NFLTR.com ailesine katıldığımdan beri Seattle Seahawks dışında yazdığım ikinci yazıma hoş geldiniz. Tennessee ve Miami takımlarının bu sezonki geçmişini ve geleceğini irdelemeye çalışacağım. Seattle yazarlığı dışında sitede yaralı parmağa krem sürmeyen biri olarak, Kaan Özaydın’ın bay haftasında boş durmayıp yazı yazmamla ilgili uyarısı neticesinde “Pro Bono” yazımla karşınızdayız. Avukat Kaan Özaydın’a gönderme içeren başlığın terimsel anlamına geçmeden önce terimi, ilk kez Suits dizisinde duyduğumu söyleyip altıncı sezonunu deviren diziyi izlemenizi öneriyorum.
Pro bono Latince’den çevrilmiş ve “toplumun iyiliği için” manasına gelmektedir. Terim genel olarak ücret alınmadan, gönüllü olarak yapılan işleri ifade etmektedir. Bu servisler genelde servislerin normaldeki ücretlerini karşılayamayacak olanlar için sunulmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde avukatların iş etiği kuralları içerisinde yılda en az 50 saat pro bono servis vermeleri tavsiye edilmektedir. Bazı eyaletlerde bu servisin saati değişebilmektedir.
Tennessee analizini anlarım da Miami hakkında yazmak sitede bana düşen pro bono oldu. Miami’nin @Seahawks, @Bengals ve Tennessee maçlarının tamamını izlerken Tennessee’nin Vikings ve @Dolphins maçlarını full izledim. İzledim derken; Seattle yazarınız olarak Seahawks’ımızın maçlarını izlerken oyuncu analizine, pozisyon tekrarına, tribün efektlerine kadar dikkat ederim, yeri gelir maçın bazı bölümlerini geri alarak pozisyon ve oyuncu analizini detaylandırmaya çalışırım. Güney’deki bu iki takımın maçlarını izlerken koltuğuma yerleştim, salt ve sadece zevk alma amaçlı izledim. Miami maçlarından ne kadar zevk alabilirsin, diyenlere hak veriyorum. Miami maçlarını izledim, pişmanım…
Florida’ya Amerikan Futbol Güneşi Doğmuyor
Amerikan futbolundan soğumak hatta bu sporu bırakmak için bahane arayan dostlara Miami Dolphins maçlarını izlemelerini öneririm. İki maçtan sonra hayata küsmeniz, üç maçtan sonra ise cinnet geçirmeniz olasıdır. Seattle Seahawks’ımızla olan maçlarını, TNF Bengals maçını ve Tennessee maçını izledim. Bu sezon daha fazla Miami Dolphins maçı izlemek istemiyorum, hatta Miami maçlarından kısa bir videoya bakasım bile yok. Miami Dolphins’in fotoğrafını birazdan çekeceğiz. Fotoğrafın altına “Miami Dolphins’in ilk dört beş haftası=Color Rush formaları gibi (bakınız Cincinnati Bengals deplasmanı)” yorumunu eklesek kusur etmemiş oluruz. Jacksonville, Miami ve başkentleri Tampa Bay’in “kaybedenler kulübü” olduğunu düşünürsek “Florida’ya Amerikan Futbol Güneşi doğmuyor” diyebiliriz.
Miami’nin 1-4 derecesi var, sezonun başlangıç düdüğünden beri playoff yarışından uzak olacakları biliniyordu, matematiksel olarak birkaç mağlubiyete daha ihtiyaçları var. Normal süreyi (60 dakika) baz aldığımızda Cleveland Browns ile birlikte nagalip iki takımdan biri Miami. Gitti denilen Browns maçını uzatmada kurtardılar. Her maç “garbage time” havasında, “bitse de Key West’e gitsek” havasında oyuncular.
Seattle’ın O-Line hattına her yazımda demediğimi bırakmam. Okuyucularımız, Russell Wilson yerinde Peyton Manning gibi mobilitesi zayıf quaterback olsa hastanelik olacağını kanaatinde, %100 doğru. Miami maçlarını izleyince bizim O-Line hattındaki çocuklara karşı sinirim azaldı, önyargım buharlaştı. Ryan Tannehill’e yazık. Her snap sonrası Miami’nin cebi çöker mi, çöker. Adamı izledikçe üzülüyorum. Starter quaterback kariyerinde son sezonu olabilir. Herhangi bir takımda yedek quaterback olarak NFL hayatına devam edebilir mi, kuvvetle muhtemel. Quaterback rating’i 39.4 olan arkadaşımız ligin 29. sırasında, altı TD pasına karşılık rakibi pası interception ile sevindirmiş. Miami’nin yediği sack sayısı 17. Üstüne gelenlerden kurtulup pas atması bile başarı. Rakipten arındırılmış pocket içinde pas atabilse QBR’den tutun TD-INT sayısına kadar her şey Tannehill’in lehine olacaktır. Bu doğrultu da teknik ekip özellikle O-Line hattında önümüzdeki maçlardan itibaren değişikliğe gidecekmiş.
