NFL’de 2019 sezonu Kansas City Chiefs’in yıllar sonra gelen şampiyonluğu ile sona erdi ve tüm takımlar gözlerini yeni sezona çevirmiş durumda. Serbest oyuncu pazarı Mart ayının ortasında açılacak olsa da takımların asıl odak noktası daha az maliyetle daha çok ekleme yapabilecekleri draft. Önümüzde draft’a kadar yaklaşık bir buçuk, iki aylık süreç var ancak takımlar derslerine çok daha önceden çalışmaya başladı. Tüm sezon izlenen maç kasetlerinin ardından combine ve pro day’ler ile bu araştırmalar son bulacak.
Her draft sınıfı bazı genel özellikleriyle öne çıkar. Misal geçen yılı örnek olarak alırsak yetenek pozisyonlarında zayıf olmasına rağmen savunma tarafında güçlü ve derin bir oyuncu grubu vardı. Bu yıl ise tam tersi durum söz konusu. Özellikle QB ve WR pozisyonlarında olmak üzere oldukça güçlü bir hücum sınıfından bahsetmek mümkün. Bu yazıda wide receiver grubunu inceleyeceğiz. 2014 wide receiver grubunun lige yapmış olduğu etkiden sonra bu grup çoğu kesim tarafından tarihin en iyi WR draft sınıfı olarak taçlandırılmıştı. Kimine göre ise 1996 sınıfı hala en iyisi. Ancak yakın zamanda bu tartışmalara 2020 sınıfının da dahil olduğunu görürseniz şaşırmayın. 2004 yılında ilk turda tam yedi tane wide receiver draft edilmişti ve son 50 yıldır bu rakamı geçen bir yıl olmadı. 2020 sınıfı bu rekor için de oldukça güçlü bir ele sahip. Öyleyse bu sınıfın öne çıkan isimlerini kendi sıralamam anlatmaya başlayayım…
1- Jerry Jeudy, WR, Alabama (1.85 m, 87 kg)
Süper Güç: Rota Ağacı
Jeudy ve Lamb bu sınıfın en iyisi olmak için birbirlerine çok yakınlar hatta onları 1A ve 1B olarak bile sınıflandırabiliriz. Ancak bana kalırsa Jeudy’i en iyi olarak ayıran ufak bir fark var ve o da tamamen işlenmiş ve hazır bir oyuncu olması. Üç yıllık Alabama kariyerinin son iki sezonunda 1,000 yard barajını geçmiş ve 2018 yılında ülkenin en iyi wide receiver’ına verilen Biletnikoff Award’ı kazanmış bir isim. Birinci günden herhangi bir NFL takımında starter olarak oynayabilir ve bununla da kalmayıp güzel istatistiklere ulaşabilir. Jeudy’den bahsederken bir yönünü en iyi olarak öne çıkarmak gerçekten zor çünkü fazlasıyla çok yönlü bir oyuncudan bahsediyoruz. Çok uzun ve çok güçlü bir oyuncu olmasa da pası yakaladıktan sonra koşucu konumuna geçtiğinde temastan kaçınmayan bir yapıda. Dünyanın en hızlı receiver’ı olmasa da rota koşularında ve topu eline aldıktan sonra hızlanma konusunda gerçekten çok iyi. Fazlasıyla atletik bir oyuncu ve bu özelliğini rota koşma konusunda çok iyi kullanıyor. Öncelikle Alabama’nın pro offense’inde tüm rotaları koştuğunu ve rota ağacının dallarının bir hayli gür olduğunu belirteyim. Az önce bahsettiğim atletizmi sayesinde rotaların kırılma anlarında çok keskin ve akıcı hareket ederek boşa çıkma konusunda sorun yaşamıyor. Oyun tarzı olarak Odell Beckham Jr. ile Amari Cooper arası bir noktaya düştüğünden bahsedebiliriz. Fakat Jeudy de diğer bütün insanlar gibi kusursuz değil. Genel olarak fazla sorun yaşamasa da zaman zaman top düşürme hastalığına yakalanabiliyor. Bu konuda özellikle aklıma gelen bir maç var ki alarm verici nitelikte. Geçtiğimiz sezon Alabama’nın sezonunu bitiren LSU karşılaşmasında iki tane çok kritik düşürdüğü touchdown pası var ki akıllara zarar. Bu sebeple büyük maçları oynama konusunda NFL takımlarının mikroskobunda olacağını tahmin edebiliriz.
