Haftalık: Eğleniyor Muyuz?

Umarım hepiniz için iyi bir haftayı geride bırakmışızdır çünkü gerçekten güzel ve çekişmeli maçları geride bıraktığımız NFL’in üçüncü haftasında bir sürü olay yaşandı.

Haftaya damgasını vuran en büyük olay Daniel Jones’ın performansıydı. Jones, New York Giants kariyerine unutulmayacak bir galibiyetle merhaba dedi ancak Giants yıldız running back Saquon Barkley’i sakatlığa kurban verdi. Saquon yaklaşık dört ila altı hafta arası oynayamayacak…

Onun dışında bireysel performanslara bakacak olursak Gardner Minshew’ta Jaguars’a bu sezonki ilk galibiyetini aldırdı. New Orleans Saints, Drew Brees olmadan ilk galibiyetini Seattle Seahawks gibi güçlü rakibine karşı aldı ve ben daha ölmedim dedi. Cam Newton’ın sakatlığından sonra direksiyona geçen Kyle Allen, attığı dört TD pasıyla Panthers’ın ilk galibiyet almasında önemli rol oynadı. Trubisky ise üç TD pası atarak bir nebze olsun üzerinden baskıları azalttı.

Takım performanslarına gelecek olursak, Jaguars, Titans karşısında dokuz sack yaparak eski günlerini anımsattı. Dallas Cowboys’un iki running back’i de Miami Dolphins karşısında 100 yardı geçti. San Francisco 49ers, Pittsburgh Steelers karşısında kazanarak 1998 yılından sonra ilk defa sezona 3-0 ile başladı ve dikkatleri üzerine daha da çekmeyi başardı. Lions bizleri şaşırtarak Eagles karşısında deplasmanda güldü. Patriots yine dominant bir oyunla zayıf rakibi Jets karşısında galip geldi. Colts ise Falcons karşısında kazanarak ligdeki ikinci galibiyetini yaşadı ve bu sene playoff potasında olacağını kanıtladı. Buffalo üçüncü maçını da kazanarak ligin sürprizlerinden olmayı başardı. Los Angeles Rams prime time maçında Browns karşısında, son saniyedeki savunma performansıyla kazanmasını bildi.

Uzun lafın kısası bol skorlu ve olaylı bir haftayı daha geride bıraktık. Umarım ilerleyen haftalarda bu heyecanımız artarak devam eder…

Haftanın Maçı: Baltimore Ravens  – Kansas City Chiefs

Maçın Adamı: Patrick Mahomes (27-37 pas isabeti, 374 yard, üç TD pası)

Üçüncü haftanın en dikkat çeken maçı da kuşkusuz Lamar Jackson ile Patrick Mahomes’un kapışmasıydı. Genel olarak beklentileri karşılayan maçta Kansas City Chiefs, Baltimore Ravens’ı 33-28 yenerek üçüncü galibiyetini aldı. Maçla ilgili dikkatimi çeken nokta Baltimore’un TD sonrası ekstra puanlarda yaşadığı sıkıntılar oldu. Ravens eğer üç ekstra sayı denemesinde başarılı olabilseydi maç çok farklı bir noktada olacaktı.

Oyun kuruculara kısaca bakacak olursak Lamar Jackson bu maçta ilk iki maça göre biraz sönük kaldı. Geçen sezonki Lamar Jackson’ı andıran bir performans gösteren genç oyun kurucu bu maç ilk opsiyonu olarak sürekli koşmayı düşündü. 22-43 pas isabeti, 267 yard ile oynayan Jackson hiç TD pası atamadı lakin kritik bir anda haftanın güzel hareketlerinden birini yaparak TD koşusunu gerçekleştirdi. Patrick Mahomes ise bildiğimiz gibiydi, çok fazla söylenecek bir şey yok. Yine üç TD pası atarak maçı takımına kazandırdı. Ayrıca üç haftada 10 TD pası atan Mahomes yine üç maç sonunda 1,195 yard pas atarak olağanüstü bir istatistik elde etti. Ne kadar sezon başı olsa da bu adam eğer böyle devam ederse yine MVP ödülünü alacaktır.

Hücum performanslarına bakarsak Baltimore’da en dikkat çeken oyuncu running back Mark Ingram’dı. 103 rushing yard ve üç TD ile oynayan Ingram, birçok pozisyonda ayrıca takımının first down almasında da yardımcı oldu. Chiefs’te ise koşu oyunlarında Darrel Williams ve LeSean McCoy neredeyse aynı istatistiklere oynadılar. Pas oyunlarında ise çaylak Mecole Hardman 97 yard pas yakalama ve bir TD ile dikkat çeken bir performans ortaya koydu. Savunma da ise Chiefs diğer maçlara nispeten daha derli toplu gözüktü. Kritik anlarda çok fazla hata yapmadılar. Yine de biraz eksikleri olduğunu inanıyorum. Chiefs’in bu sene ciddi bir Super Bowl adayı olduğunu düşünürsek ilerleyen dönemde savunmalarından daha iyi performans elde etmeleri gerekecek. Ravens savunması ise son iki maçta 300+ passing yarda izin vererek beni şaşırttı açıkçası. Ravens’ın bir nebze de olsa Chiefs’in pas oyunlarına karşı koyabileceğine inanmıştım fakat beni yanılttılar…

Genel olarak, heyecanlı bir maç izledik. Kansas City Chiefs üçüncü galibiyetiyle yoluna doludizgin devam etti, Baltimore Ravens ise nazar boncuğu olarak ilk mağlubiyetini aldı. Fakat yolları daha uzun bu sezon Lamar Jackson’ın önderliğinde güzel bir yıl geçireceklerdir…

