Merhabalar değerli Amerikan futbolu severler, NFLTR.com’daki bu ilk yazımda Wisconsin eyaletinin göz bebeği Green Bay Packers’ın son durumunu inceleyeceğim… Bilindiği üzere Packers sezona Aaron Rodgers önderliğinde fırtına gibi girdi. Takım bay haftasına kadar oynadığı bütün maçları kazandı ve NFC North’da yoluna lider bir şekilde devam ediyor…
Yeni sezona, NFL Draftı’nda bir wide receiver seçimi yapmak yerine ilk turda Utah State University’den quarterback Jordan Love’ı seçerek giren Packers, yıllar önce Brett Favre’a karşı uyguladığı taktiği bu sefer Rodgers’a uyguladı. Sezon başlayınca bu hamlenin Rodgers’ı daha çok motive etmiş olduğunu gördük. İlk dört haftada gösterdiği performansa, sakatlanan wide receiver’lara rağmen elde ettiği istatistiklere ve eski Indianapolis Colts punter’ı Pat McAfee’nin YouTube kanalında kullandığı “Benim kötü sezonlarım çoğu oyun kurucu için kariyer sezonudur” ifadelerine bakınca Rodgers’ın bu yıl farklı bir motivasyon ile oynadığını söyleyebiliriz. Sadece Jordan Love’ın değil kimsenin boşluğunu dolduramayacağı kadar yetenekli olan Rodgers, Green Bay’de kaldığı sürece kuşkusuz herkes Wisconsin’de yiyeceği peynirden keyif alacaktır. Motivasyondan farklı olarak sezona daha iyi başlamasının bir diğer sebebi olarak, takımın head koçu Matt LeFleur ile ikinci sezonuna girmesini ve ikilinin daha uyumlu bir ekip haline gelmeleri de gösterilebilir.
Sezona Minnesota Vikings karşında Devante Adams’ın, 14 catch ile yıldızlaştığı maç ile başlayan Packers, daha sonra ikinci haftada yıldız oyuncusunun Detroit Lions maçında yaşadığı sakatlık yüzünden Saints ve Falcons maçlarında kendisinden mahrum kalmıştı. Ardından takımın diğer wide receiver’ı Allen Lazard ise iyi bir maç çıkardığı New Orleans Saints maçından sonra sakat oyuncular listesine girdi. Ayrıca takımın Pro Bowl seçilen nose tackle oyuncusu Kenny Clark’ın sakatlığı yüzünden olmadığı maçlarda da sahadan galibiyet ile ayrılmak ekip adına oldukça önemliydi.
Başarının diğer önemli bir parçası olan takımın birinci koşucusu Aaron Jones, özellikle Lions karşısında gösterdiği koşu performansı ile izleyenleri büyüledi. Ligin en çok koşu yardı alan oyunculardan olan Aaron Jones, böylesine delici ve süratli performansını koruduğu sürece Packers koşucu sıkıntısı yaşayacak gibi gözükmüyor. İkinci haftada Lions maçına 168 koşu yardı ve 68 yard pas yakalama ile damga vuran Jones ve Packers’ı kazasız bir galibiyete taşıdı diyebiliriz.
Packers, ilk önemli sınavını ise geçtiğimiz sezon wild card maçında Minnesota Vikings’e elenen New Orleans Saints karşısında verdi. Geçtiğimiz yılın en iyi hücum oyuncusu seçilen Michael Thomas’ın eksikliğinde sahaya çıkan Saints, ofansif olarak hem koşuda hem pas oyunlarda Alvin Kamara opsiyonu dışında pek kimseden verim alamadı. Emmanuel Sanders, Thomas’ın eksikliğinde neredeyse takıma hiç katkı sağlayamadı. Drew Brees’in ise yaşı sebebiyle biraz gerilediğini ve Saints’in hücumda sürekli kısa paslar ile ilerlemeye çalıştığını gördük. Bunu Thomas’ın eksikliğine bağlamak isabetli olacaktır ancak işler böyle ilerlerse New Orleans için Super Bowl’un pek de mümkün olmadığı söyleyebiliriz. Michael Thomas’ın da sakatlığından farklı olarak, takım içi sıkıntılarının çözülememesi Saints adına bir kötü sonun başlangıcı olacaktır. Bunların yanında pandemi zamanında yaşanan ırkçılık olayları ilgili talihsiz bir açıklama yapan Brees’in liderliği ile ilgili soru işaretleri varken, Thomas’ın da geçtiğimiz hafta antrenmanda bir takım arkadaşını yumruklaması, soyunma odasındaki ilişkilerin iğne ipliğe bağlı olduğunu gösteriyor. Bu, takımın kenetlenip karakter koyması gereken anlarda çeşitli problemler yaşamasına sebep olabilir. Saints’in bunun gibi çokca karmaşaya sahip olması, dördüncü haftada Packers karşısında çok da varlık gösteremeden mağlup olmasına sebep oldu. Green Bay cephesi 37-30’luk skor ile Saints deplasmanında özgüven depolayarak tam gaz yoluna devam etti.
