Gözlerinizi kapatın ve şu sahneyi hayal edin; soğuk bir Aralık sabahı saat 6:30’da kalkmışsınız ve sıcacık yatağınızdan çıkmak zorundasınız. Hissettiniz değil mi? İşte NFL’in altıncı haftasındaki bazı karşılaşmalar, onları izlerken aynı böyle hissettirdi. Evet, size bakıyorum Raiders, Titans, Texans, Bills, Jaguars. Üstelik sadece bu hafta değil, bu sezonun başından itibaren genel olarak kalitede bir düşüş olduğundan bahsetmek mümkün. Super Bowl adayları Vikings ve Eagles sıradan playoff için mücadele eden takımlar görüntüsündeler. Steelers, her hafta başka bir saha dışı saçmalıkla uğraşmaktan saha içine odaklanamıyor. Patriots’ın gerçekten ne durumda olduğunu çözmekte zorlanıyoruz ve Chiefs, mevcut savunma performansıyla yine normal sezonda esip ilk turda elenecek bir görüntü veriyor. Altı hafta geride kalmışken Los Angeles Rams dışında net iyi diyebileceğimiz başka bir takım yok. Bu noktada çoğu takım hakkında net bir fikir sahibi olmamız gerekirken kimin gerçek kimin sahte olduğunu hala çözemediğimizi düşünüyorum.
Misal Titans ve Texans’ı ele alalım. Bu iki takım sezon başında ciddi playoff adayıydı ve hatta Texans için Super Bowl tahminleri dahi yapılıyordu. Şu an bu iki takımda 3-3 derecesine sahip ve bunun nasıl mümkün olduğu hakkında en ufak bir fikrimiz yok. Hem olumlu anlamda hem de olumsuz anlamda. Kağıt üstünde baktığımız zaman 3-3 bu iki takım için de çok kötü derece ancak sahada oynadıkları oyuna bakınca daha çok 0-6 olmayı hak ettiklerini bile söyleyebiliriz. Titans’ın iki haftadır touchdown yapamadığını biliyor muydunuz? Artık biliyorsunuz.
Önümüzdeki haftalarda umarım daha kaliteli oyunlar izleme şansımız olur diyerek asıl konumuza dönelim. Bu haftadan itibaren yeni bir yazı serisine başlıyorum ve bu kez her hafta yazmak konusunda iddialıyım çünkü sizlerin de desteğini isteyeceğim. Eski gündem yazıları tarzında bu alanda sizlerle haftanın öne çıkan olaylarını konuşacağız. Bu hafta soruları Kaan Özaydın sordu ancak bundan sonra sizin sorularınızı cevaplayacağım. Sorularınızı sosyal medya aracılığıyla veya bu yazının altındaki yorum kısmında bana iletebilirsiniz. O zaman hayırlı olsun diyerek başlayalım.
İlk beş maçını kazanan Kansas City Chiefs, bu hafta New England Patriots’a 43-40 mağlup oldu. Patriots bu galibiyet ile AFC’deki en güçlü takım olduğunu kanıtladı mı?
New England Patriots, son iki sezondur böyle bir huy edindi, sezona yavaş başlayıp ezici bir başka mağlubiyet alarak tüm sevmeyenlerinin içine “ohh be artık kurtulduk” düşüncesini aşılıyor. Ancak günün sonunda Patriots’ın hala aynı Patriots olduğunu görüyoruz. Bu sezon da durum pek farklı değil doğrusu. Jaguars yenilgisinden sonra bir de Lions’a rencide edici şekilde yenilince yine Patriots’ın zamanı artık doldu konuşmaları yapılmaya başlanmıştı ki o zamandan beri oynadıkları karşılaşmaları yaklaşık 40’ar sayı atarak kazandılar. Evet, savunma olarak önemli sıkıntıları var ve Dont’a Hightower olmadan ne yapacaklarını bilemez haldeler ancak Tom Brady’nin etrafında belki de son yıllardaki en iyi hücum grubunu toparladılar. Gronk ve Edelman yıllar sonra aynı anda sağlıklılar ve sahadalar, Josh Gordon’ın rolü her hafta daha da artıyor, Chris Hogan bile sezon başındaki hayal kırıklığının ardından daha iyi durumda. Ancak en önemlisi artık stabil ve etkili bir koşu hücumuna sahipler. Sony Michel gerçekten inanılmaz açıyor hücumu. Yıllardır dört, beş farklı running back kullanması ve bunları sürekli rotasyona sokmasıyla bildiğimiz Belichick, bu sayıyı artık ikiye indirmiş görünüyor çünkü Michel ve White ikilisi BB’nin running back pozisyonundan tüm beklentilerini karşılıyor.