Haftanın Oyuncusu: Daniel Jones (23-36 pas isabeti, 336 yard, iki TD pası, iki TD koşusu)

Tarihler 25 Nisan 2019’u gösterirken New York Giants, birinci tur altıncı sıradan sürpriz bir hamle ile oyun kurucu Daniel Jones’u kadrosuna katıp medya tarafından ağır eleştirilere maruz kalmıştı. Fakat geçtiğimiz hafta Daniel Jones öyle bir performans gösterdi ki hepimiz hayretle izledik. Jones’un sanki kırk yıllık Giantslı gibi sahaya çıkıp büyük bir özgüvenle oynaması, draft günü onu eleştirilenlerin eminim ki saklanmalarına neden olmuştur. Özellikle maçı kazandıran TD koşusu Daniel Jones’un ne kadar hazır olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Çaylak oyun kurucunun bu performansında Eli Manning’in yaptığı mentörlüğün büyük payı olduğunu düşünüyorum. Buradan da kendisine yeni kariyerinde başarılar dileyelim. Henüz sadece bir maç izledik ama umarım gelecek yılların yıldız oyun kurucularından birinin doğuşuna tanıklık ediyoruzdur…

Haftanın Hücum ve Savunma 11’İ

Gelecek Haftanın Maçları:

NFL’de dördüncü haftaya baktığımızda en dikkat çeken karşılaşma kesinlikle Dallas Cowboys – New Orleans Saints maçı diyebiliriz. Sezona yaptığı etkili girişle dikkat çeken Cowboys, yaralı Saints karşısında dördüncü galibiyetini arayacak. Bu iki takımın en son oynadığı maça baktığımızda Cowboys üst düzey bir savunma ile maçı 13-10 kazanmıştı ve o maçtan önce Saints hücumu ligin en iyisi olarak kabul ediliyordu. Bu maçta Drew Brees’in de olmayacağını düşünürsek Cowboys yine savunmasıyla ön plana çıkabilir.

Pazar 20.00 maçlarına bakarsak Detroit Lions bu hafta Kansas City karşısında ilk mağlubiyetini alabilir. AFC Doğu’da iki tane üç galibiyetli takım Patriots ve Buffalo birbirilerine ilk mağlubiyetini aldırmak için mücadele edecek. Browns – Ravens maçı ise kendi grupları için önemli bir karşılaşma olacak. Son olarak Panthers – Texans maçının da bu haftanın heyecanlı maçları arasında olacağını düşünüyorum. Pazar 23.00 maçlarında ise Tampa Bay Buccaneers – Los Angeles Rams ve Minnesota Vikings – Chicago Bears maçları prime time maçlarına kadar izlenebilir…

Miami Dolphins Köşesi

Haftalık üçüncü bölümünden itibaren çok sevdiğim Miami Dolphins için bir bölüm ayırmaya karar verdim. Malumunuz Miami’nin durumu bu sezon pek iç açıcı değil.

Dolphins, bu hafta oyun kurucu değişikliğine gitti ve Josh Rosen’ı oyuna sürdü. Bu hamleyi açıkçası ben geçen hafta bekliyordum fakat koç Brain Flores bir hafta daha beklemeye karar verdi ve sonunda Rosen’ı Cowboys karşısında as oyun kurucu olarak görme şansı yakaladık.

Açıkçası Rosen’ın Cowboys karşısındaki performansını beğenenlerden biriyim. En azından takıma bir hareket getirdiğini düşünüyorum. Tamam, Miami çok kötü bir takım olabilir ama Ryan Fitzpatrick geçtiğimiz iki hafta o kadar saçma sapan hatalar yaptı ki takımı iyice dibe sürükledi. Rosen’ın ilk 11 çıktığı ilk maçın Cowboys karşısında olması belki büyük şansızlık ama en azından takıma hücum anlamında ciddi şeyler kattı ve ilk yarıyı geride olsalar da 10-6 gibi bir skorla kapattılar. Hücumda bu senenin sürpriz ismi Preston Williams’ın performansını beğendim fakat bu Dolphins’in receiver kadrosu Stills’ın gönderilişi sonrası daha da kötüye gittiği gerçeğini değiştirmiyor. DeVante Parker, Albert Wilson ve Jakeem Grant açıkçası hiçbir şey yapmıyorlar. Koşu oyunlarında ise Kalen Ballage’ın bu sezon daha dikkat çekici bir performans göstermesini umuyordum ama o da takıma ayak uydurmayı tercih etti.

Savunmada ise Bobby McCain safety’e çekildikten sonra iyi bir oyun sergiliyor. Bu hafta takıma Cowboys’tan katılan Taco Charlton eski takımına karşı sack yaparak Miami kariyerine merhaba dedi. Onun dışında Dolphins secondary’sinde Minkah Fitzpatrick’i gönderilişinden sonra bir kan kaybı olduğu aşikar. Ancak en azından Xavien Howard ve Jerome Baker halen takımda. Savunma hattı da sezon öncesi yazımda da bahsettiğim ligin en kötüsü. Umarım genel menajer Chris Grier buradaki eksiği görmüştür ve bu bölgeye draft’ta gerekli hamleleri yapar…

Son olarak Miami’nin üç maçta toplam 133 sayı yemeyi başardığını belirtmeden geçmeyelim. Her şeye rağmen Josh Rosen’ın sezonun geri kalanında ilk 11 başlayacak olması bu sezon Miami Dolphins’i izlemek için bir neden yarattı diyebiliriz…