Yavaş yavaş yaklaşan Super Bowl heyecanına artık sayılı haftalar kaldı. Hatanın ve kötü performansın telafisi olmayan bu haftalarda birbirinden heyecanlı maçlar izledik… Neyse tamam hepsi heyecanlı değildi kabul ediyorum.  Maçlar ne kadar sıkıcı geçse de izlerken ki heyecanımız hep üst düzeydeydi diye düzeltirsem yanılmam umarım. İşte bu kritik maçlardan birinde AFC Divisional karşılaşmasında New England Patriots, bu senenin sessiz sedasız ilerleyen takımı Los Angeles Chargers ile kendi evinde Foxborough’da karşı karşıya geldi. Maçı 41-28 kazanan Patriots AFC Finali’ne yükseldi ve Kansas City Chiefs’ın rakibi oldu. Her ne kadar skora bakılınca maç yakın geçmiş gibi düşünülse de işin aslı hiç de öyle değildi.

Normal sezonda elde ettiği 12-4’lük derece ile sistem kurbanı olan Los Angeles Chargers, Kansas City Chiefs’i mağlup etse de Chiefs’in ardından grubu ikinci sıradan bitirerek wild card oynamaya hak kazanmıştı. Wild card maçında ise deplasmanda Baltimore Ravens karşısında hem hücumda hem de savunmada gösterdiği performansla iyi bir maç çıkaran Chargers, maçın büyük bölümünü üstün götürmüştü. Tabii ki bunda Baltimore Ravens koçu John Harbaugh’un hücumdaki tercihleri ve sürekli Lamar Jackson üzerinden koşu oyunu denemesinin payı büyüktü. Hatta Harbaugh’nun maçın bir bölümünde kararsız kalıp Joe Flacco’yu bile oyuna sokmaya niyetlenmesi Ravens’ın tüm düzenini alt üst etmişti. Son çeyrekte Ravens biraz toparlanıp maçı çevirmeye yaklaşsa da Chargers sürprize izin vermedi ve karşılaşmayı 23-17 kazanmayı bildi. Bu sonuçla bir üst tura yükselen Philip Rivers ve arkadaşlarının işi bu sefer daha zordu çünkü karşılarında playoff canavarı Bill Belichick ve Tom Brady ikilisi vardı. Maç Boston’da olmasına karşın bazı yorumcular Chargers’ın normal sezon performansına ve Ravens maçındaki dengeli oyununa güvenip Los Angeles ekibinin kazanma ihtimalinden bahsediyordu. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardı o da Patriots savumasıydı…

Savunmaya geçmeden önce biraz Brady’den bahsedelim… 19 yıllık NFL kariyerinde bu sezonla birlikte toplam 16 kez playoff yapan Tom Brady maça çok konsantreydi ve üst düzey bir performans sergiledi. 34-44 pas tamamlama ve bir TD pası ile maçı tamamlayan 41 yaşındaki oyun kurucu için söylenecek pek fazla bir şey yok aslında. Sahada işini en iyi yapan isimlerin başında gelen Brady altıncı yüzüğe gözünü dikmiş durumda. Fakat son yıllarda Brady’nin yaşlanmasıyla birlikte oyun stilini değiştiren Patriots bu sezon, önceki sezonlarına nazaran daha çok koşu oyunlarına yönelmiş olduğu gözüküyor. Bu noktada da Patriots hücumu genelde Brady’e işi düştüğü zaman pas oyunlarına başvuruyor ve Tom Amca da üzerine düşen bu görevi ziyadesiyle yerine getiriyor. Zaten Brady’nin normal sezonun son maçlarında da kendini playoff için sakladığı açıkça gözükmüştü. Yıldız oyun kurucuyu sahada izlemek gerçekten büyük bir keyif olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Gönül ister ki keşke bırakmasa da yıllarca oynasa…

Tom Amca’nın bu maçtaki rakibi ise bir başka emektar oyun kurucu Philip Rivers’tı. Maç başlangıcında veya maç sırasında ne olduğunu pek bilmiyorum ama deyim yerindeyse Rivers’in ilk yarıda adeta basireti bağlanmıştı. 37 yaşındaki oyun kurucu Patriots maçına kadar aslında iyi bir performans göstermişti. Receiverl’ar ile uyumu ligin en iyilerinden olan Rivers’ın bu maçta yapılan hücum hatalarından sonra bir hayli sinirli olduğu ve bazı pozisyonlarda hakemlerle hararetli diyaloglar içine girdiği gözlerden kaçmadı. Hücumda istediklerini bir türlü yansıtamayan Philip Rivers, garbage time’da bulduğu sayılarla bir an umutlansa da iş işten geçtikten sonra bu pek bir anlam ifade etmiyordu. Hem Patriots secondary’sinin bu maça yüksek konsantrasyon ile çıkması hem de Chargers hücum oyuncularının gününde olmaması Rivers’ı da olumsuz etkiledi. Fakat işin ilginç tarafı bu iki takımın en son karşı karşıya geldiği playoff maçı olan 2007 AFC Finali’nde yine kazanan tarafın Patriots olmasıydı. O maçta Philip Rivers 19-37 pas tamamlama da 211 pas yardı, iki interception ile maçı tamamlamış ve hiç TD pası atamamıştı. Pazar günü oynanan maçta ise Philip Rivers 25-51 pas tamamlama da 331 yard, üç TD pası ve bir interception ile daha iyi istatistikler yakaladı ama mağlubiyete engel olamadı.