Patriots, en iyi zamanlarında hep gücünü savunmadan alan bir takım olmuştu fakat bu, bu sezon değişti. Patricia’nın ayrılması bunda bir etken olarak gösterilebilir fakat özellikle secondary’de çok yavaş bir oyuncu grubuna sahip Patriots. Dolayısıyla bu sezon maçları kazanmak için rakip hücumu durdurmaktansa rakip hücumdan daha çok skor üretmeye ihtiyaç duyuyorlar, tıpkı Chiefs karşılaşmasında olduğu gibi. Bunu başarabilecek hücum güçleri var ancak çok daha sert savunmalar karşısında test edilmeleri gerekiyor.
Elimizdeki altı haftalık veriler ışığında Patriots’tan AFC’nin en iyi takımı olarak bahsedebiliriz bence. Onlara rakip olabilecek diğerlerine baktığımız zaman Chiefs ve Steelers durdurması zor hücum güçlerine sahip olsalar da savunma zaafları olarak Patriots’tan bile kötü durumdalar. Jaguars ise hücumda hala dengeyi kurabilmiş değil. Tom Brady’nin de hala en ufak bir yaşlılık belirtisi göstermemesiyle birlikte Pats, hala AFC’de yenilmesi gereken takım diyebiliriz.
2018 NFL Draftı’nda ilk turdan seçilen beş quarterback’ten dördü şu anda takımlarında ilk 11’de oynuyor. Şimdiye kadar Baker Mayfield, Sam Darnold, Josh Allen ve Josh Rosen arasında en iyi performans gösteren isim hangisi?
Dördünün de beklenenden çok daha erken dümene geçtiğini göz önüne alırsak hepsi şimdiye kadar iyi iş çıkardı. Ancak Josh Allen, olumsuz anlamda diğerlerinden ayrılıyor. Zaten lige en ham şekilde gelen ve en çok zamana ihtiyacı olan kendisiydi, o yüzden bu durum çok şaşırtıcı değil. Allen’ın şanssızlığı, Bills’in elindeki diğer opsiyonun tüm ligde eşine az rastlanır kötülükteki Nathan Peterman olması. Bu sebeple oynatılmakta acele edildi.
Diğerlerine dönersek Mayfield, Rosen ve Darnold’ın performansları arasında çok büyük farklar görmüyorum. Darnold, istikrar olarak daha öne çıkmış olsa da tüm off-season boyunca bu role hazırlandığını unutmamak lazım. Rosen ve Mayfield’ın önünde Bradford ve Taylor vardı ve bu oyuncuların en iyi ihtimalle sezon sonuna doğru starter olması bekleniyordu. Çaylak sezonundaki quarterback’lerden kimin daha iyi oynadığından ziyade kimin gelecek adına daha çok ışık verdiği asıl sorulması gereken soru bence. Bu açıdan baktığımız zaman dördü de bu ligde starter olabileceklerinin ışığını verdiler. Ancak yine de bir sıralama yapmam gerekirse şu ana kadar Sam Darnold en iyi performans veren isim.
Oakland Raiders, Seattle Seahawks’a da yenilerek 1-5 durumuna geriledi. Raiders’ta problem’ın problemi Derek Carr’ın düşen performansı mı yoksa Jon Gruden’ın sistemi mi?