2- CeeDee Lamb, WR, Oklahoma (1.89 m, 88 kg)
Süper Güç: Yapışkan Eller
Oklahoma Sooners’tan üç yıllık starter CeeDee Lamb, benim bu süre zarfında kolejde izlerken en çok keyif aldığım oyunculardan birisiydi. İlk iki yılında takımın diğer yıldızı Marquise “Hollywood” Brown’ın gölgesinde kalsa da, üç yılda üç farklı quarterback (Baker Mayfield, Kyler Murray, Jalen Hurts) ile oynasa da çok üretken bir kolej kariyerini geride bırakarak geliyor. Lamb’i izlerken keyif almamın nedeni benim bir wide receiver’da aradığım temel özellikleri çok iyi seviyede yapabiliyor oluşu. Bunlardan ilki ellerinin çok iyi olması ve Türkçeye nasıl çevireceğimi bir türlü bulamadığım contested catch’lerde muazzam bir yeteneğinin olması. 50/50 dediğimiz toplar hedefte Lamb varsa kendi takımı lehine 75/25 oranına dönüşüyor. Bu açıdan fazlasıyla QB dostu bir receiver. Daha bu noktaya kadar benzerliği kuramadıysanız oyun tarzı olarak fazlasıyla DeAndre Hopkins’i andırıyor.
Havadaki topu takip etmede elit bir sezgiye ve yeteneğe sahip. Bu iki özelliği birleştirdiğiniz zaman ortaya playoff mücadelesinde LSU karşında yaptığı şöyle bir catch çıkıyor. Şimdiye kadar yeterince etkilenmediniz mi? Öyleyse işin içine topu yakaladıktan sonra sahip olduğu yaratıcılığı da ekleyelim. Lamb, çok hızlı bir oyuncu sayılmaz ama topu ellerine aldıktan sonra doğal bir ekstra yard yeteneğine sahip. Bu açıdan da bana Michael Thomas’ı andırıyor. Siz söylemeden şunu da belirteyim çünkü daha önce yaşadım. Lamb’in bazı özelliklerini Hopkins’e bazılarını Thomas’a benzetmem onun bu iki oyuncunun karışımı bir oyuncu olduğu anlamına gelmez. Burada sadece Lamb’in bazı özelliklerinin bu oyuncuların bazı özelliklerine benzediğini belirtiyorum. Bu aynı derecede olduklarını göstermiyor. Zayıf noktalarına değinecek olursak yukarıda bahsettiğim gibi hızıyla fark yaratan bir oyuncu değil, özellikle tek hat üzerinde. Buradaki eksiğini genelde yüksek el tekniği ile kapatabildiği için savunmacısından sıyrılmak konusunda pek sorun yaşamıyor. Bir diğer geliştirmesi gereken özelliği ise rota ağacı. Lincoln Riley’nin spread offense’inde tüm rotaları koştuğunu söyleyemeyiz ancak bu coaching ile geliştirilebilecek bir şey.
3- Henry Ruggs III, WR, Alabama (1.83 m, 86 kg)
Süper Güç: Işık Hızı
Hız, her zaman için NFL takımlarının fazlasıyla değer verdiği bir özellik oldu ancak günümüz şartlarında bu çok daha değerli hale geldi. Super Bowl’u kazanan Kansas City Chiefs’in wide receiver grubuna baktığınız zaman bunu daha iyi anlayacaksınız. Eğer konumuz hız ise bu draft sınıfında Henry Ruggs’dan iyisini bulamazsınız. NFL Scouting combine’da o çok istediği 40 yard dash rekorunu kıramamış olsa da Ruggs çok hızlı bir oyuncu ve çoğu hızlı receiver’da olduğu gibi sadece hızdan ibaret de değil. Onu bu kadar çok ilgi duyulan bir yetenek yapan da tam olarak bu. Ben amcasının Peter Parker’a dediği gibi nasıl ki büyük güç büyük sorumluluk isterse büyük hız da kontrol ister ve Ruggs, bu yeteneğini kontrol edebiliyor. Takım arkadaşı Jeudy kadar pürüzsüz bir rota koşucusu olmasa da rota kırılımlarındaki akıcılığını hızı ile birleştirdiği zaman savunması çok zor bir oyuncuya dönüşebiliyor. Slant ve screen gibi kısa mesafede topun eline verildiği rotalarda oldukça etkili. Alabama’nın yıldız dolu receiver grubunda hiçbir zaman lider olarak öne çıkamamış olsa da Jerry Jeudy ve Amari Cooper’ın ardından okul tarihinin en çok touchdown yapan oyuncusu. Bama kariyeri boyunca üç sezonda 100 pas yakalamaya ulaşamadan (98) bunu başarmış olması oldukça etkileyici.
