Sevgili NFLTR okurları, genel olarak zevksiz geçen bir wild card haftasını geride bıraktık. Haftanın maçı olan Packers – Giants karşılaşması dışında heyecan veren başka maç yoktu. Maça kötü başlayan Rodgers ve arkadaşları, ligin en formda savunmasına karşı dondu kaldı ve Giants hücumu ilk çeyrekte 105 yard kaydederken, Packers ise takım olarak sadece yedi yard kaydedebildi.

Geçtiğimiz hafta başında izin gününü Miami’de yat partisi düzenleyerek geçiren Odell Beckham Jr., end zone’da düşürdüğü top ile Giants’ın maçı erken koparmasına engel oldu. Açıkça söylemek gerekirse ilk çeyrek sonrası takımın çizdiği görüntü beni umutsuzluğa sokmuştu. Üstüne ikinci çeyreğin başında Jordy Nelson’ın maçı yarıda bırakması da eklenince iyice strese girdim.

Nelson’ın sakatlığı sonrası yavaş yavaş kendine gelen Rodgers, sezonun flaş ismi DaVante Adams’a yaklaşık on saniye bekledikten sonra touchdown pasını attı ve Packers adına kötü giden maçı bir anda değiştirdi. Yalnız burada Rodgers’dan bahsederken savunmadan ve special team ekibinden bahsetmemek olmaz. Touchdown öncesine kadarki sürede Packers’ı ayakta tutan faktör savunmaydı. Genel olarak çok iyi iş çıkaran Packers secondary’si Giants’a alan golü dışında taviz vermedi. Sezon geneli dışında alışılmadık şekilde iyi bir performans gösteren punt return oyuncuları bazı kritik dakikalarda Packers hücumunu çok iyi bir mesafeden başlattı. Keza Giants’ı çoğu zaman yirmi yard line’ı gerisinde tutmayı başaran special team oyuncuları maçın bana göre X faktörüydü. İlk yarının sonlarına doğru yine şapkadan tavşan çıkarmayı başaran üstat Rodgers, son iki sezondaki üçüncü Hail Mary’sini attı ve yine tüm herkese, “Ben en iyisiyim.” mesajını verdi. Böylelikle ilk yarının bitmesine iki dakika kala iki touchdown kaydeden Packers, bir anda maçın çehresini değiştirdi ve soyunma odasına 14-6 giderek büyük avantaj yakaladı.

Üçüncü çeyreğin ortalarında dört ve inç ile karşı karşıya kalan Packers, topu punt’lamak yerine şansını denedi ancak başaramadı. Koç Mike McCarthy’yi anlamakta bazen güçlük çekiyorum. Öyle bir koça sahibiz ki rakibin kendi yarı alanında şansını denemeyen ama kendi yarı alanındayken şansını deneyen bir koç. Dört ve inçten eli boş dönen Packers, kendi yarı alanında topu Giants’a hediye etti ve Giants o pozisyon sonrası farkı bire indirmeyi başararak maça ortak oldu. Rodgers, Randall Cobb’a attığı pas ile hemen cevabını verdi ve farkı bir kez daha sekize çıkardı. Son çeyrekte yine Cobb’u end zone’la buluşturan Rodgers, Giants’ın fişini çekti ve ligin en formda savunmasına sezonun en kötü maçını tattırdı.

Maçın Kırılma Anı

İlk yarının bitmesine altı saniye kala attığı muhteşem Hail Mary ile farkı sekize çıkaran Rodgers, Giants’ı hem moral hem de oyun olarak sahadan sildi. Her ne kadar da üçüncü çeyrekte koç McCarthy Giants’ı maça ortak etse de Rodgers buna izin vermedi.

Packers’ın Önlenemez Yükselişi Devam Ediyor

· İlk çeyrekte sahada varlık gösteremeyen Rodgers ligin en iyi secondary’sine karşı dört touchdown ve sıfır interception attı ve Giants’a bu sezonki en farklı galibiyetini tattırdı.

· Rodgers, böylelikle New York Giants’a karşı playoff’ta dört touchdown kaydeden ilk oyuncu oldu.

