Super Bowl XLIX’te Ernie Adams hücumda en büyük önceliğin Michael Bennett’i dizginlemek olduğunu, Belichick ise savunmada en çok Wilson’ı cepte tutup hücumu olabildiğince geciktirirken diğer yandan koşuyla oyun yapmasına mani olmayı amaçlıyordu. Bennett bu maçta yer almadı ve Wilson’ın biraz iyileşmesine karşın hala koşabilecek mecali yoktu nitekim fazla koşmadı da. Tüm bunlara karşın 2014’teki finalin aksine netice elde edip sahadan kendi evimizde yenik ayrıldık.
En mühim niteliği 2004’ten bu yana en yüksek sıradan seçilmiş Notre Dame running back’i olmak olan C.J. Prosise, geçen hafta New England’a karşı 66 yard koşu ve 87 pas yardı ile David Johnson’dan daha çok koşup A.J. Green’dan daha fazla pas yardı elde etti. Toplam scrimmage (153 yard) kategorisindeyse Melvin Gordon ve Julio Jones’u da sollamış oldu. Hem Green’den kısa, hem de Johnson’dan çelimsiz bir oyuncu adeta “freelancing” yaparak maça damgasını vurdu. Oysa maça damgasını vurması gereken bir “Fighting Irish” varsa bu Tom Brady olmalıydı. Burada kastettiğim Brady’nin kökeni, oynadığı kolej değil. Sıkı bir müridi olarak şuna kaniyim ki Brady kaybetmez, sadece biri ya da birileri ona kaybettirir.
C.J. Prosise bu performansı salt çabalarıyla göstermedi tabii, O-Line’ın hakkını yememek gerek. Fakat sahaya çok da elit bir kadroyla çıkmadılar aslına bakarsanız. Beş oyuncunun toplam kazancı 4.1 milyon dolar ve bunun tüm salary’deki payı ise yalnızca %3. Hem left tackle, hem de right tackle draft edilmemiş oyunculardı ve dahası blind side’tan sorumlu left tackle aynı zamanda çaylaktı. Karşısındaki D-Line’da yıllık kazancı rakip O-Line ortalamasının altındaki tek oyuncu, Michael Lombardi’nin başına buyruk hareket etmekle (freelancing) suçladığı Jamie Collins’in yerine oynamaya başlayan Elandon Roberts’tı. Seahawks tackle’ları ile eşleşen Sheard-Long ikilisi, O-Line beşlisinin iki katından fazla kazanca ve deneyime sahipti. Patriots ön yedilisinin gelir oranı ise altı milton doların üstünde.
Konuya yeniden dönersek Cris Collinsworth’ün övgülerine pek çok kez mazhar olan Seattle O-Line’ının üstün performansı özünde Bill Simmons’un da ifade ettiği gibi Patriots ön yedilisinin biraz kıytırıklığından kaynaklandı. Koşuda maç başına 75.4 yardla lig 30.su Seahawks daha maçın üçte biri bitmeden 47 yardı bulmuştu bile. Al sana “freelancing”, hayrını gör.
Seattle’ın savunmadaki performansı maçı kazandıran faktör oldu. Gronkowski’nin saliselerle fumble’ın eşiğinden döndüğü pozisyonun devamında Brady’e bu sezonun ilk interception’ını yaptırdılar. Son çeyrekte de Cyrus Jones’a fumble yaptırmak üzereyken Nate Ebner engeline takılsalar da sonrasında Edelman’a da fumble yaptırarak hücum sırasını yeniden elde ettiler. Hepsinden de öte Kam Chancellor son drive’da önce Blount’u yakaladı, ardından Gronkowski’ye geçit vermedi. Biz ise savunmada bu maça kadar Vikings’ten sonra maç başına en az sayı yiyen takımken bu maçta 31 sayıyla doludizgin 0-16’lık dereceye yol alan Browns’ın bu alandaki ortalamasının da üzerine çıkmayı başardık. McClellin’ın blokladığı ekstra sayı, Prosise’ın belki de yaptığı TD’ı ve two point conversion denenmesiyle bir sayıdan daha olmalarını hesaba katarsak durum çok vahim. Maç boyunca iki kez punt yapmaya zorlanan Seattle’ın aksine Patriots maçtaki ikinci punt’ını yaptığı sırada daha ilk çeyrek bitmemişti bile.
Super Bowl XLIX’in anlatımından sorumlu ikilisi Al Michaels ve Cris Collinsworth, Saturday Night Football vesilesiyle bu maçta da aynı görevi icra ettiler. Maçın sonu ise bir önceki karşılaşmalarına hayli benzerlik gösterdi. Al Michaels, maçtan sonra John Harbaugh ile istişare ederken ona Pete Carroll ve Darrell Bevell’in, Bill Belichick’e “outsmarting” (görece zekice davranmak) gayesiyle “overthinking” (detaylara takılıp esas maksattan sapmak) yapıp yapmadıklarını sormuş. Bu maçın sonu da bana kalırsa Josh McDaniels’ın “overthinking” yapması yüzünden kaybedildi. Nasıl ki Marshawn Lynch’e topu vermemek hataydı, Brady’e pas yaptırmak yerine sneak’le sayı almasını sağlamaya çalışmak yanlıştı. Belichick belki orada “başarısız olursak da süre erimiş olur” demek istedi, hatta Carroll’a son mola hakkını da kullandırtmış oldu. Fakat ilk down’da, özellikle iki yard mesafeye rağmen bunu denemek fiyaskoydu. Brady dört hakkın dördünde de pas denese muhakkak birinde TD bulmuş olacaktı. Neticede bulamadı ve maçı kaybettik. Çok üzüldüğüm bir sonuç değil maçı izleyenler Seahawks’ın galibiyeti hak eden taraf olduğunu bilir. Bence esas overthinking bu maçı da aşan ve maçın dışında gerçekleşen bir Belichick hamlesidir. O da Collins’i kaybetmek. Yokluğunda iki maç peş peşe sezonluk sayı yeme rekorumuzu (!) kırdık. Bakalım geliştirebilecek miyiz? Ümit ediyorum ki gelişmez.