Gelelim Patriots hücumuna… Amerikan futbolu ile ilgili olanların mutlaka hafızlara kazınan hücum performansı sergileyen Bellichick’in öğrencileri, Chargers savunmasını yerle bir etti. Özellikle running back’ler sanki hayalet modunu açmışçasına hücum hattı oyuncularının içinden geçmeleri Chargers’ın tüm defolarını ortaya dökerken aynı zamanda Patriots’ın da koşu oyunlarında ne kadar başarılı olduğunu bize gösterdi. Hücumda bu kadar etkili takımında kilit oyuncular Julian Edelman, Sony Michel ve James White üçlüsüydü. Bu üç oyuncu yanlarına Tom Brady’i de alarak karşılarındaki 11 oyuncuya adeta film izler gibi maçı seyrettirdi.

Çaylak koşucu Sony Michel mükemmel performansın baş mimarlarındandı. 24 başarılı koşuda 129 yard kazandıran 23 yaşındaki oyuncu bu güzel performansını üç TD ile süsleyerek bu ligde varlığını kanıtladı. Bir diğer koşucu James White için ise herhangi bir koşu istatistiği bulunmamakta. Evet, kulağa ilginç gelse de 26 yaşındaki running back bu maçta receiver gibi oynadı hatta belki de maç genelinde James White’ı receiver gibi değerlendirmek bahsetmek daha doğru olabilir. Özellikle snap’ten önce Edelman’ın scrimmage çizgisindeki boşalttığı alanlara doğru koşuları Tom Brady’nin ilk tercih ettiği pas opsiyonu oldu White. 15-17 pas yakalama ile oynayan White toplamda 97 yard takımına kazandırdı daha da önemlisi bu yardların büyük bir bölümü takımın sayı bulmasına yarayan paslardı. Ayrıca James White’ın bu oyunu bize Patriots’un hücumunun ne kadar çeşitli olabileceği hakkında da büyük bir ipucu verdi. Üçgenin son parçası olan 9-13 pas yakalama ve 151 yard ile oynayan Julian Edelman ise playoff’a mükemmel bir başlangıç yaptı.

Peki ya Chargers hücumu? Chargers hücumunu için ne söyleyebiliriz bilmiyorum… Belki ne kadar iyi punt yaptıklarından bahsedebiliriz aslında. Onun yerine birkaç ismin performansına değinecek olursak maçın ilk yarısında Keenan Allen’ın yakaladığı 43 yardlık pas dışında hiç olumlu bir hareketleri olmadı. Zaten bir ara Chargers toplamda beş kere first down alabilmişken Patriots çoktan beş TD yapmıştı bile.  Ravens maçında Melvin Gordon’u sakatlıktan döndükten sonra tam hazır olmasa bile etkin biçimde kullanabilen Chargers bu maçta Patriots secondary’sini geçemedi. Dokuz top taşıma girişiminde bulunan Melvin Gordon takımına sadece 15 yard kazandırabildi.

Philip Rivers’ın umudu olan receiverlar ise cornerback’lerden bir türlü kurtulamadılar. İlk çeyreğin beşinci dakikasında attığı TD pasından sonra ancak ikinci çeyreğin bitimine son bir dakika kala topu Antonio Gates ile buluşturabilen Rivers maçtaki ikinci isabetli pasını anca ilk yarının sonunda atabildi. Bu bile tüm Chargers hücumunun ne kadar içler acısı olduğunu gösteren bir durum. Maçın ilk yarısında receiver’ların herhangi bir istatistiği de bulunmadığını da şuraya bırakalım. İkinci yarıdaki yapılan istatistiklerinde açıkçası maçla ile ilgili bir anlam ifade etmiyor. Uzun lafın kısası Chargers savunması ne koşu hücumlarında koridor açabildi ne de pas oyunlarında Rivers ile iletişim kurabildi.

Fakat maçta tebrikleri alması gerek en önemli ekip kesinlikle Patriots savunmasıydı. Biraz daha dikkatli bakınca Chargers’ın hücumda ki silahları Keenan Allen, Melvin Gordon ve Mike Williams’ı çok güzel durdular. Chargers’ın ilk tur maçını çok iyi incelemiş olan savunma koçları normalde savunmada tercih edilen 4-3 veya 3-4 düzeni dışında linebackerları’da ileriye sürerek yaklaşık sekiz kişilik bir savunma hattı oluşturdular ve arkada sadece bir adet safety bırakarak aslında riskli bir iş yaptılar. Fakat koşu ve pas oyunlarını scrimmage çizgisinin hemen arkasından savunmaya başlamak için yapılan bu taktik meyvesini de fazlasıyla verdi.