Şimdilik, Aaron Jones, Jamaal Williams, A.J. Dillon ve Tyler Ervin’i içeren running back rotasyonu Packers taraftarlarını memnun ediyor. Ancak aynı şeyi wide receiver rotasyonu için söylemek zor. Adams ve Lazard sakatlığı sebebiyle dördüncü haftada Atlanta Falcons maçında Rodgers’ın pas hedefleri, tight end Robert Tonyan, wide reciever Valdes-Scantling ve koşuculara atılan paslar oldu. Bu takımını kısa paslara itti. Her şeye rağmen bu doğrultuda yapılan drive’lar, Falcons’ın sezona kötü başladığı defans performansını aynen devam ettirip hücumda da kötü bir maç çıkarması ile Green Bay adına maç 30-16 sonuçlandı. Packers’ta adına alınan bu galibiyette için dördüncü haftanın en iyi defans oyuncusu seçilen Za’Darius Smith’in şahane performansını kesinlikle bir köşeye atmamak gerekiyor. Za’Darius Smith, bu sezon takım savunmasında bulunan açıkları önemli bir boyutta kapatıyor ve tüm defansın seviyesini yukarı doğru çekiyor. Savunma takımının geneli, elit cornerback Jaire Alexander, safety Amos, linebacker Preston Smith ve diğer önemli defans parçalar ile ileri bir seviyede bir potansiyeline sahip. Hücumda da ligin en iyi O-Line oyuncularından olan David Bakhtiari gibi bir ismin olması, Rodgers için mükemmel bir şans. Henüz Rodgers’ın interception atmamasını nedenlerinde biri de Bakhtiari’ye duyduğu güvenin ile acele etmeden atışlarını gerçekleştirmesi diyebiliriz…
Sakatlıkların getirdiği eksiklere rağmen şu ana kadar sıkıntılı takımların, savunmaları bir şekilde açıldı ancak ilerleyen haftalarda Packers’ı zorlu rakipler bekliyor. Bay haftasından sonraki maçta lige defansif açıdan iyi bir başlangıç yapan Buccaneers’a karşı eldeki herkese ihtiyaç duyulacak. Tom Brady’nin Los Angeles Charges maçında beş farklı oyuncuya, beş TD pası atması ve takıma daha da alışmasının sonucunda iyi bir Tampa Bay Buccaneers izlemiştik. Bears maçında ise işler değişti ve son saniyede maç kaybedildi. Bu maçta Tom Brady, son hücumda down’ları karıştırdığı için oldukça eleştirildi. Yine de yıldız oyuncunun bunu motivasyon olarak kullanacağı varsayımı zaten tehlikeli olan Tampa Bay’i ayrı bir seviyeye çıkaracaktır. Özellikle wide receiver pozisyonundaki sakatlıkların iyileşmesi, performans beklenen oyuncuların vites arttırması ve bazı problemlerin çözülmesi halinde Buccaneers’ın Super Bowl iddiası giderek artacaktır. Takımın işleri rayına oturtması için Packers karşılaşması kritik bir adım olacak. Bu maçtan çıkacak sonuç ise kısa vadede takımın geleceğini etkileyecek, alınacak bir yenilgi tüm eleştiri oklarının Brady ve Bruce Arians üstüne çevrilmesi anlamına gelecek.
Tampa Bay’de de Saints’e benzer bir şekilde Packers maçından önce işlerin karışması şu şekilde oldu: Sezona inişli çıkışlı bir başlangıç yapan takım geçtiğimiz hafta oynanan Thursday Night Football’da Chicago Bears’a deplasmanda tek farkla mağlup olurken Nick Foles’un geri dönüşüne izin verilmesi, herkes için kafalarda soru işaretleri yarattı. Tom Brady’nin maçın sonlarına doğru kritik bir anda ‘4th down’ oynandığını fark etmemesi onun seviyesinde ve tecrübesindeki bir oyuncuya hiç yakışmadı. Bu durumun kenardan Brady’ye bildirilmemesi de teknik ekipte bir iletişim sıkıntısı yaşandığını bizlere gösterdi. Tüm takım nezdinde uyum sıkıntıları halen aşılamamısı izleyenleri düşündürmeye başladı. Bu bağlamda Packers – Buccaneers karşılaşmasında sahaya favori olarak çıkan Packers olacak. Ancak Chicago’da yaşanan mağlubiyet ve Packers yedek running back’i Jamaal Williams’ın hafta içinde, Tom Brady’nin ‘4th down’u unutması hakkında yaptığı kışkırtıcı açıklama Brady’nin ekstra bir motivasyon ile sahaya çıkmasına sebep olabilir. Ekstra motive bir Brady ile Buccaneers galibiyeti de sürpriz olmayacaktır…
Her şeye rağmen sezonu kasıp kavuran sakatlıklardan ve dünyayı saran COVID-19 vakalarından uzak kaldığı sürece Green Bay’i bu sezon iyi günler bekliyor. Tampa Bay Buccaneers karşılaşması sonrası görüşmek üzere…