Her dört pas tutuşundan birini touchdown’a çeviren bir oyuncu bunu 29.8 yard ortalamayla yapıyor. Ne kadar büyük bir big play tehdidi olduğunu siz düşünün. Kolej kariyeri boyunca aynı zamanda returner olarak da kullanıldığını ve buna rağmen hiçbir ciddi sakatlık yaşamamış olması da bir başka artı noktası. Tüm bunları bir araya getirdiğimiz zaman kafamızda canlanan profil, fakir adamın Tyreek Hill’i olabileceği yönünde. Oyun tarzlarında benzerlikler fazlasıyla var ve Ruggs, lige yeni giren Hill’e göre çok daha olgun bir oyuncu. Hem saha içinde hem saha dışında. Zayıf noktalarına da değinmek gerekirse onun hızına sahip çoğu receiver’da gördüğümüz üzere rota konusunda hızına fazlasıyla güvenen bir oyuncu. El tekniği olması gerekenden zayıf ve bu yüzden rakip cornerback’in scrimmage line’da uygulayacağı sıkıştırmaya yakalandığı vakit bütün rotası bozulabiliyor. Buradan anlaşılacağı üzere çok güçlü bir oyuncu da sayılmaz. NFL seviyesi için vücuduna bir miktar daha kas kütlesi eklemesi gerekecek.
4- Laviska Shenault, WR, Colorado (1.88 m, 100 kg)
Süper Güç: Süper Güç
Evet, bir yanlışlık yok. Laviska Shenault’un süper gücü, süper güçlü olması. Eğer bu yazıda bahsettiğim oyunculardan bir Avengers takımı kuracak olursak ekibin Hulk’u kesinlikle o. Shenault’u tek bir cümle ile tanımlamak gerekirse bu, wide receiver pozisyonunda oynayan running back olur. Bunu zaten vücut yapısına bakarak da anlamak mümkün. Kalın ve güçlü bir fiziğe sahip. Oyun tarzı olarak Deebo Samuel’ı fazlasıyla andırıyor. Pası yakaladıktan sonra tam anlamıyla bir running back’e dönüşüyor ve temastan hiçbir zaman kaçmayan hatta onu seven bir yapıya sahip. Receiving yardlarının %58’inin ilk teması aldıktan sonra olması gerçekten kulağa çılgınca geliyor. Bunu sağlayan running back sayısı bile azken bir wide receiver’ın sağlaması fazlasıyla etkileyici. Bu sebeplerden dolayı tam bir pas sonrası canavarı olarak niteleyebiliriz kendisini. Hatta bu özelliği ve fiziksel benzerliği nedeniyle geçtiğimiz sezonun bir başka çaylağı A.J. Brown’ı andırdığını da söyleyebilirim. Ancak elleri çok iyi olsa da Brown’ın sahip olduğu hıza ve derin saha tehdidine sahip olduğunu söyleyemeyiz. Combine’daki 4,59 saniyelik 40 yard süresi büyük bir hayal kırıklığı oldu. Bunda mevcut sakatlığının da etkisinin olduğu yadsınamaz ve bu da bizi Shenault ile ilgili bir diğer negatife götürüyor. Oyun tarzından da anlaşılacağı üzere sakatlık yaşama riski fazla bir isim ve sakatlık geçmişi de bir miktar ürkütücü.
