Takip edenler bilir burada yazdıklarımdan bazılarında örnek olarak Türk sporu ve özellikle de ayakla oynanan futboldan, daha çok da Fenerbahçe’den verdiğim örnekler azımsanmayacak kadar çok. Bu sefer de öyle başlayacağım. Aslında son 15 yıl içinde iki tanesi kendi sahasında olmak üzere üç kez son maçta şampiyonluk kaçırmış bir takım taraftarı olarak bu tip durumlara efsunlu olmam gerekiyor ancak Amerikan sporuna tutkun tam bir Türk işi taraftar oldum, geçtiğimiz Pazartesi gününden bu yana. Super Bowl ile ilgili değil klavye başına oturmak, tek bir video, tweet, yorum, resim görmek istemiyor canım ve bunun sebebi maçın sonunda gelen mağlubiyet değil, o mağlubiyetin gerçekleşme şekli. Bizdeki tabiriyle tam olarak arifeyi görüp bayramı göremedik. 2017 Super Bowl’unun ardından Atlanta Falcons taraftarının hissettiklerini bir nebze olsun daha iyi anlıyorum şu an. Maçın bitimine yedi dakika civarı kala 20-10 öndeyken bir anda darmadağın olup, bütün bir peri masalı sezonunu size yaşatan koşu hücumu ve güçlü savunma gibi takım özelliklerinden uzaklaşarak maçı 31-20 kaybetmek canımı sıktı. Üç buçuk çeyrek maçı kontrol altında tutup yarım çeyrekte baş döndürücü bir hızla dibi görmek hayal kırıklığı yarattı. Daha bunun “Yaşanan hayal kırıklığı ile gelecek sezon öncesi takımın dağılabileceği” aşaması var…
Her şeyden önce bir NFL sever olarak tuttuğunuz takımın bir sezon boyu oynanabilecek maksimum sayıda maçı oynaması büyük nimetmiş. Bunun kıymetini muhtemelen bir tek Patriots taraftarı anlamaz. Benim gibi son 25 senede ancak üçüncü kez takımınızı bu seviyede görünce işin başında maçı kazanıp kaybetmeme durumlarını pek düşünmüyorsunuz. Aklınız başınıza kaybedince geliyor. :) Neyse yine de kaybetmenin hüznünü bir kenara bırakıp Super Bowl oynamış olmanın mutluluğuna dönecek olursak yazının başında da dediğim gibi uzun bir süre, daha çok sayı yapamamış olmanın dışında, Kansas City Chiefs gibi hücum gücü yüksek bir takıma karşı hemen her şeyi doğru yapıp bir çeyreğin yarısında maçı kaybettik. Maç da zaten tam bu senaryoyla başladı. Maça “3 and Out” ile başlayan Chief’s 21 sayılık rekor bir son çeyrek performansı ile maçı tamamlarken daha ilk drive’ını üç sayı ile kapayan 49ers son çeyrek rakibini izlemenin dışında hiçbir şey üretemedi. Dakika, dakika konuşmaktansa 49ers’ın maçı kaybetmesinin genel sebepleri ve önümüzdeki döneme bakacak olursak; bana göre mağlubiyetin en önemli nedenlerinden birisi quarterback’ler arasındaki yetenek farkıydı.
Hiçbir zaman Jimmy Garoppolo fanı olmadım ama onun, hakkında konuşulduğu kadar kötü bir QB de olmadığını düşünüyorum. Evet, belki de başımıza gelmiş en büyük bela olabilir zira hem çok yetenekli değil (en azından şu ana kadar mutlak bir güven aşılamıyor), hem de buna rağmen en üst sınıf QB parası alarak takımın geri kalanının daha güçlü olarak oluşturulmasını baltalıyor. Ancak 3900 yard pas atmış, NFL 2019 sezonunun en çok sayı yapan ikinci takımı, en çok pas touchdown’ı yapan (27 TD) beşinci takımının QB’si. Attığı 13 interception’ın da neredeyse yarısı receiver’ların elinden kolundan seken toplar Ama işte bir Mahomes değil. Yani bir doğuştan yetenek, soğukkanlı, zeki değil. Çalışarak kendisini geliştirebileceği yönleri varken asla bir Mahomes olamayacak ve işte bu maçta Garoppolo kendisine en ihtiyaç duyulduğu anlarda, koşu çalışmıyor, Chiefs rüzgârı arkasına almış gümbür gümbür geliyor takımın bir “ilham” pasına, bir dokunuşa ihtiyaç duyduğu anlarda hiçbir şey yapamadı. Bir üçüncü hakta bomboş Kittle’ı göremedi, bir kez koşarken daha birkaç yard daha alabilecekken kendisini dışarı attı, bitime bir dakika civarı kalmışken Emanuel Sanders’a attığı uzun pas overthrow oldu. Öte yandan maçın 50 dakikası boyunca benim izlediğim en kötü maçını oynayan, tam bu adam hiç hata yapmaz mı dediğimde Fred Warner’a interception’ı gömen, o ana kadar önemli tüm pasları ya kısa ya uzun kalan Patric Mahomes, bir önceki attığı pası challenge ile dönmüş, moral olarak iyi durumda olmaması gereken bir durumda maçı kazanmalarının ilk kıvılcımını yakan Tyrek Hill’e o 44 yardlık pası hiç eli titremeden atmayı başardı. Bu kadar kötü giden bir maçı iki touchdown ve bir tane de kendi koşu touchdown’ı ile koparıp aldı.