Koşu ve pas hücumda durum ne? Arian Foster ile yola çıkmaları hataydı. Birkaç haftadır sakatlığından ötürü takımını kenardan şukela gözlerle izleyen Foster bu hafta dönecekmiş. Çok bir şey değişmeyecek, Jay Ajayi starter olarak daha iyi. Son maçta rakip quaterback 60 yard koşarken Miami’nin takım toplamı 51 yard. Koşu hücumlarının ne durumda olduğunu açıklamaya yeterli.
Jarvis Landry, Kenny Stills, DeVante Parker üçlüsü ile pas hücumlarında kalburüstü bir ekip. 403 toplam yard ile ligin en çok pas yardı yapan 10. ismi Jarvis Landry; hücumdaki en iyi isimleri. Kenny Stills, outside pocket paslarını yakalamada başarılı. Tight end mevkisinde kocaman bir soru işareti var, orada idareten oynayabilecek-oynatabilecek adamları yok. Dolphins pas ve koşu bloku yapabilse (böyle bir ihtimal bu sene konuşulabilir mi, emin değilim) maç başına 17.4 sayı ile ligin en kötü hücum eden beş takım arasından adını sildirebilir. New England gibi pas hücumu yapmak istiyorlar, başka bir ifadeyle hücumu pas merkezli yapmak istiyorlar. Senin O-Line; Patriots O-Line’ı değil. Quaterback’in bir Tom Brady değil. Teknik ekibin ayaklarının yere sağlam basması lazım. Bırakın bu New England taklitçiliğini, rüyalarda gezmeyin.
Bizle oynadıkları maçın yazısında Miami savunmasını övmüştüm. Önden arkaya: Suh-Kiko Alonso-Byron Maxwell-Rashad Jones/I.A. Kuddus isimleriyle Güney Florida ekibinin maçlarının sırf savunma tarafı için izlenebileceğini, maçlarda Miami savunmasının sahada olduğu bölümlerin izlenebileceğini söylemiştim. Suh’un Detroit’teki günlerden uzak olduğunu, Byron Maxwell’in Legion of Boom’daki gibi olmadığını, cover ve hız anlamında kayıplarda olduğunu, Rashad Jones ve I.A.Kuddus’un safety mevkisinin hakkını veremediği gördük. Kiko Alonso, Buffalo’daki gibi oynuyor. Dolphins’in 53 kişilik kadrosunda açık ara sezonun en başarılı ismi Kiko Alonso. Futbol tek kişilik bir oyun değil, tek kişinin tüm maçı kotaracağı bir oyun hiç değil. Kiko Alonso’ya rağmen Miami savunması izlenebilirlikten uzak.
Miami ne yapar? Fikstürleri orta şeker. Teknik ekipten birkaç kişi gider, hatta koçu değiştirebilirler. Maçların üçte birinden fazlasını kazanamazlar. Önümüzdeki 11 maça “Amerikan futboluna tepki olarak” çıkarlar. Şu ana kadarki oyunlarını düzeltemezlerse bir üsteki cümlem tutarlı bir cümle olarak yerini alacaktır.
DeMarco MurRAY’INDA HER ŞEY
Titans açısından Winning season bu sene gelebilir. Evet, yanlış duymadınız. Fikstür avantajının rüzgarını da arkasına alan Tennessee 9-7 ve üstüyle(?) normal sezonu bitirebilir. Playoff için sözlerimizi yazının sonuna saklayalım. Geçtiğimiz sezonlarda yerin dibine soktuğum, draft’a ilk sırayı kovalayan takım rolündeki Tennessee bu sene toparlanmış gözüküyor. Oyunun iki tarafında da umut ışığı görüyorum. Hücumla başlayalım.
Marcus Mariota için sezonun üçte birlik bölümü inişli çıkışlıydı. Zamana ihtiyacı var. Snap sonrası önünde duran beş arkadaşa güveni tam. Mariota beş haftada yedi sack ile ligin bu alanda en az sack yiyen isimlerinden. Miami maçı sezonun en iyi maçıydı. 18.4 sayı ortalamasındaki Tennessee sayı ortalamasını Miami karşısında yükselti. Mariota’nın potansiyelini görebilmemiz açısından Miami maçı iyi bir fırsattı. Hazırlıksız paslarda (off balance) boş adamı seçebileceğine, savunmayı play option koşularıyla çökertebileceğine şahit olduk. Tannehill’in QBR’inin düşüklüğünden bahsetmiştik, son maçtaki katkıya rağmen Mariota’nınki de 45.6 gibi düşük bir değer.
