Sansasyonlar ulusal basına da yansımaya başladı ki… Artık ayırt etmek mümkün değil. Ne zaman böyle akıl almaz olaylarla karşılaşsam (gerçi alıştık federasyonumuz sayesinde) Devekuşu Kabere’nin Deliler serisi gelir aklıma. İzlemediyseniz Youtube da var hepsi. İnsan düşünmeden edemiyor: Ben mi deliyim yoksa bunlar mı diye?
Benimde kafam karıştı. Duyduklarım, okuduklarım, bildiklerim belgeler derken beynim durdu. En iyisi ben olanları anlatayım siz yorumlayın…
Bu hafta üçüncü defa ertelenen genel kurul için başkanlık adaylığı süresi doldu. 29 Kasım’da TRF başkan adayı olarak Şahin Kömürcü ve Hüseyin Mazak’ı başvurularının kabul edildiğini ve şartları yerine getirdiklerini söylendi. Fısıltı Gazetesi ise federasyonun genel müdürlükten diğer adayların belgelerini almadığını ve bu sebeple ciddi tartışmalar çıktığını söyledi. Hemen ertesi gün Hürriyet Gazetisi’nin haberine göre tahkim, federasyon yönetim kuruluna ceza yağdırdı. Başta başkan Şahin Kömürcü sekiz ay ve asbaşkan Taner Hacıbekiroğlu iki ay hak mahrumiyeti aldılar. Nedenlerine girmiyorum. Türkiye Ragbi Federasyonu’nun genel kurulunda ragbi takım delegesinin %10 bile olamaması bence yeterli sebep. Azıcık insafı olan herkes bu federasyonun düzgün yönetilmediğini görür. Neyse sinirlenmiyorum! Sakin! 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10…
Bunlar zaten belgeleri olan her yerde paylaşılmış şeyler. Benim anlatacaklarım başka. Bu federasyonun saçma sapan işler yaptığını hepimiz biliyoruz. Her sene stres, lig olacak mı? Ne zaman başlayacak? Acaba başkana ya da yancılarına yan baktık mı? Bizi lige alırlar mı? Bu aslında çok eski bir numara zorba idarecilerin yaptığı. Hakkın olanı sana verdiği için müteşekkir oluyorsun. Hiçbir zaman anlamadığım ve anlayamayacağım bir durum. O yüzden bu son kararlar zaten sürpriz değil. Hepimizin bildiği durumun birlik olamadığımız için hukuksal mücadelesinin sonucu.
Konuştuğumuz camia içinden insanların hepsi idarenin sıkıntılı olduğunda hem fikir. Ancak gel gör ki bir şeyler yapalım top oynayalım derdi ağır basıyor. Tamam ben de oynamak istiyorum ama benim aklım almıyor bu şartlarda nasıl top oynanır… Sporun en büyük esprisi kurallarının belli olması ve tüm katılımcılar için aynı olmasıdır. Düşünsenize sahaya çıkıyorsunuz. Rakip beş hakta sekiz yard gitmeye çalışıyor. Siz üç hakta 12 yard. Bu durumda kazanmak çok zor olmasa gerek. Ancak karşınıza çıkacak rakip kalacağını sanmıyorum. Siz bunu kendi becerinize yorabilirsiniz. Taraftarınızda övünçle biz şampiyonuz diye bağırabilir ama sporun içine etmişsiniz demektir.
Sonra bir, iki kişi çıkar bas bas bağırır, böyle iş mi olur niye hepimiz dört hakta 10 yard gitmiyoruz diye. Bir grup destek olur, diğerleri ya şimdi oynuyorduk ne güzel iş çıkarmayın der. Bir kısım yancılar kendi çarkları bozulup yetersizlikleri meydana çıkacak diye istemezler. Bir grupta korkusundan ses çıkarmaz. Ondan sonra herş ey allak bullak devam eder. İşi düzeltmek isteyenlere federasyonu sırtından bıçaklıyorsun derler. Hatta yamuk çarka çomak sokmakla da suçlarlar. Bu arada etraflarında eriyip kaybolan spora ve sporu yapanların isteklerine kulak bile asmazlar. Yeter ki sağda solda anlamsızca konuşacak unvanları olsun…. Neyse sinirlenmiyorum! Sakin! 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10…
Yıllardır yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim. Bu iş üç, beş kişinin mücadelesi ile olmaz olmayacak. Top yekûn mücadele etmemiz lazım. Adil bir lig için. Daha çok maç için. Rakiplerimizin daha iyi olması için. Ligin büyümesi ve değerlenmesi için. Kardeşçe çünkü kardeşler birbirine güvenir. Evde ölümüne kavga etseler de dışarıda biri diğerine yamuk yapmaz, yapanı da affetmez ama bu güveni bir defa kötüye kullandınız mı, Geri dönüşü çok zor olur. Maalesef bizim başımıza bu geldi. Ancak artık bir araya gelme zamanı, federasyon seçimi eninde sonunda olacak ve biri kazanacak. Kim kazanırsa kazansın, artık yancılığın bitmesi lazım. İnsanlar ya kendi egolarını bırakıp gerçekten tüm camianın huzur ve güven ortamına ulaşması için çalışmalı ya da… Gitmeleri lazım…
Artık yeter bu camia çok iyilerini hak ediyor. Bankadan kredi çekip malzeme alan kulüpler liglerden çekilmek zorunda kalırken iki paylaşım yapıp arkamızı dönemeyiz. Ünilig’in en kalabalık sporcu gurubu hakkını arayamaz ise kim arayacak? Yıllardır aynı yolda mücadele eden bizler bir araya gelemezsek kim gelecek. Birimize yapılmış haksızlık hepimize yapılmış demektir ki bunu defalarca kez gördük. Artık yeter. Sinirlenmiyorum. Sakinim ama bünyem kaldırmıyor.
Delirmek içten değil ama yazık bana deliremiyorum…
Not: Bu hafta biraz daha kişisel bir yazı yazacaktım ki, yine yer yerinden oynadı. Artık o yazı haftaya kaldı…