Burada tek bir günah keçisi aramak doğru olmaz çünkü Raiders’ta doğru giden hiçbir şey yok. Ancak illa birilerini suçlamak istiyorsak bu kesinlikle Jon Gruden olmalı. Oakland Raiders’ın 2017’de hayal kırıklığı yaratmasının nedeni hücum performansının düşmesiydi. Esasında Gruden da bunu düzeltmek için getirildi ya da biz öyle düşündük. Baktığımız zaman Gruden’ın hücumu düzeltmek yerine bütün takımın dengesiyle oynadığını ve takımı bir kez daha yeniden yapılanmaya soktuğunu görüyoruz. Khalil Mack takası bu bariz sonun başlangıcıydı. Şimdi Amari Cooper ve Karl Joseph’in takas olabileceği söylentileri çıktı. Mack, 2014 ilk tur seçimiydi, Cooper ve Joseph de devam eden yılların ilk tur seçimleri. Gruden’ın evi tamamen temizlemeye çalıştığından bahsedebiliriz ama neden? Bunların hiçbiri kötü oyuncular değil.
Saha içine baktığımız zaman ilk haftalarda umut vadeden hücumun son iki haftada iyice dibe vurduğunu görüyoruz. Bu büyük oranda offensive line’daki sakatlıklarla alakalı bir durum. Donald Penn ve Kelechi Osemele’nin sakatlıkları bütün line’ın dengesini bozdu. Raiders maçlara iki çaylak tackle ve kendi offensive line beşlisi içindeki en iyi (Osemele) oyuncu olmadan çıkıyor. Bunun dezavantajını en bariz şekilde Seahawks karşısında gördük. Derek Carr, temiz bir cep olmadığı zaman büyük sıkıntı yaşıyor. Ayrıca derin rotaların oluşabilmesi için QB’ye belirli bir süre koruma sağlanması gerekiyor. Zaten yeni bir sisteme adapte olmakta zorlanan Carr için bu olabilecek en kötü senaryo. Her şey yolunda olsa bile Derek Carr’ın mevcut formu yeterli mi derseniz o da yeterli değil. Bu sezon karar verme noktasında büyük sıkıntılar yaşıyor. Interception sayısının bu kadar çok olmasının nedeni bu. Gruden’ın kısa paslara dayalı west coast hücum sistemi Carr’ın yapısına çok uygun değil. O yüzden Carr’ın da kendi içinde bir büyüme sancısı yaşadığından bahsedebiliriz. Daha önce Rich Gannon örneğinde de görüldüğü üzere Gruden’ın sisteminde ilk yıldan ustalaşmak zor. 1999 yılında Gruden’la ilk kez çalışmaya başlayan Gannon, tartışılan bir quarterback’ten sistem içinde ustalaştıkça MVP ödülünü kazanan bir quarterback’e dönüşmüştü. Derek Carr’ın da kariyerinin en iyi sezonu üst üste iki sezon aynı sistemde oynadığı zaman gelmişti ve bu Carr’ın üst üste iki sezon aynı sistemde oynadığı tek durumdu. Yani Carr’dan bu sezonla umudu kesmek çok doğru olmaz ya da ben kendimi avutuyorum bilemiyorum. Kesin olan bir şey varsa o da şu; Raiders’ın bu sezonu çoktan bitti sezon boyunca olumlu gelişme beklemek fazla iyi niyetli bir yaklaşım olur.
New York Giants ligin dibine demir atacak kadar kötü bir takım mı? Eli Manning’in yedeğe çekilmesinin zamanı geldi mi?
Kesinlikle değil. Mesela Oakland Raiders, yukarıda yazdığım bu sorunları yaşamamış olsa bile belli bir yere gidecek kadar kadro kalitesine sahip. Ancak Giants, bireysel olarak baktığımız zaman hem savunmada hem de hücumda çok kaliteli isimlere sahipler. Eli Manning, burada suçlanması en kolay isim ve bu konuda haksız da sayılmaz bu suçlayanlar. Ancak Giants’ın sorunları çok daha derin bence. Geçen sezon McAdoo’nun takım üzerindeki hakimiyetini nasıl kaybettiğini hatırlayın. Eli Apple’ın birden takım içinde hain ilan edildiğini hatırlayın. Bir de geçen hafta Odell Beckham’ın takım arkadaşlarını hedef alan açıklamalarına bakın. Koç değişmiş olabilir ama soyunma odasında sanki hiçbir şey değişmemiş gibi. Bu takımın ilk olarak takım içi liderlik konusunda sıkıntıları var ve sahada başarılı olmak için öncelikle bunu çözmeleri lazım.