Tennessee hücumu demek DeMarco Murray demek. Bu adamın bizim takımda olmasını isterdim. Ezekiel Elliot, Le’Veon Bell ve DeMarco Murray bence ligin en iyi üç running back’i. Sayılara vurduğumuzda toplam koşu yardında lig ikincisi Murray, en çok first down kazandırmada Elliot’un 31 rakamından sonra 23 ile lig ikincisi. Maç başına 92.2 koşu yardı azımsanacak bir değer değil. 14 takımdan daha çok koşan bir DeMarco Murray, Tennessee için olmazsa olmaz isim. Tennessee bu sezon kaç maç kazanmış-kazanacak, neler başarmış-başaracak, olumlu anlamda ne değişmiş-değişecek bu adamda bitiyor. Seyirciyi umutlandıracak öncelikli adam Murray’den başkası değildir, olamaz. Tennessee’de yaşasaydım Titans’ı izlemek için değil DeMarco Murray’i ve DeMarco Murray’li Tennessee’i izlemek için maç bileti alırdım.
Pas tutucularda tight end Delante Walker öne çıkıyor. Hava trafiğinin merkezindeki isim kendisi. Tajae Sharpe çaylak yılında olumlu sinyaller vermesine rağmen, herhangi bir maçta takımı sırtlayacak seviyede ve öncelikte değil henüz. Pas hücumundaki başarı ve gelişme için Marcus Mariota’ya zaman tanımak gerekiyor. Tennessee koşu odaklı hücum eden ve bunu başaran bir takım.
İşin savunma cephesinde Tennessee’e Bran Orakfo, Jason McCarty’nin sürüklediği bir ekip. Koşu ve pas savunmasında ligin en iyi 10 ekibi arasında yer alıyor. Bran Orakpo, altı sack ile en çok sack yapan üçüncü isim. Tennessee savunmacıları bireysel ve yardım savunmasında ligin üst sıralarında.
Gelelim play off hesaplarına. Tennessee’nin playoff yapmaması, playoff yapmasına göre daha mantıklı ve olası. AFC wild card maçında bu sene Tennessee’i izlersek maç Tennessee’nin sahasında olacaktır. Bu, şu demek oluyor: AFC South birinciliği ile playoff yaparsa yapar, yoksa grup birincisi olamadan beşinci, altıncı sıradan wild card bileti alacak bir derece yapamazlar. Onların rakipleri Houston, Indiana ve Jacksonville. Başlıca rakibi ise Houston. Houston’a deplasmanda kaybettiler. Browns ile başlayan Colts, Jaguars ile devam eden üç maç, iç sahada olacak. Buradan üçte üç yaparlarsa; sezonun kayıp ve “acıların çocuğu” takımı Chargers’i deplasmanda yenerlerse 6-3 ile playoff resminde yer alırlar. Sonrasında Packers’ı ağırlayacaklar.
Anlaşılacağı üzere önlerindeki beş maçın dördünü evlerinde oynayacaklar. 4-1 şeker gibi olur; 3-2 kabul edilebilir, 5-0 (olmaz da) şeker krizine sokar… Bu inişin, şu baharın bir yokuşu, sonbaharı da yok değil. Son virajdaki altı maçın dördü deplasmanda. Evlerinde iki kez oynayacaklar, rakipler Denver ve Houston, kolay olmayacak. Bu bölümde Bears deplasmanından galibiyet çıkarabilirler ama Kansas City’i deplasmanda yenmek zor olacaktır. İş dönüp dolaşıp Colts ve Jaguars deplasman maçlarına da bakacaktır. AFC South birinciliği dışında Tennessee play off yapamaz düşüncesindeyim. AFC South için ise Houston ve Indiana bir tık daha önde. Indiana’nın kötü başlangıcı, Houston’ın dominant bir tutum sergileyememesi Tennessee taraftarlarını umutlandırmalı. Playoff olmasa bile 9-7, hatta 8-8 başarıdır bu takım için. Olur da 17. hafta geride kaldığında bu takım playoff yaparsa müsebbibi DeMarco Murray’dir, bu dediğim de unutulmasın.
NFC’den aldığım tadı, NFC’deki çekişmeyi AFC’de göremiyorum. NFC’yi daha çok seviyorum. 2010’dan beri bu sporu takip ediyorum. O günden bugüne NFC’de sadece Tampa Bay ve St. Louis Rams (geçmişten bahsettiğimiz için) playoff göremezken AFC’de tam altı takım playoff göremedi: Jacksonville, Tennessee, Miami, Buffalo, Oakland, Cleveland…