Yeni bir galibiyet haftasından daha tekrar merhaba değerli NFLTR okurları. Bay haftası dönüşünde ezeli (!) rakibi Chicago Bears’ı deplasmanda 33-22 yenen Arizona Cardinals bu sezon NFL genelinde çift haneli galibiyet sayısına ulaşan ilk takım oldu ve 10-2’lik derecesiyle yeniden NFL’in zirvesine yerleşti. Cardinals bu maçın ardından bir sonraki hafta ligde alınacak galibiyet ve mağlubiyet senaryolarıyla beraber Buccaneers ve Packers ile birlikte playoff’u garantileyebilecek üç takım arasında bulunuyor.

Yazımıza başlarken öncelikle yukarıda bahsettiğimiz ezeli (!) rekabet konusuna bir açıklık getirelim. Aslında Cardinals ile Bears arasındaki bu rekabet NFL tarihinin sıklıkla olmasa da halen devam eden en eski mücadelesi olup iki takım arasında 28 Kasım 1920’de oynanan ilk maçı 7-6 Cardinals kazanmış. Dolayısıyla bu mücadelenin tarihi aslında bu iki takımın Racine Cardinals ve Decatur Staleys ismiyle bilindiği bundan 99 yıl öncesine yani Green Bay’li dostlarımızın çok sık atıfta bulundukları Packers-Bears rekabetinden de öncesine dayanıyor. Bu tarihten iki yıl sonra 1922’de, Cardinals organizasyonu isimlerini Chicago Cardinals olarak değiştirirken, Staleys organizasyonu ise Chicago’ya taşınarak Bears ismini almış ve o zamandan beri de Chicago’da bulunmaya devam ediyorlar. İşte bu iki takımın bu tarihten itibaren 38 yıl boyunca süren çekişmeleri “Chicago Savaşı” olarak bilinmiş ve lig tarihindeki ilk gerçek rekabet haline gelmiş. Ancak bu rekabet Cardinals organizasyonunun St. Louis’e taşınmasının ardından iki takımın farklı gruplarda yer alması nedeniyle eskisi kadar sık karşı karşıya gelememelerinden ötürü 1960 NFL sezonundan itibaren azalmış ve en nihayetinde 1988’de, Cardinals’ın Phoenix, Arizona’ya taşınmasının ardından da modern zamanlarda önemini tamamen kaybetmiş*.

Bu kadar tarih bilgisinin ardından gelelim bu haftaki mücadelenin değerlendirmesine.  Yağmurlu ve soğuk bir Chicago öğleden sonrasında oynanan maç, bay haftasının ardından Cardinals’ın Kyler Murray ve DeAndre Hopkins gibi önemli yıldız isimlerinin de dönüşüyle birlikte beklediğimiz şekilde geçti ve Arizona rakibine üstünlüğünü kabul ettirerek rahatça galibiyete uzandı. Bildiğiniz gibi Batı yakası takımları için Doğu saat dilimiyle 1’de (Türkiye saatiyle dokuz seansı) oynanan maçlar aslında kendi zaman dilimlerinde öğleden önce saat 10’a karşılık geldiği için kağıt üzerinde dezavantajlı olma riski taşıyor. Ancak bizler gibi genellikle Türkiye saatiyle gece 12 seansında maçlarını oynayan bir takımı destekliyorsanız genellikle Pazartesi gününe uykunuzu alamamış bir şekilde başlamaya alışkın olmanız gerekiyor. Bu nedenle dokuz seansındaki bu maçların bizim için de uykumuzu alabilmemiz açasından gayet uygun olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Bu zaman diliminde oynanan geçmiş maçlardaki tecrüblerimize göre oyuncuların genellikle maça yavaş başladıklarını ve maçın akışıyla birlikte performanslarının yükseldiğini görürdük. Hatta sırf bu nedenle üçüncü hafta oynanan Jacksonwille Jaguars deplasman maçı sonrasındaki yazımıza “Uykudan Geç Uyananlar” başlığını atmıştık. Ancak bu maç hiç böyle olmadı ve Cardinals savunması henüz daha üçüncü snap’te Bears QB’si Andy Dalton’ın Jakeem Grant’e attığı pası safety Jalen Thompson’ın kapmasıyla maça canavar gibi bir giriş yaptı. Böylece Thompson’da bu yılki ilk interception istatistiğini elde etmiş oldu. Ardından rakip 28. yardında topu alan Cardinals hücumu bir sack ve bir ceza ile maça iyi başlamamasına rağmen sonraki denemeler ile Chicago 20. yardına gelip first down alamayınca FG vurulmasını beklerken koç Kliff Kingsbury cesur bir karar ile 4&2’yi zorlamaya karar verdi. Hepimiz James Conner ile first down almaya çalışacaklarını düşünürken, Kyler Murray’nin DeAndre Hopkins’e attığı TD pası her ikisinin de sakatlıktan sağlam bir şekilde geri döndüklerini gösterdi. Her ne kadar DeAndre Hopkins’in toplam yard’ı 32’de kalsa da bu touchdown’u ile adeta “ligde kartları yeniden dağıtmaya geldim” der gibiydi.