· İkinci çeyrekte maçı yarıda bırakan Nelson’ı aratmayan Cobb, hafta içi sakatlıkla boğuşmasına rağmen maçta hat trick yaptı bir playoff maçında bunu başarabilen nadir oyuncuların arasına katıldı. En son bunu 2011 yılında Rob Gronkowski başarmıştı.

Giants İçin Erken İzin Vakti

· Ligin altıncı haftasından bu yana en iyi savunmaya sahip olan New York ekibi, ilk çeyrekteki performansını maç boyunca sürdüremedi ve Rodgers’ı izlemekle yetindi.

· Hücumun en önemli ismi Odell Beckham Jr’ı, Miami partisi sonrası Wisconsin soğuğu çarptı ve Beckham Jr kariyerindeki ilk playoff maçından hezimetle ayrıldı.

· 2011 yılında Packers ile oynannan Divisional Round maçında ikinci çeyreğin bitmesine altı saniye kala Hail Mary pası atan Eli Manning, bu sefer o acıyı yine aynı senaryoda tatmış oldu.

· Maç bitiminde soyunma odasına giderken duvarları yumruklayan Odell Beckham, üstüne bir de Packers takım çalışanına küfür etmiş. Neyse ki genç oyuncunun sakinleşmek için önünde koca bir zaman dilimi var.

· Hafta başında Miami’deki yat partisinde bulunan oyuncular, bu maçta Manning tarafından on dokuz kez tercih edilmiş ve Giants toplamda 112 yard kazanmış. Öte yandan partide olmayan oyuncular ise sekiz kez tercih edilmiş ve Giants 114 yard ve bir touchdown kazanmış. Hayatımda karşılaştığım nadir beyin yakan istatistiklerden biri de bu olsa gerek.

Dallas Cowboys Maçı Hakkında

Prescott ve arkadaşlarının en çok karşılaşmak istemediği takım şüphesiz Giants’tı. Bu sezon kaybettikleri üç maçın ikisini Giants’a karşı kaybetmişlerdi. Ligin altıncı haftasından bu yana maç başına izin verilen sayı kategorisi ve diğer istatistiklerde Giants savunması ya birinci ya da ikinci sıradaydı. Sezon boyunca hiç otuz sayı ve üzeri yemeyen takım, ligin en sıcak hücumuna sahip Packers’a karşı varlık gösteremedi ve erken balığa çıktı.

Sezon içerisinde Dallas Cowboys ile oynanılan maçta kötü performans gösteren Packers, topu dört kere kaybetmişti ve Elliott’u durduramamıştı.  Rodgers, o maçta sadece bir touchdown pası atmış ve bir de interception atmıştı. Cowboys’un bilmesi gereken bir şey var. O altıncı haftada oynadıkları takım artık ortada yok. Arka arkaya yedi maç kazanan bir takımla karşılaşacaklar. Giants’daki secondary kalitesini kime sorsanız ligde ilk üçe kesin koyar. Böyle bir ekibe karşı bunları yapan takım, Cowboys secondary’sine ne yapar acaba? Eğer kör veya fanatik Cowboys taraftarı değilseniz Dallas ekibinin secondary’sinin Giants’ın yanından bile geçmeyeceğini bilirsiniz. Sezon içinde Cowboys’a Lambeau Field’da kaybeden Packers için intikam vakti geldi çattı. Tabii bunu başarmanın yolu Elliott’u durdurmaktan geçiyor. Rodgers’ın playoff’lar başlamadan önce söylediği bir sözü hatırlatmak isterim. “Rakiplerimize saygı duyuyoruz fakat hiç birinden korkmuyoruz.”

Yazımın sonuna gelirken sizi üstad Rodgers’ın son iki sezonda attığı üç hail mary pası ile baş başa bırakıyorum. Brett Favre’lı dönemi izleyemediğim için kendimi hep şanssız hissederdim. Fakat bu maçı izlerken anladım ki bundan yıllar sonra oturup bu Hail Mary’leri ve diğer her şeyi hep iyi şekilde anacağım. Hani çocuğunuzu veya yeğeninizi parka götürüp etrafta koşup oynamasını izlersiniz ya, bu da öyle bir şey işte. Onun için sizde telafisi olmayan bu anların tadını çıkarmaya bakın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…