5- Jalen Reagor, WR, TCU (1.80m, 88 kg)
Süper Güç: Patlayıcı Atlet
Freshman QB ve dolayısıyla kötü bir hücum takımı nedeniyle TCU kariyerini iyi bir sezon ile bitirememiş olsa da sophomore yılında yaptıklarıyla yeteneklerini göstermiş bir oyuncu Jalen Reagor. Fizik ve atletizm olarak Henry Ruggs’a benzer bir oyuncu. Onun da en önemli silahlarından birisi hızı ancak saf bir sprinterdan ziyade patlayıcı bir hıza sahip olduğunu söyleyebiliriz. Açık alan bulduğu zaman savunması oldukça zor. Karmaşık rotaları koşma konusunda tecrübe ve bilgi eksiği olsa da kısa ve dikey rotalarda rakip savunmalar için büyük bir tehlike. Ani yön değiştirme yeteneği ile kendini savunmacısından sıyırma konusunda sıkıntı yaşamıyor. Ruggs’ın aksine ufak bir receiver olmasına rağmen fiziğinden beklenmedik kuvvete sahip ve bunu gerek toplu gerekse de topsuz oyunda blokçu olarak iyi kullanıyor. Genel olarak iyi ellere sahip olsa da konsantrasyon eksikliğine bağlı olarak bir drop sıkıntı olduğunu söyleyebilirim. Bu da daha topu yakalamadan bir sonraki hareketini düşünmeye başlamasından kaynaklanıyor. Yine yukarıda bahsettiğim gibi rota koşucusu olarak işlenmeye ihtiyaç duyuyor. Ancak sahip olduğu patlayıcılık ve atletizm ile ilk turda seçilmesi sürpriz olmayacak bir oyuncu.
İLK 5’İ UCUNDAN KAÇIRANLAR
2020 wide receiver sınıfında o kadar derin bir yetenek havuzuna sahibiz ki içlerinden beş isim seçmek gerçekten zor oldu. Bu 5 ismin dışında değinmeden geçemeyeceğim bazı oyuncular var ve onları da kısa kısa anlatmak istiyorum.
Justin Jefferson, WR, LSU (1.91m, 87 kg): Justin Jefferson deyince akla ilk gelen şey üretim olmalı. Sadece geçtiğimiz sezon 111 reception, 1,540 yard ve 18 touchdown rakamlarına ulaştı. Bu draft’ın en iyi slot receiver’ı ve Jeudy’nin hemen arkasından en iyi ikinci rota koşucusu. Slot receiver oynamanın olmazsa olmazı dayanıklılık ve sertliğe fazlasıyla sahip. Bunlara mıknatıs ellerini de ekleyince bana bir başka LSU receiver’ı Jarvis Landry’yi fazlasıyla hatırlatıyor.
Tee Higgins, WR, Clemson (1.93m, 95 kg): Eğer fiziksel bir red zone hedefi arıyorsanız adamınız Tee Higgins çünkü bu adamın tek yaptığı touchdown pası yakalamak. Bunu kötü anlamda değil iyi anlamda söylüyorum. Clemson kariyerini DeAndre Hopkins ve Sammy Watkins’in okul touchdown rekoruna (27) ortak olarak bitirdi. İri fiziği nedeniyle çok çabuk bir oyuncu olmasa da düz hat üzerinde oldukça hızlı. Basketbol geçmişi ile havadaki topa hamle ve yüksek nokta paslarında oldukça etkili.
BİR SLEEPER
Collin Johnson, WR, Texas (1.98m, 100 kg): Neredeyse her sene bir önceki sezon draft’a girmekten son anda vazgeçip okula dönerek bir sonraki sezon değer kaybeden oyunculara denk geliyoruz. Texas’tan Collin Johnson da bunlardan birisi. Geçtiğimiz sezon ikinci, üçüncü turlar olarak gözüken tahmini seçim aralığı bu yıl dört ve sonrasına düşmüş durumda. Bunda receiver sınıfının kalitesinin de etkisi çok büyük tabi ama Johnson, oldukça iyi bir sophomore sezonunun ardından sakatlıkların da etkisiyle kötü bir senior sezonu geçirerek draft’a geliyor. Uzun boyuna rağmen oldukça iyi bir hıza sahip olan Johnson’ın fiziksel olarak neredeyse hiçbir eksiği yok. Pozisyonu için iyi bir atlet. Uzun boyunun avantajını özellikle red zone’da iyi kullanıyor. Ancak en büyük sorunu potansiyelinin çok küçük bir kısmıyla oynuyor oluşu. Boyunun uzunluğunu kullanabiliyor ancak beden olarak uzunluğunu kullanmak konusunda çok yetersiz. Fiziğinden beklenen derecede güçlü değil. Scrimmage line’da press coverage ile karşılaştığı zaman kolay sinen yapısı var bunu yenmesi gerekiyor. Genel olarak potansiyeline eriştiği zaman Kenny Golladay tarzı bir oyuncuya dönüşmesi muhtemel.