Bir diğer neden, sezon boyunca oynanan 16 maç, iki playoff maçı ve Super Bowl’un ilk 50 dakikası boyunca NFL’in en iyisi olmayı başarmış 49ers savunmasının yukarıda anlattığım Mahomes-Hill pası ile birlikte adeta paralize olması. Evet, 49ers savunmasının arkası, özellikle Moseley/Witherspoon’un oynadığı bölge takımın en zayıf bölgesi, evet red zone savunması olarak 49ers belki de NFL’in en kötülerinden iken öte yandan topun kendi tehlike alanına yaklaştırılmaması ve rakibe big play şansı tanımama konularında da en iyilerindendi. İster erken rehavet deyin, ister Mahomes çekincesi deyin, isterseniz de tecrübesizlik. Ama bir gerçek var ki maçın son yedi dakikasında önce bu sene takımın iyi savunmacılarından Jimmi Ward’ın Hill’i kaçırması, tüm savunmanın red zone’da Kelce’yi kaçırması ve son olarak Richard Sherman’ın Williams’a yetişememesi aradaki iki skorluk farkın kapanması ve Lombardi Trophy’nin avuçların içinden uçup gitmesine neden oldu.
Ha, diyeceksiniz ki “Haydi savunma çöktü de hücuma ne oldu?”, işte orada da bir diğer etken girdi devreye. “İnanılır gibi değil ama Chiefs savunması!”, Son yıllarda Chiefs analizleri hep şöyle başlardı, aslında durun, durun ben bildim bileli demeliyim, “Çok iyi ve yetenekli isimlerden oluşan hücumları var ama bu savunmayla olmaz” Evet, hep bunu duymaz mıydı? Son bir iki aya kadar. Sonra ne olduysa birden bire elit kıvama dönüştüler. Sezonun ilk 13 haftasında rakiplere 22.5 ortalama skor şansı tanırken son beş maçta bu oranı 10.4’e post season ile birlikte 15.8’e çekmeyi başardılar. Herkes onların Titans karşısında Derrick Henry’i nasıl durduracağını sorgularken Henry’nin üzerine bir önceki maçta Packers’ın üzerinden silindir gibi geçen 49ers koşusunu da koyarak şov yaptılar. 49ers koşucularına ortayı kapatıp yana doğru koşturarak daha az yard almalarına müsaade ettiler. Chris Jones gibi bir Zebella tek başına en az üç boş pası elle kesti, altı kez Garoppolo’ya ulaşıp rahatsız ettiler ve iki de interception yaptılar. Maçın başından sonuna kadar, birkaç özel Deebo Samuel koşu oyunu hariç neredeyse normal sezon 49ers savunması gibiydiler.
Son olarak maç 20-10, iki skorluk fark, elit diye düşünülen bir savunma ve sene boyunca iyi işlemiş, özel hazırlanmış koşu hücumları varken 49ers’ın süreyi eritememiş olması da mağlubiyetin diğer bir nedeni oldu. Kyle Shanahan, üzerindeki Super Bowl LI’in tarihin en büyük farkından maç kaybeden hücum koordinatörü üniformasını çıkararak head koç üniformasını giydi. Hep aynı cümleleri yazıyor gibiyim ama insanın aklı almıyor. Daha önce de aynısını yaşamışsın. Orada da koşarak açtığın farkı, koşarak koruyarak şampiyonluğu alıp koşarak uzaklaşmak varken birden bire defalarca pas atarak farkın ve şampiyonluk şansının eriyişini izlemişsin. Neden aynısını bu sefer de yapıyorsun ki? İnsanın aklına bir tek Chiefs savunmasının beklentisini boşa çıkarmak, sağ gösterip sol vurmak fikrine kapıldığı geliyor ki orada da hiç elindeki en büyük receiving silahı olan George Kittle’ı kullanmayışı geliyor. Sezon boyu takımın en büyük third down silahı Kittle’dı. 49ers hücumunu defalarca sınırın karşısına geçirdi ama en önemli dakikalarda hiç düşünülmedi. Shanahan’a kızamıyoruz da. Üç sene önce nerelerde olduğumuzu, çizdiği eğlenceli ve sonuç odaklı hücumları, oyuncularla olan bağını düşündükçe iyi ki de 49ers’ın başında diyoruz ama umarım Super Bowl LI’den çıkaramadığı dersleri bu maçtan çıkarır. Aksi durumda “En iyi ikinciler yarışında bile ikinci olma” unvanını Arjantinli futbol adamı Hector Cuper’in elinde alma yolunda.
