin Latte mi?
Savunmanın diğer yerleri ve kişilerine hızlı bakış atalım. DL hattı pressure’da silik. Miami QB’si beş saniye civarında açık oyuncu aradı, bu sırada bile baskıdan uzaktı. Tannehi l, işi sulandırsa ve pas atmasa on saniye daha orada beklerdi. M. Bennett, önderliğinde beceriksizliği üzerimizden son dakikalarda atmayı başardık. Şu an için OL ve DL hatları için ne diyoruz: Al birini, vur ötekine.
Bobby Wagner snap çizgisinin ötesinde, KJ Wright berisinde tackle’larıyla DL’nin zayıflığını giderip o bölgeyi güçlendirmeye çalıştı. 7 adamla çılgınca yapılan blitzlerden ötürü Miami big play’lere imza attı. Sırf sack yapacağım diye tüm LB oyuncularını da ileri koşturup meydanı boş bırakmak olmuyor.
Cornerback’lerden Richard Sherman maç boyunca cover ve tackle’da aksamadı, hata yapmadı. Jeremy Lane son çeyreğe kadar Jarvis Landry’i savundu ama son çeyrekte ibre diğer tarafa döndü. Ardı ardına iki üçüncü hak oyununda J. Landry’nin pas almasına engel olamadı.
DeShawn Shead, FS olarak birçok başarılı tackle’a imza attı ve savunmanın iyi isimlerindendi. Mike Morgan punt retunların bir numaralı ismiydi.
Cassius Marsh
Savunmamızın yıldızı. Starter değildi. İleride neden olmasındı… 6-3 öndeyiz, son çeyrekte saha içi sayısını blokladı, dört yıldır Seattle savunmasının vakıf olamadığı bir durumdu. Özel takımda tackler’larını esirgemedi. Miami QB’sine panter misali, Juventus kalecisi Buffon gibi uçarak yaptığı sack maçı bitiren hareketti. Wagner-Wright-Marsh üçlüsü ile daha güçlü bir LB hattı bizi bekliyor.
Miamiblance(imblance)
Yazının başında Seattle’a ek iş Miami yazarlığına iki yıl önce niyet etmiş, sonrası gelmemişti. Bari bir paragraf olsun Miami kritiği yapayım. Dört yılda bir oynuyoruz. Başlıktaki kelime oyunundan anlaşıldığı (veya anlaşılmadığı üzere) Miami savunma ve hücum arasında güç balansı bozuk bir takım. Önde sakatlıktan dönen Suh, ortada sakatlıktan dönen Kiko Alonso, safety bölgesinde R. Jones ile I.A. Kuddus’un sürüklediği üst düzey bir savunma takımı olabilir. Potansiyeli yüksek bir takım. Özellikle bu dörtlü ile çok iş yapacaklar. R. Jones’un hızını, diğer üç arkadaşın da tackle yeteneğini otur izle. Miami maçları sırf savunma tarafını izlemek adına düşünülebilir. Hücum tarafında ise eksikler mevcut. Ryan Tannehill, as QB kumaşında mıdır, bence tartışılır. Arian Foster, eski günlerinden uzak bir RB ve sakatlık yaşaması mümkün bir oyuncu. Jay Ajayi’nin takımda tutulması gerekiyor. TE mevkine starter takviyesi gerekiyor. Seattle’a karşı bile yetersizseniz bu bölgede diğer takımlara karşı işiniz daha da zordur. DeVante Parker (WR) bizim maçta sakat olmasaydı, Kenny Stills’in yapamadıklarını yapabilirdi. OL ise hücumun en istikrarlı ve güvenilir bölümü.
Haftanın En Sıkıcı Maçı
Salı sabaha karşı oynanan iki maçı izlemedim ama haftanın en sıkıcı maçı bizim maçtı desem, katılır mısınız? Savunmayı sevenler için eğlenceli maç olabilir ama savunmaların ön plana çıkmasına neden vasat hücumlardı. Punt maçı izledik. İki takım da punter’ler sakatlanmasın diye dördüncü haklarda oyuna gitti. Şaka bir yana, birinci haklardan uzak verimsiz hücumlar yüzünden izlenebilirlik epey düştü. Futbolda gol olsun da maç hareketlensin deriz ya ne zaman TD oldu maç hareketlendi. Son çeyreğe fumble ile başlayıp maçı birkaç kez rakibe sunmamız, geçen seneki korkularımızın ortaya çıkıp bizi paranoyak yapmaya yetti. Carolina – Denver maçından dem vurup “Carolina’da bir S. Hauschka olsaydı Denver’dan galibiyetle dönmüşlerdi” demiştim. Adam ekstra sayıyı kaçırdı…
Pete Carroll döneminde evimizdeki ilk maçların hepsini, altıda altısını kazanmıştık. Ortalama 27-7 sayı üstünlüğü kuruyorduk, zayıf Miami’ye karşı dikiş tutturamadığımız, ritimden uzak kaldığımız hücum ile maçı koparamadık. Huzurlu bir maçtan uzaktı, bizlere gergin ve korkulu dakikalar yaşatma geleneğini sürdüren takımımızı tebrik ediyorum. Coast to coast tabirine uyan Seattle – Miami şehirlerinin sonraki mücadelesi 2020’de Miami’de olacak. Pazar gecesi Rams’ın yeni evi, Lakers’ımızın evi LA’deki ilk resmi maçlarında ilk rakipleri biz olacağız. Son yıllarda Rams’a ya içeride ya dışarıda saçma sapan saha içi ve taktiksel buhranlardan eldeki maçları kaybediyorduk. Adrenalini bol bir maç bizleri bekliyor olacak. Hepinizin kurban bayramı kutlu olsun, görüşmek dileğiyle.