Sahada ise Eli Manning, artık benim zamanım doldu diye haykırıyor resmen. Offensive line’a önemli eklemeler yapılmış, Saquon Barkley gibi jenerasyonel bir yetenek takıma katılmış ve OBJ-Engram-Shepard gibi ligin en iyi reciever gruplarından birini sahipseniz içinde bulunduğunuz şu durumun hiçbir açıklaması olamaz. Bu hücum kadrosunun topu efektif bir biçimde ilerletememesi de direkt olarak Eli Manning’e yazar. Eğer Saquon Barkley olmasa Giants hücumunun yarı sahayı geçmesi bile imkansız gibi geliyor onları izlerken. İşin kötü tarafı bu durumu yakın zamanda düzeltebilecek gibi de durmuyorlar. Eli’ın yedeğe çekilmesi bir seçenek, evet ama yerine oynayacak çaylak Lauletta’nın ne vereceği belirsiz. Saquon Barkley büyük bir yetenek, doğru ancak Giants, geride kalan 2018 Draft’ında Eli’ın varisini seçmeyerek büyük bir hata yapmış olabilir gibi geliyor bana çünkü önümüzdeki 2019 NFL Draftı quarterback sınıfı olarak pek iç açıcı gözükmüyor.
Pittsburgh Steelers’ta James Conner, Le’Veon Bell’in yokluğunu aratmıyor. Conner artık Steelers’ta Bell’e ihtiyaç olmadığını kanıtladı mı?
Bu iki running back’i Steelers performanslarına göre kıyaslamak biraz aldatıcı olabilir diye düşünüyorum çünkü Steelers hücumu genel olarak her running back için muazzam bir ortam sunuyor. Ligin en iyi koşu bloğu yapan birkaç offensive line’ının arkasında koşmak zaten büyük bir avantajken AB84 ve JuJu gibi recieverların varlığı rakip savunmaları tackle box’ı doldurmaktan alıkoyuyor. Yani Steelers hücumunda bir running back’in isteyeceği her şey mevcut. Bell ve Conner’ın dışında DeAngelo Williams’ın da bu sistemde kariyer sezonu geçirmiş olması pek tesadüf sayılmaz. Yanlış anlaşılmasın, James Conner’ın altı haftalık süreçte gösterdiği performansı küçümsemiyorum fakat burada X bir running back’in de benzer performansı gösterebileceğine inanıyorum. Zaten Steelers’ın en başından beri Bell’e uzun süreli kontrat vermek istemeyişinin altında da bu neden var bence.
Bell gerçekten bu kadar değerli mi diye soracak olursanız da bu konuda gözlerinize güvenmek zorundasınız. Bell, sistemin ekmeğini bolca yedi ama bunu yaparken kendi kalitesini de kanıtladı. Görüş ve sabır yetenekleri Bell’i kariyerinin başından beri çok ayrı bir noktaya koyuyor fakat Conner’dan daha bu yetenekleri elit düzeyde görmedik. Yine de bahsettiğim gibi tüm bunlar Steelers’ta running back oynamak için elzem gereklilikler değil. Sorunun asıl cevabına gelecek olursak Conner, Steelers’ın Bell’e artık ihtiyaç duymadığını kanıtladı. Conner, hem daha genç hem de daha ucuz bir opsiyon ve Bell’in verdiği katkıyı verebileceğini gösterdi. NFL’de konu running back olunca genç ve ucuz opsiyon her zaman kazanır.
Posta Kutusu’nda yer almasını istediğiniz soruları yazının altındaki yorumlar bölümünden ve Twitter’da @GorkemSahinoglu adresinden bize iletebilirsiniz.