Maçın diğer takımına gelince; aslına bakarsanız (her şeyin bittiği anda gelen o son touchdown’ı saymıyorum) beklenilenden düşük skorda kaldılar. Texans ve Titans maçlarında olduğu gibi yine geriden gelerek maçı kazanmayı bildiler. En kritik anda Mahomes’un sihrine ihtiyaç duydular ve Mahomes da beklentileri karşılamayı bildi. Arsen Wenger’in Arsenal’i gibi 100 metre rekortmeni atletlerden oluşan hücum oyuncuları son dakikalara kadar bu özelliklerini skora yansıtamadı. Ne zaman ki 49ers savunma oyuncuları yoruldu, sahaya erken geri dönmeye başladı, Watkins gibi, Hill gibi, Williams gibi Jamaika 4X100 bayrak takımı atletleri gibi oyuncular farklarını ortaya koydular. Savunmada da Breeland, Mathieu ve ön hatta Chris Jones oldukça etkiliydi. Damien Williams, Tyrek Hill ve Sammy Watkins beklentileri karşılarken maçın ve muhtemelen gelecek 15 senenin yıldızı, maça hiç de iyi başlamayıp, berbat devam ettiği halde nefis bir kapanış yapan Patrick Mahomes oldu. Muhtemelen maçın kritik rakamı da topla oynama süresiydi ki burada da Chiefs bize karşı altı buçuk dakikadan fazla topa sahip olarak üstünlük kurdu.
Şurası bir gerçek ki 2019 NFL sezonu biz San Fransisco 49ers taraftarları için beklentilerin çok çok ötesinde güzelliklerle dolu geçti. Son dört sezonunu 17/64, son sezonunu ise 4/12 galibiyet oranıyla geçirmiş bir takımın bir anda Super Bowl şampiyonluğunun kapısından dönecek hale gelmesi harika bir his. Ancak seneye de buralarda olur muyuz diye düşündüğümüzde ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor. Sonuncusu 1994’de olmak üzere Bills’in dört yıllık, efsane üst üste kaybetme döneminden bu yana tarihin Super Bowl’da kaybeden takıma bir sonraki sene pek de insaflı davranmadığını görüyoruz. 1994 yılından buyana bunu başarabilmiş takım sayısı sıfır! Öncesinde de zaten koca 54 yılda bir kez Minnesota, bir kez Miami ve bir kez de Dallas kaybettiği seneden sonraki sene yine Super Bowl oynamayı başarmış. Bu yüzden çok heveslenip, uçarız, kaçarız dememek lazım. Ancak 2012, 2013 sonrasındaki gibi savruluş da beklemiyorum. Bunun bir sebebi oyuncuların Shanahan’a olan sevgi ve bağlılıklarının Jim Harbaugh zamanıyla kıyas dahi edilemeyecek kadar iyi düzeyde olması. Maçtan sonra neredeyse tüm oyuncuların Shanahan’ı Hababam sınıfının Mahmut Hoca’yı sahiplendiği gibi bir sahiplenme yarışına girişmesi buna güzel örnek teşkil ediyor. NFLTR Podcast’de ise 49ers için gereğinden fazla karamsar davranıldığını düşünüyorum. Öncelikle Saleh hocam kalır. Şu saate kadar head koç olarak herkes alacağını aldı. Bundan sonra koçunu kovacak takım kim kaldı bilemedim. Evet, salary cap çok iç açıcı değil ancak takımın çok da fazla acil ihtiyacı yok. En elzem yer secondary. Ancak durun bir dakika yahu. Sezon bitti. Daha önümüzde bunları konuşup, değerlendirecek uzun bir off-season süreci var. Bu arada Podcast ve Whatsapp grubundan takip edenler biliyordur NFLTR takipçileri Super Bowl maçını İstanbul’da buluşup birlikte izledi. Çok istemiştim ama bu sene adeta teğet geçtim. Super Bowl bir hafta önce ya da yarıyıl tatili bir hafta sonra olsa katılacaktım zira Super Bowl’dan bir gün öncesine kadar İzmit’te tatildeydim. Neyse bu sene de olmadı darısı seneye. Daha İstanbul’a gidemedik Moskova’ya…
Kalın sağlıcakla…