Melvin Gordon’un koşularında block’lardan hızlıca kurtulan secondary’ler, pas oyunlarında ise receiver’lar ile birlikte hep bir adım önde koştular. Patriots savunması, normalde ortadaki linebacker’ları (middle linebacker) safety’lere biraz daha yaklaştırarak pas tehditlerini engellemeyi ya da koşulardan sonra hızlı bir alan kapatma taktiği uygulamayı hedefleyen takımlarla kıyaslarsak bir bakıma hareketli alan savunması yaptılar diyebiliriz ve gerçekten çok cesur bir hamleydi. Aslında ilk başta bu taktikle başarılı olamadılar ve Keenan Allen’ın rahat bir TD yapmasına neden oldular. Ancak yüksek dikkat ve iyi bir pozisyon bilgisi gerektiren bu dizlimde kalan bölümde hızlıca toparlandılar ve maçın geri kalanını hiç hata yapmadan kusursuz tamamladılar (garbage time hariç). Ayırca Rivers abimizi de savunmayı her aşamadığı pozisyonda epey sinirlendi bu da hücumdaki duygusal momentumu (Hilmi Çeltikçioğlu’ndan öğrendik) iyice düşürdü Chargers için.

Burada ki en büyük övgüyü almasını düşündüğüm isim ise linebacker koçu Brain Flores. Gelecek sene Miami Dolphins’in başına geçmesi beklenen Flores oyuncularını gerçekten maça çok iyi hazırlamış diyebiliriz. 2004 yılından beri New England Patriots’un koç ekibinde çeşitli görevlerde yer alan 37 yaşındaki çalıştırıcı daha önceden safety koçluğu da yaptı. Ayrıca bu sene savunma koordinatörü Matt Patricia’nın ayrılmasından sonra savunmada büyük sorumluluk Flores’e düşmüş oldu. Bill Belichick gibi efsane koçun yanında 10 yıldan fazla süre geçiren koç Flores gerçekten de öğrendiği tüm hünerlerini sahada sergiledi. Umarım Patriots için postseason bir an önce biter de Flores’te Miami’deki yeni görevine bir an önce geçer…

Bir de Chargers savunması olacak değil mi? Diyorum ki keşke Chargers savunması Los Angeles – Boston seferini yapan uçağı kaçırsaydı da maça gelemeseydi. Onlar için kırılma noktası o uçağa binmeleri oldu. Neyse tamam kırılma noktası sadece o değildi tabii ki de maçtan örnek verecek olursak Tom Brady’nin tam yedi dakika boyunca oynamasına izin vermeleri oldu diyebiliriz. Playoff’ta rakip takım kim veya oyun kurucu kim olursa olsun yedi dakika boyunca topla oynarsa hele ki maçın başında o maç savunma oyuncuları için bitmez ki zaten Chargers için de aynısı oldu. Hatta bazı oyuncuların rüyalarında hala Sony Michel’in TD koşularını gördüğü bile söyleniyor. Bu savunmayı bu kadar da ezmemek lazım aslında çünkü normal sezonda koşu savunmasında ligi dokuzuncu sırada bitirmişerdi (Patriots 11. sırada bulunuyordu). Pas oyunlarında ise sadece 178 kere first down’a izin vererek bu alanda ligii altıncı sırada Patriots’ın 19 sıra üstünde tamamlamışlardı. İstatistiksel olarak playoff’lar için yeterli savunmaya sahip olsalar da bir anlık dikkat dağınıklığın affedilmediği bu serüvende Patriots cezayı fena kesti diyebiliriz.

En nihayetinde, Patriots için beklenenden çok daha rahat bir galibiyet oldu ve bu senenin en dikkat çeken takımı olan Kansas City Chiefs’e adeta bir mesaj verdiler. Chiefs ve Patrick Mahomes’un da bu mesajı aldığını düşünürsek bizi son yılların en iyi konferans finali bekliyor diyebiliriz. Patrick Mahomes – Tom Brady kapışmasını izlemek biz NFL severler için inanılmaz bir deneyim ve heyecan olacak. Fakat Chargers maçını Patriots adına özetleyen en güzel olay Tom Brady’nin maç öncesindeki tribünlere gelip gösterdiği heyecanı ve hırsıydı. Eminim ki bu adamı hiç tanımayan bir izleyici o görüntüleri görse herhalde Tom Brady’nin 24 veya 25 yaşında genç bir oyuncu olduğunu zannederdi. Los Angeles Chargers için de çok acı bir sezon finali oldu. Normal sezonu 12 galibiyet ile bitirip ilk önce 10 galibiyetli Baltimore Ravens ile Baltimore’da ardından 11 galibiyetli Patriots ile Boston’da oynamak gerçekten onları yıpratmış gözüküyor. Fakat Tom Brady için söylediğimiz hırsı ve heyecanı Philip Rivers için de söyleyebiliriz. Umarız gelecek sezonlarda tekrardan playoff’a çıkarlar ve bu sefer kendi evlerinde oynamaya hak kazanırlar…