Bir sonraki drive’larında David Montgomery’nin etkili koşularıyla Cardinals 23 yardına kadar gelen Bears  hücumunda Andy Dalton’ın TE Cole Kmet’e attığı pası bu sefer Budda Baker’ın yakalayarak 77 yardlık koşu ile rakip 15.yardına taşıdığı pozisyon Cardinals adına günün ikinci interception’u oldu. Elde edilen bu hücum hakkını da Kyler Murray’nin koşu TD’u ile neticelendiren Cardinals böylece 14-0 öne geçmiş oldu. Bu noktada Cardinals’ın erken bir üstünlük elde etmekle kalmayıp Chicago Bears’ın moralini de alt üst ettiğini söyleyebiliriz. Bu andan itibaren Chicago Bears her ne kadar David Montgomery’nin koşularıyla bizleri rahatsız etse de Bears’ın hem hücum hem de savunma anlamında maçtan düştüğünü görebilmekteydik.

Maçın kalan bölümünde de Byron Murphy ve Zach Allen ile birer interception daha yaparak topu rakip endzone’a çok yakın noktalarda hücuma teslim eden Cardinals savunması aslında maçın kazanılmasında baş rolü oynamış oldu. Byron Murphy 2021 sezonunda dördüncü interception’unu yaparak kendi rekorunu geliştirirken Zach Allen’in interception’ı ise görülmeye değerdi. Çünkü taraftarlar için bir D-Line oyuncusunun interception yapması ve ardından yaşadığı sevinci görmek paha biçilmez.

Hücum takımının oldukça rahat olduğu bu günde Chase Edmonds’un yokluğunda 20 top taşımada 75 yard koşarken, toplamda 36 yard pas tutuşu ile bir de pas TD’una imza atan James Conner bu maçta da hücumun en etkili ismi oldu. Bildiğiniz üzere önceki sezonlarda koşmasına çok alışık olduğumuz Kyler Murray bu sezon koşu koşu oyunlarına biraz ara vermiş gibi görünüyordu. Ancak sakatlığından döndüğü bu hafta iki tanesi TD koşusu olmak üzere 10 defa koşarak 59 yard mesafe kat etti ve bizlere eski Kyler Murray’i hatırlattı.

Tüm bu intercepiton’lar sayesinde hem hücumun dört kez rakip yarı alanından başlaması hem de hava şartlarının kötü olmasından ötürü toplamda sadece 15 pas denemesi yapılınca bu haftalık WR-TE ekibimiz çok fazla öne çıkamadılar. Kyler Murray de bu sayede iki TD pası atıp iki TD koşusu yaptığı maçı sadece 123 yard pas ile tamamlayarak kariyerinin belki de en ilginç istatistiklerinden birini elde etti. Cardinals hücumu açısından bu rakamların, sadece 25 dakika 15 saniyelik bir topa sahip olma süresi içerisinde ofans tarafında çıkarılabilecek maksimum istatistik olduğunu söyleyebiliriz.

Özetle hücum tarafında bu hafta yarı sahada alınan toplar ve kısa süren top tutma süreleri nedeniyle çoğu oyuncular istatistik olarak sönük kaldı. Öne çıkan oyuncular sadece James Conner ve Kyler Murray oldu. Bu hafta asıl işi defans yaptı diyebiliriz. Kyler Murray’nin ve DeAndre Hopkins’in bu dönüşünü haftaya daha rahat izleyebiliriz.

Savunma tarafında ise Jordan Hicks 9’u solo olmak üzere toplam 13 tackle ve iki sack ile NFC’de haftanın defans oyuncusu seçilmeyi başardı. Onun dışında Byron Murphy, Zach Allen, Budda Baker ve Jalen Thompson da birer interception yaparak toplam dört interception ile defans hanesinde güzel istatistkiler bıraktılar. Defansı genel olarak değerlendirecek olursak her ne kadar koşu savunması David Montgomery’e karşı biraz vasat kaldığı için son çeyreğe girilirken “Acaba maçı geri çevirirler mi?” düşüncesine kapılsak da maçın asıl galibi bu istatistiklerden de gördüğümüz üzere defans idi. Kendilerini tebrik ediyoruz ve bu kalan en kritik son haftalarda da performanslarının bu denli etkili olmasını diliyoruz.

Artık bu hafta sıra NFC West’in en önemli maçına geldi ve Monday Night Football’da Arizona Cardinals kendi sahasında Los Angeles Rams ile karşılaşacak. Cardinals bu maçı kazanması halinde rakibiyle farkı üç galibiyete çıkarmış ve normal sezonun bitimine dört maç kala NFC West’i kazanmayı büyük ihtimalle garantilemiş olacak. Bu açıdan bu maçın şimdiden haftanın maçı olmaya aday olduğunu söyleyebiliriz.

Bu maçın değerlendirmesiyle haftaya yeniden görüşmek dileğiyle…

* https://en.wikipedia.org/wiki/Bears%E2%80%93Cardinals_rivalry